20 Aralık 2014 Cumartesi

Ayakkabı kutularındaki paralar 'faiziyle' birlikte iade; “17 ARALIK” DOSYASI RESMEN KAPATILDI!,

Ayakkabı kutularındaki "şüpheli ve şaibeli zannıyla" el konulan paralar 'faiziyle' iade!..
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler ile eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın, 17 Aralık Operasyonu sırasında evlerinde bulunan ve adli emanetçi olarak bir devlet bankasında tutulan paraları yasal faiziyle birlikte iade edilecek.
17 Aralık soruşturmasının takipsizlik kararına yapılan itirazların reddedilmesinin ardından, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler ile eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde bulunan ve adli emanetçi olarak bir devlet bankasında tutulan paralar yasal faizi ile birlikte iade edilecek.
GİZLİLİK KARARI VE İTİRAZ
17 Aralık soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner, 10 Kasım’da 53 şüpheli hakkında takipsizlik kararı vermişti. Bunun üzerine dosyadaki tek şikâyetçi olan eski Fatih Emniyet Müdür Yardımcısı Orhan İnce, takipsizlik kararına itiraz etmişti.
Hürriyet gazetesinden Fırat Alkaç’ın haberine göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise yapılan itirazı reddetmişti. Savcılığın verdiği kararın kesinleşmesiyle Barış Güler ve Süleyman Aslan’ın el konulan paralarına iade yolu da açılmış oldu.
ASLAN’INKİ VALİLİĞE
Barış Güler’in evinde el konulan 400 bin TL, 300 bin Euro ve 100 bin dolar ile Süleyman Aslan’ın evinde el konulan 2.5 milyon dolar ve 1.5 milyon Euro adli emanet olarak bir kamu bankasında tutuluyordu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu paraların, yasal faizleriyle birlikte iadelerine karar verdi. Parasının faizi 20 bin TL tutan Barış Güler’in, başvurusu halinde parası kendisine teslim edilecek. Süleyman Aslan’ın evinde ayakkabı kutuları içerisinde bulunan paralar ise yasa gereği İstanbul Valiliği’ne gönderilecek. Aslan, ilk gözaltına alındığında, “Evimden çıkan paraların tamamı bağışlardan toplanan paralardır. Bu paralar Makedonya’da Balkan Üniversitesi ve Osmancık’ta imam hatip lisesinin yapımında kullanılacaktır. Oralara gönderecektim” demişti. Aslan’ın, Yardım Toplama Kanunu’na muhalefet ettiği anlaşılmıştı. İade işlemleri için savcılığın yazısı bekleniyor.
1 MİLYON EURO İADE
Aslan’ın evinde bulunan 1 milyon Euro ise geçtiğimiz aylarda Üsküp Eğitim ve Kültür Vakfı’na iade edilmişti. Vakfın Türkiye temsilciliğinin avukatı Ömer Faruk Hansu, soruşturma sürerken 1 milyon Euro’nun vakfa ait olduğunu söylemiş ve iadesini talep etmişti. Bu talep savcılık tarafından kabul edilmişti.
ASLAN’IN DA PARASI VAR
Süleyman Aslan’ın avukatı Prof. Dr. Ersan Şen, şunları söyledi: “Süleyman Aslan’ın evinde ele geçirilen paralar İstanbul Valiliği’ne gönderilecek. Bu paranın bağış parası olduğunu belirterek iadesini talep edeceğiz. Çünkü el konulan paranın içerisinde, bağış paralarının yanı sıra Süleyman Aslan’ın kendi kişisel parası da var. El konulan paralar adli emanette tutulur. Tutar yüksek olunca, herhangi bir bankanın vadesiz mevduat hesabına yatırılır. Yatırıldığı dönemdeki faiz oranına göre işlem görür ve faiz işler.”
“17 ARALIK” DOSYASI RESMEN KAPATILDI!
17 Aralık soruşturmasına yönelik takipsizlik kararına yapılan itiraz reddedildi.
Aralarında Rıza Sarraf, Barış Güler ve Kaan Çağlayan’ın da bulunduğu “17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk” soruşturmasının takipsizlik kararına yapılan itiraz reddedildi. Dosyanın tek müştekisi olan eski Fatih Emniyet Müdür Yardımcısı Orhan İnce, 10 Kasım tarihinde Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcısı Ekrem Aydıner tarafından verilen takipsizlik kararına itiraz etmişti. İtirazın reddi ile birlikte takipsizlik kararı Orhan İnce’nin Avukatı Özcan Karakoç tarafından verilen 64 sayfalık itiraz dilekçesinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik kararının kanunlara, Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Uluslararası sözleşmelere, hukukun genel normlarına ve tüm kamu vicdanına açıkça aykırı olduğu öne sürülmüştü.
TAKİPSİZLİK KARARINA İTİRAZLAR
Orhan İnce dışında İzzettin Çelik, Şaban Saimler, Sema Bayraktar, Ayşe Tosun, Tülay Cengiz, Ayla Tokmak, Meltem Ayran, Atıf Aydın, Muğla Barosu Başkanlığı, Hüseyin Öztürk, Sevil Turan, Cüneyt Akaltın, Şemime Azazi, Arif Ali Cangı, Banu Dalgıç Cangı, Mehmet Yıldırım Aycan, Bahtiyar Alkan, Ercan Demir, İzmir Barosu Başkanlığı, Fatma Saadet Bilir, Kahraman Bolat, Mahmut Tanal, Meryem Cemre Okandal, Nedime Okandal, Turhan Okandal, Ali Uysal, Mehmet Nurettin Oğuz, Ali Sarızayim, Mehmet Salıcı, Mesude Aslan, Ayşe Kuru, Filiz Ayaz, Suna Kılıçcı, Münevver Özgenç, Serdar Erkan, Tülay Gürbaba Kahraman, Sevgi Önal, Gülistan Evran, Veli Sağ, Sabahat Hülya Ölçer, Halkın Kurtuluş Partisi vekilleri tarafından da takipsizlik kararına itiraz edilmişti.
AYRI KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA KARAR VERİLDİ
Orhan İnce’nin itirazını bir ay sonra karara bağlayan İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, müşteki Orhan İnce’nin itirazını esas yönünden, diğer kişi ve kurumların itirazını ise usul yönünden reddetti. İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimi Fevzi Keleş red kararında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından verilen takipsizlik kararını hatırlatarak, “53 şüpheli hakkında kamu adına soruşturma yürütüldüğü, yapılan soruşturma neticesinde yukarıda bahsedilen tarih ve no ile tüm şüpheliler hakkında ayrı ayrı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür” görüşüne yer verdi.
‘ORHAN İNCE HARİCİNDE DİĞERLERİ TARAF DEĞİL’
Başsavcılığın takipsizlik kararına aralarında müşteki Orhan İnce’nin de aralarında bulunduğu bazı kişiler ve kurumlarca itiraz edildiği hatırlatılan kararda, “İtiraz eden kişilerden Orhan İnce’nin suç tarihinde emniyet müdürü olarak görev yaptığı, dosyada müşteki sıfatı ile ifadesinin alındığı, diğerlerinin ise dosyanın tamamında ya da kısmen soruşturma esnasında görev yapan kolluk görevlileri ile dosyanın mağduru olmayan kişi ya da kuruluşlar oldukları, dosya kapsamında taraf sıfatlarının bulunmadığı anlaşılmıştır” denildi. CMK’nın 173/1 maddesinin itiraz hakkını suçtan zarar gören kişilere verdiği hatırlatılan itirazın reddi kararında, “Bu madde itiraz hakkını esasta suçtan zarar gören şikayetçiye ve şikayetçisi bulunmayan hallerde karar veren Cumhuriyet Savcısının bağlı olduğu Ağır Ceza Mahkemesi nezdindeki Cumhuriyet Başsavcısına vermiş bulunmaktadır. Bunun dışında yasal olarak karara itiraz hakkı başkalarına tanınmamıştır” ifadelerine yer verildi.
‘MUAMMER GÜLER HAKKINDA DEĞERLENDİRME YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL’
Bu nedenle müşteki Orhan İnce haricindeki kişilerin itiraz haklarının bulunmadığı belirtilen kararda, “Orhan İnce’nin dosyada müşteki olarak ifadesinin bulunduğu anlaşılmakta ise de Orhan İnce’nin şikayetçi olduğu konunun dosyanın tamamına dair olmadığı anlaşılmakla, dosyanın Orhan İnce yönünden sadece kendisine ilişkin kısmı ile incelenmesi gerekmektedir. Müşteki Orhan İnce şikayet ve itiraz dilekçelerinde dosyada şüpheli olarak isimleri geçen Rıza Sarraf, Barış Güler ve Muammer Güler hakkında önce tayinini İstanbul dışındaki illere çıkarttıkları, akabinde de meslekten ihraç edildiği gerekçesi ile şikayetçi olmuştur. Öncelikle Muammer Güler’in milletvekili olması nedeniyle hakkındaki soruşturma dosyası Türkiye Büyük Millet Meclisi Soruşturma Komisyonu’na gönderildiği, bu hususta Cumhuriyet Savcılığının soruşturma yetkisinin bulunmadığı, böylelikle de Muammer Güler hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmasının hukuken mümkün olmadığı açıktır.
ESAS YÖNÜNDEN REDDEDİLDİ
Diğer iki şüpheli Rıza Sarraf ve Barış Güler hakkındaki şikayetin değerlendirilmesinde her iki şüphelinin de müşteki Orhan İnce’nin tayin edilmesi ya da meslekten ihraç edilmesi olayında herhangi bir yetkilerinin bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda her iki şüpheli hakkında da hukuken atfedilecek suç teşkil eden bir eylem bulunmadığı yönündeki kovuşturmaya yer olmadığına dair karar usul ve yasaya uygundur” denildi. Orhan İnce dışındaki kişiler ve kuruluşlarının itiraz hakları bulunmadığı için bu kişilerin itirazını “Usul yönünden” reddeden Fevzi Keleş, Orhan İnce’nin itirazını da, “Takipsizlik kararı usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile “Esas yönünden” reddetti.
Takipsizliğe yapılan itirazın reddi ile 53 kişi hakkında verilen takipsizlik kararı kesinleşti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17 Aralık 2013 tarihinde yapılan operasyon ile işadamı Rıza Sarraf, eski bakan Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan, Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’in de aralarında bulunduğu 53 kişi gözaltına alınmıştı. Aralarında Barış Güler, Rıza Sarraf, Kaan Çağlayan’ın da bulunduğu bazı kişiler bir süre tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner, geçtiğimiz aylarda 53 kişi hakkında takipsizlik kararı vermişti. [Kaynak: DHA]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder