Rus uzman: Türkiye ve Rusya savaşın eşiğinde
Ankara-Moskova hattında hafta sonunda yaşanan hava sahası
ihlali tartışması, tarafların karşılıklı sert açıklamalarıyla daha da büyüdü.
Rus uçaklarının hava sahası ihlalinde bulunduğuna ve bu ihlalin sürmesi
durumunda Moskova yönetiminin cezalandırılacağını açıklayan Ankara’ya, Rusya
yönetimi adeta kulak tıkadı. “Hava sahası ihlalinde bulunmadık” diyen Moskova yönetimin
hem NATO hem de Amerika yalanlanması dikkat çekti. ABD ve NATO’dan gelen
“Moskova yönetimi sorumlu davranmalı” çağrılarının yerini bulup bulamayacağı
tartışması bir yana Rusya’nın önümüzdeki dönemde neler yapabileceği ve
Ankara’nın nasıl bir pozisyon alması gerektiği konusu değerlendirilmeye
başlandı.
“Sıcak harekat sinyalleri”
DW Türkçe’nin Rusya’nın manevralarının ne anlama geldiğine
ilişkin sorusunu yanıtlayan emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, Türkiye’nin
NATO’yla birlikte hareket etmesinin de önemine dikkat çekti. Rusya’nın bir güç
gösterisi içinde olduğu tespitini yapan Karakuş şöyle konuştu:“Türkmendağı
Bölgesi, Esad ve Rusya'nın eline geçti. Rusya, Fırat'ın batısında güvenli bir
bölge kurmak isteyen Ankara'ya geçit vermemeye çalışıyor ve 'Elinizdeki
Türkmendağı Bölgesi'ni de bitirdim. Daha da ilerleyemezsiniz' mesajıyla şov
yapıyor. Türkiye, NATO'yla ortak hareket ederek haklı zeminini güçlendirdi.
Türkiye'nin hemen ardından NATO'dan ve ABD'den Ankara'nın tezlerini destekler
nitelikte açıklamalar gelmesi de Rusya'nın kendi başına hareket ettiğini
gösterdi. Rusya, 'Suriye'de ilerlemekten vazgeçmeyeceğim. Burası benim' mesajı
vererek aslında sadece Türkiye'ye değil tüm dünyaya meydan okuyor. Rusya
önümüzdeki dönemde de Türkiye'nin güvenli bölge kurmak istediği yerlere doğru
ilerleyecek ve sıcak harekat yapacak. PYD'yle işbirliği de tüm bu olacakların
bir göstergesi. Ankara 'hava sahamı ihlal ettin' diyor, Rusya yalanlıyor. Bu
tartışmaya aslında hiç girmemek ve NATO kayıtlarını kanıt olarak göstermekte
fayda var. Türkiye'nin ve NATO'nun bu noktada ilerlemesi de dikkat çekiyor.”
“Türkiye şov kurbanı olmamalı”
Türkiye'nin daha önce Rusya'yla ekonomik-siyasi başta olmak
üzere çok iyi işleyen bir işbirliği ve diyaloğu olduğunu hatırlatan Karakuş,
Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesiyle birlikte ortaya ‘kanlı bıçaklı
taraflar çıktığını’ söyledi. Karakuş, Türkiye’nin bu süreçte çok temkinli
davranmasının önemine dikkat çekti: “Uçağın düşürülmesinden sonra gerekli
dersleri alan dahası Rusya bomba atmadıkça saldırganlıktan uzak durması
gerektiğini öğrenen Türkiye'nin bu kez daha temkimli ilerlediğini görüyoruz.
Siyasi açıklamalardan çok uygulamalara bakmak gerekiyor bu noktada. Başbakan
Davutoğlu'nun "gerilimi tırmandırmayacağız" açıklaması bu noktada çok
önemli. Rusya, kendi şovunu yapabilir ama Türkiye bu şovun kurbanı olmamalıdır
ve keskin çıkışlardan kaçınmalıdır” Bu süreçte BM’nin de daha aktif hareket
etmesi gerektiğine dikkat çeken Karakuş, Cenevre müzakerelerinin tüm tarafların
beklentilerini karşılayacak şekilde güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Karakuş, “Bugün dünyada tam da 2. Dünya Savaşı'ndan önceki durum yaşanıyor. BM
görevlerini yerine getirmediği için kaba güçler, kaba devletler birbirlerine
karşı şov yapıyor. Ve sonuçta Ortadoğu'daki yangın yaşanıyor. Suriye bugün
kendi halkı dahil tüm dünya için bir savaş alanına dönmüşse BM aktif
olamamasının da bunda büyük payı var” dedi.
“İki ülke savaşın eşiğinde”
Rus askeri uzman Alexander Golz da DW Rusça Servisi’nin
sorularını yanıtladı. Golz, NATO’nun savaştan özellikle kaçınmasına karşın
Moskova ile Ankara arasındaki gerginliğin tırmanmasını ‘tehlikeli’ olarak
gördüğünü söyledi ve “Rusya ve Türkiye bugün bir savaşın eşiğindedir” ifadesini
kullandı. Türkiye ve Rusya’nın bir yerel askeri çatışmaya girişebileceğine
dikkat çeken Alexander Golz, “Ancak gerilimin boyutlarının daha da
tırmanmasıyla birlikte ihtilafın yerel düzeyde sınırlı kalmaktan çıkmasından
endişe duyuyorum” dedi.
Türk hava sahasının ihlal edilip edilmediği konusunda kesin
yargıda bulunmanın güç olduğunu anlatan Golz, “Gerek Rusya gerekse Türkiye
tarafı, gerçekleri savundukları görüş doğrultusunda düzeltmekte sakınca
görmüyor” diye konuştu. Alexander Golz, ABD’nin ortaya koyduğu kanıtlarla
birlikte tartışmasız bir şekilde Ankara’nın yanında durduğuna da vurgu yaptı.
Golz, Ankara’nın Rus uçağını düşürdüğü zamanı hatırlatarak “O zamanki olaya
kıyasla NATO ve ABD; çok daha sert ve kararlı tepkiler verdiler, açık bir
şekilde Ankara’ya destek çıktılar. Anlaşılan Ankara, müttefiklerini ikna edip,
desteklerini güvence altına alabilmek için sıkı çalışmış” değerlendirmesini
yaptı. Golz, Moskova’nın Ankara’yla yaşadığı ihtilafı Karadeniz’e taşıma
niyetinin olmadığını da dile getirdi.
[Ulusal Haber & Ulusal Ajans, 02 Şubat 2016-Ankara]
Ha gayret, Ruslarla savaşmaya az kaldı!
Rus düşmanlığını körüklemeyi vatan savunması sanan bir kesim
var. Düşman yaratma ve düşman sahibi olmada, oldukça mahirler.
Ah bir de gerçekten düşmanımız kim, dostumuz kim, onu
belirleseler yüreğim yanmayacak.
Ortada hiç dostumuz (onlara göre ABD dost) kalmamış, bu
durumda, kalkıp Rusya ile savaşacak zemin arıyorlar.
PKK’yı başımıza bela eden, yedirip içiren, silahlandırıp üzerimize
salan Amerika iken, nasıl oldu bilinmez, Ruslarla karşı karşıya geldik. Amerika
canımız ciğerimiz oldu. Canımız ciğerimiz Amerika, Rus uçağının Türkiye sınırlarını
ihlal ettiğini bizden önce tespit edip bize bildiriyor. Erdoğan 30 Ocak 2016 tarihinde yaptığı bir televizyon
açıklamasında,” Rus uçağının sınırımızı ihlal ettiğini, bizden önce NATO tespit
etti. Onlar da, takip ediyorlar.”
Ruslar anında cevap veriyorlar. “Uçaklarımız Türkiye
sınırını ihlal etmedi. Bu haber sadece propaganda amaçlıdır” 24 Kasım 2015 tarihinde, tarafımızdan mı, yoksa Amerika
tarafından mı düşürüldüğü tartışma konusu olan, bu düşürme olayından sonra,
Rusya ile Türkiye arasında ipler koptu. Rus düşmanlığını körükledikçe, bir tek sonuç ortaya çıkıyor.
Daha fazla Amerikan kucağı…
Peki, biz iç cephede kiminle savaşıyoruz? Amerika’nın
ülkemiz içinde manipüle ettiği PKK ile savaşıyoruz. Peki, iç cephemizi düzene sokmadan, dış cephede, Rusya gibi
bir düşman daha yaratmamız hangi aklın icabıdır? Rusya Suriye’de El-Nusra’yı vuruyor diye çok kızıyoruz. Elin
ülkesinde terör yaratan gurupları doğrudan veya dolaylı olarak arkalamak bizi
bu çıkmazlara sürüklüyor.
Bakın, Erdoğan dünkü, Batıya ve Rusya’ya yönelik
konuşmasında ne söylüyor?
“PYD, DAEŞ ile savaşıyor diye, PYD terör örgütü değildir
diyorsunuz. El-Nusra da DAEŞ’e karşı savaşıyor. Neden El-Nusra’yı terör örgütü
sınıfına koyuyorsunuz?
Gerçekte ne düşündüğünü bize net bir şekilde anlatan cümle;
Neden El-Nusra’yı terör sınıfına dâhil ediyorsunuz?
Bu cümle; 2011 Mart’ından bu yana, Suriye siyasetimizi,
en açık şekilde ifade eden bir açıklamadır. Rusya ve Amerika, İslami terör örgütlerini yok etmekte
anlaştılar. Buna El- Nusra da dâhil. Ve Rusya El-Nusra’yı ( içinde İhvan
yanlısı Türkmenler var) vurunca, bizde bir yaygaradır gidiyor. Rusya sivilleri
vuruyor diye… Son sınır ihlali konusuna, bu çerçevede bakmak gerek. Gerek Amerika’nın Türkiye içinde ki uzantıları, gerekse,
durumdan vazife çıkararak, yeni düşmanlar üretme iştahı neyin nesidir?
Son birkaç yıldır düşünüyordum. Mevcut iktidar içeride
iktidarını sürdürmek için, yarattığı gerilimi yeterli bulmadı ki,
şimdilerde de dış odaklı gerilimler yaratıyorlar. Şu bir gerçektir ki, içeride gerilim yaratarak iktidarı
pekiştirmek, bir noktaya kadar belki kabul edilebilir. Ancak bunu Ruslarla
savaş noktasına gelecek şekilde sürdürmek bizi bir felakete götürebilir.
Bu savaş çığırtkanları sanmasın ki, Amerika veya Batı
Türkiye için Rusya ile savaşı göze alır. Suriye’den giden üç kişiye katlanamayan
emperyalist odaklar, Türkiye’den gelecek on milyonları nasıl barındıracaklar? Osmanlı da “alçalma döneminde” kendini büyük devletler ile
hesaplaşırım sanmıştı.
Başka bir mesele daha var. Bu savaş çığırtkanları, ABD,
Afganistan, Irak, Yugoslavya Libya gibi yerleri işgal ederken, Haçlı Seferleri
akıllarına gelmiyordu. Ne zaman ki Rusya Suriye’ye geldi, başladılar Haçlı
orduları hikâyesi anlatmaya. Ne hikmetse, bu Haçlı Ordularına Amerika’yı bir türlü dâhil
etmezler. Onlar için Haçlı Orduları Ortodoks Ruslardan ibarettir.
31.1.2016, bulentesinoglu@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder