2 Şubat 2016 Salı

DİKKAT!... [Kifayetsiz muhterisler yüzünden] Türkiye ve Rusya savaşın eşiğinde...

Rus uzman: Türkiye ve Rusya savaşın eşiğinde
Ankara-Moskova hattında hafta sonunda yaşanan hava sahası ihlali tartışması, tarafların karşılıklı sert açıklamalarıyla daha da büyüdü. Rus uçaklarının hava sahası ihlalinde bulunduğuna ve bu ihlalin sürmesi durumunda Moskova yönetiminin cezalandırılacağını açıklayan Ankara’ya, Rusya yönetimi adeta kulak tıkadı. “Hava sahası ihlalinde bulunmadık” diyen Moskova yönetimin hem NATO hem de Amerika yalanlanması dikkat çekti. ABD ve NATO’dan gelen “Moskova yönetimi sorumlu davranmalı” çağrılarının yerini bulup bulamayacağı tartışması bir yana Rusya’nın önümüzdeki dönemde neler yapabileceği ve Ankara’nın nasıl bir pozisyon alması gerektiği konusu değerlendirilmeye başlandı.
“Sıcak harekat sinyalleri”
DW Türkçe’nin Rusya’nın manevralarının ne anlama geldiğine ilişkin sorusunu yanıtlayan emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, Türkiye’nin NATO’yla birlikte hareket etmesinin de önemine dikkat çekti. Rusya’nın bir güç gösterisi içinde olduğu tespitini yapan Karakuş şöyle konuştu:“Türkmendağı Bölgesi, Esad ve Rusya'nın eline geçti. Rusya, Fırat'ın batısında güvenli bir bölge kurmak isteyen Ankara'ya geçit vermemeye çalışıyor ve 'Elinizdeki Türkmendağı Bölgesi'ni de bitirdim. Daha da ilerleyemezsiniz' mesajıyla şov yapıyor. Türkiye, NATO'yla ortak hareket ederek haklı zeminini güçlendirdi. Türkiye'nin hemen ardından NATO'dan ve ABD'den Ankara'nın tezlerini destekler nitelikte açıklamalar gelmesi de Rusya'nın kendi başına hareket ettiğini gösterdi. Rusya, 'Suriye'de ilerlemekten vazgeçmeyeceğim. Burası benim' mesajı vererek aslında sadece Türkiye'ye değil tüm dünyaya meydan okuyor. Rusya önümüzdeki dönemde de Türkiye'nin güvenli bölge kurmak istediği yerlere doğru ilerleyecek ve sıcak harekat yapacak. PYD'yle işbirliği de tüm bu olacakların bir göstergesi. Ankara 'hava sahamı ihlal ettin' diyor, Rusya yalanlıyor. Bu tartışmaya aslında hiç girmemek ve NATO kayıtlarını kanıt olarak göstermekte fayda var. Türkiye'nin ve NATO'nun bu noktada ilerlemesi de dikkat çekiyor.”
“Türkiye şov kurbanı olmamalı”
Türkiye'nin daha önce Rusya'yla ekonomik-siyasi başta olmak üzere çok iyi işleyen bir işbirliği ve diyaloğu olduğunu hatırlatan Karakuş, Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesiyle birlikte ortaya ‘kanlı bıçaklı taraflar çıktığını’ söyledi. Karakuş, Türkiye’nin bu süreçte çok temkinli davranmasının önemine dikkat çekti: “Uçağın düşürülmesinden sonra gerekli dersleri alan dahası Rusya bomba atmadıkça saldırganlıktan uzak durması gerektiğini öğrenen Türkiye'nin bu kez daha temkimli ilerlediğini görüyoruz. Siyasi açıklamalardan çok uygulamalara bakmak gerekiyor bu noktada. Başbakan Davutoğlu'nun "gerilimi tırmandırmayacağız" açıklaması bu noktada çok önemli. Rusya, kendi şovunu yapabilir ama Türkiye bu şovun kurbanı olmamalıdır ve keskin çıkışlardan kaçınmalıdır” Bu süreçte BM’nin de daha aktif hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Karakuş, Cenevre müzakerelerinin tüm tarafların beklentilerini karşılayacak şekilde güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı. Karakuş, “Bugün dünyada tam da 2. Dünya Savaşı'ndan önceki durum yaşanıyor. BM görevlerini yerine getirmediği için kaba güçler, kaba devletler birbirlerine karşı şov yapıyor. Ve sonuçta Ortadoğu'daki yangın yaşanıyor. Suriye bugün kendi halkı dahil tüm dünya için bir savaş alanına dönmüşse BM aktif olamamasının da bunda büyük payı var” dedi.
“İki ülke savaşın eşiğinde”
Rus askeri uzman Alexander Golz da DW Rusça Servisi’nin sorularını yanıtladı. Golz, NATO’nun savaştan özellikle kaçınmasına karşın Moskova ile Ankara arasındaki gerginliğin tırmanmasını ‘tehlikeli’ olarak gördüğünü söyledi ve “Rusya ve Türkiye bugün bir savaşın eşiğindedir” ifadesini kullandı. Türkiye ve Rusya’nın bir yerel askeri çatışmaya girişebileceğine dikkat çeken Alexander Golz, “Ancak gerilimin boyutlarının daha da tırmanmasıyla birlikte ihtilafın yerel düzeyde sınırlı kalmaktan çıkmasından endişe duyuyorum” dedi.
Türk hava sahasının ihlal edilip edilmediği konusunda kesin yargıda bulunmanın güç olduğunu anlatan Golz, “Gerek Rusya gerekse Türkiye tarafı, gerçekleri savundukları görüş doğrultusunda düzeltmekte sakınca görmüyor” diye konuştu. Alexander Golz, ABD’nin ortaya koyduğu kanıtlarla birlikte tartışmasız bir şekilde Ankara’nın yanında durduğuna da vurgu yaptı. Golz, Ankara’nın Rus uçağını düşürdüğü zamanı hatırlatarak “O zamanki olaya kıyasla NATO ve ABD; çok daha sert ve kararlı tepkiler verdiler, açık bir şekilde Ankara’ya destek çıktılar. Anlaşılan Ankara, müttefiklerini ikna edip, desteklerini güvence altına alabilmek için sıkı çalışmış” değerlendirmesini yaptı. Golz, Moskova’nın Ankara’yla yaşadığı ihtilafı Karadeniz’e taşıma niyetinin olmadığını da dile getirdi.
[Ulusal Haber & Ulusal Ajans, 02 Şubat 2016-Ankara]
Ha gayret, Ruslarla savaşmaya az kaldı!
Bülent ESİNOĞLU
Rus düşmanlığını körüklemeyi vatan savunması sanan bir kesim var. Düşman yaratma ve düşman sahibi olmada, oldukça mahirler.
Ah bir de gerçekten düşmanımız kim, dostumuz kim, onu belirleseler yüreğim yanmayacak.
Ortada hiç dostumuz (onlara göre ABD dost) kalmamış, bu durumda, kalkıp Rusya ile savaşacak zemin arıyorlar.
PKK’yı başımıza bela eden, yedirip içiren, silahlandırıp üzerimize salan Amerika iken, nasıl oldu bilinmez, Ruslarla karşı karşıya geldik. Amerika canımız ciğerimiz oldu. Canımız ciğerimiz Amerika, Rus uçağının Türkiye sınırlarını ihlal ettiğini bizden önce tespit edip bize bildiriyor. Erdoğan 30 Ocak 2016 tarihinde yaptığı bir televizyon açıklamasında,” Rus uçağının sınırımızı ihlal ettiğini, bizden önce NATO tespit etti. Onlar da, takip ediyorlar.”
Ruslar anında cevap veriyorlar. “Uçaklarımız Türkiye sınırını ihlal etmedi. Bu haber sadece propaganda amaçlıdır” 24 Kasım 2015 tarihinde, tarafımızdan mı, yoksa Amerika tarafından mı düşürüldüğü tartışma konusu olan, bu düşürme olayından sonra, Rusya ile Türkiye arasında ipler koptu. Rus düşmanlığını körükledikçe, bir tek sonuç ortaya çıkıyor. Daha fazla Amerikan kucağı…
Peki, biz iç cephede kiminle savaşıyoruz? Amerika’nın ülkemiz içinde manipüle ettiği PKK ile savaşıyoruz. Peki, iç cephemizi düzene sokmadan, dış cephede, Rusya gibi bir düşman daha yaratmamız hangi aklın icabıdır? Rusya Suriye’de El-Nusra’yı vuruyor diye çok kızıyoruz. Elin ülkesinde terör yaratan gurupları doğrudan veya dolaylı olarak arkalamak bizi bu çıkmazlara sürüklüyor.
Bakın, Erdoğan dünkü, Batıya ve Rusya’ya yönelik konuşmasında ne söylüyor?
“PYD, DAEŞ ile savaşıyor diye, PYD terör örgütü değildir diyorsunuz. El-Nusra da DAEŞ’e karşı savaşıyor. Neden El-Nusra’yı terör örgütü sınıfına koyuyorsunuz?
Gerçekte ne düşündüğünü bize net bir şekilde anlatan cümle; Neden El-Nusra’yı terör sınıfına dâhil ediyorsunuz?
Bu cümle; 2011 Mart’ından bu yana, Suriye siyasetimizi,  en açık şekilde ifade eden bir açıklamadır. Rusya ve Amerika, İslami terör örgütlerini yok etmekte anlaştılar. Buna El- Nusra da dâhil. Ve Rusya El-Nusra’yı ( içinde İhvan yanlısı Türkmenler var) vurunca, bizde bir yaygaradır gidiyor. Rusya sivilleri vuruyor diye… Son sınır ihlali konusuna, bu çerçevede bakmak gerek. Gerek Amerika’nın Türkiye içinde ki uzantıları, gerekse, durumdan vazife çıkararak, yeni düşmanlar üretme iştahı neyin nesidir?
Son birkaç yıldır düşünüyordum. Mevcut iktidar içeride iktidarını sürdürmek için,  yarattığı gerilimi yeterli bulmadı ki, şimdilerde de dış odaklı gerilimler yaratıyorlar. Şu bir gerçektir ki, içeride gerilim yaratarak iktidarı pekiştirmek, bir noktaya kadar belki kabul edilebilir. Ancak bunu Ruslarla savaş noktasına gelecek şekilde sürdürmek bizi bir felakete götürebilir.
Bu savaş çığırtkanları sanmasın ki, Amerika veya Batı Türkiye için Rusya ile savaşı göze alır. Suriye’den giden üç kişiye katlanamayan emperyalist odaklar, Türkiye’den gelecek on milyonları nasıl barındıracaklar? Osmanlı da “alçalma döneminde” kendini büyük devletler ile hesaplaşırım sanmıştı.
Başka bir mesele daha var. Bu savaş çığırtkanları, ABD, Afganistan, Irak, Yugoslavya Libya gibi yerleri işgal ederken, Haçlı Seferleri akıllarına gelmiyordu. Ne zaman ki Rusya Suriye’ye geldi, başladılar Haçlı orduları hikâyesi anlatmaya. Ne hikmetse, bu Haçlı Ordularına Amerika’yı bir türlü dâhil etmezler. Onlar için Haçlı Orduları Ortodoks Ruslardan ibarettir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder