LOZAN SULH
MUAHEDENAMESI
Britanya
İmparatorluğu, Fransa, İtalya , Japonya , Yunanistan , Romanya,
Sırp-Hırvat-Sloven Devleti,
Ve diğer
taraftan, Türkiye,
1914
senesinden beri şarkın sükûnunu ihlâl eden hali harbe kat'î surette hatime
vermek arzu-yi mütekabil ile mütehassis olarak,
Ve kendi
milletlerinin müşterek refah ve saadeti için elzem olan dostane ve ticarî
münasebatı beyinlerinde yeniden tesis etmek emelinde bulunarak,
Ve bu
münasebatın Devletlerin istiklâl ve hâkimiyetine hürmet esasına müstenit olması
vücubunu mülâhaza ederek, bu hususta bir Muahede aktine karar vermişler ve
murahhas olarak:
Haşmetlû
Büyük Britanya ve İrlanda Kraliyeti Müttehidesi, Mavera-yı ebhar Britanya
arazisi Kıralı ve Hindistan İmparatoru Hazretleri:
Istanbulda Fevkalâde Komiser Asaletlû Sir Horace Geoge Montagu
Rumbold,Baronet, G. O. M. G.,
Fransa Cumhuriyeti:
Fransa Sefiri Kebiri, Cumhuriyetin şarkta Fevkalâde Komiseri, Lejyon Donör nişanı millîsinin Grandofisiye rütbesini haiz Ferik General Müsyü Maurice Pellé;
Haşmetlû İtalya Kıralı Hazretleri:
Ayandan İtalya Sefiri Kebiri, İstanbulda Fevkalâde Komiser, Senmoris ve Lazar ve Kuron Ditali nişanlarının Grankruva rütbesini haiz Asaletlû Marki Camille Garroni :
Atina Fevkalâde Murahhas ve Orta Elçisi, Senmoris ve Lazar nişanlarının Komandör ve Kuron Ditali nişanının Grandofisiye rütbesini haiz Müsyü Jules César Montagna ;
Haşmetlû Japonya imparatoru Hazretleri:
Soleylövan nişanının birinci rütbesini haiz Roma Fevkalâde Sefiri Kebir ve Murahhası Müsyü Kentaro Otchiai Jusammi;
Haşmetlû Yunanlılar Kıralı Hazretleri:
Esbak Heyeti Nüzzar Reisi, Sovör nişanının Grankruva rütbesini haiz Müsyü Eleftherios K. Venizelos,
Londra Orta Elçisi, Sovör nişanının Komandör rütbesini haiz Müsyü Démtère Caclamanos,
Haşmetlû Romanya Kiralı Hazretleri:
Orta Elçi Müsyü Costantin I. Diamandy,
Orta Elçi Müsyü Costantin Contzesco;
Haşmetlû Sırplar—Hırvatlar—Slovenler Kiralı Hazretleri:
Bernde Fevkalâde Murahhas ve Orta Elçi Müsyü Doktor Miloutine Yovanovitch;
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti:
:Umur-u Hariciye Vekili, Edirne Meb'usu İsmet Paşa,
Umur-u Sıhhiye ve Muaveneti içtimaiye Vekili, Sinop Meb'usu Doktor Rıza Nur Bey,
Sabık Vekil, Trabzun Meb'usu Hasan bey;
Istanbulda Fevkalâde Komiser Asaletlû Sir Horace Geoge Montagu
Rumbold,Baronet, G. O. M. G.,
Fransa Cumhuriyeti:
Fransa Sefiri Kebiri, Cumhuriyetin şarkta Fevkalâde Komiseri, Lejyon Donör nişanı millîsinin Grandofisiye rütbesini haiz Ferik General Müsyü Maurice Pellé;
Haşmetlû İtalya Kıralı Hazretleri:
Ayandan İtalya Sefiri Kebiri, İstanbulda Fevkalâde Komiser, Senmoris ve Lazar ve Kuron Ditali nişanlarının Grankruva rütbesini haiz Asaletlû Marki Camille Garroni :
Atina Fevkalâde Murahhas ve Orta Elçisi, Senmoris ve Lazar nişanlarının Komandör ve Kuron Ditali nişanının Grandofisiye rütbesini haiz Müsyü Jules César Montagna ;
Haşmetlû Japonya imparatoru Hazretleri:
Soleylövan nişanının birinci rütbesini haiz Roma Fevkalâde Sefiri Kebir ve Murahhası Müsyü Kentaro Otchiai Jusammi;
Haşmetlû Yunanlılar Kıralı Hazretleri:
Esbak Heyeti Nüzzar Reisi, Sovör nişanının Grankruva rütbesini haiz Müsyü Eleftherios K. Venizelos,
Londra Orta Elçisi, Sovör nişanının Komandör rütbesini haiz Müsyü Démtère Caclamanos,
Haşmetlû Romanya Kiralı Hazretleri:
Orta Elçi Müsyü Costantin I. Diamandy,
Orta Elçi Müsyü Costantin Contzesco;
Haşmetlû Sırplar—Hırvatlar—Slovenler Kiralı Hazretleri:
Bernde Fevkalâde Murahhas ve Orta Elçi Müsyü Doktor Miloutine Yovanovitch;
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti:
:Umur-u Hariciye Vekili, Edirne Meb'usu İsmet Paşa,
Umur-u Sıhhiye ve Muaveneti içtimaiye Vekili, Sinop Meb'usu Doktor Rıza Nur Bey,
Sabık Vekil, Trabzun Meb'usu Hasan bey;
Hazeratını
tayin etmişlerdir. Müşarüileyhin usulüne muvafık ve muteber görülen
salâhiyetnamelerini ibrazdan sonra atideki mevaddı kararlaştırmışlardır.
KISIM I
Siyasî Ahkâm
MADDE 1 —
İşbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren bir taraftan
Britanya İmparatorluğu, Fransa, italya, Japonya, Yunanistan, Komanya,
Sırp—Hırvat—Sloven Devleti ve diğer taraftan Türkiye arasında ve kezalik
Tarafeyn tebaaları beyninde hali sulh sureti kafiyede tekrar teessüs edecektir.
Tarafeyn arasında münasebatı resmiye vücut bulacak ve Tarafeynin arazileri
dahilinde siyasî ve şehbenderî memurin, vaki olacak itilâfatı hususiyeye halel
gelmeksizin, hukuk-u düvel esas-ü umumiyesiyle tayin edilmiş olan muameleye
mazhar olacaklardır.
FASIL I
1 .
Araziye Mütaallik Ahkâm
MADDE 2 —
Bahrisiyahtan Adalar denizine kadar Türkiye'nin hududu berveçhi zir tesbit
edilmiştir. (Merbut bir numaralı Haritaya müracaat ) :
Evvelâ —
Bulgaristan ile: Rezvaya munsabından Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan'a ait
üç hududun Meriç üzerinde kâin nokta-i iltisakına kadar; Bulgaristan'm elyevm
tahdit edilmiş olduğu şekilde cenup hududu;
Saniyen — Yunanistan il: Oradan Arda ve Meriç nehirlerinin birleştiği noktaya kadar: Meriç mecrası;
Oradan Arda membaına doğru bu nehir üzerinde ve Çörek köyün hemen civarında olmak üzre arazi üzerinde tayin edilecek bir noktaya kadar: Arda mecrası;
Oradan cenub-u şarkî istikametinde Bosna köyün bir kilometre munsap cihetinde Meriç üzerinde kâin bir noktaya kadar; Bosna köyünü Türkiye'de bırakan hisselunacak derecede müstakim bir hat. Çörek köyü, beşinci maddede zikredilen komisyon tarafından ahalisi eckseriyet itibariyle Türk veya Rum olarak tanılacağına göre Türkiye'ye veya Yunanistan'a verilecektir.
11 teşrinievel 1922 tarihinden sonra bu köye hicret eden ahali bu hususta hesaba alınmayacaktır.
Oradan Adalardenizine kadar Meriç mecrası.
Saniyen — Yunanistan il: Oradan Arda ve Meriç nehirlerinin birleştiği noktaya kadar: Meriç mecrası;
Oradan Arda membaına doğru bu nehir üzerinde ve Çörek köyün hemen civarında olmak üzre arazi üzerinde tayin edilecek bir noktaya kadar: Arda mecrası;
Oradan cenub-u şarkî istikametinde Bosna köyün bir kilometre munsap cihetinde Meriç üzerinde kâin bir noktaya kadar; Bosna köyünü Türkiye'de bırakan hisselunacak derecede müstakim bir hat. Çörek köyü, beşinci maddede zikredilen komisyon tarafından ahalisi eckseriyet itibariyle Türk veya Rum olarak tanılacağına göre Türkiye'ye veya Yunanistan'a verilecektir.
11 teşrinievel 1922 tarihinden sonra bu köye hicret eden ahali bu hususta hesaba alınmayacaktır.
Oradan Adalardenizine kadar Meriç mecrası.
MADDE 3 —
Bahrisefitten İran hududuna kadar Türkiye'nin hududu berveçhi zir tesbit
edilmiştir :
Evvelâ —
Suriye ile: 20 teşrinevvel 1921 tarihinde aktolunan Fransa — Türkiye
îtüâfnamesinin 8 inci maddesinde musarrah ve muayyen hudut;
Saniyen — Irak ile: Türkiye ile Irak arasındaki hudut dokuz ay zarfında Türkiye ile Büyük Britanya arasında suret-i muslihanede tayin edilecektir.
Saniyen — Irak ile: Türkiye ile Irak arasındaki hudut dokuz ay zarfında Türkiye ile Büyük Britanya arasında suret-i muslihanede tayin edilecektir.
Tayin
olunan müddet zarfında iki Hükümet arasında itilâf husule gelemediği takdirde,
ihtilâf Cemiyeti Akvam Meclisine ârzolunacaktır.
Hatt-ı
hudut hakkında ittihaz olunacak karara intizaren Türkiye ve Britanya
Hükümetleri mukadderatı kafiyesi bu karara muallâk olan arazinin halii
hazırında her hangi bir tebeddül ikaına bais olacak mahiyette hiç bir hareket-i
askeriye veya sairede bulunmamağı mütekabilen taahhüt ederler.
MADDE 4 —
İşbu Muahedenamede zikredilen hudutlar işbu Muahedenameye merbut 1/1000000
mikyasındaki haritalar üzerinde tersim edilmiştir. Muahedename metni ile
haritalar arasında ihtilâf vukuunda muahedename metni muteber olacaktır.
MADDE 5 —
ikinci maddenin fıkra-i saniyesinde muharrer hududu arazi üzerinde çizmeğe bir
tahtit-i hudut Komisyonu memur edilecektir. Bu Komisyon her Devlet için birer
murahhas olmak üzre Yunanistan ve Türkiye murahhaslarından mezkûr Hükümetlerce
bir Devlet-i salise tebaası meyanından müntahap bir reisten terekküp edecektir.
Mezkûr Komisyon
idarî hudutları ve mahallî menafi-i iktısadiyeyi mümkün olduğu kadar nazarı
dikkate alarak işbu Muahedenamedeki tarifatı en yakından takip etmeğe her hal
ve kârda cehd-ü gayret edecektir.
Komisyonun
mukarreratı ekseriye-i âra ile ittihaz edilecek ve mukarrerat-ı mezkûre
alâkadar Taraflar için mecburiy-ül ifa olacaktır. Komisyonun masarifi alâkadar
Taraflar canibinden mütesaviyen deruhde edilecektir.
MADDE 6 —
Bir nehir veya ırmağın sahillerile tayin olunmayıp ta mecralarile tayin edilen
hududa gelince işbu Muahedename'de tarifatında istimal edilen (Cours) mecra ve
( Chenal ) kanal tabirleri bir taraftan seyr-ü sefere gayri müsait olan
nehirlerde su mecrasının veyahut başlıca kolunun, diğer taraftan seyr-ü sefere
müsait olan nehirlerde başlıca seyrü sefer kanalının mutavassıt hattı mânâsını
ifade eder. Maahaza hatt-ı hududun muhtemel olan tebeddülatında hatt-ı mezkûrun
bu suretle tayin edilen mecra veya kanalı mı takip edeceğini veyahut mezkûr
mecra veya kanalın işbu Muahedename mevki-i mer'iyete vaz'edildiği ande haiz
bulunduğu vaziyette mi suret-i kat'iyede tayin edileceğini tasrih etmek
tahtit-i hudut Komisyonuna âit olacaktır.
İşbu
Muahedede hilâfına bir hükûm olmadıkça, hudud-u bahriye, sahilden üç milden dun
mesafede kâin ada ve adacıkları ihtiva eder .
MADDE 7 —
Alâkadar Devletler tahtit Komisyonuna vazifeleri için lâzımgelen her türlü
vesaiki , bilhassa hudud-u hazıra ve sabıkanın tahdidine müteallik
zabıtnamelerin suret-i musaddakalarını, mevcut büyük mikyastaki bütün
haritaları, mesahaya müteallik malûmatı, tertip ve tanzim edilip neşredilmemiş
mesaha haritalarını ve hudut boyundaki nehirlerin yatak tebdil etmesi
hakkındaki malûmatı ita etmeği taalıhüt ederler. Türk memurini nezdinde bulunan
haritalar, mesahaye müteallik malûmat ve hatta neşredilmemiş haritalar işbu
Muahedenin mevki-i icraya vaz'ı anından itibaren müddet-i kasire-i mümküne
zarfında Komisyon reisine dersaadette teslim edilecektir.
Bundan
maada alâkadar Devletler, Komisyona bütün vesaikin bilhassa plânlar ve
kadastroların ve tapu defterlerinin tevdii ve mezkûr Komisyonun talebi üzerine
emlâk ve araziye ve iktisadî cereyanlara dair bilcümle malûmatın ve izahat-ı
lâzime-i sairenin itası zımnında memurin-i mahalliyeye talimat vereceklerini
taahihüt ederler.
MADDE 8 —
Alâkadar Devletler, tahtit-i hudut komisyonuna vazifesinin ifası için lâzım
olan münakalât, mesken, amele ve malzemeye (direkler, hudut alâmetleri)
müteallik muaveneti gerek doğrudan doğruya ve gerekse memurin-i mahalliye
vasıtasiyle ifa eylemeği taahhüt ederler,
Bilhassa Türkiye
Hükümeti, icab-ı takdirinde, vazifesinin ifasından tahtit-i hudut Komisyonuna
muavenet etmeğe salih memurin-i fenniye ila etmeği taahhüt eylerler.
MADDE 9 —
Alâkadar Devletler, Komisyon tarafından vaz' edilmiş olan nirengi noktalarını,
işaretlerini ve direk veya hudut işaretlerini hüsn-ü muhafaza etmeği taahhüt
eylerler.
MADDE 10 —
Hudut alâmetleri birbirinden gözle görülebilecek mesafelere vaz'olunacaklardır.
Bunlara numara vaz'edilecek, bulundukları mevkiler ve numaraları bir harita
üzerinde işaret edilecektir.
MADDE 11
--- Tahtit-i hududa ait kat'î zabıtnameler ve merbutu haritalarla vesaik üç
nüsha-i asliye olarak tanzim olunacaklardır. Bunlardan ikisi hem hudut
Devletler Hükümetlerine tevdi edilecek ve üçüncü nüshası da işbu Muahedeye
vaz'ı imza eyleyen Devletlere birer suret-i musaddakasını tevdi edecek Fransa
Cumhuriyeti Hükümetine irsal kılınacaktır.
MADDE 12 —
İmroz ve Bozca adalariyle Tavşan adalarından gayri şarkî Bahrisefit adaları ve
bilhassa Limni, Semendirek, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adaları üzerinde
Yunan hakimiyetine dâir 17/30 mayıs 1913 tarihli Londra mııahedenamesinin
beşinci ve 1/14 teşrinisani 1913 tarihli Atina Mııahedenamesinin on beşinci
maddeleri ahkâmına tebaan 13 şubat 1914 tarihli Londra Konferansında ittihaz
edilip 13 şubat 1914 tarihinde Yunan Hükümetine tebliğ edilen karar, işbu
Muahedenamenin 1talya'nm hakimiyeti altına vaz'edilen ve on beşinci maddede
mezkûr olan adalara müteallik ahkâmı mahfuz kalmak şartiyle, teyit edilmiştir.
Asya sahilinden üç milden dun mesafede kâin adalar, işbu Muahedede hilâfına
sarahat bulunmadıkça, Türkiye hâkimiyeti altında kalacaklardır.
MADDE 13 —
Sulhun muhafazasını temin zımnında Yunan Hükümeti Midilli, Sakız, Sisam ve
Nikarya adalarında atideki tedabire riayet etmeği taahhüt eyler:
Emtia —
Mezkûr adalarda hiç bir üss-ü behrî, hiçbir istihkâm tesis ve inşa
edilmeyecektir.
Saniyen — Yunan askeri tayyarelerinin ve sair merakibi havaiyesinin Anadolu sahili arazisi üzerinde tayaran etmesi menedilecektir. Mukabeleten Türkiye Hükümeti dahi askerî tayyarelerinin ve sair merakibi havaiyesinin mezkûr adalar üzerinde tayaranını menedecektir.
Salisen — Mezkûr adalarda Yunan kuva-yı askeriyesi, taht-ı silâha alınıp mahallinde talim ve terbiye edilebilecek olan esnan erbabının miktarı mutadına ve bütün Yunan arazisinde mevcut bulunan jandarma ve polis miktan ile mütenasip olacak jandarma ve polis miktarına münhasır kalacaktır.
Saniyen — Yunan askeri tayyarelerinin ve sair merakibi havaiyesinin Anadolu sahili arazisi üzerinde tayaran etmesi menedilecektir. Mukabeleten Türkiye Hükümeti dahi askerî tayyarelerinin ve sair merakibi havaiyesinin mezkûr adalar üzerinde tayaranını menedecektir.
Salisen — Mezkûr adalarda Yunan kuva-yı askeriyesi, taht-ı silâha alınıp mahallinde talim ve terbiye edilebilecek olan esnan erbabının miktarı mutadına ve bütün Yunan arazisinde mevcut bulunan jandarma ve polis miktan ile mütenasip olacak jandarma ve polis miktarına münhasır kalacaktır.
MADDE 14 —
Türkiye hâkimiyeti altında kalan İmroz ve Bozca adaları idare-i mahalliye ile
eşhas ve emvalin himayesi hususunda gayri muslim ahali-i mahalliyeye her türlü
teminatı bahşeden anâsır-ı mahalliyeden mürekkep bir teşkilât-ı mahsusa-i
idariyeye nail olacaktır. Salif-üz zikir adalarda emniyet ve asayiş balâda
mezkûr idare-i mahalliye marifetiyle ahali-i rnahaliye meyanından alınan ve
idare-i mahalliyenin emri tahtında bulunan bir heyet-i zabıta vasıtasile temin
edilecektir.
Rum ve
Türk ahalinin mübadelesine dair Yunanistan ile Türkiye arasında aktedilmiş veya
aktedilecek ahkâm İmroz ve Bozca adaları ahalisine kabil-i tatbik olmayacaktır.
MADDE 15 —
Türkiye zirde tadat olunan adalar üzerindeki bilcümle hukuk ve müstenidatından
İtalya lehine feragat eder:
Elyevm Italya'nın taht-ı işgalinde bulunan Astampalya [Astropalia], Rodos [Rhodes], Kalki [Carki], Skarpanto, Kazos [Gasso], Piskopis [Tilos], Misiros [Misyros], Kalimnos [Kalymnos], Leros , Patmos, Lipsos [Lipso], Sombeki [Simi] ve lstanköy [Kos] adaları ile bunların tevabiinden olan adacıklar ve Meis [üastellorizo] adası [2 numaralı haritaya müracaat.]
Elyevm Italya'nın taht-ı işgalinde bulunan Astampalya [Astropalia], Rodos [Rhodes], Kalki [Carki], Skarpanto, Kazos [Gasso], Piskopis [Tilos], Misiros [Misyros], Kalimnos [Kalymnos], Leros , Patmos, Lipsos [Lipso], Sombeki [Simi] ve lstanköy [Kos] adaları ile bunların tevabiinden olan adacıklar ve Meis [üastellorizo] adası [2 numaralı haritaya müracaat.]
MADDE 16 —
Türkiye işbu Muahedede musarrah hudutlar haricinde kâin bilcümle arazi üzerinde
ve bu araziye müteallik ve kezalik işbu Muahede ile üzerlerinde kendi hakk-ı
hâkimiyeti tanınmış olan adalardan gayri cezireler üzerinde—ki bu arazi ve
cezirelerin mukadderatı alâkadarlar tarafından tayin edilmiş veya edilecektir—
her ne mahiyette olursa olsun haiz olduğu bilcümle hukuk ve müstenidatından
feragat ettiğini beyan eyler. İşbu Maddenin ahkâmı mücaveret münasebetile
Türkiye ile hem hudut memleketler arasında takarrür etmiş veya edecek olan
ahkâm-ı hıısusiyeyi ihlâl etmez.
MADDE 17—
Türkiyenin Mısır ve Sudan üzerindeki bütün hukuk ve müstenidatından feragatinin
hükmü 5 teşrinisani 1914 tarihinnden muteberdir.
MADDE 18—
Mısır vergisiyle temin edilen Osmanlı istikrazlarına yani 1855, 1891, 1804
istikrazlarına müteallik bilcümle taahhüdat ve mükellefiyattan Türkiye ibra
olunmuştur. İşbu üç istikraz mürettebatı için Mısır tarafından vaki olan
tediyat-ı seneviye, elhaletühazihi Mısır Düyun-u Unıumiyesi müktesebatının bir
kısmını teşkil etmekte olduğundan, Düyun-u Umumiye-i Osmanyje'ye müteallik sair
bilcümle mükellefiyattan Mısır ibra olunmuştur.
MADDE 19 —
Mısır Devletinin tanınmasından mütevellit mesail, alâkadar Devletler arasında
tayin edilecek şerait dairesinde muahharen takarrür edecek ahkâm ile
halledilecek ve Türkiye'den ayrılan araziye müteallik olan Muahedename ahkâmı
Mısır Devletine tatbik edilmeyecektir.
MADDE 20 —
Türkiye, Britanya Hükümeti tarafından Kibrıs'ın 5 teşrinisani 1914 de ilân
olunan ilhakını tanıdığını beyan eder.
MADDE 21 —
5 teşrinisani 1914 tarihinde Kıbrıs adasında mütemekkin olan Türk tebaası
kanun-u mahallînin tayin ettiği şerait dairesinde İngiltere tabiiyetini iktisap
ve bu yüzden Türk tabiiyetini zayi edeceklerdir. Maahaza işbu Muahedenamenin
mevkii mer'iyete vaz'ından itibaren iki senelik bir müddet zarfında Türk
tabiiyetini ihtiyar edebileceklerdir; bu takdirde hakk-ı hıyarlarını istimal
ettikleri tarihi takip eden on iki ay zarfında Kıbrıs adasını terketmeğe mecbur
olacaklardır.
İşbu
Muahedenamenin mevki-i mer'iyet, vaz'ı tarihinde Kıbrıs adasında mütemekkin
olup ta kanun-u mahallînin tayin ettiği şerait dairesinde vukubulan müracaat
üzerine tarih-i mezkûrda İngiltere tabiiyetini ihraz etmiş veya etmek üzre
bulunmuş olan Türk tebaası dahi bundan dolayı Türk tabiiyetini zayi
edeceklerdir.
Şurası
mukarrerdir ki Kıbrıs Hükümeti, Türkiye Hükümeti'nin muvafakati olmaksızınTürk
tabiyetinden başka bir tabiiyet ihraz etmiş olan kimselere İngiltere
tabiiyetini teffizden imtina etmek salâhiyetini haiz olacaktır.
MADDE 22 —
Türkiye, yirmiyedinci maddenin ahkâm-ı umumiyesine halel gelmemek şartile 18
teşrinievvel 1912 tarihli Lozan Muahedenamesi ve ona müteallik Senedat
mucibince her ne mahiyette olursa olsun Trablos-u Garp [Libya] üzerinde haiz
olmuş olduğu kâffe-i hukuk ve imtiyazatın ilga-yı kat'îsini tanıdığını beyan
eder.
2. Ahkâm-ı
Mahsusa
MADDE 23 —
Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn, Boğazlar'ın usulüne dair bu günkü tarihle münakit
Mukavelename-i mahsusta beyan olunduğu veçhile Çanakkale boğazında, Marmara
denizinde ve Karadeniz boğazında bahıren ve hukuk-u havaiye ile gerek sulh ve
gerek harp zamanlarında serbesti-i mürur ve seyrisefain esasını tasdik ve beyan
hususunda müttehittirler. Mezkûr Mukavelename, buradaki Tarafeyn-i Aliyeyn-i
âkideyn nazarında, işbu Muahedenamede münderiç olduğu takdirde haiz olacağı
hüküm ve kuvvetin aynini haiz olacaktır.
MADDE 24 —
İşbu Muahedenamenin ikinci maddesinde tarif edilen hududun usulüne müteallik ve
bugünkü tarihle münakit Mukavelename-i mahsus buradaki Tarafeyn-i Aliyeyn-i
âkideyn nazarında, işbu Muahedenamede münderiç olduğu takdirde haiz bulunacağı
hüküm ve kuvvetin aynını haiz olacaktır .
MADDE 25 —
Türkiye, kendisiyle yan yana harp etmiş olan Devletler ile diğer Düvel-i âkide
beyninde münakit Muahedat-ı sulhiye ve mukavelât-ı munzammenin tamami-i
mer'iyetini tanımağı ve eski Almanya imparatorluğu, Avusturya, Macaristan ve
Bulgaristan arazisine dair ittihaz olunmuş veya olunacak mukarreratı kabul
etmeği ve böylece tayin edilen hudut dahilindeki yeni Devletleri tanımağı taahhüt
eder.
MADDE 26 —
Türkiye şimdiden Almanya'nın, Avusturya'nın, Bulgaristan'ın, Yunanistan'ın,
Macaristan'ın, Lehistan'ın, Romanya'nın, Sırp—Hırvat—Sloven Devleti ile
Çek—Slovakya Devleti'nin hududunu, işbu hudut yirmi beşinci maddede işaret
olunan Muahedeler veyahut mütemmim bilcümle mukavelelerle tesbit edilmiş veya
edilecek olduğu şekilde tasdik ve kabul ettiğini beyan eder.
MADDE 27
—Türkiye Hükümeti veya Türkiye memurini tarafından Türkiye arazisi haricinde
işbu Muahedeye vazi-ül imza diğer Devletlerin taht-ı hâkimiyetinde veya
himayesinde bulunan arazi tebaası ile Türkiye'den ayrılan arazi tebaası
üzerinde siyasî, teşriî veya idarî hususatta her hangi bir sebebe müstenit
olursa olsun hiç bir salâhiyet veya hakk-ı kaza istimal edilmeyecektir.
Şurası
mukarrerdir ki memurin-i mezhebiye-i islâmiyenin vazaif-i diniyelerine halel
iras edilmiş değildir.
MADDE 28 —
Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn Türkiye'de Kapitülâsyonların kâffe-i nokta-ı
nazardan tamamen ilgasını her biri kendisine taallûku cihetinden kabul
ettiklerini beyan ederler.
MADDE 29 —
Fransız tebaası Faslılar ve Tunuslular Türkiye'de diğer Fransız tebaasının tâbi
olduğu usulün her hususa aynına tâbi olacaklardır. Trablos-u Garp ve Bingazi
ahalisi, Türkiye'de diğer İtalyan tebaasının tâbi olduğu usulün her hususta
aynına tâbi olacaklardır. Bu maddenin ahkâmı aslen Tunuslu, Trablosugarpli ve
Faslı olupta Türkiye'de yerleşmiş bulunanların tâbiiyetleri hususunda bir hükmü
tazammun etmez. Mütekabilen Türk tebaası, Birinci ve ikinci fırkalardaki ahkâmdan
ahalisinin müstefit bulunduğu memleketlerde ve memleketlerin tâbi oldukları
Fransa veya İtalya'daki usulün aynından mütekabilen müstefit olacaklardır.
Birinci
fırkadaki ahkâmdan ahalisi müstefit olan memleketlerden vürut eden veya o
memleketlere sevkolunan eşyanın Türkiye'de tâbi olacağı usul ile bilmukabele
Türkiye'den vürut eden veya Türkiye'ye sevkedilen eşyanın mezkûr memleketlerde
tâbi olacağı usul, Fransa Hükümeti ile Türkiye Hükümeti arasında bilitilâf
tayin edilecektir.
FASIL II
Tâbiiyet
MADDE 30 —İşbu
Muahedenâme ahkâmı mucibince Türkiye'den ayrılan arazide yerleşmiş Türk tebaası
bihakkin ve kavanin-i mahalliyece mevzu şerait dahilinde işbu arazinin intikal
ettiği Devletin tebaası olacaklardır.
MADDE 31 —
18 yaşını mütecaviz olup ta 30'uncu Madde ahkâmı mucibince Türk tabiiyetini
zâyi ve bihakkın yeni bir tâbiiyet iktisap eden eşhas işbu Muahedenin mevki-i
mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren iki sene müddet zarfında Türk tâbiiyetini
ihtiyar etmek salâhiyetini hâiz olacaklardır.
MADDE 32
—İşbu Muahede itıameye tevfikan Türkiye'den ayrılan bir kısım arazide yerleşmiş
ve mezkûr arazideki ekseriyeti ahaliden ırk itibarile ayrı olan 18 yaşını
mütecaviz eşhas, işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren iki sene
müddet zarfında ahalisinin ekseriyeti kendisinin ırkına mensup olan
Devletlerden birinin tabiiyetini, mezkûr Devletin muvafakati şartiyle ihtiyar
edebileceklerdir.
MADDE 33 —
31 ve 32'inci Maddeler ahkâmına tevfikan hakk-ı hiyarlannı istimal eden eşhas,
bunu takip eden on iki ay zarfında ikametgâhlarını, hakk-ı hiyarlannı lehine
istimal ettikleri Devlet arazisine nakle mecburdurlar. İşbu hakk-ı hiyarlannı
istimalden mukaddem mukim bulundukları diğer Devletin arazisinde mâlik
oldukları emval-i gayrimenkuleyi muhafaza etmekte serbest olacaklardır. İşbu
eşhas her nevi emval-i menkulelerini beraberlerinde götürebileceklerdir. Bundan
dolayı kendilerine ne ihraç, ne ithal için hiç bir harç veya resim tarh
olunmayacaktır.
MADDE 34 —
İşbu Muahede ahkâmı mucibince Türkiyeden ayrılan bir mahal ahali-i asliyesinden
olup 18 yaşını mütecaviz olan ve işbu Muahedenamenin mevki-i icraya vaz'ı
anında memalik-i ecnebiyede yerleşmiş bulunan Türk tabaası, Türkiye'den ayrılan
memalikte icra-yı hükmeden Hükümetler ile kendilerinin yerleşmiş bulundukları
memleketlerin Hükümetleri arasında aktine lüzum görülebilecek itilâfat kayd-ı
itirazîsi tahtında, ahali-i asliyesinden bulundukları arazide mer'i olan
tabiiyeti iktisapta muhayyerdirler. Şu şartla ki, ırkları itibariyle bu arazi
ahalisinin ekseriyetine mensup olalar ve o arazide icra-yı hükmeden Hükümet te
buna muvafakat ede. Bu hakk-ı hiyar işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı
tarihinden itibaren iki sene müddet zarfında istimal edilmelidir.
MADDE 35 —
Düvel-i âkide, işbu Muahedenamede veya Almanya, Avusturya, Bulgaristan veya
Macaristan'la münakit Sulh Muahedenamelerinde veyahut Türkiye'den başka Düvel-i
âkide-i mezkûre ile veya onlardan biriyle Rusya beyninde veya kendi aralarında
münakit bir Muahedenamede beyan edilen ve alâkadarana, kendileri için iktisabı
mümkün olan, her hangi bir başka tâbiiyeti ihraz müsaadesini bahşeden hakk-ı
hiyarın istimaline hiç bir veçhile mümanaat göstermeyeceklerini taahhüt
ederler.
MADDE 36 —
İşbu fasıl ahkâmının tatbikine mütedair olan kâffe-i hususatta zat-üz zevç
kadınlar zevçlerinin ve on sekiz yaşından dun olan çocuklar da ebeveynlerinin
tâbi oldukları şeraite ittiba edeceklerdir.
FASIL III
Ekalliyetlerin
Himayesi
MADDE 37 —
Türkiye, 38'den 44'e kadar olan Maddelerde musarrah ahkâmın kavanin-i asliye
şeklinde tanınmasını ve hiç bir kanun, hiç bir nizam ve hiç bir muamele-i
resmiyenin bu ahkâma münafi veya muarız olmamasını ve hiç bir kanun , hiç bir
nizam ve hiç bir muamele-i resmiyetin ahkâm-ı mezkûreye ihrazı tefevvuk
etmemesini taahhüt eder.
MADDE 38 —
Türkiye Hükümeti, tevellüt, milliyet, lisan, ırk veya din tefrik etmeksizin
Türkiye ahalisinin kâffesine hayat ve hürriyetlerince himaye-i tamme ve kâmile
bahşetmeği taahhüt eder. Türkiye'nin bütün ahalisi intizam-ı âm ve adab-ı
umumiye ile gayrikabil-i telif olmayan her din, mezhep veya itikadın gerek
umumî ve gerek hususî surette serbesti-i icrası hakkına malik olacaklardır.
Gayrimüslim ekalliyetler, bütün Türk tebaasına tatbik edilen ve Türkiye
Hükümeti tarafından müdafaa-i milliye veya intizam-ı âmmın muhafazası için memleketin
her tarafında veya bir kısmında ittihaz edilen tedabir mahfuz kalmak şartiyle
serbesti-i seyrüsefer ve hicretten tamamiyle istifade edeceklerdir.
MADDE 39 —
Gayrimüslim akalliyetlere mensup Tüık tabaası, müslümanların istifade ettikleri
aynı hukuk-u medeniye ve siyasiyeden istifade edeceklerdir. Türkiye'nin bütün
ahalisi din tefrik edilmeksizin kanun nazarında müsavi olacaklardır. Din,
itikat veya mezhep farkı hiç bir Türk tebaasının hukuk-u medeniye ve
siyasiyeden istifadesine ve bilhassa hidemat-ı umumiyeye kabulüne, memuriyete
ve meratibe nailiyetine veya muhtelif mesaliki ve sanayii icra etmesine bir
mania teşkil etmeyecektir. Her hangi Türkiye tebaasınm gerek münasebat-ı
hususiye veya ticariyede, gerek din, matbuat veya her nevi neşriyat hususunda
ve gerek içtımaat-ı umumiyede her hangi bir lisanı serbestçe istimal etmesine
karşı hiç bir kayıt vaz'edilmeyecektir.
Lisan-ı
resmî mevcut olmakla beraber, Türkçe'den gayri lisan ile mütekellim bulunan
Türk tebaasına mehakim huzurunda kendi lisanlarını şifahî surette istimal
edebilmeleri zımnında teshilât-ı münasibe ibraz olunacaktır.
MADDE 40 —
Gayrimüslim akalliyetlere mensup olan Türk tebaası hukukan ve filen diğer Türk
tebaaya tatbik edilen ayni muamele ve ayni teminattan müstefit olacaklar ve
bilhassa, masrafları kendilerine ait olmak üzre her türlü müessesat-ı hayriye,
diniye veya içtimaiyeyi, her türlü mektep ve sair müessesat-ı talim ve
terbiyeyi tesis, idare ve murakabe etmek ve buralarda kendi lisanlarını
serbestçe istimal ve âyini dinilerini serbestçe icra etmek hususlarında müsavi
bir hakka malik bulunacaklardır.
MADDE 41 —
Tedrisat-ı umumiye hususunda, Türkiye Hükümeti gayrimüslim tebaanın mühim bir
nisbet dahilinde mütemekkin oldukları şehirler ve kazalarda bu Türk tebaasının
çocuklarının iptidaî mekteplerde kendi lisanlariyle tahsil etmelerini temin
zımmnda teshilât-ı münasibe ibraz edecektir. Bu hüküm Türkiye Hükümetinin
mezkûr mekteplerde Türk lisanının tedrisini mecburî kılmasına mâni
olmayacaktır. Gayrimüslim akalliyetlere mensup Türk tebaasının mühim nisbette
mevcut oldukları şehirlerde veya kazalarda Devlet bütçesi belediye veya sair
bütçeler tarafından terbiye , din veya emri hayır maksadiyle varidat-ı
umumiyeden tahsis edilecek mebaliğden istifade ve tahsisat ifrazı hususunda
mezkûr ekalliyetler adilâne bir surette hissement olacaklardır. Mebaliğ-ı
mezkûre alâkadar nüessesatın sahib-i salâhiyet mümessillerine tesviye
edilecektir.
MADDE 42—
Türkiye Hükümeti gayrimüslim akalliyetlerin hukuk-u aile veya ahkâm-ı
şahsiyeleri bahsinde bu mesailin mezkûr akalliyetlerin örf ve âdetlerinde hal
ve fasledilmesine müsait her türlü ahkâm vaz'ına muvafakat eder. İşbu ahkâm
Türkiye Hükümeti ile alâkadar akalliyetlerden her birinin müsavi miktarda
mümessillerinden mürekkep hususî komisyonlar tarafından tanzim olunacaktır,
ihtilâf vukuunda Türkiye Hükümeti ile Cemiyet-i .Akvam Meclisi bilittifak
Avrupa hukukşinasları meyanından müntehap bir hakem alelhakem tayin
edeceklerdir. Türkiye Hükûmeti mezkûr akalliyetlere ait kiliselere, havralara,
mezarlıklara ve sair müessesat-ı diniyeye her türlü himayeyi bahşeylemeği
taahhüt eder. Aynı akalliyetlerin hali hazırda Türkiye'de mevcut olan evkafına
ve müessesat-ı diniye ve hayriyelerine her türlü teshilât ve müsaadat ita
olunacak ve Türkiye Hükümeti yeni müessesat-ı diniye ve hayriye ihdası için bu
kabil sair müessesat-ı hususiyeye temin edilmiş olan teshilât-ı lâzimeden hiç
birini diriğ etmeyecektir.
MADDE 43 —
Gayrimüslim ekalliyetlere mensup Türk tebaası, ahkâm-ı itikadiyelerine mugayir
veya dinî ayinlerini muhil her hangi bir muamelenin ifasına mecbur
tutulmnayacakları gibi, hafta tatilleri gününde mahkemelerde ispat-ı vücut
etmekten veya her hangi bir muamele-i kanuniye icrasından istinkâf
ettiklerinden dolayı bunların hiç bir hakları sakıt olmayacaktır. Maamafih bu
hüküm, mezkûr Türk tebaasını intizam-ı âmmenin muhafazası için diğer her hangi
Türk tebaasına tahmil edilen mecburiyetlerden âzade kılmayacaktır.
MADDE 44 —
Türkiye, işbu Faslın yukarıki maddelerin Türkiye'nin gayrimüslim
akalliyetlerine teallük ettiği mertebede mezkûr maddeler ahkâmının beynelmilel
menfaati haiz taahhüdat teşkil etmelerini ve Cemiyet-i Akvam'ın kefaleti altına
vaz'edilmelerini kabul eyler. İşbu ahkâm Cemiyet-i Akvam Meclisi'nin
ekseriyetinin muvafakati olmaksızın tadil edilemeyeceklerdir. Britanya
imparatorluğu, Fransa, İtaİya ve Japonya, Cemiyet-i Akvam Meclisi ekseriyeti
tarafından işbu mevat hakkında usul-ü dairesinde kabul edilecek olan her türlü
tadilâtı reddetmemeği Muahede-i hazıra ile taahhüt eylerler. Türkiye, Cemiyet-i
Akvam Meclisi âzasından her birinin bu taahhüdattan her hangi birine karşı vuku
bulan tecavüzü veya tecavüz tehdidini Meclisin nazar-ı dikkatine arza
salâhiyettar olacağı ve Meclisin icabı hale göre münasip ve müessir telâkki
edilecek bir suret-i hareket ittihaz ve talimat ita edebileceğini kabul eder.
Bundan başka Türkiye, işbu maddelere mütedair hukuku veya filî mesailde Türkiye
Hükûmetile vazi-ül imza diğer Devletlerden her hangi biri veya Cemiyet-i Akvam
Meclisi âzasından her hangi diğer bir Devlet beyninde ihtilâf-ı efkâr vukua
geldiği takdirde işbu ihtilâfın, Cemiyet-i Akvam Ahitnamesinin 14'üncü maddesi
mefadına nazaran beynelmilel mahiyeti hâiz bir ihtilâf gibi telâkki edilmesini
kabul eder. Türkiye Hükümeti bu kabilden olan her hangi ihtilâfın, diğer taraf
talep ettiği takdirde Beynelmilel Adalet Mahkeme-i Daimesine tevdiini kabul
eder. Mahkeme-i Daime'nin kararı kabil-i istinaf olmayıp Cemiyet-i Akvam
Ahitnamesinin on üçüncü Maddesi mucibince verilmiş bir kararın kuvvet ve
hükmünün aynını hâiz olacaktır.
MADDE 45 —
İşbu Fasıl ahkâmı ile Tiirkiye'nin gayrimüslim akalliyetleri hakkında tanınan
hukuk, Yunanistan tarafından dahi kendi arazisinde bulunan müslüman akalliyet
hakkında tanınmıştır.
KISIM II
Mâlî Ahkâm
FASIL I.
Düyun-u
Umumiye-i Osmaniye
MADDE 46—
İşbu Fasla merbut Cetvelde muharrer Düyun-u Umumiye-i Osmaniye işbu Fasılda
münderiç şerait dairesinde Türkiye ile 1912-1913 Balkan muharebeleri
neticesinde lehlerine Osmanlı İmparatorluğu'ndan arazi tefrik edilmiş olan
Devletler ve işbu Muahedenin 12 ve 15'inci Maddelerinde mevzuu bahis olan
adaların ve işbu Maddenin son fıkrasında mezkûr arazinin kendilerine ilhak
olunduğu Devletler ve nihayet işbu Muahede mucibince Osmanlı İmparatorluğu'ndan
ayrılan Asya arazisi üzerinde müceddeden teşekkül eden Devletler arasında
taksim edilecektir. Bundan maada balâda zikrolunan Devletlerin kâffesi 53'üncü
Maddede gösterilen tarihlerden itibaren işbu Fasılda münderiç şerait dairesinde
Düyun-u Umumiye-i Osmaniye mürettebatına ait mükellefiyat-ı seneviyeye dahi
iştirak edeceklerdir. 53'üncü Maddede tesbit edilen tarihlerden itibaren
Türkiye diğer Devletlerin uhdesine tahmil edilen hısas-ı iştirakiyeden hiç bir
veçhile mes'ul tutulamayacaktır. 1 Ağustos 1914 tarihinde Osmanlı hâkimiyeti
altında olup Türkiye'nin işbu Muahedenamenin 2'inci Maddesinde tayin edilen
hudut haricinde bulunan Trakya arazisi, Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'nin taksimi
hususunda mezkûr Muahedename mucibince Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılmış gibi
telâkki edilecektir .
MADDE 47
—Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi, işbu Fasla merbut Cetvelin [A] Kısmında
münderiç istıkrazata ait olan ve alâkadar Devletlerden her birine isabet eden
tekasit-i seneviyenin miktarını işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı
tarihinden itibaren üç ay zarfında 50 ve 51'inci Maddelerde mevzu esasat
üzerine tayin edecek ve mezkûr miktarı Düvel-i mezkfireye tebliğ eyleyecektir.
Salif-üz
zikir Devletler Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi'nin bu husustaki mesaisini
takip etmek üzre îstanbul'a murahhaslar göndermek salâhiyetini hâiz olacaklardır.
Düyun-u Umumiye Meclisi, Bulgaristan ile 27 teşrinisani 1919 tarihinde münakit
Sulh Muahedenamesinin 134'üncü Maddesinde zikrolunan vezaifi ifa edecektir.
İşbu Maddede muharrer esasatın tatbikına müteallik olarak alâkadar taraflar
beyninde tehaddüs edebilecek olan bütün ihtilâfat, birinci fikrada musarrah
tebligatın ifasından sonra nihayet bir ay zarfında, Cemiyet-i Akvam
Meclisi'nden iradesi rica edilecek bir hakeme tevdi olunacak ve işbu hakem
azamî üç ay müddet zarfında kararını ita edecektir. Hakeme verilecek ücret,
Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından tayin ve diğer masarif-i tahkimiye ile
beraber alâkadar taraflara tahmil edilecektir. Hakemin mukarreratı kat'î
olacaktır. Zikrolunan hakeme müracaat tekasit-i seneviyenin tediyesini tehir
etmeyecektir.
MADDE 48—
İşbu Fasla merbut Cetvelin [A] Kısmında gösterilen Düyun-u Umumiye-i
Osmaniye'nin aralarında taksim edileceği Devletlerden Türkiye'den maadası,
47'inci Maddede mevzuu bahs olan tekasit-i seneviyeden her birinin mütenazıran
uhdesine isabet eden hisseler hakkında Madde-i mezkûre mefadı mucibince
kendilerine vuku bulacek tebligat gününden itibaren üç ay müddet zarfında
Düyun-u Umumiye Meclisi'ne kendi hisselerinin tediyesini temin için kâfi
miktarda karşılık [rehin] ita edeceklerdir. Balâda muharrer müddet zarfında
mezkûr karşılıklar tesis olunmadığı veyahut tesis olunan karşılıkların muvafık
olup olmadığı hakkında ihtilâf zuhur ettiği takdirde işbu Muahedenameye vazi-i
imza herhangi bir Devlet tarafından Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne müracaat edilebilecektir.
Cemiyet-i Akvam Meclisi, karşılık olarak tahsis olunan varidatın
cibayetini,Türkiye'den maada aralarında Düyun-u Umumiye taksim edilecek olan
Devletler arazisinde mevcut beynelmilel teşkilât-ı maliyeye tevdi
edebilecektir. Cemiyet-i Akvam Meclisi'nin mukarreratı kat'î olacaktır.
MADDE 49 —
Alâkadar Devletlerden her birine isabet eden tekasit-i seneviye miktarının,
47'inci Madde ahkâmına tevfikan tayin-i kafisine tevessül olunduğu günden
itibaren bir ay müddet zarfında işbu Fasla merbut Cetvelin [A] işaretli
Kısmında muayyen Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'nin resülmali itibarîsinin tarzı
taksimini tesbit etmek üzre Pariste bir komisyon içtima edecektir. İşbu taksim,
tekasit-i seneviyenin tevzii için kabul edilmiş olan nisbetlere göre ve
istikraz mukavelenamelerde işbu Faslın ahkâmı nazarı itibare alınarak
yapılacaktır.
Birinci
fıkrada muharrer Komisyon Türkiye Hükümeti'nin bir mümessili ile Düyun-u
Umumiye i Osmaniye Meclisi'nin bir mümessilinden ve Düyun-u Muvalıhade ile
Rumeli demiryolu tahvilâtından gayri düyunun bir mümessilinden ve alâkadar
Devletlerden her birinin tayin edeceği mümessilden müteşekkil olacaktır.
Komisyonda itilâfa müncer olamayan kâffe-i mesail 47'inci Maddenin [4] üncü
fıkrasında muharrer hakeme tevdi edilecektir. .
Türkiye
kendi hissesi için yeni esham ihracına karar verdiği takdirde Türkiye Hükümeti
mümessili ile Düyun-u Umumiye Meclisi mümessilinden ve Düyun-u Muvahhade ile
Rumeli demiryolu tahvilâtından gayri düyun mümessilinden mürekkep bir komite
marifetiyle, evel beevel Türkiye'ye müteallik olmak üzre, düyun resülmalinin
taksim-i icra edilecektir. Müceddeden ihdas edilecek esham Komisyona tevdi
edilecek ve Komisyon, Türkiye'nin ibrasını ve diğer taraftan Düyun-u Umumiye-i
Osmaniye'den uhdelerine birer hisse tahmil olunan diğer Devletlere karşı
hâmillerin hukukunu mübeyyin şerait dairesinde esham-ı mezkûrenin hâmillere
itasını temin edecektir. Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'den her Devletin hissesini
temsilen ihraç edilecek esham Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arazisinde her türlü
damga resminden veya işbu ihraçtan tevellüt edecek sair rüsumdan muaf
tutulacaktır Alâkadar Devletlerden her birine isabet eden mürettebat-ı
seneviyenin tediyesi, resülmali itibarîsinin taksimine müteallik işbu Maddede
münderiç bulunan ahkâmdan dolayı tehir edilemeyecektir.
MADDE 50 —
47'inci Maddede mezkûr mürettebat-ı seneviyenin ve 49'uncu Maddede mevzu-u
bahis olan Düyun-u Umumiye-i Osmaniye resülmal-i itibarîsinin taksimleri
berveçh-i ati vuku bulacaktır:
Evvelâ —
17 teşrinievel 1912 tarihinden evelki istikrazlar ile onlara ait mürettebat-ı
seneviye, 1912/1913 Balkan harpleri neticesinde bulunmuş olduğu hal üzre,
Osmanlı imparatorluğu ile muharebat-ı mezkûre neticesinde Osmanlı Devleti'nden
lehlerine arazi tefrik olunan Balkan Hükümetleri ve işbu Muahedenin 12'inci ve
15'inci Maddelerinde mevzu-u bahis adaların kendilerine ilhak olunduğu
Devletler arasında taksim olunacak ve mezkûr muharebata hatime veren
Muahedelerin veya muahharen aktedilmiş Muahedatın mevki-i mer'iyete
vazilarından sonra vuku bulan arazi tehavvülâtı nazar-ı itibare alınacaktır.
Saniyen —
Bu ilk taksimden sonra Devlet-i Osmaniye'nin uhdesinde kalan istıkrazat
bakiyesi ile onlara ait mürettebat-ı seneviye bakiyesine Devlet-i Osmaniye
tarafından 17 teşrinievel 1912 tarihi ile 1 teşrinisani 1914 tarihi arasında
aktolunan istıkrazat ve bunlara ait mürettebat-ı seneviye ilâve olunmak
suretile hâsıl olacak yekûn, Türkiye ve Asya'da yeni teşkil olunup işbu Muahede
mucibince Devlet-i Osmaniye'den lehlerine arazi tefrik edilen Devletler ve mezkûr
Muahedenin 46'ıncı Maddesinin son fıkrasındaki arazi kendisine ilhak edilen
Devlet arasında taksim olunacaktır. Resülmalin taksimi işbu Muahedenin mevki-i
mer'iyete vaz'ı tarihinde her istikrazın resülmalinin baliğ olduğu miktar
üzerinden icra olunacaktır.
MADDE 51—
50'inci Maddede beyan olunan taksim neticesi olarak Düyun-u Umumiye-i •Osmaniye
mürettebat-ı seneviyesinden alâkadar her Devlete isabet eden hisse ber veçh-i
ati tayin olunacaktır:
Evvelâ —
50'inci Maddenin ikra-i ulâsında beyan edilen taksim için, evvelemirde 12'inci
ve 15'inci Maddelerde zikrolunan adalar ile Balkan harpleri neticesinde Osmanlı
Devleti'nden ayrılan arazinin mecmuuna isabet eyleyecek hisse miktarının
takdirine tevessül olunacaktır. İşbu hisse miktarı, 50'inci Maddenin birinci fıkrası
ahkâmına tevfikan taksim olunacak takasit-i seneviye yekûnuna nisbetle baliği,
1907 senesinde mevzu gümrük rüsum-u munzamması hasılatı da dahil olduğu halde,
[1910 —1911] ve [1911—1912] sene-i maliyeleri esnasında Osmanlı Devleti'nin
varidat-ı umumiyesi yekûn-u vasatîsi ile sali-üz zikir adalar ve arazi-i
münfekkenin, hirlikte olarak, varidat-ı umumiyesi yekûn-u vasatîsi arasındaki
ayni nisbet dairesinde olacaktır. Böylece tayin edilecek miktar, lehlerine
balâdaki fıkrada mezkûr arazi ilhak edilen Devletler arasında badehu taksim
edilecek ve bu suretle mezkûr Devletlerden her birine isabet edecek hissenin,
beyinlerinde taksim edilecek yekûn-u umumîye nisbetle baliği bu Devletlerden
her birine ilhak edilen arazi varidat-ı vasatîsi ile Balkan harbi neticesinde
Osmanlı Devleti'nden ayrılan arazinin ve 12'inci ve 15'inci Maddelerde
zikrolunan adaların mecmuunun [ 1910—1911 ] ve [ 1911—1912 ] sene-i maliyeleri
zarfındaki
varidat-ı umumiye vasatîsi arasındaki ayni nisbet dairesinde olacaktır. İşbu fıkrada mevzu-u bahis varidatın hesabında gümrük hasılatı nazar-ı itibara alınmayacaktır.
varidat-ı umumiye vasatîsi arasındaki ayni nisbet dairesinde olacaktır. İşbu fıkrada mevzu-u bahis varidatın hesabında gümrük hasılatı nazar-ı itibara alınmayacaktır.
Saniyen —
46'ıncı Maddenin son fıkrasında zikrolunan arazi dahil olduğu halde işbu
Muahede mucibince Osmanlı Devleti'nden ayrılan araziye gelince, alâkadar her
Devlete isabet eden hissenin, 50'inci Maddenin 2'inci fıkrası ahkâmına tevfikan
taksim kılınacak tekasit-i seneviye yekûn-u umumiyesine nisbetle miktarı [
1910—1911] ve [ 1911 —1912 ] sene-i maliyeleri esnasında [1907 senesinde mevzu
gümrük rüsum-u munzamması hasılatı da dahil olduğu halde] Osmanlı Devleti'nin
vasatî varidat-ı umumiyesinden, birinci fıkrada zikrolunan arazi ve adalar
hissesinin badettenzil arazi-i münfekke vasatî varidatı arasında bulunacak
miktara nisbetle ayıi nisbet dairesinde olacaktır.
MADDE 52—
İşbu Fasla merbut Cetvelin [B ] kısmında mezkûr avanslar Türkiye ile 46'inci
Maddede zikrolunan diğer Devletler arasında şerait-i atiye dairesinde taksim
olunacaktır:
Evvelâ —
Cetvelde musarrah olup 17 teşrinievel 1912 de mevcut bulunan avanslar
hususunda, işbu Muahedenin mevki-i icraya vaz'ı tarihinde tesviye olunmayan
resülmali var ise işbu resülmal ve kezalik 53'üncü Maddenin birinci fıkrasında
zikredilen tarihlerden beri müterakim faizler ile tevarih-i mezkûreden beri
vuku bulan tediyat, 50'inci Maddenin birinci ve 51'inci Maddenin keza birinci
fıkrasında münderiç ahkâma tevfikan taksim olunacaktır.
Saniyen —
İşbu ilk taksim neticesinde Osmanlı Devleti'ne isabet eden mebaliğ ve Cetvelde
musarrah olup Devlet-i mezkûre tarafından 17 teşrinievel 1912 tarihi ile 1
teşrinisani 1914 tarihi arasında aktedilmiş bulunan avanslar ve işbu
Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinde tesviye olunmayan resülmali
var ise işbu resülmal, ve kezalik mart l920 tarihine kadar müterakim faizler
ile mezkûr tarihten beri vukubulan tediyat 50 inci Maddenin ikinci ve 51'inci
Maddenin ikinci fıkrasında münderiç ahkâma tevfikan taksim olunacaktır. Düyun-u
Umumiye-i Osmaniye Meclisi mezkûr avanslardan alâkadar Devletlerden her birine
isabet eden hisse miktarını işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından
itibaren üç ay müddet zarfında tayin ve bu miktarı mezkûr Devletlere tebliğ
eyleyecektir .
Türkiye'den
maada Devletlere tahmil edilen mebaliğ, mezkûr Devletler tarafından Düyun-u
Umumiye Meclisi'ne tediye edilecek ve Düyun-u Umumiye Meclisi'nce de ya
dayinlere tesviye edilecek veyahut Türkiyenin, mezkûr Devletler hesabına gerek
faiz ve gerek resülmal akçesi namile tediye etmiş bulunduğu mebaliğ miktarına
tekabül edinceye kadar Türkiye Hükümeti hesabına irat kaydolunacaktır. Fıkra-i arifede
icrası zikrolunan tediyat, işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından
itibaren müsavi beş taksit-i senevi ile ifa olunacaktır. Tediyat-ı mezkûrenin
Osmanlı Devleti dayinlerine ifa edilecek kısmı, avans mukavelâtında mukarrer
faizleri ihtiva edecek ve Türkiye Hükümeti'ne ait olan kısmı bilâ faiz eda
olunacaktır.
MADDE 53 —
Balkan muharebatı neticesinde lehlerine Osmanlı Devleti'nden arazi ayrılmış
olan Devletlerin borçlu olup işbu Fasla merbut Cetvelin [ A ] Kısmında münderiç
bulunan Düyun-u Umumiye-i Osmaniye istikrazatı tekasit-i seneviyesi, muusarrah
arazinin Düvel-i mezkûreye intikalini mübeyyin olan muahedelerin mevki-i
mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren lâzım-üt tediye olacaktır. 12 inci Maddede
musarrah adalara gelince bunların taksit-i senevisi 1/14 teşrinisani 1913
tarihinden itibaren ve 15 inci Maddede mevzuu bahsolan adaların taksiti
senevisi 17 teşrinievel 1912 tarihinden itibaren vacib-üt tediye olacaktır.
İşbu Muahede mucibince Osmanlı Devleti'nden fekkedilen Asya'daki arazi üzerinde
yeni müteşekkil Devletlerin ve 46'ıncı Maddenin son fıkrasında muharrer arazi
kendisine ilhak edilen Devletin borçlu oldukları takasit-i seneviye 1 mart 1920
tarihinden itibaren lâzım-üt tediye olacaktır.
MADDE 54 —
işbu Fasla merbut Cetvelin [A] Kısmında tadat edilen 1911,1912 ve 1913 hazine
tahvilâtı, mukavelâtta tayin olunan tediye tarihlerinden itibaren on sene
müddet zarfında mukarrer faizlerile beraber tesviye olunacaktır.
MADDE 55 —
Türkiye dahi dahil olduğu halde 46'ıncı maddede zikrolunan Devletler, işbu
Fasla merbut Cetvelin [A] Kısmında tasrih olunduğu veçhile Düyun-u Umumiye-i
Osmaniye'den kendilerine isabet eden ve 53'üncü Maddede muayyen tarihlerden
itibaren lâzim-üt tediye olup tesviye edilmemiş bulunan tekasit-i seneviye
miktarını Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi'ne tediye edeceklerdir. Bu tediye
işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren müsavi yirmi taksit-i
senevi ile ve bilâ faiz ifa edilecektir. Türkiye'den maada Devletler tarafından
Düyun-u Umumiye Meclisi'ne tediye olunan takasii seneviye idarei merkeziye
tarafından Düvel-i mezkûre hesabına Türkiye tarafından tediye edilmiş olan
mebaliğ miktarına tekabül edinceye kadar Türkiye'nin borçlu kalabileceği
takasit-i mütedahileye mahsup edilecektir.
MADDE 56 —
Badezin Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi idaresinde Alman, Avusturyalı ve
Macar hâmillerin murahhasları bulunmayacaktır.
MADDE 57 —
Düyun-u Umumiye-i Osmaniye istikraz ve avanslarına ve karşılığı Mısır vergisi
ile temin edilmiş olan 1855,1891 ve 1894 Osmanlı istikrazlarına ait faiz
kuponlarının ibraz mühletleri ile salif-üz zikir istikrazlardan kurası çıkmış
olan eshamın tahsil-i bedelâtı için ibraz mühletleri, Tarafeyn-i Aliyeyn-i
âkideyn arazisinde, 29 teşrinievel 1914 tarihinden itibaren işbu Muahedenin
mevki-i mer'iyete vaz'ından sonra üç ayın inkızasına kadar tecil edilmiş
addolunacaktır.
TABLOLAR
için bakınız: Türk Tarih Kurumu sayfaları
FASIL II
Ahkâm-ı
Muhtelife
MADDE 58 —
Bir taraftan Türkiye, diğer taraftan [Yunanistan hariç olduğu halde] Düvel-i
saire-i âkide , Türkiye ile Düvel-i mezkûrenin ve kezalik [eşhas-ı hükmiye de
dahil olduğu halde] tebaalarının, 1 ağustos 1914 tarihi ile Muahede-i haziranın
mevkii mer'iyete vaz'ı tarihi beyninde güzeran olan müddet zarfında garek
ef'al-i harbiyeden, gerek istimval, zabıt, sekvestro, tasarruf veya müsadere
tedabirinden münbais zayiat ve zarar ve ziyanlardan dolayı her türlü metalib-i
naktiyede bulunmaktan mütekabilen feragat ederler. Maamafih balâdaki hüküm,
işbu Muahedenin üçüncü Kısmında muharrer ahkâma [İktisadî ahkâm] halel
vermeyecektir. Almanya ile münakit 28 haziran 1919 tarihli Sulh
Muahedenamesinin 259'uncu Maddesinin fi] işaretli fıkrası ve Avusturya ile
münakit 10 eylül 1919 tarihli Sulh Mııahedenamesinin 210 uncu Maddesinin [l]
işaretli fıkrası mucibince Almanya ve Avusturya tarafından devredilmiş olan
altın nukut üzerindeki her türlü hukukundan, Türkiye [Yunanistan müstesna
olarak] diğer âkit Devletler lehine feragat eder Birinci tertip Türk evrak-ı
naktiyesi hakkında gerek 20 haziran 1331 [3 temmuz 1915] tarihli Mukavelename
ile gerek mezkûr evrak-ı naktiyenin zahrında muharrer metne nazaran Düyun-u
Umumiye-i Osmaniye Meclisi'ne tahmil edilmiş olan bilcümle tediye mükellefiyatı
fesholunmuştur. Kezalik Türkiye, Hükümet-i Osmaniye tarafından İngiitere'ye
sipariş olunup Britanya Hükümeti tarafından 1914 tarihinde vazıyet edilmiş olan
harp sefineleri için tediye kılınmış bulunan mebaliğm iadesini, ne Britanya
Hükümeti'nden ve ne de tebaalarından talep etmemeği kabul ve bundan dolayı her
türlü metalibinden feragat eder.
MADDE 59 —
Yunanistan harp kavaninine mugayir olarak Anadolu'da Yunan ordu veya idaresinin
ef'alinden mütevellit hasaratın tamiri mecburiyetini tanır. Diğer taraftan
Türkiye, Yunanistan'ın harbin temadisinden ve bunun netayicinden mütevellit
vaziyet-i maliyesini nazar-ı dikkate alarak tamirat hususunda Yunanistan
Hükümeti'ne karşı her türlü mutalebattan suret-i kafiyede feragat eder.
MADDE 60 —
Gerek Balkan muharebeleri neticesinde ve gerek işbu Muahede ile lehlerine
Osmanlı İmparatorluğu'ndan arazi ayrılmış veya ayrılmakta olan Devletler
Osmanlı İmparatorluğu'nun işbu arazi üzerinde bulunan kâffe-i emval ve emlâkini
meccanen iktisap edeceklerdir. Şurası mukarrerdir ki 26 ağustos 132-4 [8 eylül
1908] ve 20 nisan 1325 [12 mayıs 1909] tarihli iradelerin Hazine-i Hassa'dan
Devlet'e naklini emrettikleri emval ve emlâk ve kezalik 30 teşrinievel 1918 de
Hazine-i Hassa tarafından hidemat-ı umumiye menfaatine idare edilmekte bulunmuş
olan emval ve emlâk,
l)Düvel-i mezkûre işbu emval ve emlâke müteallik hususatta Osmanlı İmparatorluğu yerine kaim olacakları ve emvali mezkûre üzerine müesses olan vakıfların muteber tanınması lâzım geleceği cihetle, fıkra-i anifede gösterilen emval ve emlâk meyanına dahildir. Gerek Balkan muharebeleri neticesinde ve gerek bilâhare Yunanistan'a intikal etmiş olan eski Osmanli İmparatorluğu arazisi üzerinde kâin olup Hazine-i Hassa'dan Devlet'e geçmiş bulunan emval ve emlâk hakkında Türkiye Hükümeti ile Hükümet-i Yunaniye arasında mütekevvin ihtilâf, aktolunacak bir tahkimnameye tevfikan ve:
l)Düvel-i mezkûre işbu emval ve emlâke müteallik hususatta Osmanlı İmparatorluğu yerine kaim olacakları ve emvali mezkûre üzerine müesses olan vakıfların muteber tanınması lâzım geleceği cihetle, fıkra-i anifede gösterilen emval ve emlâk meyanına dahildir. Gerek Balkan muharebeleri neticesinde ve gerek bilâhare Yunanistan'a intikal etmiş olan eski Osmanli İmparatorluğu arazisi üzerinde kâin olup Hazine-i Hassa'dan Devlet'e geçmiş bulunan emval ve emlâk hakkında Türkiye Hükümeti ile Hükümet-i Yunaniye arasında mütekevvin ihtilâf, aktolunacak bir tahkimnameye tevfikan ve:
1 — 14
teşrinsani 1913 tarihli Atina Muahedesine merbut 2 numaralı hususî Protokol
mucibince Lâhey'de bir mahkeme-i hâkemiyeye tevdi olunacaktır. Bu Maddenin
ahkâmı, Hazine-i Hassa namına mukayyet olup veya onun tarafından idare edilip
işbu Maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında mevzu-u bahsolmayan emval ve
emlâkin mahiyet-i hukukiyesini tebdil etmeyecektir.
MADDE 61
—İşbu Muahede mucibince Türkiye'den gayri bir Devletin tebaası meyanına giren
ve mülkî ve askerî tekaüt ve mazuliyet ve eytam ve eramil maaşatından istifade
edenler maaşlarından dolayı Türkiye Hükümeti'ne karşı hiç bir talep dermeyan
edemeyeceklerdir.
MADDE 62 —
Almanya ile münakit 28 haziran 1919 tarihli Versay Sulh Muahedenamesi'nin
261'inci Maddesi ve 10 eylül 1919 tarihinde Avusturya ile ve 27 teşrinisani
1919 tarihinde Bulgaristan ile ve 4 haziran 1920 tarihinde Macaristan ile
münakit Sulh Muahedenamelerinin mevadd-ı mütenazırası mucibince Almanya,
Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan Türkiye'den alacaklı bulundukları bilcümle
matlubatm devrini Türkiye kabul eyler. Sair Düvel-i âkide bu husustan dolayı
Türkiye zimmetine terettüp eden düyundan Türkiye'yi ibra eylemeği kabul
ederler. Türkiye'nin Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan'dan alacağı
olan matlubat dahi sair Düvel-i âkide lehine devrolunmuştur.
MADDE 63
—Harpten sonra Almanya'dan Tuıkıye'ye ihraç olunacak emtia bedelâtına mukabil
Almanya Hükümeti'nin Türkiye evrak-ı naktiyesini muayyen bir kambiyo fiatile
kabul edeceğine dair vaki olan taahhüdattan mezkûr Almanya Hükümeti'ni ibra
eylediğini,Türkiye Hükümeti, sair Düvel-i âkide ile bilittifak beyan eder.
KISIM III
İktisadî
Ahkâm
MADDE 64 —
Bu Kısımda «Düvel-i müttefika» tahririden maksat Türkiye'den maada Düvel-i
âkidedir. «Müttefikin tebaası » tabiri, Türkiye'nin gayri Düvel-i âkide
tebaasından bulunan veyahut Düvel-i mezkûreden birinin taht-ı himayesindeki bir
Devlet veya arazi tebaasından olan eşhas-ı hakikiye, şirekât, cemiyat ve
müessesata şâmildir.
Kısmın
«Müttefikin tebaasına» müteallik bulunan ahkâmı, Düvel-i müttefika tÂbiiyetini
haiz olmadıkları halde filen bu Devletler tarafından mazhar-ı himaye olmuş
bulunmalarından dolayı Memurin-i Osmaniye canibinden müttefikin tebaası gibi
muamele görmüş ve bu yüzden zarara dûçar olmuş olan eşhas hakkında da tatbik
edilecektir.
FASIL I
Emval,
Hukuk vc Menafi
MADDE 65 —
29 teşrinievel 1914 tarihinde Düvel-i müttefika tebaası olan eşhasa ait olup
işbu Muahedenin mevki-i icraya vaz'ı tarihinde Türk kalacak arazi üzerinde
halen mevcut ve kabili teşhis olan emval, hukuk ve menafi, bulundukları hal
üzre, menlehülhaklarına derhal iade olunacaktır. Bilmukabele, Türk tebaasına
ait olup 29 teşrinievel 1914 tarihinde Düvel-i müttefikanın hakimiyeti veya
himayesi altında bulunan veyahut Balkan muharebelerini müteakip Osmanlı
İmparatorluğu'ndan fekkedilerek bu gün Düvel-i mezkûrenin taht-ı hakimiyetinde
bulunan arazi üzerinde halen mevcut ve kabil-i teşhis olan emval, hukuk ve
menafi de bulundukları hal üzre menlehülhaklarına derhal iade edilecektir.
Kezalik bu Muahede ile Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılmış arazi üzerinde
bulunup Türk tebaasına ait olan ve Düvel-i müttefika memurini canibinden
tasfiye edilmiş veya lâalettayin sair tedabir-i istisnaiyeye tâbi kılınmış
bulunan emval, hukuk ve menafi hakkında da ayni iade muamelesi de derhal yapılacaktır.
İşbu Muahede ile Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan bir toprakta kâin olup
Osmanlı Hükümeti tarafından tedabir-i fevkalâde-i harbiyeye tâbi tutulmuş
olduktan sonra mezkûr toprakta icra-yı hakimiyet eden Devlet-i âkidenin elyevm
yedinde bulunan kabili teşhis kâffe-i emval ve hukuk ve menafi sahibi
meşrularına, bulundukları hal üzre, iade edilecektir. Mezkûr arazi üzerinde
icra-yı hâkimiyet eden Devlet-i âkide canibinden tasfiye edilmiş olan emval-i
gayrimenkule dahi ayni iade muamelesine tâbi tutulacaktır. Efrat arasında
bunlardan maada olan bilcümle istihkak müddeiyatı, salâhiyettar mahallî
mahkemelerine raci olacaktır. İstihkak iddia olunan emvalin teşhisine veya
iadesine müteallik kâffe-i ihtilâfat bu Kısmın beşinci Faslında muharrer
Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne arzedilecektir.
MADDE 66 —
Altmış beşinci Maddenin birinci ve ikinci fıkraları ahkâmının tenfiz ve icrası
için Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn menlehülhakları en seri bir usul ile ve
kendilerinin rızası olmaksızın tahmil edilmiş olabilecek her gûna tekâlif ve
kuyuttan azade bir halde emval, hukuk ve menafilerine mutasarrıf kalacaklardır.
Emval ve hukuk ve menafi-i mezkûreyi bu iadeyi icra edecek olan Hükümetten
bilvasıta veya bilâ vasıta iktisap etmiş olup ta iadeden dolayı mutazarrır
olmuş bulunacak olan eşhas-ı salisenin tazmin-i zararı dahi o Hükümete ait
olacaktır. İşbu tazmin-i zarar keyfiyetinden tahaddüs edebilecek ihtilâfatm
halli mehakim-i umumiyenin daire-i salâhiyetinde bulunacaktır.
Sair
kâffe-i ahvalde, tazmin-i zarar için eşhas-ı müteallıka aleyhine ikamei dava
etmek mutazarrır olan eşhas-ı saliseye ait olacaktır. Bu maksatla düşman emval
ve hukuk ve menafii hakkında Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn tarafından tevessül
ve ittihaz olunan bilcümle muamelât-ı tasarrufiye veya diğer tedabir-i
istisnaiye-i harbiye, tasfiye muamelesi henüz hitam bulmamış ise, derhal ref ve
tevkif edilecektir.
Sahiplerinin
metalib-i emval ve hukuk ve menafi-i mezkûre tayin olunur olunmaz hemen iade
kılınmak suretiyle is'af olunacaktır. Altmış beşinci Madde ile iadesi mukarrer
olan emval, hukuk ve menafi işbu Muahedenamenin imzası tarihinde Tarafeyn-i
Aliyeyn-i âkideyn Hükümetlerinden birinin memurini canibiden tasfiye edilmiş
bulunursa, mezkûr hükümet, bedel-i tasfiyeyi sahiplerine tesviye etmek
suretiyle emval ve hukuk ve menafi-i mezkûreyi aynen iade etmek mecburiyetinden
vareste kalacaktır. Eğer sahibinin müracaatı üzerine beşinci Fasılda zikrolunan
Muhtelit Hakem Mahkemesi, tasfiyenin, değer fiatını bulduracak şerait altında
icra edilmemiş olduğu reyinde bulunursa mezkûr Mahkeme, tarafeyn arasında
itilâf hasıl olmadığı takdirde, muhik göreceği miktarda bedel-i tasfiyeyi
tezyit edebilecektir. Mal sahibi ile hasıl olan itilâftan veyahut anif-üz zikir
Muhtelit Hakem Mahkemesi kararından itibaren iki ay müddet zarfında tediye vuku
bulamadığı takdirde, emval ve hukuk ve menafi-i mezkûre iade edilecektir.
MADDE
67—Bir taraftanYunanistan, Romanya , Sırp-Hırvat-Sloven Devleti ve diğer
taraftan Türkiye, kendi orduları ve devairi canibinden Türkiye arazisinde veya
mütenazıran Yunanistan, Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven Devleti arazisinde ahz ve
zaptedilmiş veya sekvestro olunmuş olup ta elyem kendi arazileri dahilinde
bulunan her nevi emval-i menkulenin memleketlerinde taharri ve iadesi hususunda
gerek tedabir-i idariye-i münasibenin ittihazı, gerek evrak ve vesaik-i
aidesinin teslimi suretiyle teshilât iradesini mütekabilen taahhüt ederler.
İşbu taharri ve iade keyfiyeti, kezalik Alman, Avusturya-Macar veya Bulgar
orduları ve devairi tarafından Yunan, Romanya veya Sırp-Hırvat-Sloven Devleti
arazisi üzerinde zapt veya sekvestro olunup ta Türkiyeye veya tebaasına
devrolunmuş bulunan anif-üz zikir eşya ile Yunan, Romanya veya Sırp orduları
tarafından Türk toprağında zapt veya sekvestro edilerek Yunanistan'a,
Romanya'ya veya Sırp-Hırvat-Sloven Devletine veya tebaalarına devredilmiş olan
eşya hakkında dahi cari olacaktır. İşbu taharri ve iadeye müteallik
istidanameler, Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren altı ay zarfında
ita olunacaktır.
MADDE 68 —
Türkiye'nin Yunan ordusu tarafından işgâl edilmiş bulunan menatıkında bir
taraftan Yunanistan memurini ve devairi ve diğer taraftan Türk tebaası arasında
aktolunmuş mıukavelâttan mütevellit düyun, mezkûr mukavelelerde münderiç şerait
dairesinde Yunanistan hükümeti tarafından tesviye olunacaktır.
MADDE 69 —
1 ağustos 1914 te müstefit oldukları usule göre düvel-i müttefika tebaasının ve
mallarının tâbi olduklaıı hiç bir vergi, resim veya resmi munzam 1922 — 1923
sene-i maliyesi tehakkukatından mukaddemki seneler için tebaa-i mezkûreden veya
mallarından cibayet edilmeyecektir.
1932—1923
sene-i maliyesinden mukaddemki seneler hesabatına ait olmak üzre 15 mayıs
1923'ten sonra mebaliğ alız ve tahsil edilmiş bulunur ise işbu muahedenin
mevki-i mer'iyete vaz'ında, mukabil-i menlehülhaklara reddolunacaktır. 1923
mayısının on beşinden mukaddem tahsil edilen mebaliğ hakkında hiç bir talep ve
iddia dermeyan olunamayacaktır.
MADDE 70 —
65,66,68 ve 69'uncu maddelere müstenit metalip, işbu Muahedenin mevki-i icraya
vaz'ından itibaren altı ay müddet zarfında salâhiyettar memurin nezdinde ve
itilâf hasıl olmazsa, gene işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren
on iki ay müddet zarfında Muhtelit Hakem Mahkemesi nezdinde dermeyan ve ikame
olunacaktır.
MADDE
71—Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven
Devleti veya bunların tebaaları kendi emval ve hukuk ve menafileri hakkında 29
teşrinievel 1914 tarihinden evvel Hükümet-i Osmaniye nezdinde serd-i metalip
veya ikame-i dava etmiş olduklarından, işbu Kısmın ahkâmı , mezkûr metalip veya
deaviyi bir suretle ihlâl edemeyecektir. Britanya, Fransa, İtalya, Romanya ve
Sırp-Hırvat-Sloven Hükûmeti nezdinde Hükümet-i Osmaniye veya tebaası tarafından
serd veya ikame olunmuş metalip veya deavi hakkında da ayni muamele câri olacaktır.
Bu mealip veya deavi Türkiye Hükûmeti ile işbu Maddede gösterilen hükümetler
nezdinde, Kapitülasyonlarm ilgası nazar-ı itibara alınmak şartı ile, ayni
şerait altında takip olunacaktır.
MADDE
72—Muahede-i hazıra ile Türk kalan arazi dahilinde Almanya, Avusturya ,
Macaristan ve Bulgaristan'a veya onların tebaalarına ait olup ta işbu
Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından mukaddem Hiikûmat-ı müttefika canibinden
haciz veya işgâl edilmiş bulunan emval ve hukuk ve menafi, mezkûr hükûmetler
ile Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan Hükümetleri veya onların
alâkadar tebaaları arasında takarrür edecek itilâfların in'ikadına kadar
hükûmat-ı müttefika yedlerinde kalacaktır. Eğer emval ve hukuk ve menaf-i
mezkûre tasfiye edilmiş ise bu tasfiye muamelâtı tasdik edilmiştir. İşbu
Muahede ile Türkiye'den ayrılmış olan arazi dahilinde icra-yı hâkimiyet eden
Hükümetler, bu Muahedenin mevki-i icraya vaz'ından itibaren bir sene zarfında o
arazide bulunan Almanya, Avusturya, Mecaristan ve Bulgaristan'a veya tebaalarına
ait emval ve hukuk ve raenafi-i tasfiye edebileceklerdir. Şimdiye kadar icra
edilmiş olsun veya henüz icra edilmemiş bulunsun tasfiyelerin hasılatı, eğer bu
emval Alman, Avusturya, Macar ve Bulgar Devletlerine ait ise, alâkadar Devlet
ile aktolunmuş olan Sulh Muahedenamesile müesses tamirat komisyonuna ita
edilecektir. Eğer tasfiye edilen emval, emval-i hususiyetleri ise bedeli
doğrudan doğruya sahiplerine verilecektir. Bu Maddenin ahkâmı Osmanlı anonim
şirketlerine tatbik olunmaz.
İşbu Madde
ile irca edilen tedabirden dolayı Türkiye Hükümeti hiç bir veçhile mes'ul
olmayacaktır.
FASIL II
Mukavelenameler
ve Mürur-u Zamanlar
MADDE 73 —
Seksen ikinci Maddede tarif edildiği veçhile muahharen düşman olmuş olan
taraflar beyninde ve mezkûr Maddede gösterilen tarihten mukaddem münakit olup
atide zikredilen envaa mensup bulunan mukaveleler, ihtiva ettikleri ahkâma ve
işbu Muahedenin ahkâmına tâbi bulunmak şartile, mer'i kalırlar:
a )
Emval-i gayrimenkule satışına müteallik mukavelenameler seksen ikinci Madde mucibince
tarafeynin düşman olduğu tarihten mukaddem teslim muamelesi fiilen icra olunmuş
ve fakat nefs-i bey-i muamelesi usulen tahakkuk ettirilmemiş bulunmasa
bile;
b ) Efrat arasında münakit icar ve isticar mukavelenamelerde bedel-i icar ve vaad-i icar mukavelenameleri;
c ) Efrat arasında münakit maadin, orman veyahut ziraat edilecek arazi işletilmesine müteallik mukavelenameler;
d ) Gayrimenkulâtın teminat olarak iraesine müteallik mukavelenameler ile menkulâtın rehine ve teminat gösterilmesine dair mukavenameler;
e ) Şirket tesisine mütedair mukavelenameler, bu hüküm tâbi olduklaıı kanuna göre şürekânınkinden başka bir şahsiyeti bulunmayan kollektif şirketlere [ partnerşip] tatbik olunamaz.
f ) Mevzuu ne olursa olsun efrada veya şirketlerle Devlet, ve vilâyat ve belediyeler veyahut buna mümasil diğer eşhası hükmiye-i idariye arasında münakit mukavelenameler;
g ) Aile ahkâmma müteallik mukavelenameler;
h ) Hibelere veya ne mahiyette olursa olsun teberruata ait mukavelenameler.
b ) Efrat arasında münakit icar ve isticar mukavelenamelerde bedel-i icar ve vaad-i icar mukavelenameleri;
c ) Efrat arasında münakit maadin, orman veyahut ziraat edilecek arazi işletilmesine müteallik mukavelenameler;
d ) Gayrimenkulâtın teminat olarak iraesine müteallik mukavelenameler ile menkulâtın rehine ve teminat gösterilmesine dair mukavenameler;
e ) Şirket tesisine mütedair mukavelenameler, bu hüküm tâbi olduklaıı kanuna göre şürekânınkinden başka bir şahsiyeti bulunmayan kollektif şirketlere [ partnerşip] tatbik olunamaz.
f ) Mevzuu ne olursa olsun efrada veya şirketlerle Devlet, ve vilâyat ve belediyeler veyahut buna mümasil diğer eşhası hükmiye-i idariye arasında münakit mukavelenameler;
g ) Aile ahkâmma müteallik mukavelenameler;
h ) Hibelere veya ne mahiyette olursa olsun teberruata ait mukavelenameler.
İşbu
Madde, mukavelenamelere hin-i akitlerinde bizzat haiz oldukları kıymetten başka
bir kıymet izafesi için ihticaca salih olamaz.
İşbu Madde
imtiyazat mukavelenamelerine tatbik olunmayacaktır.
MADDE 74 —
Sigorta mukavelenameleri işbu Faslın Lahikasında münderiç ahkâma tâbidir.
MADDE 75 —
73'üncü ve74'üncü Maddelerde tadat olunun mukavelenamelerden ve imtiyaz
mukavelenamelerinden gayri bilâhare yekdiğerine düşman olan efrat beyninde
münakit mukavelenameler, tarafeynin düşman oldukları tarihten itibaren münfesih
olmuş addedileceklerdir. Maamafih mukavele âkitlerinden her biri, işbu
Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren üç ay zarfında, icap ederse,
taraf-ı diğere, mukavelenin akdi tarihindeki şerait ile ipkası talep olunduğu
tarihdeki şerait arasında mevcut farka tekabül edecek tazminatı tediye etmek
şartiyle, mukavelenamenin icrasını talep edebilecektir. Bu tazminat, tarafeyn
arasında itilâf edilemediği halde, Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafından tayin
edilecektir.
MADDE 76 —
İşbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından evvel 73 ilâ 75'inci maddelerle
muharrer mukavelenamelerin Düvel-i âkide tebaasından olan akitleri arasında ve
bilhassa bu mukavelâtın feshine, idamesine, suver-i icraiyesine veyahut
tadiline dair ve tediye edilecek akçenin cinsine, veya kambiyo rayicine
müteallik itilâflar da dahil olduğu halde vukua gelen suver-i tesviyenin
muteber olduğu tasdik olunur.
MADDE 77 —
30 teşrinievel 1918'den sonra müttefikin tebaasile Türkiye tebaası beyninde
münakit mukavelenameler muteber ve huku-u umumiye ahkâmına tâbidir . 30
teşrinievel 1918 tarihinden sonra 16 mart 1920 tarihine kadar İstanbul Hükümeti
ile usulü dairesinde aktolunmuş mukavelenameler dahi kezalik muteber ve hukuk-u
umumiye ahkâmına tâbidir. 16 mart 1920'den sonra İstanbul Hükûmetiyle usulü
dairesinde aktolunmuş ve mezkûr Hükümetin hâkimiyet-i filiyesi altındaki
araziye müteallik bulunmuş olan bütün mukavelenameler ile itilâfnameler, işbu
Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren üç ay müddet zerfında,alâkadarların
vuku bulacak müracaatieri üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tasvibine
arzolunacaktır. Bu mukavelenameler mucibince vukubulmuş olan tediyat, tediyat-ı
mezkûreyi icra etmiş olan taraf hesabına usulen matlup kaydedilecektir. Tasvip
vaki olmadığı halde, alâkadar tarafın -eğer icap eder ise- doğrudan doğruya ve
fiilen dûçar olduğu zarara tekabül edecek mikterda bir tazmine istihkakı olacak
ve bu tazmin, muslihane bir itilâf hâsıl olmadığı takdirde, Muhtelit Hakem
Mahkemesi canibinden tayin edilecektir.
Bu
Maddenin ahkâmı ne imtiyaz mukavelenamelerine ne de imtiyazatın devir ve
ferağına tatbik olunamaz.
MADDE 78 —
Bilâhare düşman olmuş tarafeyn arasında, imtiyaz muktavelerıamelerinden başka
münakit mukavelelere ait olarak zuhur etmiş veya zirde gösterilen altı ay
müddetin inkızasından evvel zuhur edebilecek olan bilcümle ihtilâfat, Muhtelit
Hakem Mahkemesi tarafindan halledilecektir. Maahaza bîtaraf Devletlerin
kanunlarının tatbikından dolayı Düvel-i mezkûre mehakim-i milliyesinin daire-i
salâhiyetine dahil olan ihtilâfat müstesnadır. İşbu şıkk-ı ahirde ihtilâfat-ı
mezkûre, Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafından değil mer'i mehakim-i milliye-i
mebhu-ün anha tarafından hal ve fasledilecektir.
Bu Madde
mucibince Muhtelit Hakem Mahkemesi'nin daire-i salâhiyetinde olan ihtilâfata
müteallik şikâyatın, mezkûr Mahkemeye teşekkülü tarihinden itibaren altı ay
müddet zarfında arzedilmiş olması lâzımdır.
Bu
müddetin inkızasında Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne arzedilmemiş olacak ihtilâfat,
lıukuk-u umumiye ahkâmına tevfikan salâhiyettar mehakim tarafından hal ve
fasledilecektir.
Bu
Maddenin ahkâmı, ne harp esnasında ayni memlekette oturmuş ve şahıslar ile
mallarına serbestçe mutasarrıf bulunmuş olan bütün taraflar arasında münakit
mukavelenamelere, ne de tarafeynin düşman oldukları tarihten mukaddem
salâhiyettar bir mahkeme tarafından bir hükme iktiran etmiş ilıtilâfata tatbik
olunamaz.
MADDE 79 —
Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arazisi üzerinde düşmanlar arasındaki ınünasebatta
mürur-u zamana, ehl-i kanunînin mürurundan mütevellit adem-i istima-i davaya
veya sukut-u hakka dair her türlü müddetler, ister harbin bidayetinden evvel,
ister ondan sonra cereyana başlamış olsun, 29 teşrinievel 1914'ten Muahede-i
haziranın mevki-i mer'iyete vaz'ından üç ayın inkızasına kadar tatil edilmiş
addolunacaktır. İşbu hüküm, bilhassa faiz ve temettü kuponlarının ibrazı
müddetlerine ve vacib-üt tediye kurası isabet etmiş bulunan veyahut sair bir
suretle vacib-üt tediye olan eshamın ibraz müddetlerine tatbik edilir.
Romanya'ya taalluk eden hususatta balâda mezkûr müddetler 27 ağustos 1916
tarihinden itibaren tatil edilmiş addolunacaklardır
.MADDE 80
— Düşmanlar beynindeki münasebatta kabl-el harp tanzim edilmiş olan hiç bir
sened-i ticarî, mahza kabul veya tediye için müddet-i matlube zarfında ibraz
edilmediğinden veya harp esnasında ne keşidecilere ne cirantalara adem-i kabul
veya adem-i tediyeden dolayı ihbar vuku bulmadığından ne protesto ve ne de
herhangi bir muamelenin adem-i ifasından dolayı gayrimuteber addedilmeyecektir.
Eğer bir
sened-i ticarînin kabul veya tediyesi zımnında mecburiyet-i ibrazı yahut adem-i
kabul veya adem-i tediyenin keşideci veya cirantalarla mecburiyet-i ihbarı veya
o senedin protesto mecburiyeti için muktazi müddet, harp esnasında munkazı
olmuş ve senedi ibraz veya protesto etmek veya adem-i kabul veya adem-i
tediyesini ihbar eylemek ile mükellef olan taraf bunu harp zamanında ifa
etmemiş ise, senedi ibraz, adem-i kabul veya ademi tediye-yi ihbar veyahut
protesto tanzimi için kendisine jşbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından
itidaren, üç ay müddet verilecektir.
MADDE 81 —
Vacib-üt tediye olmuş düyunu teminen harpten evvel tesis kılınmış menkul veya
gayrimenkul merhunat veya teminatı akçeye tahvil için harp esnasında yapılmış
olan satışlar medyunu heberdar etmek üzre muktazi merasim kamilen ifa
olunamamış olsa bile -- medyun-u mezkûrun her türlü zarar ve ziyanlar hakkında
rüy'eti muhasebe için, dayini Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne davet edebilmesi
hakkı mahfuz kalmak kayd-i sarih-i ihtirazîsi tahdında — muteber tanınacaktır.
Mahkeme tarafeyn arasındaki hesabatı tasfiye etmek ve rehin veya teminat olarak
verilen malın şerait-i füruhunu tetkik eylemek ve eğer dayin su-i niyetle
hareket etmiş veyahut rehini satmaktan içtinap için veya bu satışın fiil-i hakikî
ile vukuunu temin zımnında yed-i iktidarında olan her vasıtaya müracaat etmemiş
ise medyunun satış hasebile uğradığı zararı tamir mecburiyetini dayine tahmil
eylemek vazifesini haiz olacaktır. Bu ahkâm ancak düşmanlar arasında kabili
tatbik olacak ve balâda muharrer muamelâttan 1 mayıs 1923 tarihinden sonra icra
edilmiş olanlarına teşmil edilmeyecektir.
MADDE 82 —
Bu Faslın mefadınca, bir mukavelenamenin tarafeynini teşkil eden eşhas,
aralarında ticaretin fiilen gayrimümkün olduğu veya mezkûr eşhastan birisinin
tâbi olduğu kavanin, evamir veya nizamat ile ticaret menedildiği veya
gayrikanunî bir mahiyet iktisap ettiği tarihten itibaren düşman ad ve telâkki
olunacaklardır. Akti mukavele edenlerden birisi için düşman memleketi olduğu
halde harp esnasında orada ikamet ederek şahıs ve emvali hakkında serbestçe
tasarrufatta bulunabilmiş olduğu Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideynden birinin
arazisi dahilinde (şirketler de dahil olmak üzre) düşman eşhas veya onların
memurları arasında aktolunmuş mukavelenameler, 73, 75, 79, 80'inci Maddeler
ahkâmından müstesna olarak ahkâm-ı umumiyeye tâbi tutulacaktır.
MADDE 83 —
İşbu Faslın ahkâmı Japonya ile Türkiye arasında tatbik olunmayacak ve ahkâm-ı
mezkûrede mevzu-u bahsolan mevat , salif-ül beyan iki memleketin her birinde kavanin-i
mahalliyeye tevfikan hal ve fasledilecektir.
LÂHİKA
1. Hayat
Sigortaları
I. Bir
sigortacı ile bilâhare düşman olmuş bir şahıs arasında aktedilmiş olan hayat
sigorta mukavelenameleri muhasamatın inişadı veya şahs-ı mezkûrun düşman olması
dolayısile mefsuh addedilmeyecektir. Fıkra-i salifeye göre mefsuh addedilmeyen
bir mukavelename ahkâmınca harp esnasında vacib-üt tediye olmuş olan her
sigorta edilmiş meblâğ badel harp kaabil-i tesviye olacaktır. İşbu meblâğa
vacib-üt tediye olduğu zamandan tevsiye edildiği tarihe kadar senevî yüzde beş
faiz zammedilecektir. Harp esnasında sigorta ücuratının adem-i tediyesinden
veyahut mukavelename ahkâmının adem-i icrasından nâşi şayet bir mukavelename
hükümsüz veya tesirsiz kalmış ise sigorta olan şahıs veya vekilleri veyahut
menleh-ül hukuku işbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden
itibaren on iki ay zarfında, her zaman poliçanın hükümsüz kaldığı veyahut
mefsuh addedildiği günkü kıymet-i iştiraiyesini sigortacıdan senevî yüzde beş
zammı faizle talep edecektir. Hayat sigorta mukavelenameleri 29 teşrinievel
1914 tarihinden mukaddem imza edilip işbu mukavelenamelerin ahkâmına nazaran
ücuratın adem-i tediyesinden nâşi işbu muahedenameden evvel fesih veya tenzil
edilmiş olan Türk tebaası işbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı
tarihinden itibaren üç ay zarfında ve şayet o esnada berhayat iseler, sigorta
edilen sermayenin tamamı için poliçalannı yeniden tanzim etmeğe salâhiyattar
olacaktır. Bunun için kumpanya doktorunun yapacağı ve kumpanyanın matluba muvafık
göreceği bir muayene-i tıbbiyeden geçtikten sonra mütedahil ücuratı yüzde beş
faiz-i mürekkep zammiyle tediyeye mecbur olacaklardır.
2. Elyevm
bir müttefik devlet tebaası olan şirketler ile Türkiye tebaası arasında 1914
senesi 29 teşrinievelinden mukaddem akdedilmiş olup Türk altınından gayri bir
nakit ile tediyesi kabul ve ücuratı 18 teşrinisani 1915 tarihinden evvel ve
sonra veyahut yalnızca bu tarihten mukaddem tediye edilen hayat sigortası
mukavelenameleri berveçh-i âti tesviye edilecektir:
Evvelâ —
18 teşrinisani 1915 tarihinden evelki zamanlar için mukavelenamede zikredilen
cins para ile ve bu cins naktı ihraç eyleyen memleketin rayicine göre sigorta
edilen şahsın hukuku poliçanın şerait-i umumiyesine tevfikan tesbit
edilecektir. (Meselâ frank, altın frank, yahut evrak-ı naktiye frank olarak
tasrih edilen her meblâğ Fransız frankiyle tesviye edilecektir);
Sâniyen —
18 teşrinisani 1915 tarihinden sonraki müddet için —Türk lirasının kıymeti
harpten evvelki kıymetine müsavi farzolunduğundan — Türk evrak-ı naktiyesi ile
tesviye edilecektir. Şayet mukavelenameleri Türk parasından gayri bir nakit ile
aktedilmiş olan Türkiye tebaası, 18 teşrinisani 1915'den beri ücretlerini
mukavelenamelerde zikredilen nakit ile tediye ettiklerini ispat ederlerse mezkûr
mukavelenameler, 18 teşrinsani 1915'ten sonraki zamanlar için bile işbu nakti
ihraç etmiş olan memleketin rayicine göre tesviye edilecektir. Mukavelenameleri
elyevm müttefik bir devletin taht-ı tabiiyetinde bulunan şirketlerle 29
teşrinievel 1914 tarihinden evvel Türk parasından gayri bir nakit ile
aktedilmiş ve ücuratın tediyesi dolayısiyle el'an mevki-i meriyette kalmış olan
Türkiye tebaası, İşbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden
itibaren üç ay zarfında işbu mukavelenamelerde mezkûr para ile ve o nakti ihraç
eyleyen memleketin rayicine göre, sermayelerini itmam için poliçalarını yeniden
tanzim ve tesis etmek hakkına malik olacaklardır. Bunun için, 18 teşrinsani
l915'ten beri vadeleri hitam bulmuş olan ücuratı mezkûr para ile tesviye edeceklerdir.
Buna mukabil mumaileyhimin mezkûr tarihten itibaren Türk evrak-ı naktiyesi ile
tediye ettikleri ücurat kendilerine ayni cins nakit ile iade edilecektir.
3. Türk
lirası olarak akdedilmiş olan sigorta mukavelenameleri bedelâtının tesviyesi
Türk evrakı naktiyesile vuku bulacaktır.
4. Sigorta
şirketi ile bir mukavele-i mahsusa ile poliçalarının kıymetini ve ücuratın
sureti tediyesini evvelce tanzim etmiş olan sigortalı şahıslarla işbu
Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinde poliçaları suret-i kafiyede
tediye edilmiş olan şahıslara 2 ve 3 üncü fıkraların ahkâmı tatbik
edilmeyecektir.
5.
Fıkarat-ı salifenin tatbiki zımnında tarafeynin tahhüdatı mütekab delerini
hesap için hayat-ı beşerin ihtimalâtına faizin miktarını mezcederek istinat
eden sigorta mukavelenameleri hayat üzerine yapılmış sigorta mukavelenamesi
hükmünde addolunacaktır.
II. Bahrî
Sigortalar
6.
Tarafeynin düşman olmalarından mukaddem muhatara başlamış olduğu takdirde ve
sigortacının tâbi olduğu devlet veya işbu devletin müttefikleri tarafından vuku
bulan harekât-ı harbiye neticesindeki hasaratı temin ve tazmine dair olmamak
şartiyle deniz sigorta mukavelenameleri, muhtevi bulundukları ahkâm câri
bulunmak üzre, mefsuh addedilmeyeceklerdir.
III. Karık
Sigortaları ve Diğer Sigortalar
7. Fıkra-ı
salifede zikredilen kayd-ı ihtirazı tahtında harik veya diğer sigorta
mukavelenameleri mefsuh addedilmeyeceklerdir.
FASIL III
Düyun
MADDE 84 —
Harpten evvel akdedilmiş mukavelenameler mucibince harpten evvel veya harp
esnasında vacib-üt tebiye olmuş bulunan ve harp sebebiyle tesviyesiz kalmış
düyunun, mukavelenamelerde münderiç şerait dairesinde ve mukavele edilen para
i!e o paranın ihraç edildiği memlekette câri rayici üzerinden tesviye ve
tediyesi lâzım geleceğini tanımak hususunda Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn
müttefiktirlar. İşbu Kısmın ikinci Faslı Lâhikasının ahkâmına halel gelmemek
şartiyle şu cihet mukarrerdir ki harpten evvelki bir mukavele mucibince icrası
lâzımgelen tediyat, harp esnasında mezkûr mukavelede gösterilen paradan gayri
bir para ile kısmen veya tamamen tahsil edilmiş bulunan mebaliğın mukabili
olduğu takdirde, bu tediyat, hakikatte tahsil olunmuş olan mebaliğı, tahsilatın
vuku bulduğu para ile eda etmek suretile icra olunabilecektir. Bu hüküm işbu
muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından evvel alâkadarlar arasında suret-i
muslıhanede vaki olmuş olan ve taahhüdat-ı muhalifeyi haleldar edemeyecektir.
MADDE 85 —
Düyun-u Umumiye-i Osmaniye işbu Fasıldan ve işbu Kısmın ( İktisadî Ahkâm )
diğer fusulünden bilittifak, hariç bırakılmıştır.
FASIL IV
Mülkiyet-i
Sınaiye, Edebiye veya Sanayi-i Nefise Mülkiyeti
MADDE 86—
İşbu muahede ahkâmı mahfuz kalmak kaydile, mülkiyet-i sınaiye, edebiye veya
sanayi-i nefise mülkiyeti hukuku, âkit devletlerden her birinin kavaninine
nazaran 1 ağustos 1914'te mevcut bulunmuş oldukları hal üzre, Tarafeyn-i
Aliyeyn-i âkideyn arazisinde, işbu muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından
itibaren, bu hukuktan hali harbin başladığı anda miiteneffi olan eşhasın veya
menlebülhaklarının lehine tekrar tesis veya iade olunacaktır. Kezalik eğer haıp
vukua gelmemiş olsaydı, bir mülkiyet-i sınaiyenin ve yahut edebiyata veya
sanayi-i nefiseye müteallik bir eser neşrinin himayesi için kanun dairesinde
vâki olmuş bir müracaat üzerine harbin devam ettiği müddet esnasında iktisap edilebilecek
hukuk dahi işbu muahedenamenin mevkii mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren işbu
hukuka istihkakı bulunan eşhas lehine olarak tasdik ve tesis edilecektir.
Balâda münderiç ahkâm mucibince ipkaen tesis edilecek olan hukuka halel iras
etmemek şartiyle, esna-yı harpte müttefik devletlerden birinin teşriî, icarî
veya idarî bir makamı tarafından ittihaz kılınmış olabilen tedabir-i mahsusaya
iptinaen Osmanlı tebaasına müteallik mülkiyet-i sınaiye, edebiye veya sanayi-i
nefise mülkiyeti hususunda ifa edilen bilcümle muamelât [ruhsat itası da dahil
olmak üzre] mer'i kalacak ve hükümleri tamamiyle câri olmakta devam edecektir.
Bu hüküm her hangi bir müttefik devlet tebaasının hukuku hakkında Türkiye
makamatı tarafından ittihaz edilmiş muamelâtı mümasile için dahi ayni veçhile
câridir.
MADDE 87 —
1 ağustos 1914 tarihinde zaten iktisap edilmiş olan veyahut eğer harp vaki
olmamış bulunsaydı harpten evvel veya harbin devam ettiği müddet esnasında vuku
bulmuş bir talep ile o tarihten beri ihrazı mümkün bulunan mülkiyet-i sınaiye
hukukunu istihsal veya muhafaza veya bu bapta itiraz dermeyan edebilmeleri için
diğer her bir âkit devlet arazisinde Türk tebaasına ve Türkiye'de mezkûr
devletlerin tebaasına, resmi munzam ve hiç bir nevi ceza olmaksızın her
müracaatı icra her muameleyi ikmal her türlü rüsumu tesviye ve suret-i
umumiyede her devlet kavanin ve nizamatının istilzam ettiği kâffe-i muamelâtı
ifa eylemek üzre, işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren
akalli bir sene mühlet verilmiştir. Bazı merasim ve muamelâtın ifa ve itmam
etmemesinden veya bir resmin verilmemesinden dolayı sâkıt addedilmiş olan
mülkiyet-i sınaiye hukuku—ihtira beratlarile resimlere ait hususatta bunları
gayri mer'i addolunduğu zamanlarda işleten veya istimal eden eşhas-ı salisenin
hukukunu sıyanet için her devletin mukteza-yı nısfet addedeceği tedabiri
ittihaz eyleyebileceği kayd-ı ihtirazîsiyle—tekrar iktisabı mer'iyet edecektir.
Bir ihtira beratının mevki-i tatbika vaz'ı veyahut fabrika alâmeti farikasının
veya bir ticaretin veya bir resmin istimali için ve;ilen mehilde 1 ağustos 1914
ile işbu Muahedenin mevkii mer'iyete vaz'ı tarihi arasındaki müddet dahili
hesap edilmeyecek ve bundan başka, 1 ağustos 1914 tarihinde balen muteber
bulunmuş olan hiç bir ihtiıa beratının ve fabrika veya ticaret alâmet-i
farikasının veya resmin işbu muahedenin mevki-i icraya vaz'ından itibaren iki
sene müddet geçmedikçe, sırf mevki-i tatbika adem-i vaz'ı veya edemi istimali
cihetile, sukut veya fesha tâbi olamayacağı mukarrerdir.
MADDE 88 —
Bir taraftan Türkiye tebaasiyle Türkiye'de mukim olan veya Türkiye'de
san'atlarını icra etmekte bulunan eşhas ve diğer taıaftan müttefik devletlerin
tebaası ile müttefiklerin arazisinde ikamet veya san'atlaını icra eden eşhas ve
kezâlik bu eşhasın harp esnasında bazı hukuk devretmiş olduğu eşhas-ı salise
taraflarından, hal-i harp tarihile işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı
tarihi arasında geçen müddet zarfında, diğer tarafın arazisinde, hudusa gelmiş
olup esna-yi harpte her hangi bir zımmında mevcut bulunmuş olan veyahut 86'ıncı
maddeye istinaden yeniden tesisi icap eden mülkiyet-i sınaiye, edebiye veya
sanayi-i nefise mülkiyeti hukukunu haleldar etmiş gibi addolunabildiği ef'alden
dolayı bir dava ikame ve hiç bir talep dermeyan edilemeyecektir.
Balâda
zikrolunan ef'al meyanında Tarafeyn-i Aliyeyn-i Âkideyn hükümetleri veya onlar
hesabına veya onların muvafakatile diğer eşhas tarafından mülkiyeti sınaiye,
edebiye veya sanayii nefise mülkiyeti haklarının istimali ve kezalik bu hukukun
tatbik olunabileceği mahsulât, alât ve edevat veya her türlü eşyanın furuhtu,
mevkii fnrulıta vaz'ı veya istimali fiilleri de dahildir.
MADDE 89—
Mülkiyet-i sınaiye hukukundan istifade, veyahut edebiyata veya sanayi-i
nefiseye müteallik asar-ı teksir hakkında, bir taraftan müttefik Devletler
tebaaları veya bunların topraklarında sakin veya orada san'atlarını icra
etmekte olan eşhas ile diğer taraftan Osmanlı tebaası arasında hal-i harpten
mukaddem akdedilmiş olan ruhsat mukavelenameleri Türkiye ile müttefik Devlet
arasında mütehaddis hal-i harp tarihinden itibaren mefsuh addedileceklerdir.
Ancak her halde, bu nevi bir mukavelenameden iptidaen müstefıt olan kimse işbu
Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren altı ay zarfında sahibi
hukuktan yeni bir ruhsat talep etmek hakkını haiz olacak ve bunun şeraiti,
tarafeyn arasında bilitilâf kararlaşdırılmazsa, işbu Kısmın beşinci Faslında
münderiç Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafından tayin olunacaktır. O takdirde
Mahkeme, icap ederse, harp esnasında hukukunun istimalinden dolayı muhik
göreceği lâzim-üt tesviye mebaliği tayin edebilecektir.
MADDE 90—
İşbu Muahede mucibince Türkiye'den ayrılan arazi ahalisi, gerek bu infikâke ve
gerek bunun neticesi olarak hasıl olan tebeddül-ü tabiiyete rağmen,Osmanlı
kavaninine göre bu tebeddül anında sahip oldukları mülkiyet-i sınaiye, edebiye
ve sanayii nefise mülkiyeti hukukundan Türkiye'de tam ve kâmil bir sûrette
istifadelerini muhafaza edeceklerdir. Bu Muahede ile Türkiye'den ayrılan
arazide bu infikâk ânında mer'i veya 86'ıncı madde mucibince yeniden tesis veya
ipka edilecek olan mülkiyet-i sınaiye, edebiye ve sanayi-i nefise mülkiyeti
hukuku rnezkur arazinin intikal edeceği Devlet tarafından tanınacak ve Osmanlı
kavanini mucibince devamı kabul edilen müddetçe bu arazi üzerinde mevki-i mer'iyette
kalacaktır.
MADDE 91—
Osmanlı İmparatorluğu Hükümeti'nin Dersaadet'te veya mahalli sairede 30
teşrinievel 1918 tarihinden beri usûlen vermiş olduğu ihtira beratları veya
fabrika alâmat-i farikası hakkında ifa etmiş olduğu muamelât-ı tesciliye ve
kezalik işbu beratlarla alâmat-i farikanın devir veya ferağına müteallik her
türlü kayit veya tescil muameleleri alâkadarların işbu Muahedenin mevki-i
mer'iyete vaz'ından itibaren üç ay zarfında verecekleri istidaname üzerine
Türkiye Hükümeti'ne arz ve Hükümet-i müşarüleyha tarafından tescil edilecektir.
İşbu tescilin hükmü, tescil-i iptidaî tarihinden muteberdir.
FASIL V
Muhtelit
Hakem Mahkemesi
MADDE 92 —
Bir taraftan müttefik Devletlerden her biri ve diğer taraftan Türkiye arasında
Muahede-i haziranın mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren üç ay müddet
zarfında birer Muhtelit Hakem Mahkemesi teşkil olunacaktır. Bu Mahkemelerden
her biri, ikisi alâkadar Hükümetlerin her biri tarafından tayin olunmak üzre,
üç âzâdan mürekkep olacaktır. Bu Hükümetler müteaddit zatı tayin etmek
salâhiyetini haiz olacaklar ve mahkemede âzâ sıfatiyle balunacak zatı icab-ı
hale göre bunlar meyanından intihap edeceklerdir. Reis alâkadar iki Hükümet
arasında bilitilâf tayin olunacaktır. Muahede-i haziranın mevki-i mer'iyete
vaz'ı tarihinden itibaren iki ay müddet zarfında bu itilâf husul pezir olmadığı
takdirde reis-i mumaileyh, alâkadar Hükümetlerden birisinin talebi üzerine,
Lâhey Beynelmilel Adalet Mahkeme-i Daimesi reisi tarafından harp esnasında
bitaraf kalmış olan Devletler tebaasına mensup zevat meyanından tayin
edilecektir. Eğer bu iki ay zarfında alâkadar Hükümetlerden birisi kendisini
mahkemede temsil edecek âzâyı intihap etmeyecek olur ise diğer alâkadar
Hükümetin talebi üzerine mezkûr âzânın emr-i tayini Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne
âit olacaktır. Mahkeme âzâsından birisinin vefatı veya istifası takdirinde
veyahut Mahkeme âzâsından biri vezaifini ifa etmesi her hangi bir sebepden
dolayı vezaifini ifa edemeyecek bir halde bulunursa, nasp için mukarrer usule
tevfikan, yerine diğerinin tayinine tevessül edilecektir. Mezkûr iki ay müddet
vefat-ı istifanın ve ifa-yı vazifede adem-i imkânın usulü dairesinde subut
bulduğu günden itibar edilecektir.
MADDE 93 —
Muhtelit Hakem Mahkemelerinin merkezi İstanbul'da olacaktır. Eğer mesalihin
kemiyet ve keyfiyeti muhik gösterirse alâkadar Hükümetler her Mahkemede bir
veya bir kaç şube-i munzamma ihdas etmek salâhiyetini haiz olacaklardır. İşbu
şubelerden her birinin in'ikadı için lüzumuna göre her hangi bir mahal tayin
edilebilecektir. Bu şubelerin her biri bir reis-i sani ile 92'inci maddenin 2
ilâ 5'inci fıkralarında mezkûr olduğu veçhile mansup iki âzâdan müteşekkil
olacaktır. Her Hükümet huzur-u Mahkemede kendisini temsil etmek için bir veya
bir kaç memur [Ajan] tayin edecektir. Şayet Muhtelit bir Hakem Mahkemesinin
veyahut Şubelerinden birisinin teşekkülünden itibaren üç sene sonra işbu
Mahkeme veya Şube mesaisini itmam etmemiş bulunursa ve mezkûr Mahkeme veya
Şubenin mahalli in'ikadının bulunduğu araziye sahip olan Devlet talep ederse salif-üz
zikir Hakem Mahkemesi veya şubesi işbu arazi haricine naklolunacaktır.
MADDE 94 —
92 ve 93'üncü maddeler mucibince ihdas edilen Muhtelit Hakem Mahkemeleri işbu
Muahede mucibince kendi salâhiyetleri dahilinde bulunan ihtilâfat hakkında
hüküm vereceklerdir. Ekseriyet-i âzânın verdiği karar Mahkemenin kararı
olacaktır. Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn, Muhtelit Hakem Mahkemelerinin
mukarreratını kat'î addettiklerini ve kendi tebaaları hakkında bunları
mecburiy-ül ittiba kılacaklarını ve ilâmat kendilerine tebliğ edilir edilmez
hiç bir tenfiz kararı ittihazına hacet olmaksızın bütün arazileri dahilinde
icrasını temin edeceklerini kabulde müttefiktirler. Bundan başka, Tarafeyn-i
Âliyeyn-i âkideyn bilhassa tebligatın isaline ve delâilin cem'ine âit hususatta
kendi Mahkeme ve memurlarının Muhtelit Hakem Mahkemelerine, yedd-i
iktidarlarında bulunacak olan her türlü muaveneti doğrudan doğruya ifa
etmelerini teahhüt eylerler.
MADDE
95—Muhtelit Hakem Mahkemelerinin rehberi adâlet, hakkaniyet ve hüsnüniyet
olacaktır. Her Mahkeme, huzurunda istimal olunacak lisanı tayin edecek ve
mesaliha tamamiyle vukufu temin için icap eden tercümeleri yaptıracak ve kendi
huzurunda takip edilecek usul-ü muhakeme kavaidini ve müddetlerini tanzim
eyleyecektir. Bu kavaidin tanziminde, esasat-i âtiyeye riayet olunacaktır:
1. Usul-ü
muhakeme bir lâyiha ve mütekabilen bir lâyiha-i cevabiye ibrazını ihtiva
edecek, bir lâyiha-i reddiye-i cevabiye ile mütekabil bir lâyiha-i reddiye-i
cevabiye ita olunabilccektir. Şayet tarafeynden biri mülâhazat-ı şifahiye
dermeyan etmek veya ettirmek talebinde bulunursa, taraf-ı diğere de böyle bir
halde ayniyle hareket etmek salâhiyeti verilmek şartiyle, buna mezun olacaktır.
2. Mahkeme
tahkikat icrasını, evrak ibrazını, ehl-i hibreye müracaatı emretmek, mahallerinde
keşif ve muayene icra, her gûna malûmatı talep eylemek, şahitleri istima etmek,
ve tarafeynden veyahut mümessillerinden her türlü izahat-ı şifahiye veya
tahririyeyi talep etmek hususlarında kâffe-i salâhiyeti haiz olacaktır.
3.
Muahede-i hazırada hilâfına münderiç ahkâm müstesna olmak üzre, Mahkemenin
teşkilinden itibaren altı ay müddetin hitamından sonra hiç bir talep ve iddia
kabul olunmayacaktır. Meğer ki Mahkeme-i mezkûrenin bir karan ile ita edilmiş
ve bud-i mesafe veya kuvve-i mücbire esbabına müpteni olarak suret-i
istisnaiyede muhik görülmüş bir müsaade-i mahsusa mevcut ola.
4. Bir
sene zarfında, mecmuu sekiz haftayı tecavüz etmeyecek olan tatil devreleri
müstesna olmak üzre her hafta mesalihin
sü'rat-i ceryanını temin etmek için muktazi miktarda celse akdetmek Mahkemenin cümle-i vezaifindendir.
sü'rat-i ceryanını temin etmek için muktazi miktarda celse akdetmek Mahkemenin cümle-i vezaifindendir.
5.
Hükümler, işin Mahkemece müzakereye konulduğunu ifade eden hitam-ı muhakemeden
itibaren nihayet iki ay sonra her halde isdar edilmiş olmalıdır.
6. İşin
icap edeceği murafaat-ı şifahiye ile her halde hükümlerin tefhimi celse-i
aleniyede vukubulacaktır.
7. Her
Muhtelit Hakem Mahkemesi, mesalihin hüsn-ü temşiyetine nafi addettiği takdirde,
mahalli in'ikadı haricinde bir veya bir kaç celse akdi salâhiyetini haiz
olacaktır.
MADDE 96 —
Alâkadar Hükümetler her bir Mahkeme için bilittifak bir Kâtib-i Umumî tayin
edecekler ve her biri ona bir veya bir kaç Kâtip terfik eyleyeceklerdir .
Kâtib-i Umumî ile Kâtipler, alâkadar Hükümetlerin muvafakatiyle muavenetlerine
lüzum görecekleri eşhası hizmetine alabilecek olan mahkemenin taht-ı emrinde
bulunacaklardır. Her Mahkeme kaleminin daireleri İstanbul'da olacaktır.Diğer
her hangi bir mahalde mülhak kalem daireleri ihdas etmek alâkadar Hükümetlere
ait olacaktır. Her Mahkeme kendisine tevdi edilecek olan mesaliha ait evrakı,
muharrerat ve vesaiki kaleminde muhafaza edecek ve vazifesinin hitamında
bunları mahalli in'ikadımn bulunmuş olduğu Hükümetin hazine-i evrakına tevdi
edecektir. Bu evrak, alâkadar Hükümetlere daima küşade bulunacaktır.
MADDE 97 —
Her Hükümet, tayin ettiği Muhtelit Hakem Mahkemesi âzâsı ile tayin edeceği
memur [Ajan] veya kâtiplerin ücurat ve muhassasatını tediye eyleyecektir. Beis
ile Kâtib-i Umumînin ücurat ve muhassasatı alâkadar Hükümetler tarafından
müttefikan tayin olunacak ve ücurat ve muhassasat-ı mezkûre ile Mahkemenin
masarif-i müşterekesi her iki Hükümet tarafından munasafatan tediye
edilecektir.
MADDE 98 —
İşbu Fasıl Japonya ile Türkiye beyninde tekevvün edip Muahede-i hazıra
mucibince Muhtelit Hakem Mahkemesinin daire-i salâhiyetinde bulunması lâzim
gelecek olan mesalih hakkında kabil-i tatbik olmayacaktır; mesalih-i mezkûre
iki Hükümet arasında bilitilâf hal ve faslolunacaktır.
FASIL VI
Muahedenameler
MADDE 99
—İşbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı akibinde ve diğer cihetten havi olduğu
ahkâm haleldar olmaksızın zirde tadat olunan iktisadî veya fennî mahiyetteki
zeviletraf Muahedat, Mukavelât ve İtilâfat Türkiye ile diğer Düvel-i âkideden
bunlara taraf olanlar arasında yeniden mevki-i mer'iyete gireceklerdir.
1 —
Tahtelbahir kabloların muhafazasına dair 14 mart 1884, 1 kânunuevel 1886 ve 23
mart 1887 tarihli Mukavelenamelerle
7 temmuz 1887 tarihli ihtitamî Protokol;
2— Gümrük tarifelerinin neşrine ve gümrük tarifelerinin neşri için beynelmilel bir ittihat teşkiline dair 5 temmuz 1890 tarihli Mukavelename;
3 — Paris'te beynelmilel hıfzıssıhha-i umumiye Dairesi teşkiline dair 9 kânunuevel 1920 tarihli İtilâfname;
4 — Roma'da beynelmilel bir ziraat Enstitüsü teşkiline dair 7 haziran 1905 tarihli Mukavelename.
5 — Esko nehri üzerinde müruriye rüsumunun mubayaasına ait 16 temmuz 1863 tarihli Mukavelename;
6 — İşbu Muahedenamenin on dokuzuncu Maddesindeki ahkâm-ı mahsusa kayd-ı ihtirazîsi tahtında, Süveyş kanalının serbesti-i istimalini temin edecek bir usul tesisine ait 29 teşrinievel 1888 tarihli Mukavelename;
7 — 30 teşrinisani 1920 tarihinde Madrit'te imzalanan Mukavelename ve İtilâfnameler dahil olduğu halde Posta ittihadı hakkındaki Mukavelename ve itilâfnameler;
8 — 10/22 temmuz 1875 tarihinde Sen-Petersburg'da imzalanan beynelmilel telgraf Mukavelenameleri ve 11 haziran 190'de Lizbon beynelmilel telgraf Konferansında kararlaştırılan Nizamnameler ve tarifeler
7 temmuz 1887 tarihli ihtitamî Protokol;
2— Gümrük tarifelerinin neşrine ve gümrük tarifelerinin neşri için beynelmilel bir ittihat teşkiline dair 5 temmuz 1890 tarihli Mukavelename;
3 — Paris'te beynelmilel hıfzıssıhha-i umumiye Dairesi teşkiline dair 9 kânunuevel 1920 tarihli İtilâfname;
4 — Roma'da beynelmilel bir ziraat Enstitüsü teşkiline dair 7 haziran 1905 tarihli Mukavelename.
5 — Esko nehri üzerinde müruriye rüsumunun mubayaasına ait 16 temmuz 1863 tarihli Mukavelename;
6 — İşbu Muahedenamenin on dokuzuncu Maddesindeki ahkâm-ı mahsusa kayd-ı ihtirazîsi tahtında, Süveyş kanalının serbesti-i istimalini temin edecek bir usul tesisine ait 29 teşrinievel 1888 tarihli Mukavelename;
7 — 30 teşrinisani 1920 tarihinde Madrit'te imzalanan Mukavelename ve İtilâfnameler dahil olduğu halde Posta ittihadı hakkındaki Mukavelename ve itilâfnameler;
8 — 10/22 temmuz 1875 tarihinde Sen-Petersburg'da imzalanan beynelmilel telgraf Mukavelenameleri ve 11 haziran 190'de Lizbon beynelmilel telgraf Konferansında kararlaştırılan Nizamnameler ve tarifeler
MADDE 100
— Türkiye âtide tadat olunan Mukavelename veya İtilâfnamelere iltihak veya
onları tasdik eylemeği taahüt eyler :
1 —
Otomobillerin milel-i muhtelife memalikinde seyrine müteallik 11 teşrinievel
1909 tarihli Mukavelaname;
2 — Gümrüğe tâbi vagonların kurşunlanmalarına dair 15 mayıs 1886 tarihli İtilâfname ve 18 mayıs 1907 tarihli Protokol;
3 — Müsademe, muavenet ve umuru tahlisiye-i bahriye hakkındaki bazı kavaidin tevhidine dair 23 eylül 1910 tarihli Mukavelename;
4 — Hastane gemilerinin limanlarda rüsum ve tekâliften muafiyeti hakkında 21 kânunuevel 1904 tarihü Mukavelename;
5 — Kadınların yüzünden icra-yı ticaretin men'i hakkmda l8 mayıs 1904, 4 mayıs 1910 ve 30 eylül 1921 tarihli Mukavelenameler;
6— Fuhşiyata dair neşriyatın men'i için 4 mayıs 1910 tarihli Mukavelename;
7 --- 54, 88 ve 90'ıncı Maddeler hakkındaki kuyud-u ihtiraziye mahfuz kalmak şartiyle, 17 kânununsani 1912 tarihli sıhhiye Mukavelenamesi;
8 — Filokseraya karşı ittihaz olunacak tedabire ait 3 teşrinievel 1881 ve 15 nisan 1889 tarihli Mukavelenameler;
9 — Afyon hakkında 23 kânunusani 1912 tarihinde Lâhey'de imzalanan Mukavelename ile l914 tarihli munzam Protokol;
10 — 5 temmuz 1912 tarihli beynelmilel telsiz telgraf Mukavelenamesi;
11 — Afrikada mevadd-ı külliyenin tâbi olacağı usule dair Sen-Jermen-Anley'de imzalanan 10 eylül 1919 tarihli Mukavelename;
12 — 26 şubat 1885 tarihli Berlin Sened-i Umumî'siyle 2 temmuz 1890 tarihli Brüksel Beyanname ve Sened-i Umumî'sinin yeniden tetkikini mutazammın olarak Sen-Jermen-Anley'de imzalanan 10 eylül 1919 tarihli Mukavelename;
13 — 1 mayıs 1920 tarihli Protokol ahkâmım tatbikan vaziyeti coğrafiyesinin iktiza ettirdiği tadilâta, Türkiye nail olduğunu gördüğü takdirde seyahat-i havaiyenin tanzimine dair olan 13 teşrinievel 1919 tarihli Mukavelename;
14 — Kibrit imalinde beyaz fosfor istimalinin men'ine dair 26 eylül 1906 de Bern de imzalanan Mukavelename;
2 — Gümrüğe tâbi vagonların kurşunlanmalarına dair 15 mayıs 1886 tarihli İtilâfname ve 18 mayıs 1907 tarihli Protokol;
3 — Müsademe, muavenet ve umuru tahlisiye-i bahriye hakkındaki bazı kavaidin tevhidine dair 23 eylül 1910 tarihli Mukavelename;
4 — Hastane gemilerinin limanlarda rüsum ve tekâliften muafiyeti hakkında 21 kânunuevel 1904 tarihü Mukavelename;
5 — Kadınların yüzünden icra-yı ticaretin men'i hakkmda l8 mayıs 1904, 4 mayıs 1910 ve 30 eylül 1921 tarihli Mukavelenameler;
6— Fuhşiyata dair neşriyatın men'i için 4 mayıs 1910 tarihli Mukavelename;
7 --- 54, 88 ve 90'ıncı Maddeler hakkındaki kuyud-u ihtiraziye mahfuz kalmak şartiyle, 17 kânununsani 1912 tarihli sıhhiye Mukavelenamesi;
8 — Filokseraya karşı ittihaz olunacak tedabire ait 3 teşrinievel 1881 ve 15 nisan 1889 tarihli Mukavelenameler;
9 — Afyon hakkında 23 kânunusani 1912 tarihinde Lâhey'de imzalanan Mukavelename ile l914 tarihli munzam Protokol;
10 — 5 temmuz 1912 tarihli beynelmilel telsiz telgraf Mukavelenamesi;
11 — Afrikada mevadd-ı külliyenin tâbi olacağı usule dair Sen-Jermen-Anley'de imzalanan 10 eylül 1919 tarihli Mukavelename;
12 — 26 şubat 1885 tarihli Berlin Sened-i Umumî'siyle 2 temmuz 1890 tarihli Brüksel Beyanname ve Sened-i Umumî'sinin yeniden tetkikini mutazammın olarak Sen-Jermen-Anley'de imzalanan 10 eylül 1919 tarihli Mukavelename;
13 — 1 mayıs 1920 tarihli Protokol ahkâmım tatbikan vaziyeti coğrafiyesinin iktiza ettirdiği tadilâta, Türkiye nail olduğunu gördüğü takdirde seyahat-i havaiyenin tanzimine dair olan 13 teşrinievel 1919 tarihli Mukavelename;
14 — Kibrit imalinde beyaz fosfor istimalinin men'ine dair 26 eylül 1906 de Bern de imzalanan Mukavelename;
Türkiye,
bundan başka, telli ve telsiz telgraf hakkında beynelmilel yeni
mukavelenamelerin tanzimine iştirak etmeği taahhüt eyler.
KISIM IV
Turuk-u
Münakale ve Mesail-i Sıhhiye
FASIL 1
Turuk-u
Münakale
MADDE 101
— Türkiye'nin transitinin serbestisi hakkında jBarselonKonferansı tarafından 14
nisan 1921 tarihinde kabul edilmiş olan Mukavelename ve Nizamname ile menafi-i
beynelmilel olan kabil-i seyr-ü sefer turuk-u miyahiyeye tatbik olunacak usul
hakkında mezkûr Konferans tarafından 19 nisan 1921 tarihinde kabul edilmiş
bulunan Mukavele ve Nizamnameyi ve munzam Protokolu kabul ettiğini beyan eder.
Binaenaleyh
Türkiye işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren bu Mukavelename,
Nizamname ve Protokollar ahkâmının mevki-i tatbika vaz'ını taahhüt eder.
MADDE 102
— Türkiye bahrî sahilden mahrum Devletlerin bahrî bayrağa malikiyet haklarının
tanınmasını muta zammın 20 nisan 1921 tarihli Barselon Beyannamesini kabul
ettiğini beyan eder.
MADDE 103
—Türkiye 20 nisan 1921 tarihli Barselon Konferansı'nın beynelmilel usule tâbi
limanlara âit olan Vesayasını kabul ettiğini beyan eder. Türkiye bu usul altına
vaz'edilecek limanları bilâhare bildirecektir.
MADDE 104
— Türkiye 20 nisan 1921 tarihli Barselon Konferansı'nın beynelmilel
demiryollarına müteallik Vesayasını kabul ettiğini beyan eyler. Bu Vasaya, işbu
Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren Türk Hükümeti tarafından
mütekabil olmak kaydile tatbik edilecektir.
MADDE 105
— Türkiye işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ını müteaip 14 teşrinievel
1890, 20 eylül 1893, 16 temmuz 1895,
16 haziran 1898 ve 19 eylül 1906 tarihlerinde Bern'de imza edilen demiryollar vasıtasiyle emtia nakli hakkındaki Mukavelenameleri ve Suver-i tesviyeyi kabul ve tasdik etmeği taahhüt eder.
16 haziran 1898 ve 19 eylül 1906 tarihlerinde Bern'de imza edilen demiryollar vasıtasiyle emtia nakli hakkındaki Mukavelenameleri ve Suver-i tesviyeyi kabul ve tasdik etmeği taahhüt eder.
MADDE 106
— Yeni hudutların güzergâhı dolayısiyle, ayni memleketin iki kısmını
yekdiğerine rapteden bir hat diğer memleketi kat'ettıği veyahut bir memleketten
başlayan bir şube hattı diğer bir memlekette nihayet bulduğu takdirde iki
memleket arasındaki münakalâta müteallik hususatta işletme şeraiti,
mukarrerat-ı mahsusa mahfuz olmak kaydiyle, alâkadar şimendifer idareleri
beyninde akdedilecek bir itilâfname ile tanzim olunacaktır. Bu idareler işbu
itilâfname şeraitinde uyuşmağa muvaffak olamadıkları takdirde şerait-i mezkûre
talikim tariki ile tayin edilecektir. Türkiye ile hem hudut Devletler
beynindeki bilûmum yeni hudut istasyonlarının tesisi ve bu istasyonlar
arasındaki hututun işletmesi ayni şerait dairesinde aktolunacak itilâfnamelerle
tanzim edilecektir.
MADDE 107
— Mevrit veya mahreci Türkiye veya Yunanistan olup Yunan—Bulgar hududiyle
Kuleliburgaz kurbundaki Yunan—Türkiye hududu arasında kâin şark
şimendiferlerinin aksam-ı selâsesinden transit suretiyle müstefit olan yolcular
ve emtia-i ticariye, işbu transitten dolayı hiç bir resim veya harca ve ne de
bir gûna pasaport veya gümrük muayenesi muamelesine tâbi olmayacaklardır.
İşbu
Maddenin icrayı ahkâmı Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından intihap edilecek olan
bir Komiser tarafından temin edilecektir. Yunanistan ve Türkiye Hükümetleri bu Komiser
nezdine, salif-üz zikir ahkâmın icrasına müteallik her meseleyi Komiserin
nazar-ı dikkatine vaz'etmekle mükellef ve vazifesinin ifası emrinde bilcümle
teshilât-ı lâzimeye mazhar olacak olan bir mümessil tayin etmek hakkını haiz
olacaklardır. Bu mümessiller ihtiyaçları olacak madun heyet-i memurinin miktar
ve evsafı hakkında Komiserle itilâf edeceklerdir. Ahkâm-ı mezkûrenin icrasına
müteallik olup halline muvaffak olamadığı her meseleyi Cemiyet-i Akvam
Meclisi'nin Kararına arzetmek mezkûr Komiserin uhdesine terettüp edecektir.
Yunanistan ve Türkiye Hükümetleri ekseriyet-i âzâ ile ittihaz-ı mukarrerat
eyleyen mezkûr meclis tarafından sâdır olan her karara riayet eylemeği taahhüt
ederler. Anif-üz zikir Komiserin maaşı ve ifa edeceği hizmete ait masarif Yunanistan
ve Türkiye Hükümetleri tarafından münasaiaten deruhde edilecektir. Türkiye,
bilâhare Edirne'yi Kulelibıırgaz'la istanbul arasındaki hatta rapteden bir
şimendifer hattı inşa eylediği takdirde işbu Maddenin, Kuleliburgaz ve Bosnaköy
kurbünda kâin Yunanistan—Türkiye hudut noktası arasındaki transite müteallik
ahkâm-ı mütekabilen hükümsüz kalacaktır. Alâkadar Hükûmeteynden her biri
Muahede-i haziranın mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren beş senelik bir müddet
hitamında işbu Maddenin ikinciden beşinciye kadar olan fıkralarında musarrah
murakabeyi idame etmeğe mahal olup olmadığına dair bir karar verdirmek için
Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne müracaat etmek hakkını haiz olacaktır. Maahaza
şurası mukarrerdir ki Yunan—Bulgar hududiyle Bosnaköy beyninde kâin şark
şimendiferlerinin iki kısmı üzerindeki transite dair olan birinci fıkranın
ahkâmı mer'i kalacaktır.
MADDE 108—
Gerek Osmanlı Hükümetine ve gerek hususî şirketlere ait olup işbu Muahede
mucibince Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan arazide kâin Umanlar ile
demiryollarının devrine müteallik ahkâm-ı mahsusa bâki kalmak ve kezalik
Düvel-i âkidin arasında imtiyazat eshabına ve memurinin umur-u tekaüdiyelerine
müteallik olarak evvelden ittihaz olunmuş veya olunacak ahkâm mahfuz bulunmak
üzre demiryolların devri berveçh-i âti şerait dahilinde vuku bulacaktır:
1 —
Bilûmum demiryollarının imalât ve tesisatı tamamiyle ve mümkün olduğu kadar iyi
bir halde terkedilecektir;
2 — Kendisine mahsus edevat-ı müteharrikesi olan bir şebeke tamamiyle terkedilmiş olan arazi üzerinde bulunduğu takdirde mezkûr edevat-ı müteharrike 30 teşrinievel 1918 tarihli son müfredat cetveli mucibince takımiyle terkolunacaktır;
3 — İşbu Muahede mucibince idaresi inkısama uğrayacak hututun edevat-ı müteharrikesinin taksimi müteaddit şuabat kendilerine taviz olunan idareler arasında sulhan uyuşmak suretile tesbit edilecektir. Bu uyuşma 30 teşrinievel 1918 tarihli son müfredat defterine göre mezkûr hutut üzerinde kaydedilmiş olan edevatın, ehemmiyetini, servis hatları da dahil olmak üzre hututun uzunluğunu, münakalâtın mahiyet ve ehemmiyetini nazar-ı itibara alacaktır. Adem-i itilâf halinde ihtilâfat tahkim tarikiyle halledilecektir. Ledelicap gene her hakem kararı, her şubede bırakılması iktiza eden lokomotifler, yolcu ve eşya vagonlarını iade, bunların tesellümü şeraitini tayin ve mevcut atelyelere nakledilen malzemenin mahdut bir müddet zarfında hüsnühalde muhafazasını temin için lüzum görülecek suver-i hailiyeyi tanzim edecektir;
4 — Malzeme, eşya ve alât ve edevat, edevat-ı müteharrikenin tâbi olduğu ayni şerait tahtında terkedilecektir.
2 — Kendisine mahsus edevat-ı müteharrikesi olan bir şebeke tamamiyle terkedilmiş olan arazi üzerinde bulunduğu takdirde mezkûr edevat-ı müteharrike 30 teşrinievel 1918 tarihli son müfredat cetveli mucibince takımiyle terkolunacaktır;
3 — İşbu Muahede mucibince idaresi inkısama uğrayacak hututun edevat-ı müteharrikesinin taksimi müteaddit şuabat kendilerine taviz olunan idareler arasında sulhan uyuşmak suretile tesbit edilecektir. Bu uyuşma 30 teşrinievel 1918 tarihli son müfredat defterine göre mezkûr hutut üzerinde kaydedilmiş olan edevatın, ehemmiyetini, servis hatları da dahil olmak üzre hututun uzunluğunu, münakalâtın mahiyet ve ehemmiyetini nazar-ı itibara alacaktır. Adem-i itilâf halinde ihtilâfat tahkim tarikiyle halledilecektir. Ledelicap gene her hakem kararı, her şubede bırakılması iktiza eden lokomotifler, yolcu ve eşya vagonlarını iade, bunların tesellümü şeraitini tayin ve mevcut atelyelere nakledilen malzemenin mahdut bir müddet zarfında hüsnühalde muhafazasını temin için lüzum görülecek suver-i hailiyeyi tanzim edecektir;
4 — Malzeme, eşya ve alât ve edevat, edevat-ı müteharrikenin tâbi olduğu ayni şerait tahtında terkedilecektir.
MADDE 109
— Hilâfına ahkâm mevcut olmadıkça, yeni bir hududun çizilmesi yüzünden bir
Devletin usulü miyahi (cetvel küşadı, feyezan , irva ve İska, teybis yahut buna
mümasil hususat) diğer bir Devletin arazisinde icra edilecek mesaiye merbut
bulunduğu veyahut bir Devletin arazisi üzerinde, harpten mukaddemki teamülât
mucibince diğer bir Devletin arazisinde mütevellit miyah veya kuva-yi miyahiye
istimal edildiği takdirde, alâkadar Devletler arasında her birinin menafi ve
hukuk-u müktesebelerini muhafaza edecek mahiyette bir itilâf tesis edilmek
lâzımdır. Adem-i itilâf halinde mesele tahkim tarikiyle hallolunacaktır.
MADDE 110
— Romanya ve Türkiye Köstence—İstanbul kablosunun işletme şeraitini muhik bir
surette tesbit için aralarında uyuşacaklardır. İtilâf husul bulmadığı takdirde
mesele tahkim tarikiyle hallolunacaktır.
MADDE 111
— Türkiye bizzat kendi namına ve tebaası namına, artık kendi erazisinde kara
ile ittisal peyda etmeyen kabloların cümlesi veya aksamı üzerindeki, her hangi
bir mahiyette olursa olsun, bilcümle hukuk, müstenidat ve imtiyazatından
sarfınazar eder. Eğer balâdaki fıkra mucibince devredilmiş olan kablolar veya
kabloların bir kısmı emval-i hususiyeden ise eshabının zarar ve ziyanlarının
tazmini, mülkiyetin müntakil olduğu Hükûmata âit olacaktır. Tazminatın
miktarında adem-i itilâf halinde bu miktar tahkim tarikiyle tayin edilecektir.
MADDE 112
— Türkiye kendi arazisinde kara ile lâakal bir ittisal peyda eden kablolar
üzerinde mukaddema haiz olduğu hukuk-u mülkiyeti muhafaza edecektir. Marüzzikir
kablolardan Türk arazide kara ile ittisal etmeleri hukukunun istimali ve
işletmelerinin şeraiti alâkadar Devletler tarafından sureti muslihanede tanzim
olunacaktır. Adem-i itilâf halinde ihtilâf, tahkim tarikiyle halledilecektir.
MADDE 113
— Tarafeyn-i Aliyeyn-i Âkideyn, her biri kendisine teallûku cihetinden
Türkiye'de ecnebi postanelerinin ilgasını kabul ettiklerini beyan ederler.
FASIL II
Mesail-i
Sıhhiye
MADDE 114
— İstanbul Meclis-i Kebiri Umur-u Sıhhiyesi lâğvolunmuştur. Türkiye sevahil ve
hududunun teşkilâtı sıhhiyesiyle Türk İdaresi vazifedardır.
MADDE 115
— Mekadir ve şeraiti muhik olacak olan yegâne ve ayni tarife-i sıhhiye,Türk
bayrağı ile ecnebi bayraklarını tefrik etmeksizin, bütün gemilere ve Türkiye
tebaasına tatbik edilen ayni şerait dairesinde, Düvel-i ecnebiye tebaasına
tatbik olunacaktır.
MADDE 116
— Tüıkiye, açıkta kalmış olan memurin-i sıhhiyenin sabık İstanbul Meclis-i
Kebiri Umur-u Sıhhiyesi'nin nukudundan bittefrik verilmek üzre tazminata
istihkaklarına ve işbu Meclisin memurin-i hâzıra ve sabıkasının ve onların
menlehül haklarının diğer bilcümle hukuk-u müktesebelerine tamamen riayet
etmeği taahhüt eyler, işbu hukuka, sabık İstanbul Meclis-i Kebiri Umur-u
Sıhhiyesi'nin ihtiyat akçesinin cihet-i tahsisine, eski idare-i sıhhiyenin
tasfiye-i kafiyesine müteallik bilcümle mesail ile kezalik buna müşabih veya
merbut olan diğer her mesele, suret-i hususiyede müteşekkil bir komisyon
tarafından hal ve tesviye edilecek ve bu komisyon Almanya, Avusturya ve
Macaristan müstesna olmak üzre istanbul Meclis-i Kebiri Umur-u Sıhhiyesi'ne
iştirak etmiş olan Devletlerden her birinin bir mümessilinden müteşekkil
olacaktır. Gerek yukarıda beyan olunan tasfiyeye ve gerek bu tasfiyeden sonra
kalan nukudun ciheti tahsisine müteallik bir meseleden dolayı işbu komisyonun
azalan arasında ihtilâf zuhur-u halinde mezkûr komisyonda temsil edilen
Devletlerden her biri, karar-ı ahiri ittihaz edecek olan Cemiyet-i Akvam
Meclisi'ne hakk-ı müracaate malik olacaktır.
MADDE 117
— Türkiye ile Mekke-i Mükerreme haccına ve Kudüs-ü Şerif ziyaretine ve Hicaz
Şimendiferine nezaret etmekle alâkadar Devletler, beynelmil Mukavelât-ı sıhhiye
ahkâmı mucibince tedabir-i mahsusa ittihaz edeceklerdir. İcraatta bir vahdet-i
tamme temini zımnında bu Devletlerle Türkiye, hac ve ziyaret umur-u sıhhîsinin
telif ve tanzimi için, bir komisyon teşkil edecekler ve bu komisyonda Türkiye
devair-i sıhhiyesiyle Mısır bahriye ve karantina sıhhiye Meclisi temsil edilmiş
olacaklardır. Mezkûr komisyon, arazisinde içtima edeceği Devletin evvelce
muvafakatini istihsal edecektir.
MADDE 118
— Hac ve ziyaret umur-u sıhhiyesinin telif ve tanzimi komisyonunun mesaisi
hakkında gerek Cemiyet-i Akvam hıfzıssıhha Komitesine ve beynelmilel umumî
hıfzısıhha İdaresine ve gerek hac ve ziyaret ile alâkadar her memleketin talep
edecek olan Hükümetine raporlar verilecektir. Komisyon kendisine Cemiyet-i
Akvam'dan, beynelmilel Umumî Hıfzussılıha idaresinden veyahut alâkadar
Hükümetler tarafından vuku bulan bütün sualler hakkında reyini bayan edecektir.
KISIM V
AHKÂM-I
MUHTELİFE
1.
Üsera-yı Harp
MADDE 119
— Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn, ellerinde kalmış olan harp esirlerile sivil
mevkufları derhal memleketlerine iadeyi taahhüt ederler. Yunani stan ve
Türkiye'nin mütekabilen ellerinde bulunan üsera-yı harp ve sivil mevkufinin
mübadeleleri işbu Hükümetler arasında 30 kânunusani 1923 tarihinde Lozan'da
imza edilmiş olan Itilâfnam-i mahsusun mevzuunu teşkil eder.
MADDE 120
— İnzibata mugayir harekâttan dolayı cezaya müstahak veya mahkûm olan üsera-yı
harp ve sivil mevkufin, cezalarının ikmaline veyahut haklarındaki takibat-ı
kanuniyenin hitam bulmasına bakılmaksızın, iade edileceklerdir. İnzibata ait
ceraimden maad ef'alden dolayı cezaya müstahak veya mahkûm olmuş olanlar taht-ı
mevkufiyette idame edilebileceklerdir.
MADDE 121
—Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn gaiplerin taharrisi veya adem-i iade arzusunu
izhar etmiş olan üsera-yı harp ve sivil mevkufinin tayin-i hüviyetleri için
mütekabilen kendi arazileri üzerinde her türlü teshilâtı irae etmeği taahhüt
ederler.
MADDE 122
— Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn jşbu Muahedename mevki-i mer'iyete vaz'edilir
edilmez, üsera-yı harbe ve sivil mevkufine âit olduğu veya âit olmuş bulunduğu
halde alıkonulmuş bulunan bilcümle eşya, akçe, esham ve tahvilât ve senedat ve
evrak ve vesaik veya her nevi eşya-yı zatiyenin iadesini taahhüt ederler.
MADDE 123
— Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn, orduları tarafından esir edilmiş olan üsera-yı
harbin idare ve iaşesi için masruf mebaliğın mütekabilen tediyesinden sarfı nazar
eylediklerini beyan ederler.
2.
Mezarlıklar
MADDE 124
— Âtide gelecek 126'ıncı Maddede mevcut ahkâm-ı mahsusaya halel gelmeksizin,
Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn, içlerinden her birinin 29 teşrinievel 1914'ten
beri meydan-ı harpte veyahut mecruhiyetle veya kaza veya hastalık neticesinde
vefat etmiş berrî ve bahrî askerleriyle ayni tarihten beri esarette vefat etmiş
olan üsera-yı harp ve sivil mevkufinin kendi hâkimiyetleri altında bulunan
arazi üzerindeki mezarlıklarına, metfenlerine, izam mahzenlerine ve tezkiri
namları için tesis edilen âbidelerine hürmet ve onları hüsn-ü muhafaza
ettireceklerdir. Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn içlerinden her birinin mar-üz
zikirın mezarlıklannı, metfenlerini ve izam mahzenlerini tayin, kayıt ve
idareye ve bunların bulundukları mahallerde münasip âbideler rekzine her
birinin memur edebileceği komisyonlara kendi arazileri üzerinde vazifelerini
ifa için bilcümle teshilât-ı irae hususunda itilâf edeceklerdir. Bu komisyonlar
hiç bir askerî mahiyeti haiz olmayacaklardır. Âkideyn-i mezkûre ber veçh-i balâ
zikrolunan berrî ve bahrî askerlerinin bakaya-yı eçsadının vatanlarına iadesi
hususundaki taleplerini kabul zımnında, kavanin-i milliyeleri ahkâmı ve
sıhhat-i umumiye zaruretleri nazar-ı dikkate alınmak kaydı ile her türlü teshilât-ı
mütekabilen irae etmeğe muvafakat ederler.
MADDE 125
— Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn:
Evvelâ —
Esarette vefat eden üsera-yı harbin ve sivil mevkufinin, tayin-i hüviyetleri
için faydalı tafsilâtın ilâ vesile beraber, tamam bir cetvelini;
Saniyen — Hüviyetleri tayin edilmeksizin defnedilen emvatın metfenlerinin adet ve mevkileri hakkında her türlü tarifat-ı mütekabilen yekdiğerine ita etmeği taahhüt eylerler.
Saniyen — Hüviyetleri tayin edilmeksizin defnedilen emvatın metfenlerinin adet ve mevkileri hakkında her türlü tarifat-ı mütekabilen yekdiğerine ita etmeği taahhüt eylerler.
MADDE 126
— Romanya arazisinde 27 ağustos 1916'dan beri vefat eden Türk asakir-i berriye
ve bahriyesinin ve üsera-yı harbinin metfen ve mezarlıklarının ve izam
mahzenlerinin ve tezkir-i namları için dikilen âbidelerin hüsnühalde
muhafazasiyle, sivil mevkufine dair 124 ve 125'inci maddelerden mütevellit sair
her türlü mecburiyetler için Romanya Hükümeti ile Türkiye Hükümeti arasında
mahsus bir itilâfname akdedilecektir.
MADDE 127
— 124 ve 125'inci Maddelerin umumî mahiyette olan ahkâmını ikmal için bir
taraftan Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya Hükümetleri diğer taraftan
Türkiye ve Yunanistan Hükümetleri 128'inciden 136'ıncıya kadar olan
Maddelerdeki ahkâm-ı mahsusayı kararlaştırmışlardır.
MADDE 128
— Türkiye Hükümeti, Britanya İmparatoluğu'na, Fransa ve İtalya Hükümetlerine
karşı, kendi arazisi üzerinde bunların meydan-ı harpte veya mecruhiyetle veya
kaza veya hastalık neticesinde vefat etmiş olan benî ve bahrî askerleri ile
esarette vefat eden üsera-yı harplerine ve sivil mevkuflarına ait metfen ve
mezarlıkları ve izam mahzenlerini ve tezkiri namlari için dikilmiş abideleri
muhtevi arsaları kendilerine ayrı ayrı ve müebbeden tahsis etmeği taahhüt eder.
Kezalik 130'uncu Maddede mezkûr komisyonlar tarafından birleştirme
mezarlıkları, izam mahzenleri veyahut abideler tesisi için âtide lüzumu
görülecek olan araziyi de kendilerine tahsis edecektir. Bundan maada işbu
metfenlere, mezarlıklara, izam mahzenlerine ve abidata serbesti-i duhule
müsaade etmeği ve ledeliktıza lâzım olan cadde ve yolun inşasına ruhsat vermeği
taahhüt eder. Yunan Hükümeti kendi arazisine müteallik olarak ayni hususatı
taahhüt eder. Yukarıdaki ahkâm, tahsis olunan arazide Türkiye hâkimiyetine
veyahut, hale göre, Yunan hâkimiyetine İrası halel etmez.
MADDE 129
— Türkiye Hükümeti tarafından tahsis edilecek arazi meyanında bilhassa Britanya
İmparatorluğu için 3 numaralı haritada gösterilmiş olan Anzak denilen havali
(Arıburnu) arazisi dahil olacaktır. Britanya İmparatorluğu'nun balâda beyan
olunan araziden istifadesi ber veçhiat-i şeraite tâbi tutulacaktır:
1 — Mezkûr
arazi işbu Sulh Muahedenamesile tayin olunan cihet-i tahsisinden gayrı bir
suretle istimal edilemeyecek; binaenaleyh hiçbir askerî veya ticarî maksatla
veya anifülbeyan cihet-i tahsisi haricinde sair hiç bir maksatla
kullanılmayacaktır;
2 — Türkiye Hükümeti, mezarlıklar da dahil olduğu halde, mezkûr araziyi teftiş ettirmek hakkını her zaman haiz bulunacaktır;
3 — Mezarlıkların muhafazasına tahsis edilen sivil bekçilerin adedi her mezarlık için bir bekçiden fazla olmayacaktır. Mezarlıkların haricinde bulunan arazi için mahsus bekçiler olmayacaktır;
4 — Mezkûr arazide mezarlıkların gerek dahil ve gerek haricinde sırf muhafızlara lâzım olacak meskenlerden başka ebniye hoşa edilmeyecektir;
5 — Mezkûr arsanın sahili üzerinde eşhas ve emtia ihraç ve irkâbını teshile medar olabilecek hiç bir rıhtım, mendirek veya iskele inşa edilemeyecektir;
6 — Bilcümle muamelât-ı lâzime yalnız boğazların iç sahilinde icra edilebilecek ve araziye Adalar denizi sahilinden duhule ancak mezkûr muamelâtın icrasından sonra müsaade olunacaktır. Türk Hükümeti mümkün olduğu kadar basit olması lâzım gelen işbu muamelâtın, bu Maddenin diğer ahkâmına halel gelmemek şartiyle, Türkiye'ye giden diğer ecnebiler hakkında mevzu muamelâttan ziyade zahmeti mucip olmamasını ve her nevi bifaide teahhura mahal vermeyecek şerait tahtında ifa kılınmağını kabul eder;
7 — Araziyi ziyaret etmek isteyen eşhas müsellâh olmayacaklar ve Türkiye Hükümeti işbu memnuiyet-i kafiyenin tatbikına nezaret etmek hakkını haiz bulunacaktır;
8 — 150 kişiden fazla olan her züvvar kafilesinin muvasalatından lâakal bir hafta evel Türkiye Hükümeti'nin haberdar edilmesi muktazidir.
2 — Türkiye Hükümeti, mezarlıklar da dahil olduğu halde, mezkûr araziyi teftiş ettirmek hakkını her zaman haiz bulunacaktır;
3 — Mezarlıkların muhafazasına tahsis edilen sivil bekçilerin adedi her mezarlık için bir bekçiden fazla olmayacaktır. Mezarlıkların haricinde bulunan arazi için mahsus bekçiler olmayacaktır;
4 — Mezkûr arazide mezarlıkların gerek dahil ve gerek haricinde sırf muhafızlara lâzım olacak meskenlerden başka ebniye hoşa edilmeyecektir;
5 — Mezkûr arsanın sahili üzerinde eşhas ve emtia ihraç ve irkâbını teshile medar olabilecek hiç bir rıhtım, mendirek veya iskele inşa edilemeyecektir;
6 — Bilcümle muamelât-ı lâzime yalnız boğazların iç sahilinde icra edilebilecek ve araziye Adalar denizi sahilinden duhule ancak mezkûr muamelâtın icrasından sonra müsaade olunacaktır. Türk Hükümeti mümkün olduğu kadar basit olması lâzım gelen işbu muamelâtın, bu Maddenin diğer ahkâmına halel gelmemek şartiyle, Türkiye'ye giden diğer ecnebiler hakkında mevzu muamelâttan ziyade zahmeti mucip olmamasını ve her nevi bifaide teahhura mahal vermeyecek şerait tahtında ifa kılınmağını kabul eder;
7 — Araziyi ziyaret etmek isteyen eşhas müsellâh olmayacaklar ve Türkiye Hükümeti işbu memnuiyet-i kafiyenin tatbikına nezaret etmek hakkını haiz bulunacaktır;
8 — 150 kişiden fazla olan her züvvar kafilesinin muvasalatından lâakal bir hafta evel Türkiye Hükümeti'nin haberdar edilmesi muktazidir.
MADDE 130
— Metfenlere ve mezarlıklara ve izam mahzenlerine ve âbidata müteallik mesaili
mahallinde halletmeğe memur olarak Britanya , Fransa ve İtalya Hükümetlerinden
her biri Türkiye ve Yunan Hükümetlerinizde birer mümessil memur edecekleri
birer komisyon tayin eyleyecekler. İşbu komisyonlar bilhassa:
1—Emvatın
defnedildiği veya defnedilmiş olabileceği menatıkı keşif ve tayin ve mevcut
metfenleri, mezarlıkları, izam mahzenlerini ve âbidatı tesbit etmek;
2 — Merkatlerin, eğer icap ederse, bir araya yeniden cem'edilmesine gibi şerait tahtında tevessül edileceğini tayin etmek; Türk arazisine Türk mümessiliyle ve Yunan arazisinde Yunan mümessil de, bilitilâf yeniden bir araya cem'olunacak kafile mezarlıklarının ve tesis edilecek izam mahzenlerde âbidatın mevkilerini tayin eylemek; ve işgâl edilen sath-ı zarurî olan hadd-i asgariye tenzil suretile işbu mevakiin hududunu tahdit etmek;
3 — Kendi tebaaları için tesis edilmiş veya edilecek metfenlerin, mezarlıkların, izam mahzenlerinin ve âbidatın kat'î plânlarını mensup oldukları Hükümetleri namına Türkiye ve Yunan Hükümetlerine tebliğ etmek vazifelerde mükellef olacaklardır.
2 — Merkatlerin, eğer icap ederse, bir araya yeniden cem'edilmesine gibi şerait tahtında tevessül edileceğini tayin etmek; Türk arazisine Türk mümessiliyle ve Yunan arazisinde Yunan mümessil de, bilitilâf yeniden bir araya cem'olunacak kafile mezarlıklarının ve tesis edilecek izam mahzenlerde âbidatın mevkilerini tayin eylemek; ve işgâl edilen sath-ı zarurî olan hadd-i asgariye tenzil suretile işbu mevakiin hududunu tahdit etmek;
3 — Kendi tebaaları için tesis edilmiş veya edilecek metfenlerin, mezarlıkların, izam mahzenlerinin ve âbidatın kat'î plânlarını mensup oldukları Hükümetleri namına Türkiye ve Yunan Hükümetlerine tebliğ etmek vazifelerde mükellef olacaklardır.
MADDE 131
— Kendilerine arazi tahsis olunan Hükümetler işbu araziyi yukarıda
zikrolunandan gayri surette istimal etmemeği ve istimale müsaade eylememeği
taahhüt eylerler. Mezkûr arazi deniz kenarında vaki ise sahili arazinin tahsis
olunduğu Hükümet tarafından her hangi askerî bahrî veya ticarî hiç bir maksat
için istimal edilemeyecektir.Üzerinde metfenler ve mezarlıklar teessüsünden
vazgeçilecek ve abide rekzi için istimal edilmeyecek olan arazi yine Türkiye
veyahut hale göre Yunan Hükümetine kalacaktır.
MADDE 132
— 128'inciden 130'uncuya kadar olan Maddelerde zikrolunan arazinin Britanya,
Fransa ve İtalya Hükümetlerine müebbeden ve tamamen ve kâmilen müstefit
olmaları için tahsis edilmelerine ait teşriî veya idarî tedabir-i lâzime
130'uncu Maddenin 3'üncü fıkrasında beyan edilen tebliği takip edecek olan altı
ay zarfında, Türkiye Hükûmeti ve Yunan Hükümeti tarafından ittihaz edilecektir.
Eğer istimlâkât lâzım gelirse işbu istimlâkler Türkiye ve Yunan Hükmederine ait
arazi üzerinde mütekabilen mezkûr Hükümetler marifetiyle ve masarifi
kendilerine âit olmak üzre icra edilecektir.
MADDE 133
— Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri tebaalarının metfen ve mezarlıklarının
ve izam mahzenlerinin ve âbidelerinin tesis, tanzim ve idaresini münasip
gördükleri her hangi vasıta-i icraiyeye tevdide serbest olacaklardır, işbu
vesait mahiyeti askeriyeyi haiz olmayacaktır. Metfenlerin yeniden
birleştirilmesini ve mezarlık ve izam mahzeni tesisini temin için lâzım
addedilecek olan ihracı emvat ve nakli eçsat ile kendilerine arazi tahsis
edilen Hükümetlerce vatanlarına iadesi icap edeceğine hükm olunacak emvatın
ihraç ve eçsadm nakli keyfiyetlerine tevessül ettirmek hakkını yalnız bunlar
haiz olacaklardır.
MADDE 134
— Britanya, Fransa ve italya Hükümetleri Türkiye'de kâin metfenlerinin,
mezarliklarının, izam mahzenlerinin ve abidelerinin tebaaları meyanından tayin
edilmiş bekçiler tarafından muhafazasını temin ettirmek hakkını haiz
olacaklardır. Bu bekçiler Türkiye memurini tarafından tanınacaklar ve
metfenlerin, mezarlıkların ve âbidatın muhafazasını temin için mezkûr
memurların muavenetine mazhar olacaklardır, bu bekçiler hiç bir sıfat-ı
askeriyeyi haiz olmayacaklar ve fakat şahıslarının müdafaası için bir rövolver
veyahut otomatik tabanca ile müsellâh olabileceklerdir.
MADDE 135
— 128'inciden 131'inci Maddeye kadar olan Maddelerde zikolunan arazi Türkiye ve
Türkiye memurini veya hale göre Yunanistan ve Yunan memurini tarafından hiçbir
nevi bedel-i icara, resme veya vergiye tâbi tutulmayacaktır. Britanya, Fransa
ve İtalya Hükümetleri mümessillerde metfenleri, mezarlıkları, izam mahzenlerini
ve abidatı ziyaret arzusunda bulunan eşhas için oralara duhul her zaman serbest
olacaktır. Türkiye Hükümeti ve Yunan Hükümeti mezkûr araziye musil olan
yolların idare ve muhafazasını müebbeden deruhde edeceklerdir. Türkiye Hükümeti
ve Yunan Hükümeti mar-üz zikir metfenlerin, mezarlıkların, izam mahzenlerinin
ve abidatın idare veya muhafazasına memur eşhasın ihtiyacatı ve arazisinin
İskası için lâzım olan miktarda suyu tedarik edebilmeleri zımnında Britanya,
Fransa ve İtalya Hükümetlerine her türlü teshilâtı bahşetmeği taahhüt ederler.
MADDE 136
— Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri, Türkiye'den ayrılan arazide
bulunanlar dahi dahil olmak üzre, kendi hükümlerine tâbi arazide metfun bulunan
Türk asakir-i berriye ve bahriyesi için metfenler, mezarlıklar, izam mahzenleri
ve tezkiri namlarına mahsus abidat tesisi zımnında 128'inci ve 130'uncudan
135'inciye kadar olan Maddeler ahkâmından istifade eylemek hakkını Türkiye
Hükümetine bahş etmeği taahhüt ederler.
3. Ahkâm-ı
Umumiye
MADDE 137—
Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn arasında hilâfına takarrür eden ahkâm müstesna
olmak üzre 30 teşrinievel 1918 tarihinden itibaren işbu Muahedenin mevki-i
mer'iyete vaz'ına kadar İstanbul'u işgâl eden Devletler tebaalarının,
ecnebilerin veya Türk tebaasının hukuk, emval ve menafime ve bunlardan her
birinin Türkiye memurini ile olan münasebetlerine dair mezkûr Devletlerin
memurları tarafından veya onlarla bilittifak ittihaz olunan kararlar veya ita
edilen evamir muteber addolunacak ve bunlardan dolayı mezkûr Devletler veya
memurları aleyhine hiç bir talep dermeyan edilemeyecektir. Balâda mezkûr
mukarrerat veya evamirden dolayı dûçar olan bir zarardan münbais diğer kâffe-i
metalip Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne tevdi olunacaktır.
MADDE 138
— Aff-ı umumiye dair bu günkü tarihli beyannamenin dördüncü ve altıncı bentleri
ahkâmına halel gelmemek şartiyle, mevadd-ı adliyede 30 teşrinievel 1918
tarihinden itibaren işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ına kadar,
Türkiye'de, İstanbul'u işgâl eden Devletlerin hâkimleri, mahkemeleri veya
memurini tarafından ve kezalik 8 kânunuevel 1921 tarihinde teşkil olunan
Muhtelit Encümeni adlî canibinden Türkiye'de sadır olan mukarrerat ve evamir,
tedabir-i icraiye dahil olmak üzre muteber olacaktir. Şu kadar ki bir askerî
mahkeme veya bir polis mahkemesi tarafından mevadd-ı hukukiyeye dair sadır olan
bir karar-ı adlîden dolayı efrattan biri lehine dûçar olduğu bir zararın tamiri
zımnında diğer bir fert canibinden bir talep dermeyan olunduğu takdirde işbu
talep Muhtelit Hakem Mahkemesi'nin tetkikına arzolunacak ve o da icap ederse
bir bedel-i tazmin tediyesine hükme ve hatta bir iade muamelesini emir
edebilecektir.
MADDE 139
— Mülkî , adlî veya malî idarelere ait ve idare-i evkafa müteallik olup Osmanlı
İmparatorluğu'ndan ayrılan bir toprağın Hükümetini münhasıran alâkadar eden ve
Türkiye'de bulunan evrak, defatir, plânlar, senedat ve diğer her nevi vesaik ve
bilmukabele bunlardan Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan arazide bulunup
Türkiye Hükümetini münhasıran alâkadar edenler her iki taraftan mütekabilen
iade olunacaklardır. Balâda beyan olunan evrak, defatir, plânlar, senedat ve
diğer vesaika vaziülyet olan Hükümet, kendisini dahi bunlarla alâkadar
addediyorsa, onları kendisi muhafaza edebilecek, ve ancak alâkadar Hükümete ,
talep üzerine bunların fotoğraflarını veya musaddak suretlerini ita ile mükellef
olacaktır. Gerek Türkiye'den ve gerek arazi-i müüffekkeden götürülmüş olan
evrakın, defatırin, plânların, senedatın ve diğer vesaikin asılları münhasıran
alındıkları araziye müteallik bulundukları takdirde mütekabilen iade
olunacaktır. İşbu muamelâttan mütevellit masarif talip olan Hükümete ait
olacaktır. Ahkâm-ı anife, eski Osmanlı İmparatorluğu'na ait olup 1912
senesinden sonra Yunanistan'a intikal eden kazalarda kâin emlâk ve araziye veya
evkafa müteallik defatire dahi ayni şerait tahtında mabih-üt tatbiktir.
MADDE 140
— Türkiye ile diğer Düvel-i âkide arasında esna-yı harpte ve 30 teşrinievel
1918 tarihinden mukaddem mütekabilen icra olunan iğtinamat-ı bahriye
yekdiğerlerine karşı hiç bir talep ve iddiaya mahal vermeyecektir, İstanbul'u
işgâl eden Devletler tarafından fanl-i mezkûrdan sonra mütarekenin ihlâli
sebebiyle zabıtlar hakkında dahi aynı hüküm caridir. Şurası mukarrerdir ki
Îstanbul'u işgâl eden Devletlerin Hükümetleri ya Türkiye Hükümeti tarafından 29
teşrinievel 1914 tarihinden 1 kânunusani 1923 tarihine kadar kendi limanlarında
veya işgâl ettikleri limanlarda kullanılmış oİan her nevi merakib-i bahriye,
hacm-i istiabisi az sefain, yatlar ve mavunalar hakkında gerek mezkûr
Devletlerin Hükümetleri ve tebaaları canibinden ve gerek Türkiye Hükümeti ve
tebaası tarafından hiç bir talep dermeyan olunmayacaktır. Maahaza işbu hüküm,
aff-ı umumiye dair bugünkü tarihli beyannamenin altıncı bendi ahkâmını ihlâl
etmediği gibi 29 teşrinievel 1914 tarihinden mukaddemki hukuka müstenit olarak
efrat tarafından efrad-ı saire aleyhine vaki olabilecek metalip ve müddeiyata
da halel getiremiyecektir. Kuva-yı Yunaniye tarafından 30 teşrinievel 1918
tarihinden sonra zaptolunan Türk bayrağını hâmil sefain Türkiye'ye iade
olunacaktır.
MADDE 141
— işbu Muahedenin yirmi beşinci Maddesinin ve 28 haziran 1919 tarihli Versay
Sulh Muahedesi'nin 155'inci ve 250'inci ve 440'ıncı Maddelerinin ve kezalik
sekizinci kısmının [Tamirat] üçüncü lahikasının cümle-i tatbikatından olmak
üzre elhalet-ü hazih-i vaziülyet bulunan müttefik Hükümetlerin rızası lâhik
olmaksızın, esna-yı harpte Alman Hükümeti veya tebaası tarafından Osmanlı
Hükümeti veya tebaasına devir ve ferağ edilmiş olan Alman sefaininin kâffesine
müteallik olarak Alman Hükümetine veya tebaasına karşı terettüp edebilmiş olan
her gûna taahhütten Türkiye Hükümetinin ve tebaasının ibra edilmiş oldukları
beyan olunur. Türkiye ile kendi yanında harbetmiş olan diğer Devletlerin
münasebatında dahi, icap ederse ayni hüküm câri olacaktır.
MADDE 142
— Yunanistan ile Türkiye beyninde Rum ve Türk ahalinin mübadelesine dair 30
kânunusani 1923 tarihinde aktolunan hususî Mukavelename, mezkûr iki Taraf-ı
Âli-i âkit arasında, işbu Muahedenamede -muharrer olduğu takdirde haiz olacağı
kuvvet ve kıymetinin «ynına haiz olacaktır.
MADDE 143
— İşbu Muahedename mümkün olduğu kadar kısa bir müddet zarfında tasdik
edilecektir. Tasdiknameler Paris'te mevdu ve mahfuz olacaktır. Japon Hükümeti
tasdikin icra edilmiş olduğunu Paris'teki mümessil-i siyasîsi vasıtasiyle
Fransa Hükümet-i Cümhuriyesi'ne bildirmekle iktifa edebilecek ve bu takdirde
Muahedenameyi mümkün olduğu kadar süratle tevdi edecektir. Düvel-i mümziyeden
her biri işbu Muahedeyi, kendi tarafından imza edilmiş ve Lozan Konferansı'nın
sened-i nihaîsinde zikir ve tasrih olunmuş olan Senedat-ı saire ile birlikte -
eğer bunlar bir tasdiki istilzam ediyorsa - tek ve aynı vesika ile tasdik
edecektir. Bir taraftan Türkiye diğer taraftan Britanya İmparatorluğu, Fransa,
italya, Japonya, veyahut aralarından üçü tasdiknamelerini tevdi eder etmez ilk
tevdi zabıtnamesi tanzim edilecektir. Bu ilk zabıtnamenin tarihinden itibaren
Muahedename bu suretle onu tasdik eden Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arasında
mevki-i mer'iyete girecektir. Diğer Devletler için, tasdiknamelerinin tevdii
tarihinde, müteakiben mevki-i mer'iyete girecektir. Şukadar ki Yunanistan'a ve
Türkiye'ye müteallik olmak üzre, birinci Maddenin ve ikinci Maddenin 2 numaralı
fıkrası ile beşinciden onbirinci dahil olmak üzre işbu Maddeye kadar olan
Maddeler ahkâmı, Yunan ve Türkiye Hükümetleri kendi tasdiknamelerini tevdi
etmeleri akibinde işbu tarihte balâda beyan olunan zabıtname henüz tanzim
edilmemiş olsa bile, mevki-i mer'iyete girecektir. Fransa Hükümeti
tasdikname-yi tevdi-i zabıtnamelerinin musaddak birer suretini bilcümle Düvel-i
mümziyeye verecektir. Tasdikan lilmakal mar-üz zikir Murahhaslar işbu
Muahedenameyi imza etmişlerdir. 24 temmuz bin dokuz yüz yirmi üç tarihinde
Lozan'da yalnız bir nüsha olarak tanzim edilmiş olup bu nüsha Fransa Hükûmet-i
Cumhuriyesi mahzen-i evrakına vaz'edilecek ve Hükümet-i mezkûre Düvel-i
âkideden her birine musaddak birer nüshasını tevdi edecektir.
Horace
Rumbold ..... M. İsmet
Pelle ........ Dr. Rıza Nur
Garroni ....... Hasan. ... K. Otchiaï
E. K. Vénisélos ....... D. Caclamanos Constantin Diamandy ........ Constantin Contzesco
Pelle ........ Dr. Rıza Nur
Garroni ....... Hasan. ... K. Otchiaï
E. K. Vénisélos ....... D. Caclamanos Constantin Diamandy ........ Constantin Contzesco
*****
AYRICA BAKINIZ:
AYRICA BAKINIZ:
Türk Tarih
Kurumu: Lozan Barış Antlaşması Tam Metin
http://www.ttk.gov.tr/index.php?Page=Sayfa&No=249
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder