YIL 1948. MÜESSİSİ SEDAT SİMAVİ. HÜRRİYET GAZETESİ YAYIN HAYATINA BAŞLIYOR. 1 MAYIS 1948 TARİHİNDE İLK SAYISI ÇIKIYOR VE SATIŞ BEDELİ 10 KURUŞ.
Derleyen: Zekeriya Tümer
Hürriyetin ilk sayısında güçlü iki kalem var. İki Makale gönderiliyor. Bunlar çok önemli kişiler. Makaleyi yazanlar kim mi? Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İNÖNÜ. Diğer makaleyi yazan ise Celal BAYAR. Gazetenin aslından önemli olan bu iki makaleyi alarak Sektör Medya okurlarımıza sunmak istedik.
Ancak daha önce Hürriyet gazetesinin hangi amaçla çıktığını Sol köşede yazan Gazetenin sahibi Sedat Simavi'nin BU GAZETE başlığı altında yazmış olduğu yazıda çok önemli olduğundan ilk önce Sedat Simavi'nin yazısını okurların dikkatine sunmak istedik. Bu yazının akabinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile D.P'nin Başkanı Celal Bayar'ın makalelerini okuyacaksınız.
"BU GAZETE,,
Hürriyet'in programı kısadır: Memleketimizde gelişmeye başlayan demokrasi zihniyetini kökleştirmek ve müdafaa etmek için ortaya atılıyoruz ve demokrasinin memleketimizin bünyesine en uygun bir rejim olduğunu iman etmiş bulunuyoruz.
Demokrasinin müdafi i olduğumuz ileri sürmekle, Demokrat Partinin körü körüne taraftarlığını ve Halk Partisinin düşmanlığını yapacağımızı zannetmeyiniz! HÜRRİYET hiç bir partiye bağlı değildir. HÜRRİYET hür ve müstakil kalacaktır. Devlet Reisimiz İnönü ile muhalefet partisi lideri Celal Bayar'ın HÜRRİYET için nezaket göstererek yazdıkları makaleleri bu ilk sayımızda neşretmekle bunu ispat ettiğimize kaniyiz.
HÜRRİYETİN bütün kuvveti yalnız kendi maddi imkanlarına dayanarak çıka bilmesindedir. Bundan dolayı da kimseyi gücendirmekten korkmayacak ve kimseyi memnun bırakmak kaygusunu gütmeyecek tir.
İki sene evvel Amerika'ya sipariş ettiğimiz ve şimdi elimizde bulunan gazeteyi basan bu makine en son sistem ve en sür'atli rotatif makinesidir. Saatte beş renk üzerinden 44 bin nüsha basan bu maki nanın evsafı, zaman zaman, en geç gelen havadisleri, sabaha karşı vaki olan hadiseleri fotoğraflariyle tespit ederek size yetiştirdiğimiz zaman anlayacak ve takdir edeceksiniz.
Size şimdiden çok vaatlerde bulunmak istemiyoruz. Doğru havadis veren, hakkı gözeten dürüst bir gazete çıkarabilmek için ortaya atıldık. Bu gayeye varabilmek için doğruyu seven, riya, iftira ve haksızlıktan nefret eden okuyucularımızla el ele yürümek istiyoruz.
Vatan ve milletimize faydalı olabilmek için, hür ve müstakil bir gazete kürsüsünün her hangi bir makam sandalyesinden daha verimli olduğuna kani bulunduğumuzdan şahsımıza ait hiç bir siyasi gaye gütmeyeceğiz. Elimizde hazır bir gazete varken kolay bir şöhret vasıtası varken, kolay bir şöhret vasıtası olan muharrirlik hevesinde de değiliz. Baş sütunlardaki yazılar daima HÜRRİYET imzasını taşıyacak ve her mevzu mütehassısı tarafından en doğru şekil ile okuyucularımıza gözü önüne serilecektir.
Bu izahatı imzam altında vermeye mecbur olduğum için okuyucularımdan özür dilerim.
SEDAT SİMAVİ
(NOT: BİLİNDİĞİ ÜZERE BUGÜN HÜRRİYET GAZETESİ SEDAT SİMAVİ AİLESİNE AİT DEĞİLDİR VE EL DEĞİŞTİRMİŞTİR. )
Hürriyet Günlük Müstakil Siyasi gazete. 1 Mayıs 1948-sene 1, sayı 1.
İNÖNÜ'NÜN MAKALESİ
GAZETEMİZE YAZDIĞI BİR MAKALEDE İÇ VE DIŞ MESELELERİ TAHLİL EDERKEN DEVLET REİSİ DİYOR Kİ:
Dünyanın nereye varacağı belli olmayan buhranı içinde Türkiye'nin demokratik gelişmesinin zehirsiz ve sakin bir hava içinde ilerlemesi memleket için hayati bir ehemmiyettedir.
YENİ BİR HİZMET UNSURU
Yazan; İSMET İNÖNÜ
Türkiye Cumhurbaşkanı
Basın alemimize girdiğinden haberdar olduğum "Hürriyet gazetesine, arzusu üzerine, iyi dileklerimi yazıyorum. Bu vesile ile 1948 ilkbaharı başında memlekette yaptığım oldukça geniş seyahatten memnun döndüğümü söylemek isterim. Çukurova felaketinde vatandaşlarımı, ıstırabın şiddetli olduğu günlerde görmüş ve çok müteessir olmuştum. Onları on gün sonra milletçe ve hükumetçe kendilerine gösterilen ilgiden ümitleri artmış ve çalışıp kalkınma arzuları tazelenmiş olarak bulmak beni çok teselli etti.
Seyahatimin, iyi bir tesadüfle, kıymetli hatırasını Raman dağındaki petrol kuyusu teşkil ediyor. Bir bütün gün Raman'ın yeni cevherini seyrettik; memleket için geniş ve hayırlı ihtimaller üzerinde uzmanların tetkik ve tahminlerini zevkle dinledik.
Gaziantep, Maraş, Malatya, Elazığ, Tunceli, Bingöl, Diyarbakır, Mardin, Siirt illerimizin halkları, Urfa ve Bitlis illerimiz ve pek çok ilçelerimizin heyetleri ile memleket meseleleri görüştüm. Vatandaşların eksiklerini bilen ve bunların biran evvel tamamlanmasını isteyen bir arzu ile bütün düşüncelerini bana anlattılar. Dolaştığım yerlerde halkımızı meşgul eden mevzuları tekrar öğrenmiş olmak istifadeli olmuştur.
Siyasi partilerin karşılıklı münasebetlerinde tahakkuk eden terakkiyi derhal fark ettim. Evvelki seyahatimde başladığını gördüğüm iyilik büyük bir gelişme ve tekamül kazanmıştır. Herkes fikirlerini ve programlarını biliyor. Partiler emniyet ve huzur içinde siyasi davalarını azimle takibederken, partiler üstünde olan vatan meselelerini göz önünden ayırmıyor, hele birbirine hiç düşman olmuyorlar. Açık bir suretle göze çarpıyor ki, medeni bir insan cemiyetinde hür vatandaşlar münasebetlerini sağlam esaslar üzerine kurmuşlar. Dolaştığım geniş bölgelerde partilerin çalışmaları için koyduğum bu teşhisin büyük kıymeti vardır. Dünyanın nereye varacağı belli olmayan buhranı içinde Türkiye'nin demokratik gelişmesinin zehirsiz ve salim bir hava içinde ilerlemesi memleket için hayati bir ehemmiyettedir. Siyasi partilere mensup olan vatandaşlarım her yerde beni, iç ve dış büyük vatan meselelerinde beraber mücadele edeceklerine yürekten temin etiler.
Türkiye medeni alemin anladığı manada hürriyet ve demokrasi hayatı içinde yeni bir ilerleme ve gelişme yolundadır. Herşeyden kıymetli olan kendine güven ve vatanın geleceğine güven duyguları diri ve tazedir. Bu duyguları korumak yolunda tesirli bir hizmet unsuru olarak "Hürriyet gazetesine engin başarılar dilerim.
İSMET İNÖNÜ
CUMHURBAŞKANI
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Hürriyet Günlük Müstakil Siyasi gazete. 1 Mayıs 1948-sene 1, sayı 1
Gazetemize yazdığı bir makalede
CELAL BAYAR DİYOR Kİ:
Demokrat Partinin programı kül halinde kabul ve tatbik olunduğu gün memleketimizde büyük değişiklikler olacağına ve milletimizin bu yüzden refaha kavuşacağına şüphe yoktur.
DEMOKRASİ DAVASINDA ÜÇ DEVİR
Yazan: CELAL BAYAR
D.P.Genel Başkanı
Hürriyet gazetesi benden bir yazı istediği zaman neslimizin hürriyet uğrundaki mücadelelerinin hatıraları içinde kaldım.
Bizim neslimiz, hürriyet mefhumu üzerinde duran "Genç-Türk Edebiyatının tesiri altında siyasi hayata girmiştir. Ben de, Millet hayatı ile alakadar olan bu mevzuu ele almak istedim. Bazı tarihi hadiselere kısaca temas etmeyi düşündüm.
Henüz çok genç iken Mutlakıyet devrinin, padişahlar idaresinin tazyikini duymaya başlamış idim. İstibdadın ızdırabı altında kendimi bir kuyu içinde görüyordum. Hayatı da bu havasızlık içinde manasız buluyordum.
Meşrutiyet inkılabı tahakkuk eder etmez hürriyet aşkı büyük bir heyecan ile memleketi sardı. Bütün kalplerde taze bir ümid ve şevk uyandırdı. Bu arada ecnebi tazyikinin bariz bir ifadesi olan kapitülasyonlar gözümüze batmaya başladı. Görüyorduk ki, ferdi hürriyetle beraber milli hürriyet ve tam manası ile istiklalimize kavuşmak için kapitülasyonların memleketimizden sökülüp atılması iktiza ediyordu.
Diğer taraftan yabancılar, fena idare yüzünden zayıf düşmüş vatanımızı kolayca yutulur bir lokma sanıyorlardı.
Bu durum karşısında milli birliğe dayanan bir müdafaa ve emniyet cephesi yaratmak lazım geliyordu. İşte meşrutiyet devrinde, bu devri açanlara ve gençliğe düşen başlıca vazife bunlardı. 1914-1918 harbinin mağlupları arasında bulunuşumuz, memlekete çok pahalıya mal olmuştu. Ankara'da bin bir felaket içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışı ve hükumetinin kuruluşu bizim için bir kurtuluş, bir hamaset ve aynı zamanda milli hakimiyet devri olduğuna şüphe edilemez.
Burada, tam bir hakikat olarak ifade edilmelidir ki; memleketi, bir ferdin iradesi altında toplayarak kurtarmak prensibi fiilen iflas etmiş, buna mukabil milli hakimiyeti temsil eden kuvvetin muvaffakıyeti kendisini göstermiştir. Yani "Kayıtsız şartsız hakimiyet milletindir" düsturu muzafferiyetin amili olmuştur.
Ne garip tecellidir, Ankara'da çalışanlar, bir taraftan milli iradeye dayanan bir devletin temellerini atarken, diğer taraftan "Padişahımız efendimiz, hür ve müstakil olarak kendini Milletin aguşu sedakatinde gördüğü gün Millet Meclisinin tanzim edeceği esasatı kanuniye dairesinde vazı muhterem ve mübecceliyeti ahz eder" diyorlardı. Saray ve Babıalinin hıyaneti ve hadiselerin nasıl inkişaf ettiği malumdur. En iyi devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu neticesine varıldı. Bugünkü Anayasamız mütekamil şekli ile tedvin olundu.
Fakat salim bir surette işlemesi için yalnız bir Partinin varlığı kafi gelmediğinden Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve onu takip eden Serbest Fırka kuruldu.
Her iki fırkanın yürümediği muvaffakiyet temin edemediği anlaşıldıktan sonra bir fasıla devri baş gösterdi. İşte bu fasıla devri arasında Demokrat Parti bin bir müşkülata göğüs gererek meydana atıldı.
Partimiz demokrasiyi milli menfaate ve insanlık haysiyetine en uygun bir prensip olarak tanıdı. Türk milletinin bütün meziyetlerine olduğu gibi siyasi hayatta da olgunluğuna inandı.
İnsanlık haysiyetine inanan ve bu haysiyetin ancak insanlık ana haklarının teminat altında bulunması ile korunabileceğini kabul eden Partimiz bütün devlet mevzuatında bu prensiplere aykırı hükümlerin bulunmamasını sağlamakla kendisini mükellef bilmektedir.
İnsanlık ana haklarından bahsederken bu mefhum arasında "korkudan masun olma hürriyetinin" de Mevcud olduğu kabul edilmelidir.
Herhangi bir zaruret veya sebeple bu prensiplere muhalif olarak yapılmış kanunların tadil ve tasfiyesine çalışmak Partimizin esaslı gayelerinden biridir. Demokrat Partinin Programı kül halinde tatbik olunduğu gün memleketimizde büyük değişiklikler olacağına ve milletimizin bu yüzden refaha kavuşacağına şüphe yoktur.
Bize temin edildiğine göre Hürriyet gazetesi bu prensiplerin sadık müdafi i olarak en ileri teknikle matbuat sahasında yer alacaktır. Şu halde bu değerli neşir vasıtasına muvaffakıyetler dilemek bizim için bir vazifedir.
Bu vazifeyi ifa ederken bahtiyarlık duymaktayım.
CELAL BAYAR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder