14 Haziran 2014 Cumartesi

Gizlenen pazarlık!.. Şoförleri öldürme tehdidinde bulunan IŞİD’in rehinelere karşılık militanlarını istediği ileri sürüldü.

Gizlenen pazarlık
Şoförleri öldürme tehdidinde bulunan IŞİD’in rehinelere karşılık militanlarını istediği ileri sürüldü.
Rehine krizinde 3 günü geride bırakan hükümet, aşiret liderleri aracılığıyla temesa geçtiği IŞİD ile uzlaşma sağlayamadı. Cumhuriyet'ten Duygu Güvenç'in haberine göre; IŞİD'den Türk rehinelere karşılık Ankara'ya bir talep iletilmedi. Bu durum, rehine sürecinin çabuk sonuçlanmayabileceği, daha devam edebileceğinin göstergesi olarak yorumlandı. Hükümetin konsolosluk baskınının hemen ardından rehinelerin bırakılacağına ilişkin iyimser açıklamalarına karşın, sürecin uzama sinyallerinin gelmesi, ''Bilinmeyen büyük bir pazarlık mı'' var sorularına neden oldu. Türkiye, 7 gün gecikmeyle Türk vatandaşlarına Irak'ı terk etmeleri için çağrı yaptı. Dışişleri Bakanlığı, ''Musul, Kerkük, Selahattin, Diyala, Anbar ve Bağdat'ta bulunan vatandaşlarımızın can güvenlikleri bakımından her koşulda müteyattız bulunarak, mümkün olan en kısa sürede bu vilayetlerden ayrılmaları ve bu vilayetlere seyahat etmekten kaçınmaları kuvvetle tavsiye edilmektedir'' açıklamasını yaptı. Önceki gün saat 22.10'da yapılan seyahat uyarısının geri çekilmesinin ardından dün yapılan açıklamada, Irak'taki Türk vatandaşlarına Bağdat, Basra ve Erbil'deki temsilciliklerle temasa geçilmesi önerildi. Oysa ilk açıklamada, Türklerin Irak'tan ayrılmaları için kullanacakları kara ve hava güzergahları yer almıştı.
Tahliye için koordinasyon
Musul'da Başkonsolosluğu basan IŞİD'in Başkonsolos ve diplomatlarla personeli rehin almasının ardından önceki gün muhalefet partilerini ziyaret ederek bilgilendiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın yanı sıra Enerji ve Ulaştırma Bakanları ile Dışişleri Bakanlığı'nda bir koordinasyon toplantısı düzenledi. Toplantıda, hem Irak'tan enerji sevkiyatı, hem de 5 binden fazla mazot taşıyan kamyoncunun durumu ele alındı.
Ankara, 80 rehine kurtulmadan bir operasyona sıcak bakmıyor. Değerlendirmelerde, önceliğin Türk vatandaşları olduğu belirtilirken, diğer yandan da olması bir ABD operasyonu öncesinde Türk vatandaşlarının Irak'tan ayrılması için hazırlıklar yapılıyor. Toplantıda, olası tahliye koşulları da gözden geçirildi. Bu çerçevede, THY, yolcu kapasitesi yüksek uçaklarını ve ek seferlerini Irak'tan ayrılmak isteyen Türkler için hazırlamaya başladı. Önümüzdeki günlerde THY'nin uçaklarının tahliye için harekete geçmesi bekleniyor. Toplantıda, Irak'taki Türk vatandaşlarının tahliyesi için başta uçak seferlerinin arttırılması olmak üzere tedbirler masaya yatırıldı.
Başkonsolosluk ekibi tek yerde
Kaynaklar, IŞİD'in elindeki 49 rehine ile kısıtlı iletişim olanağı sağlanabildiğini belirtti. Başkonsolos Öztürk Yılmaz'ın da, çalışanlarla birarada olduğu, rehinelere yemek sağlandığı ve birlikte tutuldukları öğrenildi. 31 kamyon şoförü ile de iletişimin ayrı bir hattan devam ettiği belirtilirken, sağlıklarının iyi olduğu öğrenildi.
Diplomatik kaynaklar, IŞİD ile doğrudan görüşme yapılıp yapılmadığı sorularına, ''Gerekli olan herkesle görüşüyoruz'' yanıtını verirken, temasların özellikle Sünni Aşiret liderleri aracılığıyla sürdüğü öğrenildi. Türk rehinelerin önce serbest bırakıldıkları, daha sonra bir başka grubun devreye girdiği iddialarına ise yalanlama gelmedi.
Pazarlık aracısı aşiret liderleri
Hükümet, Türk rehinelerin bırakılması için IŞİD ile hem doğrudan hem de dolaylı temas halinde. Görüşmelerin bir ucunda ise Kürt bölgesinin önde gelenleri var. Aşiret ağaları aracılığıyla kurulan temasa karşın, IŞİD içinde de farklı görüşlerin dile getirildiği haberlerine yer verildi. Hükümete yakın basın organları, Türk rehineler için, IŞİD'in ''Onlar rehine değil, misafirimiz'' ifadesine yer verirken, diplomatik kaynaklar ise farklı bir tanımlama yaparak, ''Onlar rehine değil, alıkonulmuş Türk vatandaşları. Rehine olsalardı bir talep sunulurdu. Sunulmuş bir talep yok ancak vatandaşlarımızın yurda dönmesi için herkesle her düzeyde temas halindeyiz'' ifadesini kullandı.
''Türkiye, IŞİD'e göz yumdu''
IŞİD baskını sonrası Irak'taki son gelişmeleri ORSAM'ın düzenlediği konferansa katılan konuşmacılar olayları değerlendirdi;
Goran Hareketinden akademisyen Serdar Aziz: ''Peşmergelerin şuan Kerkük'te çünkü Irak hükümeti güvenliği sağlayamıyor ve güvenlik sağlanana kadar da orada kalacaktır. Bu hükümet ile kürt hükümeti arasındaki bir anlaşmanın sonucu. Şimdi yeni bir dönem ile karşı karşıyayız. Sünni Araplar marjinalleşti. Ordu kaynıyor ve yıllarca eğittikleri ordu 10 gün bile kalamadı. ABD'nin bir operasyonu durumu daha kötü yapabilir. Bence Sünnilerin de kendilerine ait bir federasyon hakkı var. Türkiye, gözlerini kapatarak IŞİD'e göz yumdu. IŞİD önce Suriye'de güçlendi daha sonra bölgeye geldi. Bu süreçte Türkiye de Maliki de hatalıydı, yanlış yaptı.''
Bağdat'taki Hivar El Fikr Enstitüsünden Dr. Ali Abdülemir: ''Bu olaylar bizim de emniyet güçlerimize dikkat etmemiz gerektiğini gösterdi. Irak bu bölgeyi yakın zamanda geri alacaktır. Türkiye'nin bu önemli durumda istihbarat gibi yardımı önemli olacaktır, fırsattır. Kerkük'te peşmergenin görev yapmasını Maliki kendisi istedi. Onlar da Irak askeridir.
Irak Kerkük'teki varlıklarını bırakmaz.
Selahaddin Üniversitesi'nden Osman Ali: Kürt liderler açıkça 'geliyor' dediler ama Maliki ortaklığı bitirmeyi tercih etti. Seçimlerin sonunda en çok kaybeden Türkmenlerdir. Maliki grupları marjinalize etti bunun sonucunda da ordu dağıldı. Irak İletişim ve Medya Komisyonu Temsilcisi Salem Maskhour: ''Irak'ta ciddi bir bölünme söz konusu. Iraklılar, IŞİD'i Suriyelilerin desteklediğini düşünüyorlar. IŞİD, Esad'a karşı mücadele eden gruplara karşı güç kullandı. Türkiye'nin buradaki tutumu kimden yana net değildi. IŞİD; ABD ile bölgesel güçlerin desteği ile büyüdü. Bu güçlerin kimler olduğu belli. IŞİD sünni bir örgüt ise niçin sünnilere saldırıyor. Sünni olan El Nusra cephesiyle savaşıyorlar.''
'Her gün bir şoför öldürürüz'
Irak'ta 32 Türk şoförü kaçıran IŞİD'in, istedikleri 5 milyon dolarlık fidye ödenmediği takdirde her gün bir şoförü öldüreceği tehdidinde bulunduğu iddia edildi. Bir petrol firmasına bağlı olarak çalışan ve İskenderun Limanı'ndan Musul yakınlarındaki Geyara bölgesindeki bir termik santrala akaryakıt taşıyan 32 TIR şoförü, Musul'u ele geçiren IŞİD örgütü tarafından rehin alındı. IŞİD'in kaçırdığı şoförler için Gaziantep'teki firmayı telefonla arayarak toplam 5 milyon dolar fidye istediği, paranın verilmemesi halinde her gün bir şoförün öldürüleceği ve bir TIR'ın da yakılacağı tehdidinde bulunduğu ileri sürüldü. 100 bin 5 milyon'a çıktı IŞİD'in rehin aldığı şoförlerden bazılarının yakını Kuzey Irak'ın Erbil kentine gelerek burada gelişmeleri takip etmeye başladı. Aileler sık sık Mahmur Bölgesi'ne geçerek burada umutla bekliyor, Erbil'de 5 gündür bulunan, kaçırılan şoför Mehmet Nezir Çakar'ın amcası Abit Çakar, daha önce 100 bin dolar civarında olan fidyenin, söz konusu kişiler tarafından bu kez 5 milyon dolara çıkarıldığını ve bu paranın şoförlerin bağlı olduğu şirketten istendiğini söyledi. Şoförler ile görüşemediklerini kaydeden Çakar, ''Hepsinin pasaportları ellerinden alınmış. Araçlarıyla birlikte bir parka çekilip burada başlarına silahlı adamlar konulmuş. Türkiye'deki yetkililerin işi sadece konuşuyorlar. Çoluk çocukları tedirgin onları bekliyoruz.'' dedi. '5 milyon doları nereden bulacağız?' Oğlu Mustafa Tezdöner'in de Musul'un Geyara bölgesinde rehin tutulduğunu belirten Abdülvahap Tezdöner ise, ''Firmanın bu Geyara bölgesindeki köylülerin çalışmalarına karşı paralarını vermediği söyleniyor. Bu ne kadar doğru tabii bilmiyoruz. Biz 5 milyon doları nerede bulacağız. Açlıktan nefesimiz kokuyor zaten'' dedi.
(©DHA & GAZETEPORT, www.gazeteport.com.tr, Güncelleme: 14.6.2014 11:34)
Ahmet Türk'ten bomba iddia!
MARDİN Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, ''Türk hükümeti IŞİD çetelerinin sınırdan Suriye’ye geçişine yakın zamana kadar izin verdi'' dedi. Mardin’e gelen Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Stefano Manservisi, yanında bir grup Türk ve yabancı gazeteciyle Mardin Büyükşehir Belediyesi’ni de ziyaret etti. Büyükşehir Belediye Başkanı bağımsız Ahmet Türk, basın mensuplarının Musul’da yaşananlar ve çözüm sürecine ilişkin sorularını yanıtladı.
SINIRDAN RAHATÇA GEÇTİLER
IŞİD militanlarının Türkiye- Suriye sınırında rahatça hareket ettiği söyleyen Ahmet Türk, hükümeti de yakın zamana kadar buna izin vermekle suçladı. Ahmet Türk, "Türk hükümeti IŞİD çetelerinin Suriye’ye geçmelerine izin verdi. Çünkü, PYD’nin kuzey Suriye’de güçlenmesini istemiyordu. Hem IŞİD çetelerine destek verip, hem barış sürecinden söz etmek samimiyet değildir" dedi.
TÜRKİYE’DE TEDAVİ EDİLDİLER
Suriye’de çatışmalarda yaralanan IŞİD militanlarının Türkiye’de tedavi edildiği görüşünü de savunan Ahmet Türk, şunları söyledi: "IŞİD çeteleri silahlı bir şekilde Türkiye’den Suriye içine gittiler ve bunlara Türk hükümeti tarafından yakın zamana kadar göz yumuldu. Mardinliler bu gerçeği gözleriyle gördü. Bunların fotoğrafları elimizde mevcut. Suriye’den gelen IŞİD militanları Türk sınırında kabul edildi, tedavileri yapıldı ama yaralı ve yaşlı Suriyeli Kürtlerin girişine izin verilmedi."
Ahmet Türk, Türk ve yabancı gazetecilerle görüşmesinde "IŞİD çetelerinin Türkiye’nin başına bela olacağını hep gündeme getirmiştik" diye konuştu.
(DHA | 13 Haziran 2014 Cuma) 
***
Türkmen Katliamına Seyirci Kalmayacağız
Demokrasi getirmek vaadiyle topraklarına girilen ancak etnik bir ayrışma ve bölünmeye doğru itilen sınır komşumuz Irak’ta yaşanan gelişmeler gün geçtikçe bölgeyi içinden çıkılmaz bir duruma sürüklemektedir.
Yıllardır Kerkük’te soydaşlarımıza yönelik uygulanan asimilasyon çabaları aralıksız devam ederken geçtiğimiz günlerde Musul’da konsolosluğumuza yapılan baskın ve akabinde bir Türkmen kenti olan Telafer’de soydaşlarımızın yaşadığı zulüm ve maruz kaldığı katliam artık sabırlarımızı taşırmıştır.
YENİ ORTADOĞU'NUN DOĞUM SANCILARI....
“Yeni Ortadoğu’nun doğum sancıları” diyerek Irak devletini bölüp parçalayan zihniyet bugün yaşananların zeminini hazırlamış ve bölgeyi bir ateş sarmalının içine atmıştır. Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhurmatu gibi Türkmen nüfusunun yoğun olarak yaşadığı kentlerde peş peşe yaşanan olaylar ise bu coğrafya’da Türk isminin silinmesi için çabalayan şer odaklarının ekmeğine yağ sürmektedir.
Yüzyıllardır Türkmen kardeşlerimizin huzur içinde yaşadığı bu topraklarda yapılmak istenen bu asimilasyonu dünya devletlerinin seyirci kalması asla kabul edilemez Hükümetin bölgede yaşananlara karşı sergilediği tavır ise akıllara ziyan bir yaklaşımdır.
Kenar-ı Dicle’deki koyunun hesabının kendilerinden sorulacağını ifade edenler acaba Türkmeneli’ndeki soydaşlarımızı ne olarak görmektedirler? Her sözlerinde tek millet, tek bayrak, tek vatan diyenler soydaşlarımızın yaşadıkları katliam karşısında neden sessiz kalmaktadırlar?
Bölgede IŞİD adında bir terör örgütü peydah olmuş Müslümanlık ve Cihad adı altında Türkmenleri ve Türk vatandaşlarını hedef almaktadır. Peşmerge yıllardır soydaşlarımıza zulm etmektedir. Terör örgütü bölgede kendine bir yer edinmiş ve Türkmeneli adını tarihten silmeye çalışmaktadır. Ne yazık ki, bölgedeki kardeşlerimiz tam bir ateş çemberinin ortasında bırakılmıştır.
Katliamına Seyirci Kalmayacağız
Tüm bunların karşısında Türkiye Cumhuriyetini yöneten siyasi irade ise kınama mesajları ve cılız çıkışlarla olan biteni sineye çekmektedir. Ne acıdır ki, ülkemizi yönetenler bölgeyi kan gölüne çeviren, toplu katliamlar yapan terör örgütü IŞİD’i hala “Terörist” olarak değil “IŞİD UNSURLARI” olarak tanımlamaktadırlar.
Ortada olan tek gerçek, Bayrağımız yerlerde, soydaşlarımız ise sürgün yollarındadır ve katledilmektedir. Katliamlar her geçen gün artarak devam etmekte, bölge adım adım felakete sürüklenmektedir. Bölgede yaşananlara başta Türk Hükümeti olmak üzere tüm dünya devletleri kısa zamanda müdahale etmeli ve Irak’ın toprak bütünlüğü derhal sağlanmalıdır. Türkmen soydaşlarımıza yönelik sürdürülen hain saldırılar engellenmeli ve Suriye’den kaçıp gelen insanlara gösterilen özveri onlara da sunulmalıdır. Türkmen kardeşlerimize yapılan katliamı ve bu katliama sessiz kalanları şiddetle kınıyoruz.
Türkiye Kamu-Sen İstanbul Teşkilatı olarak, çeşitli Sivil Toplum kuruluşları ile birlikte Irak’taki Türkmen Katliamını kınamak için 19 Haziran 2014 Perşembe günü saat 19.00’da İstanbul Üniversitesi önünde toplanarak Sultanahmet’e yürüyoruz.  Sultanahmet’te Ayasofya Camii Meydanında kitlesel basın açıklamasıyla zulme ve katliama seyirci kalınmamasını ve insanlığın görevini yapması için çağrıda bulunacağız.  Yürüyüş ve Kitlesel Basın Açıklamasına bütün duyarlı Kamu Çalışanlarını ve Vatandaşlarımızı bekliyoruz.
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen
İstanbul İl Başkanı 

KAMU-SEN & TÜRK EĞİTİM SEN, 18.06. 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder