6 Kasım 2018 Salı

Başta NYANMAR, Doğu Türkistan, Afganistan ve özellikle "Sözde Müslüman Suud ve İran" tarafından alçakça zulme maruz YEMEN olmak üzere: İslâm ülkelerinde pervasızca uygulanan "İNSANLIK DIŞI ZULÜM" işkence, soykırım, mezalim ve katliamlara seyirci kalan tüm Müslüman idareciler, bilumum sorumlular ve BM kahrolsun!..

İnsanlık Düşmanı Din Tüccarları "Suudi Arabistan, Amerika ve İran" Mazlum Milletlere Kan Kusturuyor; Müslümanlara İşkence, Eziyet, Istırap ve Zulüm Uyguluyor. İslâm Ülkesi YEMEN'de Vahşet, Mezalim, Soykırım ve Katliam!..
Yemen'deki "kâfirlerin domuz dalaşı" iç savaşın sembol ismi olan 7 yaşındaki masum ve müsemma çocuk 'Emel' yaşamını yitirdi!..
Kifayetsiz muhteris Suud despotları ile akıl tutulması malûlu, din fukarası İran sapkınları tarafından bölünmek, parçalanmak ve tıpkı vampir emperyalistler gibi sömürülmek istenen; Tarihi ve kadim Türk Beldesi, amansız iç savaşın sürdüğü "fakir, fukara, garip, guraba" Yemen'de, açlığa, yokluğa, kıtlığa ve merhametsiz, hain engeller ve ambargolara bağlı insanlık dışı ağır şartlar yüzünden "sağlık durumunun kötüleşmesi nedeniyle kaldırıldığı hastanede zayıf düşmüş olan ve bütün dünyada "İMDAT ÇAĞRILARI, ACIKLI FERYATLAR İLE" fotoğrafları yayılan 7 yaşındaki Emel Hüseyin hayatını kaybetti." Sebep olanlar utansın. Bu vahşet, dalalet ve hıyanete sebep olanların soyu-sopu kurusun, devlet ve milletleri helâk olsun inşallah. Bu vahşete sessiz ve seyirci kalan bütün islâm ülkeleri daha beter olsun. Dünyadaki bütün kötülerin Allah bin türlü belâsını versin inşallah. İyi olduğunu sanan ve fakat bu vahşete seyirci kalan aciz, zavallı, ürkek, korkak, insani değerleri tükenmiş, tefessüh etmiş veya Allah'tan başkasına kul-köle olan; Rüşvet, İltimas, ayırma-kayırma, yolsuzluk, soysuzluk ve çürümüşlük ile malul mahlûkların da tez zamanda belâsını versin.
New York Times gazetesinde geçen hafta fotoğrafı yayımlandıktan sonra sosyal medyada gündem olan ve yardım çağrıları yapılan zavallı, masum ve müsemma Emel'in aç, yorgun ve bitap, madden ve manen darbelenen, harbin sosyal ve psikolojik işkencesine ve bitmez-tükenmez korkularına maruz mecalsiz bedeni, "Allahın belâsı lânetli domuzlarca yürütülen" iğrenç savaşın acı yükünü daha fazla taşıyamadı. Emel'in ailesi dün küçük kızın ülkenin kuzey kesimindeki bir sığınmacı kampında yaşamını yitirdiğini duyurdu.
New York Times'a konuşan anne Meryem, kızını kaybettiğini belirterek, "Kalbim parçalandı. Emel, daima gülümserdi" ifadelerini kullandı. Meryem, Emel'i kaybettikten sonra diğer çocukları için de endişelendiğini dile getirdi. Gazetenin geçen hafta Yemen'in kuzeyindeki bir hastanede çok zayıf düşmüş bir şekilde yattığı fotoğrafını yayınlaması üzerine, fotoğraf sosyal medyada paylaşılmış, Emel için yardım çağrılarında bulunulmuştu.
400 BİN "MASUM-U PAK" GÜÇSÜZ, ÇARESİZ VE ZAVALLI ÇOCUK AÇLIKLA KARŞI KARŞIYA
Yemen'de 4 yıldır devam eden; Haksız, hukuksuz ve amaçsız iç savaş ülkeyi insani bir krizin eşiğine getirmiş durumda. Birleşmiş Milletler (BM), ülkede 400 bin çocuğun açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıyor. Dünyanın dört bir tarafında israf almış yürümüşken; Yemen'e yardım elinin ulaşmaması çok iğrenç bir iki yüzlülük, çifte standart, apaçık yalancılık ve insanlık adına utanç. Aynı zamanda Müslümanlar için büyük günah!.. Ayrıca: Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) verilerine göre Yemen'de 2,2 milyon çocuk akut yetersiz beslenme sorunu yaşarken, bu çocuklardan 5 yaşın altındaki 400 bini ise acilen yardım edilmezse ölüm riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Başta İslâm âlemine liderlik taslayan bir takım hüda-i nabitler dâhil kimseden ses yok. Müslüman ülkelerin bu kadar İnsanlık ve İslâm dışı kaldığı görülmüş bir şey değil!..
BÜTÜN DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE: "YEMEN DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇLIK KRİZİYLE KARŞI KARŞIYA" UTANIN ALLAH'IN BELÂSI LÂNETLER!..
BM Dünya Gıda Programı (WFP) Sözcüsü Herve Verhoosel, 16 Ekim'de BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında, Yemen'in dünyanın en büyük açlık kriziyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunmuştu. Verhoosel, ülkede yaklaşık 18 milyon insanın bir sonraki yemeğinin nereden geleceğini bilmeden yaşadığını, 8 milyon kişinin de kıtlığın eşiğine geldiğini ifade etmişti.
Uzun süredir siyasi istikrarsızlığın yaşandığı Yemen'de meşru yönetime darbe yapan Husiler, Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde tutuyor. Ülkenin birçok kenti ordu ile Husiler arasındaki çatışmalara sahne oluyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015'ten bu yana Yemen hükümetine destek veriyor.
ABD’den Yemen ültimatomu
Kaşıkçı krizi, Suudi Arabistan’ın Yemen’de İran destekli Husi milislere karşı yürüttüğü savaşı gündeme getirdi. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, üç yıldır süren savaş için ‘ateşkes’ çağrısı yaptı. ABD Savunma Bakanı Mattis ise barış görüşmelerinin başlaması için 30 gün süre tanıdı. SUUDİ gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudiler tarafından öldürülmesi Riyad yönetiminin Yemen’de yürüttüğü, tüm dünyanın gözünü kapadığı savaşı gündeme taşıdı. 2015 yılında büyük bir siyasi krize sürüklenen Arap Yarımadası’nın en fakir ülkesi Yemen, son üç yıldır uluslararası aktörlerin çatışma alanı haline gelmişti. Şii Husi hareketi ülkeyi büyük ölçüde ele geçirirken Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonu aynı yıl Yemen’de Husilere karşı bombardıman başlattı. İç savaşı bir uluslararası krize dönüştüren bu adımla birlikte Yemen, ABD desteğini arkasına alan Suudi yönetimi ile İran destekli Husi hareketinin bir savaş alanı haline dönüştü.
KAŞIKÇI ETKİSİ
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, üç yıldır devam eden kanlı çatışmalarda 10 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Yine BM, bu krizin dünyanın son 100 yıldır tanıklık ettiği en kötü kıtlık felaketine yol açacağının altını çiziyor. Kaşıkçı krizi, Riyad yönetiminin kanlı infazları, demokratik olmayan uygulamalarıyla birlikte Yemen’deki insani krizi de gündemin ilk sıralarına taşıdı.
ABD’DEN YOL HARİTASI
ABD Savunma Bakanı James Mattis, Suudi Arabistan yönetiminin ve koalisyon ortağı Birleşik Arap Emirlikleri’nin, BM’nin bölge özel temsilcisi aracılığıyla anlaşma masasına oturmaya hazır olduğunu duyurdu. Mattis, Yemen’de savaşan taraflara 30 günlük ültimatom vererek, barış görüşmelerine başlanmasını istedi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Yemen’de çatışmayı uzlaşma yoluyla sona erdirmenin zamanının geldiğini belirterek ateşkes çağrısında bulundu. İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Pompeo’nun çağrısını “aşırı memnuniyet verici bir duyuru” olarak değerlendirdi. BM Yemen Özel Temsicisi Martin Griffiths de gelişmeyi takdirle karşılarken, “Tüm taraflara fırsatı değerlendirme” çağrısında bulundu.
Suud mu yoksa İsrail mi daha vahşidir!
Akın Aydın
akinaydin@yenimesaj.com.tr
Tarih Eylül 2015. Bayram namazı esnasında yapılan saldırıda en az 29 kişi katledildi.
Tarih Eylül 2015. Bir düğüne yapılan hava saldırısında 131 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.
Tarih 2016. Bir cenaze töreninde düzenlenen saldırıda en az 140 kişi katledildi.
