PAPA FRANCESCO’NUN İTALYA YOLUNDA YAPTIĞI, FLAŞ "TÜRKİYE AÇIKLAMALARI"...
Türkiye’ye üç günlük bir ziyaret gerçekleştiren Papa
Francesco, İtalya yolunda flaş açıklamalar yaptı.
TÜRKİYE’ye üç günlük ziyaret gerçekleştiren Papa Francesco,
İtalya yolunda flaş açıklamalar yaptı. Ermeni meselesinde dönemin Başbakanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın başsağlığı mesajını olumlu bulduğunu söyleyen Papa,
“Benim asıl kalbimde olan, Türkiye-Ermeni sınırının açılması. Keşke o sınır
açılsa, o kadar güzel bir şey olur ki” ifadelerini kullandı. Papa ayrıca
Sultanahmet Camii’nde yaptığı duanın içeriğini de açıklarken, “Oraya turist
olarak gittim diyemezdim. O muhteşemlikleri görünce dua etmek istedim” dedi.
Papa Francesco, İtalya yolunda uçakta, aralarında Doğan
Haber Ajansı İtalya Temsilcisi Esma Çakır’ın da bulunduğu ve tek tek ellerini
sıktığı gazetecilerin sorularını yanıtladı. Papa bir gazetecinin, ‘Türkiye
ziyaretiniz boyunca hiç Ermenilere ilişkin bir şey duymadım. Gelecek yıl Ermeni
soykırımının yıldönümü. Bu konuda ne düşündüğünüzü bilmek istiyorum’ yönündeki
bir soruya şöyle yanıt verdi: “Bugün hastanede olan Ermeni Patriği’ni ziyaret
etmeye gittim, çok hasta. Türk hükümeti geçen yıl bir jest yaptı, dönemin
başbakanı Erdoğan bir mektup (başsağlığı) yazdı. Bazıları bunu çok zayıf buldu.
Benim bu konudaki yargım ise, büyük ya da küçük bilmiyorum, ama bu bir el
uzatmaydı. Bu her zaman pozitif bir şeydir. Ben elimi çok da uzatabilirim, ya
da az uzatabilirim ve diğerinin bana ne diyeceğini beklerim.”
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hareketini
olumlu bulduğunu söyleyen Katoliklerin ruhani lideri “Benim asıl kalbimde olan;
Türkiye-Ermeni sınırı. Keşke o sınır açılsa, o kadar güzel bir şey olur ki. Ben
o bölgede, sınırların açılmasını kolaylaştırmayan jeopolitik problemler
olduğunu biliyorum, ama bu halklar arasında uzlaşma olması için dua edelim”
dedi. Her iki ülkenin de iyi niyetli olduğunu bildiğini, buna
inandığını söyleyen Papa Francesco, “Bu durumun kolaylaşması için yardım
etmeliyiz. Dilerim gelecek yıl, küçük jestlerin yolunun açılacağı,
yakınlaşmanın adımlarının atıldığı bir yıl olsun” ifadelerini kullandı.
SULTANAHMET’TE DUA AÇIKLAMASI
Uçaktaki 65 gazeteciden biri olan Esma Çakır’ın,
‘Sultanahmet Camii’nde çok yoğun bir dua anı yaşadınız. Bu Rabbe yakarış
anınızdan bizimle paylaşmak istediğiniz özel bir şey var mı?’ sorusunu şöyle
yanıtladı: “Benim Türkiye’ye seyahatim dini amaçla idi. Ortodoks Kilisesi’nin
kutladığı Aziz Andreas Yortusu içindi. Patrik Bartholomeos’la, yani dini bir
figür ile buluştum. Sonra camiye gittim. Yani bunların hepsi dini şeyler.
Sultanahmet Camii’ne ben turist olarak geldim diyemezdim. Oradaki o
muhteşemlikleri gördüm. Müftü de çok iyi açıklıyordu orada neler olduğunu.
Kur’an’dan pasajlar okudu, Meryem Ana’dan bahsetti. O anda dua etmek istedim.
Müftüye dua edelim dedim. O da tamam dedi.” Papa duasının içeriğiyle ilgili olarak şunları söyledi:
“Türkiye için, barış için, müftü için, herkes için ve tabii benim için dua
ettim, çünkü buna ihtiyacım var. Ancak özellikle barış için dua ettim. ‘Tanrım
savaşları bitir dedim’ Kısaca çok samimi bir dua anı yaşadım.”
KURAN BİR BARIŞ KİTABIDIR, ERDOĞAN’A
Papa, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan İslamafobi hakkında konuştu.
Siz de doğal olarak Ortadoğu’daki Hristiyan azınlığın yaşadıklarından dolayı
Hristiyanofobi hakkında konuştunuz ve dinlerarası diyaloğun bir anahtar
olabileceğini tavsiye ettiniz. Dinlerarası diyalog yeterli mi yoksa daha öteye
gidilebilir mi? Dünya liderleri bu konuda ne yapmalı?’ sorusu üzerine, “Sadece
bu bölgede değil Afrika’da da gerçekten terörist faaliyetler var. ‘Bu
İslamsa..’ diyenler olduğunda ben öfkeleniyorum. Bu durumdan dolayı birçok
Müslüman alınganlık gösterdi, ‘Biz bu değiliz’ dediler. Kur’an bir barış
kitabıdır, barış mesajı veren bir kitaptır. Öteki türlü, bu İslamizm değil.
Bunu gerçekten inanarak söylüyorum: Tüm İslamcılara terörist denemez. Bu asla söylenemez.
Hristiyanlarda da aşırıcılık yok değil diyemeyiz mesela. Bizde de bunlardan var
Ben Cumhurbaşkanınıza söyledim, tüm İslami liderler; siyasi
liderler ya da dini veyahut akademisyenler olabilir açıkça şunu söylesinler:
‘Ben bunu kınıyorum.’ Çünkü bu, İslam toplumunun büyük çoğunluğuna yardım
edecek. Onların ağzından çıkmalı bu sözler. Aynı zamanda entelektüeller de
olabilir. Bu benim cevabım. Çünkü hepimizin dünya çapında bir kınama yapmaya
ihtiyacımız var. Bir İslami kimliği olanlar, ‘Biz terörist değiliz, Kur’an bu
değil’ diyorlar.
Hristiyanofobiye gelince. Irak’ın Musul kentinde gördük.
Hristiyanlar yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldılar ya da vergi ödemek
(cülus) zorunda. Adeta o bölgede hiç Hristiyan olmasın istiyorlar. O bölgede
maalesef bu var” açıklamasını yaptı.
MEHMET GÖRMEZ VE MEHMET PAÇACI’DAN ÇOK ETKİLENDİ
Dinlerarası diyalog konusunda en güzel sohbeti Diyanet
İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve onun ekibiyle yaptığını söyleyen Papa, “Kısa
süre önce Türkiye’nin yeni Vatikan Büyükelçisi Mehmet Paçacı bana güven
mektubunu sunmaya geldiğinde karşımda harikulade bir adam buldum. Dini
derinliği olan bir adam. Diyanet’teki görüşmemde, dinlerarası diyalog konusunda
daha kaliteli bir adım atmamız gerektiğini söylediler. Farklı dinlere mensup
olan dindarlar arasında bir diyalog olması gerektiğini söylediler. Bu çok güzel
bir şey. Bu yüksek kaliteli buluşma beni çok mutlu etti” diye konuştu. [Ulusal
Haber, 01 Aralık 2014]
Doç. Dr. Uğur ÖZGÖKER |
Vatikan’da ( Roma ) mukim Katolik dünyasının ruhani lideri
Papa 16. Benedikt, 8 sene önce İstanbul’da mukim Ortodoks dünyasının ruhani
lideri Patrik 1. Bartholomeos’ u resmi ziyareti sırasında iki kilisenin
birleştirilmesi yönünde ilk adımı atmışlardı. Roma İmparatorluğunun MS. 395 de
Batı Roma ve Doğu Roma olarak ikiye bölünmesinden sonra, MS. 1054 te Batı
Kilisesi ile Doğu Kilisesinin birbirlerini karşılıklı aforoz ederek
ayrılmalarını müteakip Latin-Cermen ağırlıklı halklardan oluşan Katolikler dini
merkez olarak Roma’da mukim Vatikan’ı seçerken; Slav-Grek ağırlıklı halklardan
oluşan Ortodokslar da Doğu Roma’nın başkenti Constantinapolis’ i (İstanbul)
merkez olarak benimsemişlerdi.
1204 yılında başlayan 4. Haçlı seferi sırasında Latin
Katolik Haçlılar Kutsal Toprakları yani Kudüs ve çevresini Müslümanlardan geri
almak için sefere çıkmışlar; önce İstanbul’ a ( Constantinapolis ) uğrayıp
savaşa girmeden mola verip bir yandan da yiyecek ve teçhizat ikmali yapmayı
planlamışken; şehrin güzelliği ve zenginliği karşısında Kudüs’e gitmekten
vazgeçip, İstanbul’da kalmaya karar vermişler ve Ortodoks Bizans ( Doğu Roma )
İmparatorluğunu yıkıp yerine Katolik Batı Roma’ nın mirasına sahip çıkarak bir
Latin Krallığı kurmuşlardır. İstanbul’daki Latin Krallığı 1204-1261 yılları
arasında 57 yıl sürmüş; bu süre zarfında 1 milyon olan İstanbul’un nüfusu
yağma, katliam, tecavüz ve kaçışlarla 30 bine düşmüş, İstanbul’un bütün
zenginlikleri Latinler tarafından yağmalanarak İtalya, Fransa ve Almanya’ya
götürülmüştür. Balat’taki Aya Vlaherna ( Panagia ) Kilisesinin altın kapıları
ve Hipodromdaki ( bugünkü Sultanahmet Meydanı ) aslan heykelleri de
bu yağma ve talandan nasibini almış ve sökülerek Venedik’ e götürülmüşlerdir.
Bu dönemde daha önce Kudüs’ten getirilen ve ilk Hıristiyan azizlerine ait olan
kutsal kemikler de İstanbul’dan Vatikan’a götürülüp orada sergilenmeye
başlanmıştır. Batı Kilisesi ( Katolik ) ile Doğu Kilisesi ( Ortodoks ) arası
ilişkiler o tarihten Hz. İsa’nın doğumunun 2000. Yıldönümüne kadar düşmanca
olmuştur. Yeni milenyumda 2 Kilise arasındaki buzların çözülüp, düşmanlığın
sona erdirilmesi çalışmaları başlatılmıştır.
Bu kapsamda Papa 16. Benedikt 2006 da Doğu Kilisesinin
merkezi İstanbul’u resmi ziyareti sırasında Ortodokslardan özür dilemiş ve 800
yıl önce İstanbul’dan çalınarak Vatikan’a götürülen Hıristiyan azizlerinin
kutsal sayılan kemiklerini Patrik I. Bartholomeos’ a iade etmiştir. Hıristiyan
dünyasının 2 büyük mezhebi olan 1,2 milyar nüfuslu Katolik alemi ile 35o milyon
nüfuslu Ortodoks alemi böylece 800 yıl sonra İstanbul’ da barışmışlar ve
birleşmenin ilk adımlarını atmışlardı. Geçen hafta Vatikan Devlet
Başkanı olarak siyasi hüviyeti ile Ankara’yı ziyaret edip Cumhurbaşkanı ve
Başbakan tarafından en değerli yabancı devlet adamlarına uygulanan A tipi Protokol
ve 21 pare top atışıyla karşılanan yeni Papa Francisco sonraki 2 gün de
İstanbul’da Katolik aleminin ruhani lideri olarak dini hüviyeti ile
karşılanmış; Sultanahmet Cami ile Ortodoks ve Katolik kiliselerini ziyaret
etmiş hepsinde dua ederek kiliselerde ayin yönetmiş ve iştirak etmiştir.
Papa Francisco’nun geçen haftaki İstanbul ziyareti sırasında
Patrik I. Bartholomeos’ la ; Kardinaller ve Metropolitler arasında teknik
düzeyde uzun süredir üzerinde çalışılan metni imzalayıp ortak bir açıklama
yaparak 2 kilise arasındaki birleşme çabalarına resmiyet kazandırmışlardır. Son
İstanbul toplantısı ile tarihteki İznik ve Kadıköy Konsül toplantılarında da
olduğu gibi, Hıristiyanlık bir kez daha Anadolu topraklarında uzlaşmıştır.
Ancak Katolik-Ortodoks ve sonradan zuhur eden Protestanlık
mezhepleri barışıp birlikte çalışırken Müslümanlığın 2 ana mezhebi olan
Sünnilik ve Şiilik arasındaki uçurum hızla açılmakta, Irak-Suriye-Lübnan,
Mısır, Bahreyn ve hatta Türkiye’de mezhepsel çatışmalar şiddetini giderek artırmaktadır.
3 Mart 1924 tarihinde TBMM tarafından ilga edilen Hilafet
makamını hukuken elinde bulunduran Türkiye ve Anadolu toprakları; Hıristiyan
mezheplerini barıştırdığı gibi İslamiyeti de tek kurumsal yapı altında
birleştirebilecek yegane devlettir. Türkiye üzerine düşen bu tarihi görevi
muhakkak yapmalı ve 1,5 milyar nüfuslu İslam dünyasına sürekli barış ve huzur
ortamını sağlamalıdır. Türkiye’den başka bunu yapabilecek güç yoktur.
Doç. Dr. Uğur ÖZGÖKER
İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ İngilizce Uluslararası İlişkiler
Bölüm Başkanı ve
ULUSLAR ARASI DİPLOMATLAR BİRLİĞİ Yönetim Kurulu Üyesi,
TÜRKİYE-AVRUPA VAKFI Yönetim Kurulu Üyesi. [01 Aralık 2014,
Ulusal Ajans)
Papa Francesco, Kuran bir barış kitabıdır, demiş. İslam dünyasının yol gösterici Kitabı olan Kuran'ı Kerim'i Müslüman ülkeleri halkı ve yöneticileri tam anlayabilselerdi, bugün İslam dünyasında kan gövdeyi götürmezdi. Müslümanlığa sığınanlar, insanları katlederek, öldürmez ve çocuk yaşında kızların ırzlarına geçmezlerdi. Sayın Papa hazretleri Hristiyan dünyasının dini lideri. Orta doğuyu karıştıran kişiler kim? Hristiyan olan devletler. Papa hazretleri barış istemiş. Terör gruplarına silah satanlar kim? Dünya ilaç sanayini yöneten kim? Barışı isteyen Papa, orta-doğuya parmağını sokup, silah temin ederek, Müslümanı Müslümana kırdırtan Hristiyan devletlere bağırsın, siz ne halt ediyorsunuz, Hristiyan ve Müslüman dinine uymuyorsunuz. Siz dinsiz, imansız, Allahsız mısınız, dese ya!
YanıtlaSil