27 Haziran 2014 Cuma

MUSUL (Konsolosluk Rehineleri ve Esir edilmiş TIR Şoförleri) İLE İLGİLİ SENARYOLAR

OYUN İÇİNDE OYUN!‏..
MUSUL REHİNELERİYLE İLGİLİ ANKARA'DA 2 SENARYO?
Musul'da IŞİD tarafından rehin alınan Başkonsolosluk rehinelerini kim kurtaracak? Ankara'da konuşulan 2 senaryo var... Erdoğan mı yoksa İhsanoğlu mu?
Musul'da kontrolü ele geçiren IŞİD militanları 11 Haziran günü Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğunu basıp, 49 konsolosluk çalışanını rehin almıştı.
Türk ekibinden hala haber yok.... Süreçle ilgili spekülasyona açık iddiaların ise ardı arkası kesilmiyor.
SENARYO 1
Ankara kulislerinde dalgalanmaya sebep olan iddiaya göre Başkonsolosluk çalışanları 1 Temmuz'a kadar salıverilecek. Bu öngörüde bulunanların dayanağı, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını 1 Temmuz Salı günü açıklayacak olması... Bu çevreler rehin alınma olayının başlangıçtan itibaren bir senaryo dahilinde gerçekleştiğini savunuyorlar...
Buna gerekçe olarak da;
AKP Hükümeti'ni bir süredir IŞİD militanları ile arayı iyi tuttuğu, Türkiye'den IŞİD'e CHP ve MHP'nin de dile getirdiği gibi "çeşitli yardım" sevkıyatı yapıldığı, Örgütün önde gelenlerinin Türkiye'de tedavi edildiği, Örgüt militanlarının Hatay üzerinden bölgeye transit geçiş yapma imkanı sağlandığını...
iddialarını öne sürerek, IŞİD'den küçük bir "jest" istenmiş olabileceği iddia ediliyor.
1 TEMMUZ'A KADAR SERBESTLER Mİ?
 Buna göre 1 Temmuz Salı gününe, yani Başbakan'ın Cumhurbaşkanı adaylığını şaşalı bir törenle açıklayacağı ana kadar Başkonsolosluk personeli Türkiye'ye doğru yola çıkmış, hatta belki de Ankara'ya varmış olacak...
Erdoğan da adaylığını böylesi bir başarı hikayesi ile taçlandırmış olacak...
Bu salıverme olayı ile kamuoyu "49 rehineyi IŞİD gibi kanlı bir örgütün elinden, bir kişinin bile burnu kanamadan alan, ancak bölgenin önemi bir lideri olabilir" mesajı verilmiş olacak...
Hatta iddialara göre Salı gününe kadar Türkiye'nin IŞİD ile "danışıklı-dövüş"lü bir çatışmaya bile gireceğini iddia edenler var...
SENARYO 2
İşte tam da bu noktada devreye ikinci bir senaryo daha giriyor. Buna göre ise "çatı aday" Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu geniş diplomasi ağını kullanarak rehineleri serbest bıraktıracak....
İhsanoğlu'nun dünya genelindekü güçlü diplomatik ilişkileri ve etkili bağlantıları dünyaca biliniyor...
Bu ilişkiler bütününde Arapların yerinin çok daha ayrı olduğu görülüyor.
İşte son günlerde Ankara kulislerinde son günlerde böyle ilginç senaryolar konuşuluyor. Gerçeğin nasıl şekilleneceğini ise önümüzdeki birkaç gün gösterecek... (REF: UNİTED-TURKS GRUP; 27.06.2014-ANKARA)
YORUM VE KATKI:
İşte..............! Olabilir mi................? Neden olmasın.............? Ecevit'e Apo'yu CIA-MOSSAD getirtmedi mi...............? Ecevit Başbakan olmadı mı.....................?
Posted by: ZEKI SAHIN zekisahin@yahoo.com
[UNITED-TURKS]  Bülent ESİNOĞLU-Mezhepçi, ABD vesayetli dış siyaset ve Türkmenler
[T.C. Oraj POYRAZ included below]
Dünyanın en kaypak, en kararsız, en iradesiz milletini tebrik ediyorum. Şu topraklarda yaşayanlar güvenip de yola çıkan herkes yaya kaldı. Son üç yüz yılımız utanç hikâyesidir. Dünyanın en pahallı gayri menkulü üzerinde oturuyoruz. Ve bir kalabalık oluşturmaktan başka bir özelliğimiz yok. Bir koyun sürüsü gibi başka milletlerin bize biçtiği rolleri oynamaktan çok keyif alıyoruz. Biz buyuz. Ya utanın kendinizi düzeltin, ya da utanmayın, kolay, rahat bir yolda devam edin. Bu kadar basittir. Oraj POYRAZ & L2fSIJNoA0xfSNxA
Bülent ESİNOĞLU-Mezhepçi, ABD vesayetli dış siyaset ve Türkmenler
1990’lı yıllarda başlayan Amerika’nın bölge tasallutu; bölgeyi cehenneme cevirdi.
Bölgeyi Amerikan çıkarlarına göre düzenlemek, bölge ülkelerinin çıkarları ile çatışan bir amaçtı.
Amerika, bölgedeki çıkarlarına ulaşmanın en kestirme yolu olarak, İslam ülkeleri arasındaki çelişkileri kullandı....
İngilizlerden miras aldıkları bu stratejinin temeli; Sünni Şii çatışmasıydı.
Amerika’nın bu dış siyaset öngörüsüne, Davutoğlu nasıl yorumluyordu?
Amerika’nın bölge politikaları bizim politikalarımızla örtüşüyor.
Nasıl bir felaketle örtüştüğümüz artık cümle âlemin bildiği bir şey…
Amerika, İran’ı dize getirmek adına, Sünni Hilal, Sünni Blok adına ne derseniz deyin, bir güç bloku oluşturdu.
Sünni Blok’ta Türkiye, Katar, Suudi Arabistan ve Ürdün yer aldı.
ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan; Sünni Terörüne silah ve lojistik verdi.
Suriye halkı ve devleti, Sünni Mezhepçi terörle, üç buçuk yıldır uğraştı.
Uğraşmaya devam ediyor.
Sünni yobazlık adına, Emevi Camiinde namaz kılmayı çok arzu ediyorlardı.
Şam’da namaz kılmak adına, Sünni terör örgütlerine tonlarca silah gönderildi.
Suriye, Rusya ve İran’ın yardımıyla, Sünni terör örgütü IşiD’ı Suriye’den Irak’a sürdü.
Sorun aynı sorun olarak Irak’a taşındı.
Şimdi IŞİD terör örgütü, ABD ve Türkiye tarafından Maliki’ye karşı kullanılıyor.
Tıpkı Suriye’de Esad’ı devirmek için kullanıldığı gibi…
Irak’a karşı, ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın tertiplediği Sünni terör yürütülüyor.
ABD ve Türkiye bir yandan IŞİD’ı örtülü olarak desteklerken, öte yandan, Maliki konusunda siyasi karşıtlık yürütüyor.
Anlayacağımız, gene bildik siyasetler; Sünni Şii çatışması…
Gerek Suriye’de, gerek Irak’taki Türkmenler Şii olduklarından çatışmanın ortasında kaldılar.
Yani Sünni terörünü destekleyen AKP’den Şii Türkmenleri koruması beklenemezdi.
Öyle de oldu. AKP iktidarı Türkmenlerin liderlerini çağırıp nasihat geçiyor.
Bir şey yapıyormuş gibi rol kesiyor.
Belki IŞİD’a yalvarıyordur, aman Türkmenlere saldırmayın bir zorda kalırız diye…
AKP iktidarı içine düştüğü yobaz siyaset yüzünden, Türkmenlere de sahip çıkmıyor.
Susun diyor. Bölgede ki, Sünni/Şii çatışması öyle boyutlara yükselecek ki, yobaz ve ABD vesayetindeki AKP siyasetleri, Suriye’deki gibi çökecek, bu siyasetleri yürütenleri de içine alacaktır. Bir şey dikkatinizi çekiyor mu?
Erdoğan, kendisine karşı söylenmiş incir çekirdeği kadar eleştirilere, saatlerce cevap verirken, her gün ajanslar, gazeteler Türkiye’den Irak ve Suriye’ye silah sevkiyatını yazarken, Erdoğan’dan çıt yok. AKP iktidarı için Türkmenlerin Sünni Araplar kadar değeri yoktur.
Çünkü onların varlığı; AKP’nin Sünni siyasetlerine karşı.
Kerkük’te ne oldu derseniz? AKP, Türkiye’yi bölme müttefiki Barzani’ye ittifakın hediyesi olarak bahşetti.
Orada Türkler varmış! Hadi canım sende… Sünni değiller ki…
Mezhepçi, gerici, ABD vesayetçisi siyasetlerle, Türkiye’nin hakları savunulamaz ki…
25.6.2014, bulentesinoglu@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder