KOMŞU'DA AB'DEN KURTULMA VE TAM BAĞIMSIZLIK ÜMİDİ!..
"NATO'dan çıkalım" programı % 37 oy aldı
Radikal Sol Koalisyon (SİRİZA), milli bir programla girdiği
Yunanistan genel seçimlerinde yüzde 37 oy alarak rakibi sağcı Yeni Demokrasi
Partisi'ne 10 puan fark attı.(Yunanca ΣΥΡΙΖΑ, İngilizce yazılışı SYRIZA, okunuşu siriza)
SİRİZA'nın ülkemizi de ilgilendiren dış politika programı şöyle:
Yunanistan'daki tüm yabancı üsler kapatılacak.
NATO'dan çıkılacak.
Türkiye ile istikrarlı anlaşmalar için müzakere yapılacak.
Yunan askeri birlikler Afganistan ve Balkanlar'dan
çekilecek. Yunanistan dışında Yunan askeri kalmayacak.
İsrail ile askeri işbirliği kaldırılacak.
1967 sınırları esas alınarak Filistin Devleti kurulması için
destek verilecek.
Avrupa Birliği ile yapılan anlaşmalar referanduma
götürülecek.
Askeri harcamalar azaltılacak.
Vicdani ret hakkı düzenlenecek.
Askeri harcamaların azaltılması ve vicdani ret düzenlemesi,
SİRİZA'nın Türkiye'den bir tehdit algılamadığını gösteriyor.
Yunanistan bir dış saldırı veya etnik bölünme tehditi
altında olmadığı için, bu konularda rahat davranabiliyor.
SİRİZA Dış İlişkiler Bürosu Üyesi Magda Spilyopulo, fikir
özgürlüğünü engellediği için yasaya karşı olduklarını açıklamıştı..
Bankalar millileştirilecek.
Bankaların gizli önlemler almaları önlenecek, yurt dışındaki
semayeleri kontrol altına alınacak.

Ulusal sağlık sistemi için özel katkı payı kaldırılacak.
Milli sağlık hizmetleri için vatandaşların para ödemelerine son verilecek. kamu
sağlık hizmeti için kaynaklar Avrupa seviyesine çıkarılacak.
SİRİZA'nın iç politika programı şöyle:
500.000 Avro üzerinde geliri olanların gelir vergisi oranı
yüzde 75'e çıkarılacak.
Seçim yasası Nispi Temsil Sistemi'ne çevrilecek. Böylecer
azınlık görüşlerin de Meclis'te temsili sağlanacak. (Yani şu anda %3 olan baraj
tamamen kaldırılacak)
Kiliseye sağlanan ayrıcalıklar kaldırılacak.
Kilise ile devletin ayrılması için Anayasa'da reform
yapılacak.
Milletvekillerinin ayrıcalıkları kaldırılacak. Hükümet
üyeleri de soruşturulabilecek.
Gösteriler sırasında polisin maske takması ve ateşli
silahlar kullanması yasaklanacak.
Hükümete, bankalara ve kiliseye ait binalar evsizler için
kullanılacak.
Yunan halkı büyük bir cesaret göstererek NATO'dan çıkmayı,
özelleştirilmiş kamu kuruluşlarını yeniden kamulaştırmayı, Avrupa Birliği ile
yapılan anlaşmaları referanduma götürmeyi savunan partiye oy verdi.
(Ulusal Haber & Ulusal Ajans_Ankara, 27 0cak 2015)
(Ulusal Haber & Ulusal Ajans_Ankara, 27 0cak 2015)
Yalçın KOÇAK
18. dönem Sakarya Milletvekili
1- Bugün ABD’nin en büyük savaş
gücü deniz piyadeleriyse; bilir misiniz ki bunu bize borçlular. 1796 yılında
Akdeniz deki Amerikan bandıralı gemilerin limanlarımızda ticaret anlaşması
olmaması sebebiyle tutuklayan Cezayir dayısı Aslanlı Hasan paşa Amerikan
Senatosunun büyük bir deniz kuvveti kurulması için bütçe ayırmasına neden
olmuştur.
Sonrasında uzlaşı sağlanmış ve
ABD bize haraç vermeyi, hem de dayı Hasan Paşanın dikte ettirdiği şartlarda keş
ve açık denizde ödeme, yapılan Antlaşma Osmanlının kullandığı Alfabe ile Türkçe
yazılmış ve George Washington efendi padişaha eş tutulamayacağı içinde Cezayir
Dayısı tarafından imzalanmıştır. Bu antlaşma Türkiye'ye gelen her diplomata
öğretilir.
2- Bugün Avrupa bir birlik
gibi gözükmektedir. Gazi Mustafa Kemal daha 1937 Filistin söylevinde bunlardan
bahsederken 7 sefer Avrupa Emperyalizmi diyerek üstüne basa basa bunların bize
karşı birlikteliğini haykırıyor. Bugün bir Avrupa görüntüsü varsa bununda
müsebbibi bizizdir. Avrupa tarihinden bizi çıkarsa geriye sadece çöp kalır.
Ekonomisinden biz geri adım
atalım; çöker, biter, mahvolurlar. Bugün birliktelikleri devam ediyorsa dahi
sebebi Türklerdir. Avrupa’nın bugünkü siyasi idarecileri Anaları tarafından
Türkler gelir korkularıyla gözleri kapattırılmış, uyutulmuşlardır. Hangi çocuk
anasının ninnisini unuttu sorarım sizlere.
Bu iki tarihi tespiti
paylaşıyorum ki; bu gün ki ilişkilerimizde cahil ve aciz olmayalım. Batı kulübü
bizi nasıl görüyor ve biz nasıl tavır, pozisyon almalıyız bilelim.
Gelelim Yunanistan seçimlerine ve
Batı Trakya meselemize;
Yunanistan sil, süpür, al, götür
bir seçim yaşadı. Genç bir kravatsız Ateist Yolsuzluk ve yoksulluktan bıkkın ve
bitkin Yunan halkını arkasına taktı ve iktidara yürüdü. Galiba biz gene Balkanda
hep yaptığımız yanlış yerde durmak gibi burada da yanlışa oynadık. Doğuda Kürt
kaç devlette var, Batı onların üzerinden bize neler dayatıyor. Batıda yani
Avrupa’da Türk kaç devlette var ve biz onlarla yanlış yaptırmaya devam
ediyoruz. Batı acentesi siyasi kulüplerle de başarılı olamayacağımız
tecrübesini kaç kez yaşadık.
Rumeli
Balkan politikasında başarılı olduğumuzu hangi siyasetçi, hangi diplomat iddia
edebilir, merak ediyorum. Hangi partimizin doğruya yakın bir politikası var.
Aynı paktlar ve birlikler
içerisinde durağan ve denge politikaları izlemekten başka yapabilecek hiçbir
şeyi olmayan bürokrasi, yapar…mış gibi … yaparak işi kotarırken, örselediği
zemini, avuttuğu insanların hüsranını, kullandığı adamların sonra çekeceği
ezaları, cezaları hesaba katar mı zannediyorsunuz. O günü kurtarmayı marifet ve
maharet sayan bir eğitimden gelmektedir.
Yıllarca dernekler üzerinden
devam ettirilen Batı duvarı siyasetimiz, maalesef simsarlar
yetiştirmiştir. Nasılsa bir şey olmayacak, küçük olsun benim olsun
zihniyetiyle dernekleşme ne getirmiştir. Dernek Yöneticilerine Han, Hamam,
Apartman, Hastane, Pastane, Belediye Başkanlığı, Parlamenterlik,
Bakanlık, Makam, Torba, Çorba, Kadro temininde kişisel hedeflerine ulaşım
sağlamaktan başka ne işe yaramıştır.
Topluma, Türklüğe, Bölgelere
hiçbir eseri, katkıları yoktur.
Burada ki Ahalide sandıklarda rey
deposu olarak kullanılmıştır.
Adam Haymatlos (vatansız) gelmiş
; bugün yüz milyon dolarlık servetlerle anılıyorsa, bu servetin verilmemiş
vergisinin hesabı sorulmayacak mı sanırsınız. Zekatsız, sadakasız, vergisiz,
emeksiz, haksız zenginleşmeler, devleti kör mü sanırlar. Körlük insanlara
mahsustur.
Bugün Yunanistan siyasetindeki
sil, süpür den Rumeli’lerin ders çıkarması lazım. Taban yanlış yapanı tasfiye
etmeli, doğru oyuncularla menfaatleri doğrultusun da hareket etmeli.
Yeni rayların üzerinden, yeni
politikalar üretilmeli.
Camcı mı, İslamcı mı olduğu belli
olmayan milyon dolarlıklarlıkların tarassutundan kurtulmalı.
“ Yüce dinimiz para, şöhret ve
servete gurur ve kibire sebebiyet vereceği için mesafelidir.''
Hem Dünya, hem Ukba, zor be
Erenler…