YARGITAY'DAN MHP KURULTAYI AÇIKLAMASI
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, MHP'nin olağanüstü kurultayına
ilişkin kararını mayıs ayı içinde vereceğini açıkladı.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin, Ankara 12. Sulh Hukuk
Mahkemesi'nin MHP'de olağanüstü kongre toplanmasına ilişkin kararının
temyiz incelemesini mayıs ayı içerisinde tamamlayacağı duyuruldu.
Kongerenin toplanmasını isteyen Meral Akşener, Sinan Oğan ve Koray Aydın'ın
avukatları Yargıtay(a başvurup dosyanın öne alınmasını istemişti.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin bulunduğu koridorda panoya
asılan duyuruda, söz konusu dosya üzerindeki çalışmaya ilişkin bilgiye
yer verildi. Kamuoyu tarafından merak edilen MHP ile ilgili dava
dosyasının ön incelemesinin yapıldığı belirtilen duyuruda, şunlar
kaydedildi: "Davacı tarafın dosyanın öne alınması talebi
incelenmiştir. Dosya mayıs ayı içerisinde müzakere edilerek, gerekli
karar verilecektir. Bunun dışında yazılı ve görsel veya sosyal medyada
çıkan haberler doğru bilgiyi yansıtmamaktadır. Karar çıktığında kamuoyuna
ayrıca bilgi verilecektir."
MHP’li muhaliflerin kritik Yargıtay hamlesi
BU HAFTA SONU KONGRE OLACAK MI?
Karar yeni bir tartışmanın da fitilini ateşledi. Şimdi hafta sonu kongre toplanacak mı toplanmayacak mı? tartışıması yeniden başladı. Çünkü olağanüstü kongre sürecini yürütmek üzere mahkeme tarafından yetkilendirilen Çağrı Heyeti, 15 Mayıs'ta Büyük Anadolu Otelde toplanması kararlaştırmıştı. Delegelere davetiyeler gönderilmişti.Bin 238 büyük kongre delegesinin 611'nin toplanması halinde kongere gerçekleşeceği belirtiliyordu. Muhaliflerin hukukçularına göre kongrenin toplanmasında bir sıkıntı yok ve hafta sonu kongre toplanacak. MHP yönetiminin hukukçularına göre ise Yargıtay kararına kadar kongre toplanımaz.
Karar yeni bir tartışmanın da fitilini ateşledi. Şimdi hafta sonu kongre toplanacak mı toplanmayacak mı? tartışıması yeniden başladı. Çünkü olağanüstü kongre sürecini yürütmek üzere mahkeme tarafından yetkilendirilen Çağrı Heyeti, 15 Mayıs'ta Büyük Anadolu Otelde toplanması kararlaştırmıştı. Delegelere davetiyeler gönderilmişti.Bin 238 büyük kongre delegesinin 611'nin toplanması halinde kongere gerçekleşeceği belirtiliyordu. Muhaliflerin hukukçularına göre kongrenin toplanmasında bir sıkıntı yok ve hafta sonu kongre toplanacak. MHP yönetiminin hukukçularına göre ise Yargıtay kararına kadar kongre toplanımaz.
Yargıtay kararına Akşener ve MHP yönetimi cephesinden ilk
tepki
TARTIŞMALI SÜREÇ 15 OCAKTA BAŞLADI
MHP'deki tartışmalı süreç, bazı muhalif il başkanlarının
"Kurultay Çağrı Heyeti" oluşturularak, partinin olağanüstü kurultaya
götürülmesine karar verilmesi için 15 Ocak'ta parti genel merkezine
başvurmasıyla başladı. Olağanüstü kongre talebine genel merkezin yanıt
vermemesi üzerine muhaliflerin avukatları, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinde 5
Şubat'ta dava açtı. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi, 8 Nisan'da "Kurultay
Çağrı Heyeti" oluşturularak, partinin olağanüstü kurultaya götürülmesi
kararını verdi. Büyük kongreyi toplantıya çağırmak üzere, kapatılan Aksaray İl
Başkanı Ayhan Erel, MHP Kurucular Kurulu Üyesi Ali Sağır ve Bursa Üst Kurul
Delegesi Mehmet Bilgiç'in "Kurultay Çağrı Heyeti" olarak
görevlendirilmesine karar veren Mahkeme, gerekçeli kararını 11 Nisan'da
tamamladı.
MHP’den “ihtiyati tedbir” açıklaması: Çağrı heyetinin
işlemleri durdurulmuştur...
Gerekçeli kararda, MHP'nin 1232 delegesinden 531'inin
olağanüstü kongre talebinde bulunduğu, bu kişilerin talepte bulunmasına rağmen,
MHP Genel Merkezince olağanüstü büyük kongre çağrısı yapılmadığının anlaşıldığı
belirtildi. Gerekçeli kararda, MHP Tüzüğünün 63/3. maddesinde büyük kongre
üyelerinin 1/5'inin başvurusu üzerine olağanüstü büyük kongrenin toplantıya
çağrılabileceği hükmünün yer aldığı ifade edilerek, bu hükmün bu hususta
partiye takdir yetkisi vermediği sonucuna varıldığı aktarıldı.
MHP’li eski vekillerden kongre çağrısı…
GENEL MERKEZDEN KURULTAY KARARINA İTİRAZ
Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin bu kararının ardından
konu, Genel Merkez tarafından Yargıtaya taşındı. Genel Merkez, mahkemenin
kararını 15 Nisan'da temyize götürdü. Yargıtaydaki temyiz süreci devam ederken,
mahkeme tarafından görevlendirilen çağrı heyeti 19 Nisan'da yaptığı toplantıda,
Olağanüstü Kongre tarihi olarak 15 Mayıs'ın belirlendiğini açıkladı. Genel
Merkez ise bu kararı tanımadığını bildirdi.
MHP’DE 4 İSMİN “HIZLA” İHRACI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI
KAYNAK: SARIZEYBEK.COM & FUAT AVNİ + HABER ANALİZ |
MHP’de sıcak gelişme!..
YEREL MAHKEMELERDEN DURDURMA
Ancak tartışmalar devam ederken ve temyiz istemini görüşecek
Yargıtay 18. Hukuk Dairesindeki süreç işlerken, bu kez yerel mahkemelerden yeni
kararlar geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, 29 Nisan'da
düzenlediği basın toplantısıyla MHP ilçe başkanlarının başvurusu üzerine Tosya
ve Gemerek Asliye Hukuk Mahkemelerinin, "Ankara 12. Sulh Hukuk
Mahkemesinin kararını Yargıtay da ki temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar
tedbiren durdurduğunu" duyurdu.
ÇOK ÖNEMLİ BİR “REFERANS” YORUM
Konuyla ilgili olarak “ULUSAL HABER” adına bilgisine
başvurduğumuz Siyaset Bilimci, Hukukçu, Gazeteci ve Araştırmacı – Yazar: Mustafa
Nevruz SINACI şunları söyledi: “1996 -1997
yıllarında Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığım (DP) Demokrat Parti’de, Türk
hukuk tarihinin ilk benzer (mümasil/emsal) faciası, hattâ utancı yaşandı. Davacı bendim. Bir
avuç gerçek demokratla partiyi cebren ve hile ile ele geçirmiş takiyye erbabı, kurnaz dalkavuk, emanetçi, hıyanetçi siyaset
simsarlarına karşı bayrak açtık. Dava ve meşru mücadele sürecinde onlarca karşı dava, şikâyet, sahte suç
duyurusu, itiraz, ihbar, teddit ve iftiralara maruz kaldık. Korkmadan, yılmadan, bıkmadan,
usanmadan mücadelemizi tam bir azim, irade ve kararlılıkla, sonuna kadar sürdürdük.
Ankara dışından “davaya müdahale” kalkışmaları tarzında gerçekleşen yargı
istismar teşebbüslerini yok saydık. İlçe ve İl seçim kurulları ile sözde yüksek
seçim kurulunun “hukuku dolanan, esasa girmeyen ve polemikten öteye geçmeyen”
sözde kararlarına direndik. Yargıtay ve muhatap mahkeme dışında her türlü
girişimi yok sayan bir kararlılıkla “olağanüstü büyük kongremizi” yaptık.
Sonuçta: Esasa taallûk eden davanın gereği yerine getirilmiş oldu. Diğer bütün
kararlar ise, kongreden sonra resmen akamete uğradı ve konusuz kaldı.
Mustafa Nevruz SINACI |
MHP MUHALEFETİ NE YAPMALI
Burada; İnsan Hakları, Demokrasi, Adalet, Ahlâk ve Hukuk
mantığı çerçevesinde mutlaka yapılması gereken şey: 2820 sayılı Siyasi Partiler
Kanunu ve Anayasanın amir hükümleri gereği bütün hukuki duyuru, çağrı ve seçim kurulu prosedürü tamamlanmış olan;
15 Mayıs 2016 tarihli genel kurulu, hiçbir tereddüde mahal vermeden ifa ve icra
etmektir. Yukarıda mevcut ve mezkür 11 Mayıs tarihli açıklamaya nazaran, artık Yargıtay
kararını beklemek, beyhude ve anlamsız olacaktır. Zira bahusus temyiz merciinin yerel
seçim kurulu süreci tamamlanmadan bir karar vermesi kabil ve mümkün iken “gecikmeden
mütevellit olmak üzere, parti ve tarafların uğrayacağı maddi ve manevi zarar, fiili
hasar ve kayıpları bile bile geciktirme, kararı uzatma, sündürme yoluna gitmesi adil, haklı, yerinde ve
doğru değildir.” Bu dar, Türk demokrasisi için hayati önemi haiz ve kritik süreçte, Genel kuruldan sonra gelen kararlar
ise, neticeten yok hükmünde olup, zaten yapılmış olan genel kurulu, hiçbir
şekilde etkilemez ve ilzam etmez.
HUKUK "menfi/olumsuz ve maksatlı" ETKİLENEBİLİR Mİ?
Devletin devamlılığı; Huzur, Hukuk ve Güvenliğin “meşru bir zemin,
konum ve süreçte” sürdürülebilirliği: Sadece ve yalnızca (her derece ve düzey)
Hâkim, Savcı ve Güvenlik Kuvvetleri amir ve komuta zincirinin “mevcut ve mer-i
Anayasa hükümleri, Adalet ahlâkı ve hukuka” sahip ve saygılı olmaları ve sadık
kalmaları ile mümkündür. Bu hakikatin yılmaz savunuları ve mutlak koruyucuları
olan siyasi partiler üzerinde demokrasi, adalet ve hukuka aykırı bir temlik, takiyye teşebbüsü ve kurnazca bir tasarruflarda bulunulamaz. Bu hakikate nazaran “hukuk cihazı ile bilumum
uzuv ve unsurlarını” etkilemeye kalkışmak, doğrudan veya dolaylı baskı, manipülâsyon v.s., apaçık bir insanlık, anayasa ve
devlet düşmanlığı olacağından, asla kabul, tasdik ve tasvip edilemez. Adalete
müdahale, hiç bir kişi, kurum veya kuruluşun haddi, hakkı ya da yetkisi dâhilinde
değildir.”
YORUM, MÜTALÂA, ELEŞTİRİ VE KATKI
***
Mehmet Necati GÜNGÖR
Bizim Erzurum’da bir deyim var. Çözümsüz meseleler için kullanılır:
“İşe Rufailer karıştı!”
Rufailik bir tarikat. Hemşerilerim bu sözü her halde tarikatı kınamak
için kullanmamışlardır.
Türk Dil Kurumu’nun “Atasözleri ve Değimleri Sözlüğü”ne baktım.
Çözümsüz, karışık, içinden çıkılmaz durumlar için kullanılırmış.
Sözlükteki anlamı aynen şöyle:
“Bu iş öyle karışık ki bunu kimse çözemez.”
MHP kurultayı işte böyle bir düğümle düğümlendi.
Yargıtay 18. Dairesi’nin muhalifler lehine beklenti oluşturan kararı
açıklanmadı.
Aksine, Başkanlık kapıya astığı bir duyuru ile kararın Mayıs ayı içerisinde
açıklanacağını açıklamış oldu.
Bunun anlamı şudur:
“Bu karar 15 Mayıs’a yetişmez, sizin kongreniz de şaibeli olur.”
Tam, Bahçeli’nin ve Saray’ın istediği türden bir sonuç.
Başa dönerek söyleyelim; işe Rufailer karıştı.
Söylentilere göre Adalet Bakanı Bozdağ, 18. Daire Başkanına bu yönde
telkinlerde bulunmuş. Hatta başkana hatırlı bir aracı bile göndermiş.
Durum, daha sonra Saray’a rapor edilmiş.
Saray da bundan çok mutlu olmuş.
Tabii, bunlar siyasi kulislere yansıyanlar.
İşin açığını kurgulayanlar bilir.
Yani, Rufailere sormak lâzım.
Gençlik yıllarımdan bir olay aklıma geldi.
Doğduğum köyle Nazik Eze (teyze) diye, şirin mi şirin dilsiz bir kadın vardı.
Biri kız, biri erkek iki çocuğu vardı.
Erkek olan benim kardeşim gibiydi.
Zaman zaman köye birlikte giderdik.
O annesini ziyaret eder, ben de Nazik Eze’mi.
Onun dilsiz dilinden ancak kızı anlardı.
Bana, başının ağrıdığını söyledi.
Çocukluk mu, gençlik mi dersiniz, ben de yandaki çimento torbasının kenarını
yırtıp, üzerine “Atsın artsın eksilmesin, taşsın taşsın dökülmesin, bu ağrı bu
kelleden hiçbir zaman eksilmesin” diye bir muska yazıp kendisine verdim.
İki-üç hafta sonra köye gittiğimizde Nazik Eze bana bir şeyler söylemeye
çalışıyor.
Kızı tercüme etti, dedi ki; “Yazdığın muska başındaki ağrıyı geçirmiş, sana
teşekkür ediyor.”
Baktım; verdiğim muskayı firkete ile başındaki yazmaya iliştirmiş. Orada öylece
duruyor.
Nazik Eze inançlı bir kadındı.
Namazını da kılardı. Namazda ne okurdu, içinden ne geçirirdi bilemezdik.
Bizim muskayı da inançla kabul etmiş, başındaki ağrı geçmiş.
Veren ele değil, alan ele bakmak lâzım.
Madem algılar yönetiliyor,
Siyasete de bir muska lâzım.
Ağrıları geçirmek için.
Bu da bir sonraki yazıya…
Bu da bir sonraki yazıya…
Yahudi Piçi Onbaşı Adolf Hitleri iktidara getiren,SATIN ALINMIŞ BASIN,YARGI VE POLİS ÖRGÜTLERİDİR.
YanıtlaSil