Kumpasta TBMM görevini yapmalı
Hasan KORKMAZCAN |
TBMM eski
Başkanvekili Korkmazcan, “Siyasi sorunlar siyasi araçlarla çözülür. Kumpas
davalar konusunda görev Meclis’e düşmektedir” dedi.
ANKARA-
TPB Onursal Başkanı Hasan Korkmazcan, kumpas davalar konusunda TBMM’yi göreve
çağırdı. Gündeme dair çok önemli açıklamalarda bulunan Korkmazcan açıklamasında
“Siyasi sorunlar siyasi araçlarla çözülür’’ diyerek ‘’kumpas davalar” konusunda
görevin TBMM’ye düştüğünü söyledi.
TBMM Eski
Başkanvekili Hasan Korkmazcan açıklamasında şu görüşlere yer verdi: 'Ergenekon,
Balyoz, Poyrazköy ve benzeri siyasi davaların, itirafçıların deyimiyle birer
kumpas, tertip ve komplo' olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Bu itirafları
destekleyen maddi kanıtlar, resmi raporlarla sabit hale gelmiştir. Bu durumda,
bu davalarda yargılanmakta olan veya haklarında kesinleşmiş hüküm bulunanların
suçsuzlukları, kamuoyunda tartışılmaz konuma dönüşmüştür.
Sürecin,
mağdurların ihlal edilen hakları dışında, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk
yargısının ve Türk Ordusunun itibarlarına bir saldırı olduğu da açıklığa
kavuşmuştur. Geride kalan hukuka aykırı uygulamalar safhasının, Türk Devletine
yönelik çok yönlü bir saldırının yargı eliyle yürütülmesi olduğundan artık
kuşku duyulamaz. Böyle bir saldırının, sanki ortada normal işleyen bir yargı
süreci varmış gibi değerlendirilmesi kabul edilemez. Mağdurların şahsında,
onların mensup olduğu kurumlar ve esas olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti
tertip hedefi yapılmıştır. Uygulamaların hukuk dışına çıkmasından beri ve
özellikle Sayın Haberal'ın tutuklandığı günden itibaren, konunun, TBMM
tarafından ele alınması ve yasama tasarruflarıyla soruna çözüm bulunması
gerektiğini ifade ettim.
TBMM
Başkanı, Başbakan ve sırasıyla 3 Adalet Bakanı ve muhalefet liderlerinin
değerlendirmeleri, aynı ortak noktada buluşmaktadır: 'Davalar kirli bir siyasi
tertiptir.' Bu şartlar altında, siyasi sorunların siyasi araçlarla çözülmesi
ilkesi çerçevesinde yasama araçlarının hayata geçirilmesi gerekmektedir. Türk
Milletinin, TBMM'den acilen beklediği çözüm, ülkemize ve devletimizin
kurumlarına yönelik bu karanlık saldırının durdurulmasıdır. Saldırı mağdurları
hakkındaki tutukluluklar, yargılamalar ve yargı hükümleri ortadan kaldırılmalıdır.
İkinci olarak bütün mağdur vatanseverler kesintiye uğrayan görevlerine iade
edilmeli ve onların mesleki ve kişisel zararları tazmin edilmelidir.
Üçüncü
olarak bu karanlık tertiplerin iç ve dış failleri ve işbirlikçileri
cezalandırılmalıdır. Sorun artık adliye koridorları ve mahkeme salonlarında
sonlandırılamayacak, bir milli felaket haline gelmiştir. Hiç kimse Türk
Milletinin duyarlılığını başka amaçlar ve hesaplar için kullanmaya
kalkışmamalıdır. Beklentilerin aciliyeti, başka suçların örtülmesi heveslerine
yol açmamalıdır. Vatanseverleri rehine konumuna getirerek paralel çıkarlar
aranmamalıdır. Hukuk içi çözüm görüntüsü altında, yasadışı tertiplere, hukuki
kılıflar ve meşruiyet değerleri yüklenmeye girişilmemelidir. Milletçe gözümüz,
itiraflarla hesaplaşılması kaçınılmaz duruma gelen 'kumpas sürecinin'
üzerindedir. Beklemiyoruz, 'derhal çözüm!' diyoruz. Sonra Türk milleti benzer
felaketleri bir daha yaşamamanın önlemlerini alacaktır.
Adalet er geç yerini bulur. Ancak özgürlüğü elinden alınmış, kariyeri ayaklar altına alınmış, kendisi ve yakınları manevi üzüntü içerisinde ya hastalanmış, ya da ölmüş olan kişilerin kaybettikleri nasıl geri gelecek. İkbal uğruna başkalarını ezenleri Allah affeder mi bilemiyorum!
YanıtlaSil