2 Aralık 2016 Cuma

DAHİLDE (İÇERİDE) YOĞUNLAŞAN: İHANETE ÇANAK, HAİNLERE YARDIM, YATAKLIK VE YALTAKLIK!.. "AVRUPA’NIN PKK SEVGİSİNİ KINAYALIM AMA DÖNÜP KENDİMİZE DE BAKALIM!.."

AVRUPA’NIN PKK SEVGİSİNİ, ELBETTE VE MUTLAKA ŞİDDETLE KINAYALIM; AMA DÖNÜP KENDİMİZE DE BİR BAKALIM!..
Belçika makamlarından izin alınarak Kasım ayında Brüksel’de yapılan menfur gösteride Belçika polisi, PKK’yı simgeleyen bez parçalarına ve ihanet şebekesi elebaşısı, bebek katili Abdullah Öcalan’ın resimlerinin taşınmasına "terör örgütüne aleni destek, açık himaye, yardım ve yataklık" durumu nedeniyle müdahale etmemiştir. Türkiye Cumhuriyetine karşı açık düşmanlık, şiddetli tahrik ve tahkir anlamına gelen, insanlık dışı "alçakça ve düşmanca" gösteride; Halihazır yürütülen terör soruşturmalarında ifade vermeye gitmediği için haklarında gözaltı kararı alınan HDP Şırnak parlamenteri (ve pkk temsilcileri) Faysal Sarıyıldız ve HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer Öztürk ile PKK’nın sözde Avrupa liderlerinden ve hakkında kırmızı bültenle yakalama kararı bulunan (ama buna rağmen bütün AB hinterlandında serbestçe dolaşarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetine açıkça ve küstahça meydan okuyan) Remzi Kartal da yer almıştır.
CUMHURBAŞKANLIĞI SÖZCÜSÜ İBRAHİM KALIN
Avrupayı dize getirme ve menfur terör örgütüne yaşam alanı verdirmeme görev/vazife ve yetkisine haiz Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın bu duruma usulen tepki göstererek ve aşağıdaki açıklamalarda bulunmuştur: “Belçika hükümeti, açıkça ortada olan gerçekleri inkar etmek yerine terörle mücadele konusunda samimi, kararlı ve ilkeli bir tutum benimsemeli, yaşanan vahim yanlışları düzeltecek adımları gecikmeksizin atmalıdır… Avrupa Birliği tarafından terör örgütü kabul edilen PKK’nın, Belçika’da rahatça faaliyet gösterdiği uluslararası kamuoyu tarafından bilinmektedir. Mart ayında düzenlenen Türkiye-AB Zirvesi sırasında Brüksel’de bir PKK çadırı açılarak terör propagandası yapılmasına, Ağustos ayında ise PKK terör örgütünün 1984 yılında gerçekleştirdiği ilk terör saldırısının yıl dönümü sebebiyle düzenlenen yürüyüşe izin verilmesi, Belçika makamlarının PKK konusunda izlediği politikayı açıkça ortaya koymaktadır.”
FEHRİYE ERDAL KATİLİ İLE ÇOK SAYIDA DHKP-C TERÖRİSTİ 
Kalın; Belçika’nın, Özdemir Sabancı suikastının faili Fehriye Erdal ile çok sayıda DHKP-C terör örgütü mensubunu da topraklarında himaye ettiğini, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında masum insanları katleden Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının faaliyetlerine göz yumduğunun bilindiğini de vurgulamıştır. Kalın ayrıca, halkın oylarıyla seçilmiş (milletvekili değil!.) parlamenter Mahinur Özdemir’in 1915 olayları hakkında şahsi kanaatleri gerekçe gösterilerek partisinden ihraç edildiğine dikkati çekmiştir: “Belçika hükümeti açıkça ortada olan gerçekleri inkâr etmek yerine, terörle mücadele konusunda samimi, kararlı ve ilkeli bir tutum benimsemeli, yaşanan vahim yanlışları düzeltecek adımları gecikmeksizin atmalıdır.”
SÖZDE NATO ÜYESİ TERÖRİST DEVLET
Sözde NATO üyesi (Adalet ahlâkı ve Hukuka saygılı, adil ve eşit ilkelere sahip, doğru, dürüst ve demokratik bir devlet olması gereken) Belçika’nın bu (asi ve mafyavari, çeteci zihniyete dayalı) tavır, davranış türü ve evrensel hukuka aykırı tutumunu onaylamak mümkün değildir. Şu hale nazaran; Her şeye egemen Cumhurbaşkanlığı kurumunun sözcüsü İbrahim Kalın haklı olarak Belçika’yı eleştirmektedir. PKK konusunda Türkiye Belçika’ya tepki gösterirken, Nisan 2016’da TİKKO yöneticisi Ermeni kökenli ASALA teröristi Armenak Bakırcıyan’a ait anıt mezarın Tunceli’de açılmasına göz yumulmuştur. Bu durum, ülkemizdeki hukuki ve yasal muhatapların iki yüzlülüğünü, çifte standart aczini, zayıflığını ve samimiyetsizliğini göstermektedir.
AGOS gazetesinin 28 Nisan 2015 tarihli sayısında yer alan habere göre; 26 Nisan 2016’da Tunceli’nin Nazımiye İlçesi’ne bağlı Aşağıdoluca (Harık) Köyü’nün Pembelik Baraj Gölü’nün kıyısında inşa edilen ve üzerinde “Ermeni soykırımını lanetliyoruz. Armenak Bakırcıyan’ı anıyoruz ve Hrant’ı anıyoruz. 100’üncü yılında Ermeni soykırımı devam ediyor” yazılı sözde Ermeni soykırım anıtı açılmıştır. Haberde, 1935 yılında kurulan Tunceli yerine “Dersim” adının kullanılması ve teröristlerden “kahramanlar” olarak söz edilmesi dikkat çekicidir. Bu haberin tekzip edilmemesi, sorumlulardan hesap sorulmaması ve Tunceli yerine dersim kelimesini "ad" olarak kullananların şiddetle men edilerek, cezalandırılmaması hayret ve ibreti muciptir.  
TUNCELİ’YE DERSİM DİYEN HAİNLER
Bahse konu menfur mezbelenin açılış töreninde sözde soykırım iddiaları içeren pankart açılmasını, millet adına yetkili ve görevli oldukları halde; Şiddetle men ve red etmeleri gereken bir rezilliği sadece izlemekle yetinmiş, bu iğrenç durum Türk milletini derinden yaralamış ve üzmüştür. Anıt mezarın üzerinde Hrant Dink’in adının yanında çeşitli zamanlarda öldürülen Ermeni teröristlerin de adı yazılmıştır. Törende üzerinde sözde soykırım iddialarının yazılı olduğu pankartlar bulunduğu için Jandarma ile törene katılanlar arasında gerginlik yaşanmıştır. Törene HDP Tunceli milletvekili adayları Alican Önlü ve Edibe Şahin, Tunceli Belediye Eş Başkanı Nurhayat Altun, HDP, DBP, DHF, EMEP, ESP, DERADOST, Partizan gibi dernek, parti ve örgütlerden temsilcilerin yanı sıra (onursuz ve sorumsuz "sözde" yetkililerden yüz bulan, pusudaki hain ve alçak) Yunanistan, Fransa ve diğer ülkelerden gelen Ermeni diasporası mensupları da katılmıştır.
19 Ocak 2007 tarihinde bir suikaste kurban giden gazeteci Hrant Dink’in adınının kalkan yapıldığı anıt üzerinde ASALA ve PKK’lı teröristlerden Armenak Bakırcıyan, Manuel Demir, Nubar Yanıkyan, Kevork Çavuş, Monte Melkonian, Antranik Uzunyan’ın da isimleri de vardır. TKP-ML/TİKKO’nun merkez komitesi Armenak Bakırcıyan, 13 Mayıs 1980 tarihinde Elazığ’da jandarmayla girdiği çatışmada öldürülmüştü.
GÜNEYDOĞU BELEDİYE TABELALARI REZİLLİĞİ; İHANET, ALÇAKLIK VE KÜSTAHLIK
Monte Melkonian ise Ermeni ASALA terör örgütünün liderlerindendi. 1993 yılındaki Karabağ Savaşı’na, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri desteğindeki Ermeni milislerin komutanı olarak katılmıştı. 1980’li yıllarda ASALA örgütü adına Avrupa’da Türk diplomatlara karşı çeşitli saldırılarda bulunmuş ve karıştığı bu cinayetler sonrasında Fransa’da tutuklanmıştı. Ermenistan, bu terörist için anma pulu bastırmıştı.
Melkonian, Hocalı’ya yakın bölgede Ermeni askeri birliklerine komutanlık yaptıktan sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde anlatmıştır. Melkonian’ın ölümünden sonra Markar Melkonian, kardeşinin günlüğünü “Benim Kardeşimin Yolu” (My Brother’s Road: An American’s Fateful Journey to Armenia, I. B. Tauris,2005) isimli kitapta toplamış ve Hocalı katliamı için şunları yazmıştır: “Hocalı stratejik bir amaç olmasından başka aynı zamanda bir öç alma eylemiydi.”
ERMENİCE, İBRANİCE VE KÜRTÇE TABELALARA İZİN VEREN MENFURLAR
Türkiye Cumhuriyeti bu durumun biraz geçte olsa farkına varmış ki, Tunceli Valiliği TİKKO yöneticisi Armenak Bakırcıyan’a ait anıt mezarı yıkma kararı almıştır. Acaba Ermenistan’da ASALA Ermeni teröristlerin şehit ettikleri 36 Türk diplomat arasında bir Ermeni kökenli Türk vatandaşı diplomat olsaydı, bunun için Ermenistan’da bir anıt dikilir miydi? 36 şehit arasında bulunan Atina Büyükelçiliği Müsteşarı Haluk Sipahioğlu benim yakın arkadaşımdı ve Paris OECD Büyükelçiliğimizde birlikte görev yapmıştık.
HAKİKATTE, TÜRKİYE’Yİ TANIMAYAN AMERİKA
Bu kapsamda ABD’de Türkiye aleyhine çıkartılmış olan sözde Ermeni soykırımın her yıl 24 Nisan’da ABD Başkanı tarafından anılmasına yönelik 22 Nisan 1981 tarihli Kararname’nin ortadan kaldırılması amacıyla ABD’de başlatılmış olan girişime, Türk vatandaşlarının da destek vermesinin yerinde olacağını düşünüyorum. Bu amaç doğrultusunda ABD ve Türkiye’de ortaklaşa çalışacak bir Türk-Amerikan Platformu’nun kurularak etkin hale getirilmesinde yarar vardır.
YA LOZAN-I ABD’YE KABUL ETTİRMEK; MİLLİ MECLİSİNDE ONAYLATMAK VEYA REDDETMEK ZORUNDASINIZ
ABD Başkanlarından hiçbirisi Lozan Anlaşması’nı (24 Temmuz 1923) şimdiye kadar resmen tanımamıştır. ABD’deki Ermeni Diaspora’sına güç veren bu Kararname Türkiye aleyhine ayrımcılık yaratmıştır. Bunun için Lozan Anlaşması’nın ABD tarafından tanınmasının (recognition) sağlanması gerekir. Yeni ABD Başkanı tarafından alınacak karar, 1981 yılından bu yana yürürlükte olan kararnameyi etkisiz kılacaktır. 40’ncı ABD Başkanı Ronald Reagan’ın ilk başkanlık döneminde çıkarılan ve Türkiye’ye karşı uluslararası hukuk dışı bir yaptırım öngören kararnamenin kaldırılması için çaba harcanmalıdır. (TURKISHFORUM)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder