ANADOLU SAHİLLERİNDE HELEN RÜZGÂRLARI
Orta Ege’de denizde kontrolü yıllar önce kaybeden Türkiye,
şimdi de Batı Anadolu sahillerine dayanan Helen istilasıyla ve kıyılarında
dalgalanan Yunan bayraklarıyla karşı karşıya.
PALİKARYA ATAKTA!..
Bizi yöneten T.C. yetkilileri ise sessiz. Panos Kammenos Savunma Bakanı, ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Evangelos Apostolakis Eşek Adası’ndan (Aykathonosissi) hücümbotla ayrılırlarken çekilen bir resim çok şeyler anlatıyor. Yunan gazetelerinden alınmış olmalı, tarihler 6 Mart 2015’i gösteriyor; bakan bot’a binerken kuvvet komutanı derin bir saygı ile selamlıyor. Teknenin kıçında mavi zemin üzerine beyaz çizgilerle bezenmiş ve sağ üstte artı - haç ile “Ben varım, ben Yunanistan’ım, burada Anadolu sahillerinden 9 deniz mili (16.5km) mesafede dalgalanan Helen bayrağıyım” diyor. Çiçeği burnunda yeni Yunan iktidarının, genelkurmayının, deniz kuvvetlerinin; “Fetih – kuşatma” ziyaretleri ise başka bir hava estiriyor.
PALİKARYA ATAKTA!..
Bizi yöneten T.C. yetkilileri ise sessiz. Panos Kammenos Savunma Bakanı, ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Evangelos Apostolakis Eşek Adası’ndan (Aykathonosissi) hücümbotla ayrılırlarken çekilen bir resim çok şeyler anlatıyor. Yunan gazetelerinden alınmış olmalı, tarihler 6 Mart 2015’i gösteriyor; bakan bot’a binerken kuvvet komutanı derin bir saygı ile selamlıyor. Teknenin kıçında mavi zemin üzerine beyaz çizgilerle bezenmiş ve sağ üstte artı - haç ile “Ben varım, ben Yunanistan’ım, burada Anadolu sahillerinden 9 deniz mili (16.5km) mesafede dalgalanan Helen bayrağıyım” diyor. Çiçeği burnunda yeni Yunan iktidarının, genelkurmayının, deniz kuvvetlerinin; “Fetih – kuşatma” ziyaretleri ise başka bir hava estiriyor.
İktidarda, Başbakanlık konutu “Magaro Maksimo” da
oturmak istemeyen sosyalist Alexi Çupras varmış, isterse liberal – kapitalist
Yorgo Papandreu olsun, Yunanistan gırtlağına kadar borç içinde olsun. Atina’da
parlamento da, Omonia Meydanı’nda, tuzu kuru zenginlerin yaşadığı Kolonaki
Semtinde, Mitrapoleos Caddesi’nde veya hatta Yunan Genel Kurmayı’nda her şey
ters gitsin, harmanlansın,değişmeyen ve değişmeyecek bir gerçek var:
Yunanistan’ın Ege politikası kalıcıdır, kim gelirse kaldığı yerden devam eder.
Ya bizde?…
Ya bizde?…
Yukarıda anlatılan resimleri gazetelerde gören kişi; Patras
sahillerinde, Pire’de, Selanik kıyılarında, Hanya’da…arkasına yaslanacak,
endişesinin yersiz olduğunu anlayacaktır. Ya benim konuya az – çok vakıf olan
T.C. vatandaşım ne yapsın, Ege’deki bu sancılı, onulmaz gidişata nasıl
katlansın?
Gene böyle bir durumda , “Siz Sayın R.T.Erdoğan
Çanakkale Boğazı’ndan hiç gemi ile Ege’ye çıkış yaptınız mı?” diye
yazmıştım. Gerekli gereksiz konunun bazı cahilleri tepki göstermişlerdi. İşte
şimdi aynı soruyu gene tekrar ediyorum.
ÇANAKKALE BOĞAZI ÇIKIŞA KAPANIRSA
Bu iktidar 13 senedir ülkeyi yönettiğini söylüyor. Ayrıca
onlara göre her şey de iyiye gidiyor. Yunanistan 2004’te 3 adayı işgal etti,
geçen zamanda batı komşumuzun Türkiye aleyhindeki çıkışı sürüyor. İşgal edilen
ada sayısı 16’ya yükseldi. Şimdi onlarda Yunan bayrağı dalgalanıyor. “Kimseye
bir karış toprak vermeyiz”diyen iktidarın kendi de, basını da, şakşakçıları da
sessiz mi sessiz.
Gerçek olan Ege’de, Anadolu sahillerinin batı kıyılarında,
Lozan Antlaşmaları ile T.C. ye bırakılan küçük küçük adacıklar, kaya parçaları
teker teker, topsuz tanksız zapt edildi, zaten bütün Ege’ye sahip olan
Yunanistan hızını alamadı, bizim Anadolu sahillerine geldi dayandı. Bu
adacıkları deniz/deniz – hava üsleri (I) ile destekliyor, halkına moral
veriyor.
2004’te Bulamaç ve Eşek Adalar’nın işgali ile başlıyan
cılız Yunanistan’ın Ege şovu, dirayetsiz T.C. iktidarları döneminde bu hale
geldi. Eski Milli Savunma Genel Sekreteri Em.Kur.Alb. Ümit Yalım AKP
iktidarında kaybedilen Ege adalarının adlarını şöyle belirliyor: Eşek Adası,
Bulamaç (Farmakos), Nergizçik, Kalimsoz, Sakarcılar, Keçi, Koçbaba, Hurşit,
Ardacık ve Akdeniz’deki: Dhia, Gavdos, Gaidhouronisi, Dionisady ve Koufunisi
adları ile sıralıyor.
Ülkeyi tutum ve davranışları ile kasıp kavuran, 7 Haziran
2015’ten sonra da“Başkanlığa” hazırlanan R.T.Erdoğan’ın deniz ve
denizcilik konusunda kendisi de, çevresi de sığ, bilgisiz ve bilinçsiz. Onlar
için deniz, deniz kenarı, sahiller, adalar bir şey ifade etmiyor. Bir T.C.
vatandaşı İstanbul’dan çıkıp, İzmir’e, Antalya’ya, Samsun’a, Trabzon’a tarifeli
bir deniz seferi ile yolculuk yapabiliyor mu? Her şey para mı demek? Bu iktidar
verimsiz çalışıyor, zarar ediyor gerekçesi ile çalışan bir sistemi ıslah yoluna
gitmeyerek kapatıp, yok etmedi mi?
Ege’de Türk menfaatleri korunamaz hale gelmiş, yarın çıkacak
bir krizde Türk Donanması Yunanistan’a rağmen nasıl Akdeniz’e inecek? Hele
birde karasuları 12’den 6 deniz miline inerse... Kötümser olmak istemiyorum ama Balkan
Harbi’nde, Çanakkale Boğazı’nın Yunan Donanması tarafından çıkışa kapatılmasını
hâla hazmedemeyenlerdenim.
Kabul edersiniz etmezsiniz, bilerek veya hiç bilmeden itiraz
da edebilirsiniz; ne derseniz deyin, ben o kalın parlak sırmaları bi-hakkın
taşımış, konusunda gerçekten uzman, örnek kişi Em.Amiral Çetinkaya Apatay’ın: “Ege
bir Yunan iç denizidir”sözüne katılıyorum. Aksini iddia etmek konuyu
bilmemektir, cahillikte ısrardır. Şöyle diyor kitabında:
“Ege’de önce Osmanlı Devleti, sonra da Türkiye Cumhuriyeti
kaybedebileceği her şeyi kaybetmiştir.’… ‘Aidiyeti Tartışmalı Ada, Adacık ve
Kayalıkları’ yeni bir sorun olarak yaratmaları da Ege’de küçük büyük ne varsa
tüm kara parçalarını elde etme hırslarının ve bu uğurdaki kararlılıklarını
sergileyen bir girişimleri olarak değerlendirmek, ‘Kardak Krizi’ni de sadece
bir deneme olarak kabul etmek gerekir.
Ege’deki kara parçaları dışında deniz ve hava sahaları
üzerinde de iddiaları tamdır. Karasularını 12 mile çıkarmaları durumunda, hava
sahaları da aynı oranda uzayarak 12 mile çıkacak, Türkiye’nin Ege’de bir
Orta Afrika, Asya veya Orta Avrupa ülkesinden pek bir farkı kalmayacaktır. Türk
gemileri açık denizlere ancak Yunanistan’ın koyacağı kurallara uyarak, her an
taciz edilme endişesi içinde geçiş hakkını kullanarak çıkabilecektir.” diyor Sayın APATAY
amiral. (II)
“Ada, adalar, Ege demek, deniz demektir. Bütün bu olaylar
olurken konuya hakim olması gereken Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın, Genel
Kurmay’a, M.S.B. lığına duyarlılığını, ciddiyetini belirten bir çıkışı var mı,
varsa da basına mı yansımadı?” Siz ne diyorsunuz efendim, diye soruyor Ege
aşığı Metin Kaptan. Bunu sorabiliyorsanız, lütfedip cevap verirseR.Bülent
Bostanoğlu’na sorun. Şimdi “Kuvvet’in sandalyesi”nde, merasimlerde,
Tv’lerde gördüğümüz kadarı ile o kişi oturuyor. Silivri’de, Balyoz ve Ergenekon
Davaları’nda harcanan, eritilmek istenen değerlerin yerine o gün oluşan
şartlarla gelen kişi.
Yoksa bir Güven Erkaya, bir Bülent Ulusu, bir Celâl
Eyicioğlu dirayeti beklemeyin. Ama gene de o makamı doldurmak gerek. Çünkü
iktidar penceresinden bakıldığında, ekranda ses de yok görüntü de.
14 Mart 2015
& Haber:
Babür Hüseyin ÖZBEK
Babür Hüseyin ÖZBEK
Notlar:
I – Adaları koruyup besleyen üsler:
a-) Girit Adası’nın batısında Souda ve orta da Heraklion
deniz – hava üssü ile yine adanın kuzey doğusunda Agios deniz üssü.
b-) Atina- Pire’nin batısında Salamis ve Paloukia deniz üssü
ile Elefsis deniz –hava üssü, doğusunda ise Lavrion deniz üsleri vardır.
III - 18 Mart 2015’te kutlanacak Çanakkale zaferinin
100’üncü yıl nutuklarına şimdiden dikkatinizi çekerim. Atış serbest! Ama,”Ege’de
Türk haklarını koruyacak bir kararlılık” var mı?
Sayın Yazar; Her bir silahlı kuvvetler mensubu kıymetlidir
ve kimileri de kıymetine ilaveten emrine tabi olduğu hükümetin ve o hükümetin
meclise bahse konu adalar meselesinde MHP'nin meclis araştırması teklifini, umursamazcasına
ret yolunu tercih eden iktidar milletvekilleri, hükümet ve reisicumhur varken, deniz
kuvvetler kumandanını hedef alıp yaptığınızı acayip buluyorum. 2004 yılında Sayın Bostanoğlu kuvvet
komutanımı idi? çünkü ilk üç adanın
2004'de Yunan gaspına maruz kaldığını, 2011'de genel seçimler esnasında DP
milletvekili adayı eski bakanlarımızdan Namık Kemal Zeybek açıklamışlardı kamuoyu
böylece olaya muttali olmuştu. Vatansever
yazarlar hemen kalemlerine davrandılar. Fakir de onlardan biridir. Yanlış hatırlamıyorsam bir şehid torunu olan
Bostanoğlu vatanperverlikte hiç kimseden geri kalacak bir kimse değildir. Çünkü
o da her birimiz gibi bu milletin evladıdır ve en az her birimiz gibi
vatanseverdir diye düşünüyorum. Fiemanillah
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder