Sinan Oğan: PKK TIR'ları yakıyor çünkü...
“Türkiye, Karadan, Kürt kisvesi altında faaliyet gösteren
Taşnak ve Hınçak çeteleri tarafından ele geçirildi. Tabii Kara ticareti,
kaçakçılık ve sınırlar da! Aslanım “Havacı” TSK !!!...”
7 Haziran'dan önce MHP Iğdır Milletvekiliydi. Seçimlerde
aday olmadı ya da olması istenmedi. Bahçeli, partiden ihracını istedi, ama
ihraç gerçekleşmeyince Iğdır İl Teşkilâtı'nı görevden aldı. O hâlâ MHP'li ve
kritik sınır illerimizde ne olup bittiğini en iyi bilen isimlerden biri.
PKK-HDP üzerinden bölgede uygulanan uluslararası siyasi proje ve ameliyatları
net bir şekilde ortaya koyan Sinan Oğan'ın en çarpıcı tespiti, PKK'nın son
dönemde TIR yakma eylemlerini yoğunlaştırmasına ilişkin oldu. Özellikle
Nahçıvan ve İran'a giden TIR'ların yakıldığını vurgulayan Oğan, PKK'nın Batı'ya
İran pazarı için de taşeronluk yapıp, Türkiye'yi güzergâhtan çıkartmaya
çalıştığına dikkat çekti., Yakıcı gündem konularıyla ilgili olarak MHP'li Oğan'a şu
soruları yönelttik, o da şunları anlattı:
- Önce 30 Mart yerel seçimi, ardından 7 Haziran'da bölücü
terör örgütünün siyasi uzantısı HDP'nin Mardin, Ağrı gibi belediyeleri ve Ağrı,
Iğdır, Kars, Ardahan gibi çok kritik ve stratejik sınır illerimizde gösterdiği
“başarıyı” neye bağlıyorsunuz?
Oğan : Öncelikle her gün verdiğimiz şehitlerimize
Allahtan rahmet, Türk Milleti'ne başsağlığı diliyorum. AKP’nin “Çözüm Süreci” olarak adlandırdığı, ancak PKK’nın
serpilme, HDP’nin ise PKK’nın silahlı gücünü tam olarak arkasına alıp, bütün
siyasi rakiplerini devreden çıkarma süreci olarak hayata geçirdiği bu sürecin
en önemli sonucu AKP’nin Doğu ve Güneydoğu’dan adeta silinmesidir. AKP'nin geçmiş
dönemde özellikle MHP için kullandığı “Sivas’ın ötesine geçemiyorlar” söylemi,
“Çözüm Süreci” sonucunda AKP için de geçerli olmaya başladı. Bu süreç sonucunda
2015 seçimlerinde AKP adaylarının da bizzat itiraf ettikleri gibi, bölgede bir
önceki seçimde etkin gözüken AKP adayları seçim çalışmalarını ölüm tehdidi
altında yaptılar. Seçmen ise bölgede yukarıda Allah’a aşağıda ise PKK’nın
insafına terkedildi. Böyle bir durumda PKK’nın silahlı gücünü arkasına alan HDP
Güneydoğu ile beraber Doğu’yu ve özellikle de sınır illerimizi sildi süpürdü.
Hatırlanacak olursa 2009 yerel seçimlerinde HDP’nin o
zamanki ismi olan BDP Iğdır Belediyesini kazanınca Cemil Çiçek, “Ermenistan
sınırına dayandılar” demişti. Cemil Çiçek’in sözü aslında devletin bildiği,
çoktandır endişe ettiği, ama önlemek için hiçbir şey yapmadığı bir acı gerçeğin
TBMM Başkanı tarafından adeta itirafı niteliğinde idi. Evet burada asıl hedef
Ermenistan sınırına dayanmaktı. Bu seçimlerde sınır hattı tamamen HDP’nin
kontrolüne geçti.
TÜRK DÜNYASI VE İSLÂM ALEMİ İLE BAĞIMIZ KESİLİYOR
- Bu strateji nasıl bir planın parçasıdır? Ortaya çıkan harita nedir?
- Bu strateji nasıl bir planın parçasıdır? Ortaya çıkan harita nedir?
Oğan : PKK, aslında Büyük Ermenistan haritasının bire
bir örtüştüğü bir coğrafyayı kendisine “yurt” edinmeye çalışmakta, bunun için
silahlı ve siyasi mücadeleyi paralel yürütmektedir. Bir ucu Akdeniz’de, bir ucu
Kafkasya’da, bir ucu ise Karadeniz’de olan bir “Büyük Kürdistan” veya “Büyük
Ermenistan” kurma hedefine doğru ilerlemektedirler.
PKK aslında “Büyük İsrail ve Büyük Ermenistan” projelerinin
taşeronluğunu yapmaktadır. Bilindiği gibi, Büyük Ortadoğu Projesi aslında
İsrail’in güvenliğini sağlama projesidir. Peki İsrail’in güvenliğini kim tehdit
etmektedir? Bunun cevabı da bellidir. Irak, Suriye, İran ve Türkiye. Bu dört
ülkenin ortak sorunu ise her birisi içerisinde yaşayan Kürt nüfusunu terörize
edip, parçalamaktır. Bu dört ülke kendi dertleri ile uğraşırsa, İsrail’e tehdit
oluşturamazlar. Nitekim öyle de oldu. Şimdi planın Irak ve Suriye kısmı
tamamlanırken, İran ve Türkiye kısmında çalışmalar devam etmektedir.
Bölgede “Büyük Kürdistan” kurmakla aslında bir yandan
bölgedeki zengin petrol yatakları herhangi bir ülke topraklarından değil de
kurulacak ve Akdeniz’e uzayacak Kürdistan üzerinden geçirilmek isteniyor. Diğer
taraftan da bu hat aynı zamanda Türkiye ile İslam dünyası arasında bir sur
olarak da örülecektir. Yukarıda ise Ermenistan ile sınır olacak ve kuzeyden de
Karadeniz’e uzanacak bir Kürdistan-Ermenistan hattı ile Türkiye’nin Türk
Dünyası ile bağı da kesilecektir.
Türkiye’nin, Türk Dünyası ve İslam alemi ile bağı kesildiği
takdirde bir daha hiçbir ülke için tehdit teşkil etmeyecektir.
- Söz konusu kritik illerde HDP'nin “başarısı”, AKP ve
MHP'nin başarısızlığını neye bağlıyorsunuz? Nerede yanlışlar yapıldı?
Oğan : Bunun sebeplerinden birisi, HDP’nin bilinçli bir
şekilde geleneksel olarak bu bölgede nüfus üstünlüğü olmamasına rağmen bölgeye
dışarıdan nüfus kaydırması, diğer siyasi partilerin bölgeye yeterince
eğilmemeleri, HDP eş başkanları bölgeye birkaç defa gelmiş olmalarına rağmen
geleneksel olarak Türkiye’nin Türk Dünyasına açılan kapısı olan ve Türk
milliyetçilerinin kalesi olması gereken bu bölgeye (Kars-Ardahan-Iğdır) MHP
Genel Başkanı 2015 seçimlerinde tek bir ziyaret dahi yapmadı. Buna her üç
partinin yanlış aday tercihleri de eklenince hezimet kaçınılmaz oldu. Ve tabi
bölgede çok önemli olan sandıklara yeterince sahip olunamaması da çok önemli
bir faktördür.
Bu durum neticesinde HDP Ağrı’da 4-0, Iğdır’da 2-0, Kars’ta
2-1, Ardahan’da 1-1 gibi bir sonuca ulaştı. Artvin’de ise DHKP-C üzerinden,
radikal sol üzerinden faaliyetlerini sürdürürken, seçimlerde hiç tabanı
olmamasına rağmen hatırı sayılır oy alması, PKK’nın iştahını kabarttı ve yeni
hedef olarak Karadeniz’e çıkış konuldu. Yeri gelmişken bir hususun da altını çizmem gerekir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sürekli, “3 çocuk yapın” diyor, çocuklara
teşvik veriyor. Bu doğru bir siyaset olmakla beraber 3 çocuğa da teşvik
veriliyor, 13 çocuğa da. Halbuki 3 çocuğa teşvik verilirken, Doğu ve
Güneydoğu'da ailelerin bakma imkanı olmayan 5'ten fazla çocuk yapılmasını menfi
teşviklerle engellemek gerekirdi. Zira bölgede nüfus artışı artık PKK’nın
Keleşi kadar etkili bir silah haline gelmiştir.
- Sınır illerimizin HDP'nin kalesi haline gelmesi Ermenistan
ve Azerbaycan politikalarımızı nasıl etkileyecektir?
Oğan : HDP’nin bölgede etkin hale getirilmesi öncelikle
Ermenistan ile sınır illeri arasında kapıların açılması ve sınır ticareti
yapılmasını kolaylaştırıcı rol oynarken, Azerbaycan’ın nefes borularının
kesilmesi anlamına da gelecektir. Bölgede büyük bir oyun oynanmaktadır.
Maalesef Azerbaycan da bu oyunun çok farkında değildir. Oyunu, Ermenistan ve
Batı'daki Ermeni hamileri kurarken, HDP ve AKP oyunun oyuncuları ve piyonları
haline gelmiştir. Türkiye’de sınır illerimizin HDP ve PKK’nın kontrolüne
girmesi sonucu bölgedeki dengeler hızla Ermenistan’ın lehine ve Azerbaycan’ın
aleyhine gelişmektedir. Bu hızlı ilerleyişe akılcı müdahaleler edilmediği
takdirde Türkiye’nin Türk dünyası ile bağı kesilecektir. Aynı zamanda
Azerbaycan’ın da bölgeye hapsedilmesi ve Rusya’ya bağımlı kılınması ile
neticelenecektir. Siyasi partilerin ve devletin bu bölgeye siyasi kaygılarla
değil, milli kaygılarla yaklaşması bir zaruret haline gelmiştir.
İRAN ANLAŞMASI VE TIR YAKMA EŞ ZAMANLI
- Bölücü terör örgütünün Kars-Ağrı-Ardahan üçgenine yüklenmesinin sebebi nedir?
- Bölücü terör örgütünün Kars-Ağrı-Ardahan üçgenine yüklenmesinin sebebi nedir?
Oğan : Bu sorunun iki cevabı vardır. Birincisi yukarıda
bahsettiğim uzun vadeli jeopolitik gerekçelere dayanmaktadır. Diğer sebep ise
daha kısa vadeli ve mühimdir.
PKK neden Ağrı-Iğdır-Kars-Ardahan ve Iğdır-İran;
Iğdır-Nahçivan sınır kapıları hattında etkin olmaya başladı? PKK yukarıda ifade
edilen hatlarda yüzlerce araç durdururken, neden otomobilleri veya diğer araç
türlerini yakmıyor da sadece TIR yakıyor? Bu soruların cevabının verilmesi
gerekiyor.
PKK, neden Nahçivan’a ve özellikle de İran’a giden TIR'ları
yakıyor? İşin ilginç yanı PKK’nın Iğdır-Ağrı-İran ve Kars-Iğdır-Nahçivan
hattında TIR yakma eylemlerini başlatmasının tarihinin, ABD-İran arasındaki
Nükleer Anlaşma ile aynı günlere denk gelmesiyle alakâlı olabilir mi? PKK’nın
amacı eğer terör ise korku salmak ise yolda durdurduğu her türlü aracı yakması
gerekmez mi? Neden sadece TIR'ları yakıyor, diğer araçların kontak
anahtarlarını toplayıp, dokunmadan, yakmadan gidiyor? Zannediyorum ki, bu İran
ile Batı arasında başlayan balayı sonrasında, Batı’nın iştahını kabartan İran
pazarı üzerindeki ekonomik savaşın Türkiye’ye yansımasıdır. PKK almış olduğu
ihale gereği taşeronluk yapmaktadır. İran pazarına mal sağlayacak ülkelerin
geçiş güzergâhı olarak Türkiye’nin kullanılmasını istemedikleri bu saldırılar
ile net bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Sosyal medyada bir takipçim bana yazarak, aynen şöyle diyor;
“Ben Akdeniz Bölgesi'nde ihracat yapan Kürt kökenli bir vatandaşım. Son
günlerde Doğubeyazıt’a mal gönderecek TIR bulamıyorum. Elim kırılaydı da HDP’ye
oy vermeyeydim”... Buna benzer çok sayıda yorum, mail ve telefon alıyorum.
Bölge ile ticaretimiz kilitlenmiş durumda. Zaten istenen de sanırım buydu…
AKİLLER, ARTİSTLER NEREDE?
- Malazgirt'te bir Binbaşımızın şehit edilmesi, Erzurum-Horasan'da Uzman Çavuşumuza saldırılması tesadüf müdür?
- Malazgirt'te bir Binbaşımızın şehit edilmesi, Erzurum-Horasan'da Uzman Çavuşumuza saldırılması tesadüf müdür?
Oğan : Elbette tesadüf değildir. PKK bu cinayetleri
ciddi bir istihbarat faaliyeti sonucu gerçekleştiriyor. Peki bizim önleyici
tedbirlerimiz, istihbari faaliyetlerimiz neden yok? Adına çözüm süreci denen
melanet günler boyunca PKK bütün hazırlığını tamamlarken, istihbarat
örgütlerimiz ve güvenlik güçlerimiz ne yaptı? Maalesef ki, ortalıkta yakıp
yıkan terör, ona karşı direnemeyen beceriksiz bir hükümet ve karşısında ise
sessiz bir kitle var... Bu beceriksizler maalesef ki, Türkiye'yi kapana
kıstırdılar.
PKK'yı IŞİD'i azdırıp bugünlere getiren, önleyici tedbirleri
almayıp terörü dolaylı besleyenler ve siyasi uzantıları da en az onlar kadar
sorumludur. Bugünlerde Akil Adamlar, artistler pek ortalıkta yok, bebek katili
Öcalan'ı kahraman yapanlar ortalıkta yok, kimse ortada yok. Ortalıkta sadece
katiller ve maalesef onların şehit ettiği güvenlik güçlerimiz var.
- Tarihi ve bölgeyi en iyi bilen isimlerden biri olarak,
önerileriniz nelerdir?
Oğan : Yapılacak işleri ikiye ayırmak gerekir. Birincisi,
siyaset olarak yapılması gerekenler: Öncelikle HDP dışındaki tüm siyasi
partiler, liderleri ve devlet bu konuya ciddi olarak eğilmelidir. Bu bölgeye
siyasi kaygılarla değil, milli menfaatler olarak bakmak gerekir. Parti içi
kısır çekişmeler asla bu bölgeye yansıtılmamalıdır. Bu bölge için aday
tespitleri belki çok önceden yapılmalıdır. Bölgeye partinin en güçlü isimleri
aday olarak gönderilmelidir. Sandıklara ciddi sahip çıkılmalıdır.
İkincisi: İşsizliği azaltıcı tedbirler derhal devreye
alınmalıdır. Batıya göç etmiş bölge insanları geriye göç pozisyonuna
getirilmelidir. Bölgeye en kaliteli valiler, kaymakamlar, polisler, müdürler,
askerler, bürokratlar, öğretmenler ezcümle en kaliteli ve yüksek maaşlı
memurlar gönderilmelidir. Sınırdaş ülkeler ile özellikle de Azerbaycan,
Gürcistan ve İran ile bölgeye has özel görüşmeler yapılmalıdır. Bunun
neticesinde ise özel çok taraflı projeler hayata geçirilmelidir. Ayrıca bölgede
3 çocuğa teşvik verilirken 5’ten fazla çocuk teşvik kapsamından çıkarılmalı ve
hatta tersi tedbirler alınmalıdır. Zira aileler bakamayacakları sayıda çocuk
yaptıklarında işsiz ve eğitimsiz bu gençler terör için kaynak haline
gelmektedir. Türkiye’ye göç eden Ahıska Türkleri ve Türkmenlere vatandaşlık
verilerek, bu bölgeye yerleştirilmelidir. Ve bölgede TOKİ tarafından ücretsiz
toplu konut yapımına geçilmelidir.
Güvenlik açsısından gümrüklere sahip olunmalıdır. PKK’nın
gelir kaynaklarından birisi olan kaçakçılık engellenmelidir. Ve elbette,
profesyonel terörle mücadele güçleri kurulmalı ve bu bölgede faaliyete
geçirilmelidir. Terör ile ekonomik araçlarla, istihbari araçlarla ve sosyal
politikalarla ve profesyonel güvenlik güçleri ile mücadele edilmelidir. (REF: Müyesser Yıldız, 31 Temmuz 2015 Odatv.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder