Yeni Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde beklentimiz, milletimize dayatılmış olan Fulbright ve benzeri anlaşmaların tamamen ortadan kaldırılması, eğitim başta olmak üzere her alanın ‘Milli ve mutlak Yerli’ hale getirilmesinin bir an önce sağlanmasıdır.
Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri Kültürel Mübadele Komisyonu, günümüzdeki adıyla Türkiye Fulbright Eğitim Komisyonu’nun temeli 1949 yılında ABD ve Türkiye arasında dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından hiç düşünülmeden imzalanan, memleketimizin geleceği olan çocukların ve gençlerin ABD’nin kirli emellerine kurban verildiği ve halen yürürlükte olan ikili bir anlaşmaya dayanmaktadır. Türkiye’deki özel okullar ve yüksek öğretim kuruluşları dahil olmak üzere tüm eğitim kurumları bu anlaşma çerçevesinde ABD’nin dolayısıyla CIA’nın insafına terk edilmiştir.
69 yıldır yürürlükte olan anlaşmanın maddeleri kan dondurucu niteliktedir. Birinci madde şöyledir: “Türkiye’de Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu adı altında bir komisyon kurulacaktır. Bu komisyon, niteliği bu anlaşmayla belirlenen ve parası T.C Hükümeti tarafından finanse edilecek olan eğitim programlarının yönetimini kolaylaştıracak ve Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri tarafından tanınacaktır”
Birinci maddenin alt fıkralarında, “Türkiye’deki okul ve yüksek öğrenim kurumlarında ABD vatandaşlarının yapacağı eğitim, araştırma, öğretim gibi eğitim faaliyetleri ile Birleşik Devletlerdeki okul ve yüksek öğrenim kuruluşlarında Türkiye vatandaşlarının yapacağı eğitim, araştırma, öğretim gibi faaliyetlerini; yolculuk, tahsil ücreti, geçim masrafları ve öğretimle ilgili diğer harcamaların karşılanması da dahil olmak üzere finanse etmek Türkiye’nin sorumluluğu altındadır” hükmü gereği CHP’li İsmet İnönü, CIA’nın Türkiye ofisini üstelik parasını da bu millete ödetmek şartıyla açmış ve 69 yıldır vatan evlatlarının eğitiminin CIA tarafından zehirlenmesini sağlamıştır. CIA Fulbright anlaşması ile hem kendi ajanlarına Türkiye’nin kapılarını ardına kadar açmış, hem de evlatlarımızı birer ABD uşağı haline getirme şansını elde etmiştir.
Fulbrigt Anlaşması’nın 5. maddesi, Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu’nun yapısının ve işleyişinin nasıl olacağını belirlemektedir. Madde şu şekildedir: “Komisyon; dördü T.C vatandaşı, Dördü de ABD vatandaşı olmak üzere sekiz üyeden oluşacaktır. ABD’nin Türkiye’deki diplomatik misyon şefi, komisyonun fahri başkanı olacak ve komisyonda oyların eşit olması halinde komisyon başkanının kararı nihai karar olacaktır”
HANİ BAKANLIKLA HİÇ BİR İLGİSİ
VE ALÂKASI YOKTU!..
Bugün Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) çatısı altında “Milli Eğitimi Geliştirme” isimli komisyon hala faaliyetlerini sürdürmekte hatta Milli Eğitimi Geliştirme Projeleri (MEGEP) adı altında http://www.megep.meb.gov.tr/ resmi internet sitesi incelendiğinde görüleceği üzere, okulların ders programlarına kadar tüm detaylar halen bu komisyon tarafından belirlenmektedir.
Bugün Fulbright, özellikle MEB içerisinde oluşturduğu kadrolar vasıtasıyla birçok konuda etkin rol oynamakta; CIA’nın da desteğiyle stratejik kararların alınmasını sağlayabilmektedir. Beklentimiz 24 Haziran seçimleriyle start alan yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminde, milletimize dayatılmış olan Fulbright ve benzeri anlaşmaların tamamen ortadan kaldırılması, eğitim başta olmak üzere her alanın ‘Milli’ ve "Yerli" hale getirilmesinin bir an önce sağlanmasıdır.
Haber Makale: YUSUF KARAMANOĞLU
http://dipdalga.com/milli-egitim-icin-fulbrigt-cetesine-yol-verilsin/
Egitim ve sınavlarda gelinen nokta çok acı
YanıtlaSiltus forumlarında “...Bundan 7-8 kadar yıl önceydi. 5-6 defa girdiğim ÜDS lerden 50-60 arası alıp duruyordum. Meşhur bir TUS dersanesinin Meşhur bir sahibi -ki iyi İngilizce bilmesi ile de tanınır- yerime ÜDS ye girebileceğini söyledi. "Sen de sarışın gözlüklüsün ben de, kimse anlamaz bile, ben böyle çok kişiye ÜDS-KPDS kazandırttım" dedi. Tabi teklifini "bütün akademik hayatımı b.k çukurunun üzerine bina edemem" diyerek reddettim. 1-2 sınav daha sürünüp kendim 71'imi aldım. Eğer yakalanırsa "sevgili JOKER abimin" aleyhine tanıklık ederim. Allah islah etsin, bir adamın her işi mi YAMUK olur ya?”
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4964&page=62
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=10037
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4309
http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=9306
Ateş olmayan yerden duman çıkar mı
bundan çıkan anlatılan ve ya kanaatimize göre anlatılmayandan hissedilen anlam tusdata hazırlık dersanesinin paralel yapi feto Fethullah Gülen cemaatine genç klinisyenler yapılanması içinde herkesten farklı özel ve çok fazla kontenjan ayırdığı ve iyilik yapmak icin ücretsiz aldığı kişisel verileri yasadışı kaydettiği yani fişleme yaptığı.. tusdata ve veya uz.dr sami selçukbiricik in sponsoru olduğu drtus.com tus forumunda övünme ve güç gösterisi olarak anlatılan ösym den bilgi sızdırmalarını, ilişkilerini, bağlantılarını, görüşmelerini maddi güç ve fethullah gülen fetö paralel yapı veya başka bir cemaat örgüt yapı bağlantısı olmadan nasıl yapılabileceği şayanı hayret bir konu olarak şüpheleri celbetmekte haklıdır tusdata ve veya sahibi uz.dr. sami selçukbiricik iddia edildigi gibi feto paralel fethullah gülen mensubu mudur iskenderpaşa hakyol mensubu mudur bilinmez ve böyle olsa da olmasa da özkaya özel hayatı kendi tercihidir bu kısmına saygı duyulmalı ancak ilişkiler ağı Ağacın Kurdu kitabındaki gibi rahatsız edici giriftlikte.. Bu arada ösym nin sınava başkasının yerine girdiği tespit edilen tus Dersanesi sahibi ifadesiyle bu kişinin kamu oyunun anladığı kişinin büyük ihtimalle uz Dr Sami selçukbiricik olduğu kanaati oluşuyor. Ösym nin ve uzman doktor sami selçukbiricik in de açıklama ve videolarında net bir aksi beyanı yok ..soruşturmaların akamete uğraması bu ortamda bu bağlantılarla ve tusdata dusdata maddi sponsorluğunda yayın yapan Drtus.com tus/dus/eus forum sitesi moderatörlerinin ösym ve yök te tanıdıkları olduğu ve maddi gücü fazla olduğu icin ösym de yök te sağlık bakanlığında muhatap kabul ediliyor itibar görüyor beyanları zaten malumun ilanı beklenen bir durum .
ÖSYM kampanyaları ile bir yandan tusdata bir yandan STV ve zaman gazetesi bir yandan taraf gazetesi ile ÖSYM'nin şifre ve hatalı soru ve sınavlarla gündeme gelirken kpss, ve polis hakim avukat savcı sınavları yolsuzluğunun unutturulduğu gündemin ösym ciddiyetsizliğiyle yaptığı hatalı sorular üzerinden kampanyalarla her sınav döneminde ösym yolsuzluğu gündeminin değiştirilip kpss sınavı ve diğer sınav soru çalmalarının ve zaman aşımı türü örtbaslarin siyasette milletvekilleri ,ÖSYM ve YÖK ' teki kirli bağlantıları ve irtibatlı kişileri ali veli halil bilal isa musa sema esma ayşe fatma fatih burhan nurhan orhan muharrem mükerrem naim saim rabia safiye nazife hafize binnur zinnur rahmi rahim adları her kimse bunlar ayıklanmadığı gerçeğinin örtüldüğü sürece . .
seffaf olmasi gereken kurumların kanser gibi hasta hastalıklı enfekte bir ilişki zinciri değil mi
Her sınavda sorular alındı mı çalındı mi sızdı mi sızdırıldı mi kaygısı yersiz Mi?