20 Ekim 2018 Cumartesi

O, Osmanlı Adaletinin Bakiyesi "Türkiye Cumhuriyeti" ne inanmış ve güvenmişti!.. "Öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın o röportajı ortaya çıktı." Bu meş'um cinayet bütün maksat ve ayrıntıları ile ortaya çıkartılmalıdır.

Son dakika: Alçakça ve hunharca Öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın o röportajı ortaya çıktı...
"Merhum Cemal Kaşıkçının Suriye, Türkiye, İran, İsrail ve Suudilerden söz ederek "kriz, bunalım ve buhranlarla boğuşan, cebelleşen" coğrafyamızın içine düştüğü olayları ve nerelerde yanlış yapıldığını gayet gerçekçi olarak anlatığı bir yazısı Kısa yolu yazının altındadır. 20.X.2018, Ahmet Doğan Şimşek"
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmadan bir süre önce Suriye konusunda katıldığı bir televizyon programında yaptığı son konuşma yayına verildi. Kaşıkçı röportajında, "Türkiye Suriye halkının en iyi ortağı olduğunu ispat etti. Afrin muhteşem bir başarıydı. Sadece uygulanış şekliyle değil, çok temiz savaştı. Hiçbir yıkıntı olmadı. Rakka'daki tahribatı gördünüz. Daha önemlisi de Türkiye o bölgeyi Suriyelilere teslim etti. Suudi Arabistan, Suriye'de demokrasi ve özgürlüğe giden değişimin yaşanması konusuna hevesli değildi" ifadesini kullanmış
İstanbul'dan yayın yapan Esad rejimi karşıtı "Syria TV"
İstanbul'dan yayın yapan Esad rejimi karşıtı "Syria TV", 15 Ağustos'ta Kaşıkçı ile yaptıkları röportajı ilk kez yayınladı. Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki Başkonsolosluğuna 2 Ekim'de girdikten sonra haber alınmayan Kaşıkçı, Suriye konusunda ülkesinin tutumuna, Türkiye'nin Suriye'deki varlığına, İran'ın Esad rejimine verdiği desteğe, ABD'nin Fırat Nehri'nin doğusundaki varlığına ve Suriye'deki iç savaşa ilişkin görüşlerini anlattı.
TÜRKİYE'NİN SURİYE'DEKİ ROLÜ
Kaşıkçı, Türkiye'nin, Suriye halkının en iyi ortağı olduğunu ispat ettiğini belirterek, "Afrin muhteşem bir başarıydı. Sadece uygulanış şekliyle değil, çok temiz savaştı. Hiçbir yıkıntı olmadı. Rakka'daki tahribatı gördünüz. Daha önemlisi de Türkiye o bölgeyi Suriyelilere teslim etti." dedi. Suriyelilerin Afrin'i yerel meclislerle iyi bir şekilde yönettiğini dile getiren Kaşıkçı, "Bu tecrübe diğer Suriyelilerin gıpta ile bakmasına neden olacak ve belki de İdlib'de mesela, 'Buyurun bu tecrübeyi buraya taşıyın' diyecekler." ifadelerini kullandı.
Kaşıkçı, Türkiye'nin Suriye konusunda maceraya girmeden hareket ettiğine dikkati çekerek, "Mesela önlerinde Münbiç var ama ABD ile çatışmaya girmeden diplomatik yollar ve iletişimle halletmeye çalışıyorlar." diye konuştu. Türkiye'nin Suriye'de disiplinli bir şekilde hedefe doğru ilerlediğine işaret eden Kaşıkçı, Türkiye'nin Suriyeliler için büyük bir şans olduğunu vurguladı..
ABD'NİN TUTUMU
Kaşıkçı, Suriye konusunda şu ana kadar bir anlaşma olmadığını belirterek, bu konunun Cenevre ve Astana görüşmeleri arasında kaldığını aktardı. "Bana göre Astana ekibi Suriye'nin geleceğini kuracak." diyen Kaşıkçı, ABD'nin Suriye'deki gelecek planlarına ilişkin şunları kaydetti: "ABD'nin bugünlerde öncelikleri çok farklı. ABD ileriye dönük planlar yapmak için rahat değil. Trump'ın ABD'de iç savaşı var, bilinen skandalları var. Biz artık eski ABD yönetimiyle karşı karşıya değiliz, değişken, hızlı bir yönetim görüyoruz. ABD yönetiminde piramidin başındakiler değişiyor. CIA, Dışişleri Bakanlığı, ulusal güvenlik biriminin başındakiler hep yeniler. Bunların zamana ihtiyacı var. Ancak Suriye meselesinin bunların istikrarına kavuşmasını bekleme şansı yok."
Kaşıkçı, ABD yönetimindeki istikrarsızlığın bölge ülkeleriyle ilişkilerine etkisinin sorulması üzerine, "ABD ile Türkiye'nin ilişkilerini etkileyeceğini sanmıyorum. Çünkü aralarında iletişim hattı var. Örneğin Türkiye, Münbiç'e ABD ile anlaşma sonrası girecek. Suudi Arabistan ABD'den, İran'ın Suriye'den çıkarılmasına destek olmasını istiyor. Ancak ABD bu isteği yerine getirmezse Suudi Arabistan kızacak mı? Tabii ki kızmaz. Çünkü elinde güçlü kozu yok. Artık Suudiler, Suriye meselesinin kilit oyuncusu değil." dedi.
"SUUDİ ARABİS'TAN TÜRKLER'LE SURİYE'DE İŞ BİRLİĞİ YAPMADI"
Suudi Arabistan'ın Suriye meselesinde yaptığı hatalara değinen Kaşıkçı, "Suudi Arabistan Suriye'de demokrasi ve özgürlüğe giden değişimin yaşanması konusuna hevesli değildi. Suudi Arabistan Türklerle, Suriye'de iş birliği yapmadı." ifadelerini kullandı.. Kaşıkçı, "Katar ve Suudiler, Suriye'de çekiştiler. Bunların bedelini hem Suriye devrimi hem de Riyad çekiyor." şeklide konuştu.
Daha önce ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'ye Arap ülkelerinden oluşturulacak bir gücün gönderilmesini gündeme getirmesine ilişkin Kaşıkçı, "Bak bu öneri güzel çünkü Suudilerin Suriye meselesine ilgili olduklarını gösterir. Ancak sorun bunun detaylarında. Mesela Suudi Arabistan ordusu, Mısır veya diğer Arap ülkelerinin katılması için uygun bir altyapı hazırlığı olmalı. Türkiye ile temas kurulmalı ve ilişkilerin yumuşatılması gerekir. Çünkü bu ülkelerin Türkiye ile arasında Suriye temas hatları oluşacak." değerlendirmesinde bulundu.
Kaşıkçı, önerinin hayata geçirilmesinin zor olduğuna dikkati çekerek, "Mısır ordusu da Suriye'ye gidemez. Eğer Fırat'ın doğusuna giderlerse o bölgeyi Esad'e teslim ederler. Esad ile anlayış içindeler çünkü." diye konuştu. Suudi Arabistan'ın İran'la sorunlu olduğunun hatırlatılması üzerine Kaşıkçı, "Suudi Arabistan'ın bölgeye ordu göndermesi onları Türkiye ile anlaşmaya iter. Dolaysıyla bu da Suudi Arabistan-Türkiye iş birliğine yol açar ve Suriye halkı için iyi olur. " ifadelerini kullandı.
SUUDİLER'İN ESAD'A KARŞI TUTUMU
Kaşıkçı, Suudi Arabistan'ın Esad rejimine karşı tutumunu şu sözlerle değerlendirdi:
"Suudi Arabistan, Arap ülkelerindeki eski rejimlerin kalmasını destekliyor. Esad rejiminin İransız kalmasını istiyor. Ancak Beşşar Esad, İran'dan başkasına güvenmiyor. Zaten İran'ın sayesinde var. Suudi Arabistan, 2011'deki sisteme dönülmesini temenni ediyor. Mısır'da olduğu gibi Suriye'de de Arap baharının son bulmasını istiyor. Yemen'de Ali Abdullah Salih'in bir halifesini bulup Yemen'in başına geçirmek istiyor. Ancak bu Suriye'de çok zor çünkü halk ayaklanması devam ediyor." Kaşıkçı, İran'ın Suriye'deki askeri varlığının güçlendiğini belirterek, "İran, Suriye'de yeni bir demografik harita çiziyor. Rejim de buna destek oluyor. Rejim yasa ve kanunlarla milyonlarca insanın evlerine dönmesini engelliyor." diye konuştu. Rejimin halkın evlerine yeniden dönmesini istemediğini vurgulayan Kaşıkçı, "Beşşar, Suriye'yi işgal ediyor. 6-7 milyon Suriyeli çıkardı. Rejimin son olarak 10 sayılı kararı ise Suriye'deki demografik haritayı değiştirmek içindi." dedi. 
SURİYE'DE İSRAİL-İRAN ÇATIŞMASI
Kaşıkçı, İsrail ve İran arasında yaşananların sadece Suriye'deki çatışma alanlarının sınırlarının çizilmesi için olduğuna dikkati çekerek, İran'ın İsrail'in düzenlediği saldırılara yanıt vermediğini dile getirdi. İran'ın Suriye'de Halep, Humus gibi illeri "işgal ettiğini" belirten Kaşıkçı, "İsrail Suriye'de İran'la çatışmaz ve buna girmez. İran'a karşılık vermek Arap ülkelerine düşer. İsrail bu görevi Arapların yerine yapmaz. Bu işi en son yapacak ülke İsrail." ifadelerini kullandı.
"ABD RUSLAR'IN SURİYE'DEKİ HAYATLARINI ZORLAŞTIRIYOR"
ABD'nin Suriye'de itibarını yeniden kazanmak için fırsat olduğunu anlatan Kaşıkçı, "ABD, Rusların Suriye'deki hayatlarını zorlaştırabilir. Bunu da Suriye devrimine destek vererek yapabilir. Türklere destek vererek yapabilir mesela. Ruslar bu kaygılarını dile getirdiler aslında." değerlendirmesinde bulundu.. Kaşıkçı, ABD'nin Fırat'ın doğusunda çok iyi çalışmadığına dikkati çekerek, "Petrol, su ve enerji zengini bir bölgeyi ele geçirdiler. Belki de bu ona yeter. ABD'nin Suriye'deki oyunların kurallarını değiştirmesi için sahada olması gerekir." şeklinde konuştu. Teorik olarak ABD'nin istemesi durumunda Suriye'de rejimin ve İranlıların hayatını zora sokabileceğine işaret eden Kaşıkçı, şunları söyledi: "Ama şu var ABD'de şu an ileriye dönük planlar yapacak kurumlar yok. ABD'nin önemli kurumlarında daha bu ay değişikler oldu. Bunlara zaman gerek. Trump'ın üzerindeki baskılardan kurtulması gerek. ABD seçimleri yaklaşıyor. Dolayısıyla ABD'nin 180 derece değişeceğini sanmıyorum."
İSRAİL'İN ESAD'A BAKIŞI
Kaşıkçı, İsrailli yetkililerin Esad'i öldürmekle tehdit etmelerinin sadece sözde olduğunu ifade ederek, "İsrail Esad'i öldürse rejimin sonu olur, bunu herkes biliyor. Peki İsrail bunu ister mi? Hazırlar mı? Bence bu tür açıklamalar tehditten ibarettir. Çünkü aynı zamanda İsrail'in Esad'in kalmasından elde ettiği faydalardan bahseden başka İsrail yetkililerinin açıklamaları var." diye konuştu.
SURİYE'NİN GELECEĞİNE DAİR DÜŞÜNCELERİ
Suriyelilerin Türkiye'ye güvenmeleri gerektiğini vurgulayan Kaşıkçı, "Savaşın şartları değişti. Suriye devrimi daha bitmedi. Beklentileri bitmedi. Ancak zor şartlar içerisinde. Suriye devrimi, Türkiye gibi dost bir ülkeye sahip." dedi. Kaşıkçı, dünyanın Suriye meselesine sessiz kaldığını ve Suriye halkının asrın dramını yaşadığını belirterek, Esad rejiminin kesinlikle değişmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın röportajı Syria TV'nin YouTube kanalında da yayınlandı. https://www.takvim.com.tr/dunya/2018/10/19/son-dakika-oldurulen-gazeteci-cemal-kasikcinin-o-roportaji-ortaya-cikti
BİR YORUM, ANALİZ VE AÇILIM:
Kaşıkçı cinayetinin istihbar-i öğretileri
Bülent ESİNOĞLU
2 Ekim’den bu yana televizyonlarda Kaşıkçı Cinayeti konuşuluyor, tartışılıyor, yorumlanıyor. Herkes cinayetin bir tarafından kaşıklıyor. Aydınlar bir nevi cinayet dedektifi gibi akıl yürütüyorlar.
Cinayetin sadece işleniş biçimi ve bazı sonuçları konuşulsa da İstihbar-i öğreti yanını da görmek gerekir.
Son söyleyeceğimi baştan söyleyerek sizleri yormayayım.
Operasyonun asıl amacının; Türkiye İran arasındaki iyi ilişkileri dinamitlemeye yönelik olduğu artık ayan beyan ortaya çıkmıştır.
Kaşıkçı katledildikten sonra, Halkın Mücahitleri örgütünün dört elemanı tarafından Kaşıkçı’nın cesetini Yalova’da bir yere gömeceklermiş ve suç İran’ın üzerine atılıp, Türkiye İran ilişkilerinin koparılmasına yöneltilecekmiş.
Lakin planda bir aksaklık olmuş ve operasyonun geri kalan kısmı yani Türkiye İran ilişkileri kısmı gerçekleşememiştir.
Halkın Mücahitleri Örgütü İran yönetimine karşı Amerika ve Suudiler tarafından kullanılan bir örgüttür. Televizyonlarda tartışmalara katılan emekli ya da hala çalışan MİT uzmanlarının belirttiğine göre; Halkın Mücahitleri Örgütü ABD tarafından daha önceleri de kullanışmış ve Türkiye’de işlenen cinayetler İran devletinin üzerine atılmıştır.
Uğur Mumcu cinayetini hiç unutmuyorum. Kemalistleri katleden Amerika hep cinayetlerin suçluları için İran’ı işaret ederdi.
İçerdeki sözde aydınlar da Mollalar İran’a diye slogan atıp, mitingler yaparlardı. Masum Atatürkçüleri de kendilerine kalkan yaparlardı. Ne güzel değil mi? Hem Atatürkçüleri katledeceksin hem de İran’a karşı Türkiye’yi kullanmaya devam edeceksin. Bir taşla iki kuş…
Peki İran Türkiye ilişkilerinin bozulması neden ABD için çok önemlidir? Önemlidir, çünkü Sünni Şii çatışması ABD stratejisinin bel kemiğini oluşturur. Etnik çatıştırma stratejisi ikinci sıradadır.
Şii Sünni çatışması sürdüğü sürece, ABD iki şeyi sağlama almış olur. Birinci petro-dolarlar, ikincisi İsrail’in güvenliğidir. İran petro-dolar kullanmadığı için Amerika’nın hedefinden kurtulamaz. Elbette petrol sermayesinin arkasında Yahudiler olduğundan Şii Sünni çatışması İsrail için de çok önemlidir.
Kaşıkçı olayından sonra; ABD, Suudi Arabistan ve İsrail merkezli siyasal cinayetler artık eskisi kadar kolay olmayacaktır.
İki Ekim Olayı Milat olacak gibi görünüyor. Önemli bir kırılma noktası gibi duruyor. Artık işkence gemileri İşkence uçakları, teröre karşı mücadele adı altında her türlü pis işleri gizleme ve oradan ABD çıkarlarını sürdürme işi, biraz daha zora girecektir.
Artık dünya halkları için bir şey gün yüzüne çıktı. Bir yerde siyasi bir cinayet işlendi mi bu “cinayetin arkasında mutlaka Amerika vardır” akıl yürütmesi aklın şablonu olmuştur.
Kaşıkçı Siyasi Cinayeti ABD Suudi birlikteliğini bile zor sokan bir yapısı vardır. Bu arada İngiltere’yi unutmayalım Sudilerin kılcal damarlarında bile İngilizler dolaşır.
20.10.2018, bulentesinoglu@gmail.com

1 yorum:

  1. Egitim ve sınavlarda gelinen nokta çok acı 

    tus forumlarında “...Bundan 7-8 kadar yıl önceydi. 5-6 defa girdiğim ÜDS lerden 50-60 arası alıp duruyordum. Meşhur bir TUS dersanesinin Meşhur bir sahibi -ki iyi İngilizce bilmesi ile de tanınır- yerime ÜDS ye girebileceğini söyledi. "Sen de sarışın gözlüklüsün ben de, kimse anlamaz bile, ben böyle çok kişiye ÜDS-KPDS kazandırttım" dedi. Tabi teklifini "bütün akademik hayatımı b.k çukurunun üzerine bina edemem" diyerek reddettim. 1-2 sınav daha sürünüp kendim 71'imi aldım. Eğer yakalanırsa "sevgili JOKER abimin" aleyhine tanıklık ederim. Allah islah etsin, bir adamın her işi mi YAMUK olur ya?”

    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4964&page=62
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=10037
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4309
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=9306
    Ateş olmayan yerden duman çıkar mı
     bundan çıkan anlatılan ve ya kanaatimize göre anlatılmayandan hissedilen anlam tusdata hazırlık dersanesinin paralel yapi feto Fethullah Gülen cemaatine genç klinisyenler yapılanması içinde herkesten farklı özel ve çok fazla kontenjan ayırdığı ve iyilik yapmak icin ücretsiz aldığı kişisel verileri yasadışı kaydettiği yani fişleme yaptığı.. tusdata ve veya uz.dr sami selçukbiricik in sponsoru olduğu drtus.com tus forumunda övünme ve güç gösterisi olarak anlatılan ösym den bilgi sızdırmalarını, ilişkilerini, bağlantılarını, görüşmelerini  maddi güç ve fethullah gülen fetö paralel yapı veya başka bir cemaat örgüt yapı bağlantısı olmadan nasıl yapılabileceği şayanı hayret bir konu olarak şüpheleri celbetmekte haklıdır tusdata ve veya sahibi uz.dr. sami selçukbiricik iddia edildigi gibi feto paralel fethullah gülen mensubu mudur iskenderpaşa hakyol mensubu mudur bilinmez ve böyle olsa da olmasa da özkaya özel hayatı kendi tercihidir bu kısmına  saygı duyulmalı ancak ilişkiler ağı Ağacın Kurdu kitabındaki gibi rahatsız edici giriftlikte.. Bu arada ösym nin sınava başkasının yerine girdiği tespit edilen tus Dersanesi sahibi ifadesiyle bu kişinin kamu oyunun anladığı kişinin büyük ihtimalle uz Dr Sami selçukbiricik olduğu kanaati oluşuyor. Ösym nin ve uzman doktor sami selçukbiricik in de açıklama ve videolarında net bir aksi beyanı yok ..soruşturmaların akamete uğraması bu ortamda bu bağlantılarla ve tusdata dusdata maddi sponsorluğunda yayın yapan Drtus.com tus/dus/eus forum sitesi moderatörlerinin ösym ve yök te tanıdıkları olduğu ve maddi gücü fazla olduğu icin ösym de yök te sağlık bakanlığında muhatap kabul ediliyor itibar görüyor beyanları zaten malumun ilanı beklenen bir durum .
    ÖSYM kampanyaları ile bir yandan tusdata bir yandan STV ve zaman gazetesi bir yandan taraf gazetesi ile ÖSYM'nin şifre ve hatalı soru ve sınavlarla gündeme gelirken kpss, ve polis hakim avukat savcı sınavları yolsuzluğunun unutturulduğu gündemin ösym ciddiyetsizliğiyle yaptığı hatalı sorular üzerinden kampanyalarla her sınav döneminde ösym yolsuzluğu gündeminin değiştirilip kpss sınavı ve diğer sınav soru çalmalarının ve zaman aşımı türü örtbaslarin siyasette milletvekilleri ,ÖSYM ve YÖK ' teki kirli bağlantıları ve irtibatlı kişileri ali veli halil bilal isa musa sema esma ayşe fatma fatih burhan nurhan orhan muharrem mükerrem naim saim rabia safiye nazife hafize binnur zinnur rahmi rahim adları her kimse bunlar ayıklanmadığı gerçeğinin örtüldüğü sürece . .
     seffaf olmasi gereken kurumların  kanser gibi hasta hastalıklı enfekte bir ilişki zinciri değil mi
    Her sınavda sorular alındı mı çalındı mi sızdı mi sızdırıldı mi kaygısı yersiz Mi?

    YanıtlaSil