Tarih Ağustos 2018. Bir hastaneye yapılan saldırıda 55 sivil katledildi.
Tarih Ağustos 2018. Çocukları taşıtan bir otobüse yapılan saldırıda çoğu çocuk 50 kişi katledildi.
Tarih 14 Ekim 2018. Mültecileri taşıyan otobüse yapılan saldırıda en az 17 sivil yaşamını yitirdi. Yemen’de 2015’ten bu yana ABD ve İsrail’in desteği ile Suudi-i Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin yaptığı Müslüman katliamından birkaç dehşet verici bilgi aktardım.
Vahşetin boyutları çok büyük… Bu zalimler sadece öldürmekle kalmıyor. Bakın, geçtiğimiz Ağustos ayında yabancı televizyonlarda, Arap Koalisyonu içerisinde bulunan bazı askerlerin verdiği bilgilere göre, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Güney Yemen hapishanelerinde tutuklu bulunan Yemenlilere fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığını paylaştılar. Bu askerlerin verdiği bilgilerde, hapishanelerdeki Yemenlilere cinsel taciz yaptıklarını, tecavüz ederken itiraz eden Yemenlileri cinsel organlarına, göğüs ve koltuk altlarına elektrik vererek cezalandırıldıklarını anlattılar. Tutuklu Yemenllieri sorgularken önce kollarından çelik demirlere asıldıklarını sonra ıslatılarak vücutlarına elektrik verilerek konuşturulmaya çalışıldıklarını itiraf ettiler. Bu hapishanelerdeki en hafif cezanın ise tutukluların önce kırbaçlanması sonra yaralarına tuz basılması şeklinde olduğunu da anlattılar.
Yemen koskoca bir mezarlık, koskoca bir hapishane haline getirildi. 3 yılda 60 binden fazla Müslüman katledildi. Aynen Irak’ta, Suriye’de olduğu gibi şehirler, kasabalar yok edildi. Yüz binlerce insan vatanlarını terk etmek zorunda bırakıldı.
Geride kalanlar ise ölümü bekliyor. 2 hafta önce UNICEF olarak bilinen Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu yayınladığı raporda Yemen’de 5 yaşın altında yaklaşık 400 bin çocuğun yoğun şekilde kötü beslenmekten acı çektiklerini duyurdu. Aynı kurum daha önce de Arabistan’ın, Yemen saldırısından itibaren şimdiye kadar en az 5 bin çocuğun öldüğü veya sakat kaldığını belirtmişti. Yemen’de yaşayan yaklaşık 11 milyon çocuğun tümü Suudi Arabistan’ın dayattığı savaş nedeni ile insani yardımlara muhtaç durumda.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yayımladığı raporda, Arabistan ve müttefiklerinin barajları, içme su kaynaklarını kullanılamaz hale getirdikleri, alt yapı şebekelerini çökerttikleri için hastaneleri yıktıkları ve uygulanan ambargodan dolayı ilaç bulunmadığı için salgın hastalıklarının hızla yayıldığı açıkladı. Bu tablonun sonucu olarak Yemen’de 1 milyondan fazla insana kolera bulaşmış ve koleradan ölenlerin sayısının 2508’e yükseldiğini bildirdi.
Önümüzdeki aylarda ülkede 12-13 milyon masum sivil açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya.
Hiç uzatmaya gerek yok. Ben, Müslüman’ım, iddiasında bulunan herkes bu vahşeti gücü yetiyorsa eliyle müdahale etmek zorundadır. Buna gücü yetmiyorsa diliyle bu vahşete karşı insanları uyarmak, ayıktırmak, gündem etmek zorundadır. Buna da gücü yetmezse kalbiyle zalimlere, yardım edenlere, dünyalık menfaatler için zulme sessiz kalanlara lanet etmelidir.
Hele hele Doğu Türkistan’da, Mymar’da, Bayırbucak’da, Kerkük’te Türkler katlediliyor; Filistin’de, Halep’te Müslümanlar zulüm altında, çocuklar vahşice katlediliyor diye sokaklara dökülenlerin, tehditler savuranların Yemen’i dile getirmemeleri kabul edilemez.
Eğer bu dile getirmemek, gerekli adımları atmamak, yarım kelime dahi olsa tepki vermemek ‘onlar zaten Sünni değil’ mantığıyla yapılıyorsa bilinsin ki, Allah (c.c) ve Resulünü karşılarına almışlardır. Galip gelecek olan Allah’tır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder