İSRAİL- TÜRKİYE GÖRÜŞMELERİNDE HEPİMİZ
KANDIRILIYORUZ
Uzun süren dargınlıkların en güzel tarafı barışma sürecidir.
Ama bunu başka türlü de sormak mümkündür. Madem
barışacaksınız ne halt etmeye darıldınız ki? İsrail ile Türkiye arasındaki gerginlik ve neredeyse yılan
hikayesine dönebilecek olan uzlaşma görüşmeleri son safhasına ulaştı deniyorsa
da halen taraflar bir birlerine farklı salvolar atarak. Basın yolu ile yarı
açık yarı kapalı mesajlar vererek kendilerince bir siyaset yürütüyorlar. Eh bizleri de salak veya keriz sanıyorlar ki bu anlamsız
oyunu oynamaktan da vazgeçemiyorlar. Komiklikleri sıralayalım isterseniz: Türkiye (bence Erdoğan dersek daha doğru) uzlaşmak için 3
ana şart ortaya koymuştu.
1- Özür Dilenecek.
2- Tazminat
Ödenecek.
3- Gazze’deki deniz
ablukası kaldırılacak.
İsrail hadi buna da Natanyahu Hükümeti diyelim söyle açıklık
getirmişti:
1- Özür dilendi.
Obama’nın huzurunda Erdoğan’a telefon edilmiş ve eh işte öylesi bir özür
dilenmiş. Olsun kabul edildiğine göre sorun yok demektir. Çapanoğlu çıkartmaya
gerek yok. Sonra yeni Türkçenin azizliği ile ihale üzerime kalmasın.
2- Tazminat konusu
da bir şekilde hal olmuş. 20 milyon dolar bir fona konacak ve o fondan da
ölenlerin ailelerine yardım edilecek. Hukuken İsrail direkt olarak Mavi Marmara
ölülerine para ödememiş oluyor. Öyle olsa İsrail tarafından öldürülen için
tazminat davaları emsal teşkil edebilirdi. İş temiz kıvırıldı bence. Sadece bir
ucu açık tabii ki İsrail’i bu kısmı pek ilgilendirmiyor. Ölenlerin ailelerine
bu para ulaşacak mı acaba? Eh dini bütün İHH elemanları bu konuda bir yamuk
yapmazlar sanırım(!!!)
3- Gazze’ye deniz ablukasının kalkmayacağı
defalarca ve çok açık ve kesin bir lisan ile izah edildi beyan edildi.
Sebepleri de yanına kondu. İsrail’in derdi Gazze’ye herhangi bir mal girmekten
yoksun bırakmak değildi. Sadece SİLAH ve MÜHHİMAT girişini engellemekti.
Nitekim İsrail ile Filistin arasındaki geçiş noktaları arasındaki düzenlemeyi
gerçekleştiren COGAT isimli askeri kuruluş’un web sitesi , facebook sayfası
hatta film ve videolarından da anlaşılabileceği üzere her gün Gazze’ye
İsrail’de ortalama 700-800 TIR (Kamyon dolusu) mal geçmektedir. Bu sütunlar
üzerinde de mal çeşitleri ve detayları da defalarca yayınlanmıştır.
4- İsrail’in uzlaşma
talepleri arasında İsrail Ordusu asker ve komutanları aleyhinde açılan
davaların düşürülmesi vardı.
5- İsrail’in son iki
yılda koyduğu şartlardan en önemlisi ise Gazze Yurt dışı Komuta Merkezi’nin
Ankara’dan kopartılması ve SALAH ARURİ’nin sınır dışı edilmesiydi.
KANDIRMACA NEREDE
Gelelim son durum nedir. En bariz ve açık olan ve tarafların sanki birbirleri ile
kavga ediyorlarmışçasına kıran kırana geçen pazarlıkların son durumu nedir ve
kandırmaca nerede?
Öncelikle şunu ifade etmek isterim iki ülkemin arasında
kırgınlıkların şeklen ve resmen giderilmesi beni sadece sevindirir. Numaraya da
gerek yok diyorum ama bu meslek diplomasi ve siyaset ne yazık ki böyle yürüyor. Eh bizi inandırmaları gerekir ki bu sonuca ulaşmak için çok
uğraştılar. Halbuki iki saatte bitirilebilecek şeylerdi.
1- Özür dilenmesi
tabii ki sözüm ona bir onur meselesi. Hal olduğuna göre dert etmeye gerek yok.
2- Tazminat
konusunda da fiyatta anlaşıldığına göre konuşmak abes. Allah ölenlere rahmet
eylesin kalanlara da sabır. Neden öldüler hesabını insanlar kendi kendilerine
sorsun artık.
3- Gazze Ablukasının
kalkmayacağı bunu talep eden tarafından da bilinmekteydi ama işte kaçtı
ağzından bir kere. Çünkü Mavi Marmara Senaryosunun esasını bu ablukanın
kaldırılması teşkil etmekteydi ve asla kabul edilemeyeceği de bu operasyonun
baş rolündeki Sayın (Eh işte) Bülent Yıldırım bile bilmekteydi. Hedef bu
senaryo ile Gazze ablukasını dünya kamuoyuna taşımaktı. Kısmen de
gerçekleştirildi kuşkusuz. Amaç Gazze’ye yardım da değildi ablukayı kırmak ta
değildi . Savaş çıkartmak hiç değildi. (Hoş 29 Mayıs 2010 gecesi askeri Burak
gemisinin Mavi Marmara konvoyunun kuyruğunda olduğunu İsrail istihbaratı
biliyor ve takip ediyordu ama çok şükür bir delilik yapılmadı).Gazze’ye yardım
adı altında son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar ile eski elbiseler ve
oyuncakların yer aldığı Defne gemisi kaptanı da Gazze’ye silah taşıyan Klos
gemisinde ortaya çıktı ve serbest bırakılarak Türkiye ye iade edildi.
ÇÖZÜM ŞÖYLE BULUNDU
İsrail basını da halkı da bunun üzerinde pek durmadı. Odatv
olarak bunu gündeme getirdik tabii ki. İsrail anlaşmanın son hali ile Gazze
deniz ablukasını kaldırmayacağını ve baştaki noktada kaldığını yineledi. Peki Türkiye bu şartın yerine getirilmeyeceğini halkına
nasıl izah edecek diye çok kafa yoruldu. Çözüm sanırım İsrailli kurmaylardan
geldi. Türkiye Gazze’ye bir güç santrali ve bir su arıtma tesisi inşa etsin ve
böylece Gazze’nin su ve elektrik ihtiyacına cevap versin. Böylece Türkiye,
Gazze halkının yanında olduğunu ve bütün bu hengamenin işe yaradığı izah
edilebilsin dendi.
Bunun yanına da çerez olsun diye Türk Yardım mallarının
Gazze’ye serbestçe girebileceği uydurması yayınlandı. Halbuki İster Türk isterse
Yunan yardım veya ticari malları Aşdod Limanı’ndan Gazze’ye elini kolunu
sallayarak girmektedir zaten. Hiç bir engel olmadığı gibi İsrail Gümrük
Rejimine uygunluğu olduğu sürece her türlü malın girebileceğini de bu
sütunlarda defalarca yazdık.
Yani işin Türkçesi Türk mallarının Gazze’ye veya Batı
Şeria’ya girmesi içim herhangi bir özel anlaşmaya gerek yoktur. Zaten Gazze’ye
girişi yasak olan ürünleri değil Türkiye İsrail’in kendisi de sokamaz. Silah
Mühimmat ve silah ile mühimmat imalatına yarayacak malzemeler sokulamaz.
RESMEN ALDATMACA
4- İsrail’in talebi
olan İsrail asker ve komutanları aleyhinde açılmış davaların düşürüleceği
palavrası da İsrail basınında yer aldı ve Türk Hükümetinin bu ahvalde bir
parlamento kararı çıkartacağı yazıldı. Bence bu resmen aldatmaca. Çünkü
devletler kişi ve kuruluşların açtığı davalara müdahil olamaz ve bağımsız olan
(Veya olması gereken) yargıya karışamaz. Olsun İsrail hükümetinin elini
rahatlatacaksa aynen Erdoğan hükümetinin elini Gazze numarası rahatlatıyorsa karşılıklı
memnuniyet ile işler yürüyecekse bence mahsuru yok. Hani bende yemedim demek
işin esprisi olarak bir yerlere yazılı kalsın istedim. Bu uzlaşma 29 haziran’da sonuca bağlanacak gibi bir hava
estiriliyor. Ancak top yuvarlaktır ve 90 dakika henüz bitmedi. Bu numaraları yemeyen yandaş ve İHH yanlısı basın ne kadar
bastıracak ve son günlerde nasıl yayınlar çıkacak ve kimleri nasıl sıkıştıracak
henüz bilinmiyor. Son dakikada kim kime “van minutes” çekecek hiç belli değil.
Karşıt olan Liberman karşı olmayacağı sözünü vermişti ama unutmayın ki Liberman
Putin ile aynı lisanı konuşuyor. Bir çivi koyar mı bir yamuk yapar mı ben emin
değilim.
“ARAMIZ BOZUKTU” DİYENLERE HATIRLATMA
İnşallah olmaz. Ha bu arada 2010 yılında 2 milyar dolar olan
İsrail Türkiye dış ticaret hacmi 2015 yılında 6 milyar dolar’a yaklaştı
önümüzdeki yıllarda hedeflenen rakam 10 milyar dolar. Hani aramız bozuktu
diyenlere hatırlatırım. Moses is Moses Business is Business. Neden barışıyoruz veya neden darıldık başka bir yazımızın
konusudur... Rafael Sadi
JERUSALEM POST, İSRAİL:
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANI RECEP TAYİP ERDOĞAN, GAZZE ABLUKASI ŞARTINDAN VAZGEÇTİ"
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANI RECEP TAYİP ERDOĞAN, GAZZE ABLUKASI ŞARTINDAN VAZGEÇTİ"
(Dünya - 22 Haziran 2016 Çarşamba)
Jerusalem Post: Erdoğan, Gazze Ablukası Şartından Vazgeçti
Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme için görüşmelerde
sona yaklaşılırken, Hamas yetkililerinin Ankara’nın Gazze ablukasının
kaldırılması şartından vazgeçtiğini söylediği öne sürüldü. İsrail’in saygın
gazetelerinden Jerusalem Post’un Londra merkezli Arapça gazete Rai Al Youm’a
dayandırdığı habere göre, adının açıklanmasını istemeyen örgüt yetkilileri
şunları söyledi: “Recep Tayyip Erdoğan, Hamas liderlerlerine Gazze ablukasını
kaldırmak ya da iyileştirmek için her şeyi yaptığını ancak İsrail hükümetinin
inatla bu girişimleri reddettiğini söyledi.”
Habere göre, Hamas yöneticileri Erdoğan’ın “Türkiye’nin çıkarları için
İsrail’le normalleşme sürecine devam etmeleri gerektiğini” söylediğini aktardı.
Hamas yöneticileri, Ankara’nın Türkiye’deki örgüt üyelerine yönelik ağır
yaptırımlar uygulamasını beklediklerini söyledi. İddiaya göre bu yaptırımlar
arasında örgüt üyelerinin ülke içinde seyahat etmesinin yasaklanması gibi
koşullar da bulunuyor.
KAREL VALANSİ'DEN AÇIKLAMA
İsrail'li gazeteci ve Türkiye'de yayımlanan Şalom Gazetesi
yazarı Karel Valansi de attığı tweet ile bu iddiaları doğruladı.. Valansi
tweetinde; "Türkiye, Gazze ablukasının kaldırılması şartından
vazgeçti." Bu açıklamanın Hamas'tan gelmesi dikkat çekici..'' dedi.
[http://www.sahafaarabia.net/news3179439.html]
Yayinlamaya deger bulup yayinladiginiz icin tesekkur ederim.
YanıtlaSilSaygilar
RAFAEL SADI