28 Ekim 2020 Çarşamba

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlu olsun.

EMPERYALİST BASKILARIN OLDUĞU BİR DÖNEMDE BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİN KORUNMASI VE HALKIN UMUTLARININ YOK OLMAMASI İÇİN; 

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN 97. YILININ BÜYÜK BİR ÇOŞKU İLE KUTLAMA ARZUMUZ BU SENE DE KORONA 19  YÜZÜNDEN KUTLANAMIYOR.  

Yukarıdaki haritaya herkesin iyi bakmasını isteriz. Eğer, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde İstiklal Savaşı kazanılmasaydı, soldaki haritada yer alan ve Türk Bayrağının olduğu bölge de belki ortadan kalkacaktı. Ne Cumhuriyet ilan edilecekti, ne de Sağdaki harita'da gözüktüğü gibi ülkemizde bizler rahat yaşayabilecektik. 
29 EKİM 1923

Cumhuriyet ilan edildi. Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetin ilk Cumhurbaşkanı oldu.

Gazi Mustafa Kemal, Cumhurbaşkanı olduğu 1923 yılında dört yıl iki gün süreyle görev yapmıştı.

1927,1931 ve 1935'teki Milletvekili seçimlerinin ardından da Atatürk üç kez daha Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir.

(Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletini idare edenler, Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923 de ilan ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti sayesinde görevlerini yapmaktalar. )

Cumhuriyetin ilan edilmesinden sadece on yıl geçmiştir. Cumhuriyet hangi koşullarda kurulmuştu. Ülke yoksuldu. Hiç bir şey yoktu. Okuma oranı sıfır denecek kadar azdı. Her taraf hastalıktan kırılıyordu. Fabrika yoktu, traktör yoktu. Üretim yoktu. Yoksul ve çaresiz bir millet Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk sayesinde çaresini bulmuş, umutları yükselmiş ve çok kısa sürede Çağdaşlığa doğru adımını atmıştı. 

Yoksul bir ülke, nasıl çok kısa bir zamanda üstteki haritada görüldüğü gibi bolluk ve bereketlik içerisine gelmişti. Osmanlı'dan kalma dış borçlar ödenmiş, fabrikalar kurulmuş, üretim artmış, hastalıklar son bulmuştu. Bugün ise alttaki haritada görüldüğü gibi her şeyimizi dışarıdan almak mecburiyetinde kalmış bulunmaktayız. Neden?

Cumhuriyetin Onuncu Yıl Nutku

Türk Milleti!

Kurtuluş Savaşı'na başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!


Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.


Yurttaşlarım!

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki muvaffakıyet, Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz; çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur

Çünkü,Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini ve millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek millî ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakikî huzurun temini yolunda, kendine düşen medenî vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.



Büyük Türk milleti!

On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medenî âlem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Türk milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
 
Ne mutlu Türküm diyene!

ATAM SENİN NACİZ VÜCUDUN TOPRAK OLDU, ANCAK FİKİRLERİN HER GEÇEN GÜN DAHA DA KIYMETLENEREK İNSANLARA YOL GÖSTERMEKTEDİR. 

Mustafa Kemal Atatürk'ün yolunda gitmeliyiz, onun uyguladığı politikaları benimsemeli ve uygulamalıyız. 

2 Ekim 2020 Cuma

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Meclis açılışında milletvekillerine hitap etti.

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 27’NCİ DÖNEM 4’ÜNCÜ YASAMA YILI AÇILDI.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Meclisin 4'ncü Yasama Yılı Açılışında milletvekillerine şöyle hitap etti:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmanın önemine değindi.

“Ermenistan devletinin hiçbir hakkının olmadığı ve işgal ettiği Azerbaycan topraklarından derhal çekilmesi gerektiğini söyleyerek, Azerbaycanlı kardeşlerimizin artık neticeye gitmelerini ve kendi göbeklerinin bağını kesmelerini istedi. Türkiye olarak da kardeş Azerbaycanın yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini ifade ederek, “Biz diyalog kanallarını açık tutacağız. Barış için Türkiye kadar mücadele eden acaba kaç ülke var” diye de sordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kudüs konusuna da değinerek şu ifadede bulundu: “Kudüs meselesi bizim için bir jeopolitik sorun değildir. Kudüs bizim şehrimizdir, bizden bir şehirdir.” Dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan çok uzun bir konuşma yaptı Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’inci dönem 4’üncü yasama yılında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD, Rusya ve Fransa'nın uzun süredir sorunu ihmal ettiğini vurguladı, "Bu nedenle ateşkes arayışları kabul edilebilir bir şey değildir" dedi.

Erdoğan, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin kararlı duruşunun süreceğini ifade etti, "Bizi sahillere hapsedecek taleplerle karşımıza çıkanlar önce adımlarımıza tehdit dilini denediler. Kahraman ordumuzun desteklediği kararlı duruş karşısında ise diyalogu kabul etmek zorunda kaldılar. Gerilimi yeniden tırmandırmak da, çatışma çıkarmak da karşımızdakilerin tercihidir. Biz diyalog kanallarını açık tutacağız." diye konuştu.

Erdoğan, İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırı girişimlerini de unutmadı, Kudüs ile ilgili dikkat çeken ifadeler kullandı.

Sabah gazetesinin bugünkü manşetine bir göz attığımızda; Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan'ın Ermenistan'ı haydut devlet olarak ilan ettiğini, ve Karabağ'ı derhal terk et diye sert bir çıkış yaptığını görüyoruz. 

Sözcü Gazetesinin bugünkü manşetine baktığımızda ise, en üstte Korona ile ilgili haberleri görüyoruz. 

Her iki gazetenin değerlendirilmesini de okuyucularımıza bırakıyoruz. 

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/gundem/2020/10/01/son-dakika-baskan-recep-tayyip-erdogandan-tbmmde-flas-aciklamalar.Haber üzerinde düzenlemeler yapıldı.