Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır'ın
"ABD ve AB arasında imzalanacak bir serbest ticaret anlaşmasından Türkiye
dışlanırsa Gümrük Birliği'ni askıya alabiliriz" sözleri yeni bir tartışma başlattı.
Ankara'yı rahatsız eden konu, dünyanın iki büyük ekonomik
pazarının Türkiye'yi dışlayarak gümrüklerini karşılıklı olarak açması durumunda
Türkiye'nin özellikle ABD pazarında haksız bir rekabetle karşı karşıya
kalabileceği endişesi.
Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasına imza atmış olan bir ülke
olduğu için Brüksel'in imzaladığı her serbest ticaret anlaşması Türkiye'yi de
bağlıyor. Yani Türkiye de diğer tüm AB üyeleri gibi anlaşma yapılan ülkeye
gümrüklerini açıyor. Ancak AB ile anlaşıp Türkiye ile ikili bir ticaret
anlaşması yapmayan ülkeler için aynı durum söz konusu değil.
Yani Türkiye ile ayrı bir anlaşma yapmayan bir ülke
Türkiye'ye gümrüksüz mal sokarken, Türkiye'den ithal ettiği ürünler için gümrük
tarifelerini çalıştırabiliyor.
'AB'nin anlaştığı ülkeye mal satamıyoruz'
"Burada teknik bir uyuşmazlık var" diyen Marmara
Üniversitesi'nden AB Ticaret Politikaları uzmanı Sait Akman, AB'nin yaptığı
anlaşmaların Türkiye'yi de bağlar hale geldiğini ifade ediyor ve "Danışma
mekanizmaları olsa da bunlar yetersiz kalıyor" diyor.
Sanayiciler de 'ortaya çıkan haksız rekabet ortamından'
rahatsız.
Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci "Avrupa
Briliği'nin serbest ticaret anlaşmaları bizim en büyük sorunumuz. Anlaşma
yaptıkları ülkelere mal satmakta çok zorlanıyoruz.
Rekabet edemiyoruz" diyor.
Rekabet edemiyoruz" diyor.
Sait Akman'a göre sanayiciyi rahatsız eden 'Gümrük
Birliği'nin bağlayıcılığ'ı, söz konusu ülke ABD gibi dünyanın en büyük
ekonomisi olunca siyasi tepki de çekiyor.
Türkiye'nin ABD ile ticari ilişkileri özellikle 2007'den
itibaren canlanmaya başlamıştı. 2011'e kadar iki ülke artasındaki ticari
ilişkiler ABD lehine gelişmiş ve Türkiye'nin ABD'ye karşı verdiği dış ticaret
açığı 11 milyar doları aşmıştı. Sonraki yıllarda bu artış Türkiye'nin
ihracatındaki artışla birlikte kademeli olarak kapanmıştı.
AB ve ABD arasındaki olası bir ticaret anlaşmasıyla birlikte
bu tablonun tekrar terse dönebileceği ve ABD'ye karşı verilen açığın tekrar
artışa geçebileceği ifade ediliyor.
İş çevreleri ise Volkan Bozkır'ın "Gümrük Birliği
askıya alınır" açıklamasını farklı yorumluyor.
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Derneği (TÜSİAD)
Uluslararası Koordinatörü Bahadır Kaleağası, "Bakanın sözlerini
Türkiye'nin dışlandığı bir ticaret anlaşması imzalanması halinde Gümrük
Birliği'nin fiilen işlemez hale geleceği şeklinde yorumluyoruz" diyor.
AB ve ABD'nin de durumun farkında olduğunu ifade eden
Kaleağası, "Türkiye'yi dışarıda bırakan bir ABD-AB anlaşması sadece
Türkiye'yi değil Avrupalı ve ABD'li iş çevrelerini de rahatsız ediyor.
Türkiye'de yatırımı olan Alman şirketler, ABD'li şirketler rahatsız. Bu
yatırımlarını Gümrük Birliği'nin sunduğu avantajları göz önüne alarak
yapmışlartdı" diyor.
Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı Avrupa
Peki iş çevreleri, sanayiciler ve Akademisyenler bu sorunu
aşmak için ne gibi öneriler getiriyor?
Denizli Sanayi Odası Başkanı Keçeci'ye göre, eğer ABD ve AB
Türkiye'yi dışlarıda tutmaya devam ederse Gümrük Birliği'nin askıya alınması
bir seçenek olabilir.
"Belki en son seçenektir ama Bakan'ın tepkisine
katılıyorum. Yoksa bu anlaşma yüzünden Türkiye mağdur olacak" diyor.
Gümrük Birliği'nin askıya alınması durumunda ise hem Türkiye
hem de AB ülkeleri karşılıklı olarak 18 yıl önce indirdikleri ticaret duvarlarını
tekrar yükseltmesi anlamına gelecek.
İhracatının yüzde 50'sini Avrupa Birliği'ne yapan Türkiye
için bu durum rekabet gücünün zayıflaması anlamına geliyor.
Sait Akman'a göre ise Gümrük Birliği'nin askıya alınması ya
da serbest ticaret anlaşması statüsüne düşürülmesi AB'ye üyelik yolunda
atılacak bir geri adım olacak.
Akman, AB ve ABD arasındaki görüşmeler devam ederken
Türkiye'nin olumsuz etkilenmesini önleyecek eşzamanlı bir sürecin
yürütülebileceğini ifade ediyor.
Ancak Akman, Volkan Bozkır'ın 'askıya alırız' açıklamasını
kastederek "Sürekli bu tür açıklamalar ilkişkileri zayıflatır. Bu
söylemlerden dışarıdan çok iç kamuoyuna yönelik" diyor.
TÜSİAD'dan Bahadır Kaleağası ise her ne kadar Türkiye'nin AB
ve ABD arasındaki müzakerelere katılamayacağını söylese de "Bu
müzakereleri Avrupa Komisyonu yürütüyor. Ancak Türkiye en azından gözlemci
statüsünde katılabilir. En azından ne yönde ilerlendiğini daha net
görebiliriz" diyor. [BBC Türkçe_BBC Turkish17 saat önce]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder