27 Ekim 2019 Pazar

Cumhuriyetin ilan edilişinin 96. yılı kutlanırken, bütün ülke birlik ve beraberlik içerisinde olmalıdır



EMPERYALİST BASKILARIN OLDUĞU BİR DÖNEMDE BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİN KORUNMASI VE HALKIN UMUTLARININ YOK OLMAMASI İÇİN; 
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN 96. YILININ BÜYÜK BİR ÇOŞKU İLE KUTLANMASI EN BÜYÜK DİLEĞİMİZDİR. 
TÜRK HALKI BUNA LAYIKTIR. 


29 EKİM 1923
Cumhuriyet ilan edildi. Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetin ilk Cumhurbaşkanı oldu. 
Cumhuriyetin ilan edilişinin 96. yılı kutlanırken, bütün ülke birlik ve beraberlik içerisinde büyük bir coşku ile kutlamalıdır Cumhuriyet Bayramını. 

Gazi Mustafa Kemal, Cumhurbaşkanı olduğu 1923 yılında döt yıl iki gün süreyle görev yapmıştı.
1927,1931 ve 1935'teki Milletvekii seçimlerinin ardından da Atatürk üç kez daha Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletini idare edenler, Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923 de ilan ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti sayesinde görevlerini yapmaktalar. 
İçimizde bugünde bulunan yabancı düşmanlara karşı; Atatürk 1923 de yabancı bir basın mensubuna şunları söylemiştir:

  "Eğer yabancı düşmanlığından o kadar pahalı elde edilen bağımsızlığa gölge düşürebilecek her şeyden nefret etme anlamı çıkarılırsa, evet bizim yabancı düşmanı olduğumuz söylenebilir... Yabancı girişimcilerin, yabancı amaçlarının içimizde uyandırdığı kaygılar bütünüyle ortadan kalkmış değildir. Eğer bazen ihtiyatlı hareket ediyorsak aşırı derecede kuşkulu davranıyorsak, bize çok pahalıya mal olan özgürlüğümüzü kaybetmek korkusundandır."  

Cumhuriyetin ilan edilmesinden sadece on yıl geçmiştir. Cumhuriyet hangi koşullarda kurulmuştu. Ülke yoksuldu. Hiç bir şey yoktu. Okuma oranı sıfır denecek kadar azdı. Her taraf hastalıktan kırılıyordu. Fabrika yoktu, traktör yoktu. Üretim yoktu. Yoksul ve çaresiz bir millet Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk sayesinde çaresini bulmuş, umutları yükselmiş ve çok kısa sürede Çağdaşlığa doğru adımını atmıştı. 

29 Ekim 1933
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal,
Cumhuriyet'in onuncu yılında TBMM'den tören alanına giderken
Cumhuriyetin Onuncu Yıl Nutku
Türk Milleti!

Kurtuluş Savaşı'na başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!


Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.

Yurttaşlarım!

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki muvaffakiyeti, Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz; çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur.

Çünkü,Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini ve millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek millî ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakikî huzurun temini yolunda, kendine düşen medenî vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.

Büyük Türk milleti!
On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medenî âlem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Türk milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.

Ne mutlu Türküm diyene!
Türkiye Cumhuriyeti 10. yılını kutlarken, ülkedeki gelişmeleri dikkatle izleyen yabancılar Mustafa Kemal Atatürk'ün başarısını kutlamaya başladılar. İşte bunlardan bir kaçının sözleri: 

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Roosevelt'in, Cumhuriyetin 10. yıldönümü nedeniyle Atatürk'e kutlama telgrafı: "Geçen bu on yıl içinde zât-ı âlilerinin faal ve şuurlu idareleri altında Türkiye, dünyanın en ileri milletleri arasına girmekle kalmayıp uluslararası barış savaşının eriştiği gelişme ve başarılar sebebiyle zât-ı âlilerine en kalbî tebriklerimi takdim eder, gerek Amerikan milleti ve gerek kendi adıma memleketinize daha büyük refah ve saadetler dilerim."
Sovyet Rusya Merkezî İcra Komitesi Başkanı Kalinin'in, Cumhuriyetin 10. yıldönümü nedeniyle Atatürk'e kutlama telgrafı: "...Dost Türkiye'nin iktisadî ve kültürel kuruluşundaki başarıları büyük bir ilgi ile izlemekteyim. Basiretli ve etkili iradesiyle genç Türkiye'ye bağımsızlık için olan çetin mücadelesi senelerinde zaferi temin eden ve sonra da onu iktisat ve kültür cephesinde zaferlere sevk eden şefi, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu onuncu yıldönümünde selâmlamakla övünüyorum."
Almanya Cumhurbaşkanı Mareşal Hindenburg'un, Cumhuriyetin 10. yıldönümü nedeniyle Atatürk'e kutlama telgrafı: "...Benimle beraber bütün Alman milleti, yüksek rehberliğiniz altında modern Türk Devleti'nin temelleştiğini derin bir ilgi ile izledi. Türk milliyetçiliğini nasıl uyandırdığınızı, nasıl kuvvetlendirdiğinizi, çalışkan ve ilerlemeyi seven milletinize, bütün dünyada takdirler çeken siyasî ve iktisadî yükseliş için, tedbirli bir elle nasıl yol açtığınızı büyük hayranlık ve takdirle gördük."
Fransız Radikal Partisi Başkanı ve eski Fransız Başbakanı Herriot'nun, Cumhuriyetin 10. yıldönümü nedeniyle Atatürk'e kutlama telgrafı: "...Yaratmış olduğunuz Türkiye Cumhuriyeti'nin, onuncu yıldönümünü kutlamaya hazırlandığı şu anda sizden Fransız Radikal Partisi ve şahsım adına, Devletinizin refahı ve kendisiyle milletlerin umumî barışı sahasında kardeşçe ilişkilerde bulunmak arzusunda olduğumuz milletinizin saadeti hakkındaki temennilerimi kabul buyurmanızı rica ederim."
Japonya İmparatoru Hirohito'nun, Cumhuriyetin 10. yıldönümü nedeniyle Atatürk'e kutlama telgrafı: "..Zât-ı devletlerine sıcak tebriklerimi ve Türkiye'nin artan refahı için samimî temennilerimi arz ederim." [Kocatürk]

 Atatürk'ün, Cumhuriyet'in 15. yıl dönümü nedeniyle orduya mesajı ise : "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle beraber uygarlık ışıklarını taşıyan kahraman Türk Ordusu! Türk vatanının ve Türklük topluluğunun şan ve şerefini, iç ve dış her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an yapmaya hazır olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır!" (Bu mesaj, Ankara Hipodromu'nda bugün yapılan geçit töreninin başlangıcında Başbakan Celâl Bayar tarafından okunmuştur).
1936 - Atatürk'ün, Cumhuriyet'in 13. yıldönümü nedeniyle Atatürk'ün, Ankara Palas'ta düzenlenen suare esnasında Yugoslavya gazetecilerine Türk-Yugoslav ilişkileri üzerine demeci: "Gerçekleştirdiğimiz müşterek dostluk devam edecektir. Bu dostluğun devamına ve daima daha kuvvetlenmesine çalışacağım. Bu dostluk bütün barış dostları için bir işaret teşkil eder. Böyle bir dostluk ancak insanî ve kardeşçe hislerle yerleşir"
Atatürk'ün, Ankara Palas'ta düzenlenen suarede yabancı misafirlerle sohbet esnasında söylediği bir söz: "Biz kimsenin düşmanı değiliz; yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız!" [Kocatürk]
1937 yılında Cumhuriyetin kutlanması gecesi Cumhuriyet Bayramı Balosunda  Fransa Büyükelçisi Henri Ponsot'ya sohbet esnasında söyledikleri: "...Ben toprak büyütme dileklisi değilim: barış bozma alışkanlığım yoktur; ancak antlaşmaya dayanan hakkımızın isteyicisiyim. Onu almasam edemem. Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden milletime söz verdim: Hatay'ı alacağım! Milletim  benim dediğime inanır. Sözümü yerine getiremezsem onun huzuruna çıkamam, yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim, yenilemem; yenilirsem bir dakika yaşayamam!" [Kocatürk]

ATATÜRK'ÜN TÜRK GENÇLİĞİNE HİTABESİ

NUTUK (Söylev) - Ankara, 20 Ekim 1927
Mustafa Kemal Atatürk tarafından 20 Ekim 1927 tarihinde Nutuk'un sonunda Türk Gençliği'ne yönelik yaptığı konuşmadır (Seslenişi). Nutuk, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı anlattığı 15 - 20 Ekim 1927 tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kongresinde otuz altı buçuk saat süren tarihi konuşmasıdır.
Türk Gençliğine Bıraktığımız Kutsal Armağan
Saygıdeğer baylar, sizi, günlerce işlerinizden alıkoyan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonu tarihe mal olmuş bir dönemin öyküsüdür. Bunda, ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebilmiş isem kendimi mutlu sayacağım
Baylar, bu söylevimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.
Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.
Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyorum.  
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı!
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!



12 Ekim 2019 Cumartesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Artık geri adım atmayacağız, kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. dedi.


TÜRK ORDUSU İLK HEDEFİNİZ YPK/PKK VE DEAŞ TERÖR ÖRGÜTLERİNİ YOK ETMEKTİR.

Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK), Suriye Milli Ordusu ile Suriye'nin kuzeyinde YPG/PKK ve DEAŞ terör örgütlerine karşı başlatılan harekat başarılı bir şekilde devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Artık geri adım atmayacağız, kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3. Parlamento Başkanları Konferansı Açılış Resepsiyonu’nda konuştu.
Erdoğan, "911 kilometre sınırımız olan ve Suriye rejiminin dahi kabul etmediği PYD-YPG'ye karşı attığımız adımı kesinlikle durdurmayacağız. Kim ne derse desin durdurmayacağız. Kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz artık geri adım atmayacağız." ifadelerini kullandı
"TERÖR YÜZ YILIMIZIN VEBASIDIR"
Erdoğan, sahip olunan ortak medeniyet birikiminin yeniden insanlığın kutup yıldızı haline getirilebileceğini vurgulayarak, şunları söyledi:


Son dakika... Milli Savunma Bakanı Akar ve komutanlar sınır hattında
Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı ile hedef aldığı "Suriye Demokratik Güçleri" (SDG) aslında 2017'de Amerika'nın tavsiyesiyle kurulmuş bir çatı örgüt
Fırat Kalkanı Operasyonu sonrası sıkışan YPG terör örgütü, isim değişikliğine gidip bu adı almıştı. Örgüt, o dönemden sonra da özellikle Amerika'nın desteği ile Suriye'de önemli kazanımlar elde etti.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve TSK Komuta Kademesi, Kara Kuvvetleri Komutanlığının sınır hattı yakınındaki Harekat Merkezine gelerek Barış Pınarı Harekatı’ndaki son durumu bir kez de sahada inceledi. Faaliyetlere ilişkin bilgi alan, talimatlar veren Akar ve Komutanların Harekat Merkezi’ndeki çalışmaları sabahın ilk ışıklarına kadar devam etti.
Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile gece Şanlıurfa’ya geldi. Şanlıurfa Gap Havalimanı’ndan sınır hattı yakınındaki Kara Kuvvetleri Komutanlığı İleri Müşterek Harekat Merkezi’ne geçen Akar ve TSK Komuta Kademesi, harekata katılan birliklerin komutanlarıyla toplantı yaptı. 
Barış Pınarı Harekatı’nda gelinen son durumu bir kez de sahada inceleyen Akar ve komutanlar, talimatlar verdi. Akar ve TSK komuta kademesinin Harekat Merkezi’ndeki yoğun mesaisi sabahın ilk ışıklarına kadar devam etti. Barış Pınarı Harekatı’nda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin önemli bir mücadele verdiğini ifade eden Akar, “Vatanımız ve milletimiz için bir kez daha başaracağız.” dedi.
ABD’nin gözlem noktasına ise herhangi bir atış söz konusu değil”
Akar, Harekat Merkezi’nden çıkışında AA muhabirinin "ABD'nin gözlem noktasına atış yapıldığı" yönünde ortaya atılan iddiaları sorması üzerine şunları kaydetti: 
"ABD gözlem noktasının yaklaşık 1000 metre güney batısındaki tepelerden Suruç’un güneyindeki sınır karakollarımıza Doçka ve havan tacizleri yapıldı. Meşru müdafaa kapsamında karşılık verilerek atışların yapıldığı terör mevzileri ateş altına alındı. ABD’nin gözlem noktasına ise herhangi bir atış söz konusu değildir. Atış öncesinde de ABD üssüne yönelik zarar verilmemesi için her türlü tedbir alınmıştır. ABD tarafından konunun tarafımıza iletilmesi sonucu tedbiren ateşler kesilmiştir. Kesinlikle ABD ve koalisyon askerinin vurulması söz konusu değildir. Zaten karargahlarımızla ABD’liler arasında gerekli koordinasyon yapılmaktadır."
Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 415 
Öte yandan Milli Savunma Bakanlığı, terör örgütü PKK/PYD-YPG mevzilerinin karadan ve havadan vurulduğu harekatta etkisiz hale getirilen terörist sayısının 415’e ulaştığını açıkladı.
Barış Pınarı Harekatı, Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, BMGK’nin terörle mücadeleye yönelik kararları ile BM sözleşmesinin 51’inci maddesinde yer alan “Meşru Müdafaa Hakkı” çerçevesinde yapılıyor. Önceki harekatlarda olduğu gibi Barış Pınarı Harekatı da Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra ediliyor.
Planlama ve icrasında sadece teröristlerle bunlara ait barınak, sığınak, mevzii, silah, araç ve gereçlerin hedef alındığı harekatta, sivil/masum kişilerin ve harekat bölgesindeki tarihi, kültürel, dini yapılar, altyapı tesisleri ile bölgede bulunması muhtemel dost/müttefik ülke unsurlarının ve çevrenin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösteriliyor.
Barış Pınarı Harekatı ile sadece sınırların ve milletin güvenliğine değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Hristiyanlar, Aramiler ve Yezidiler, Keldaniler gibi diğer dini ve etnik grupların da güvenliğine çok büyük önem atfediliyor.
 Görüntüler El-Bab'dan! Suriye Milli Ordusu yola çıkıyor.


El-Bab'dan, Fırat'ın doğusuna doğru hareket etmeye hazırlanan Suriye Milli Ordusu birliklerinin görüntüleri yayınlandı.
Barış Pınarı Harekatı kapsamında YPG-PKK'ya ait terör örgütü hedefleri havadan ve karadan vuruldu. Köyler birbiri ardına terörden arındırılmaya başlandı. O köylerden Resulayn'daki Kişto köyünde terör örgütü YPG-PKK'nın kazdığı bir tünel ortaya çıkarıldı

6 Ekim 2019 Pazar

Hollanda bundan sonra NETHERLANDS ismi ile anılacak

HOLLANDA RESMEN İSMİNİ DEĞİŞTİRDİ.
BUNDAN SONRA NETHERLANDS İSMİ KULLANILACAK.

Hollanda alınan resmi kararla tarihi açıdan ülkenin batı kıyısındaki bölgesini ifade eden 'Holland' adının yerine, ülkenin tamamını temsil eden 'Netherlands' ismini kullanacak.

Hollanda yönetimi küresel imajını yeniden şekillendirme planı kapsamında 'Netherlands' adını ülkenin resmi ismi olarak kullanma kararı aldı. 
Netherlands dünya genelinde kullanılsa da ülkenin resmi adı Holland olarak yer alıyordu. Amsterdam merkezli yayın kuruluşu Adformatie'de yer alan habere göre, söz konusu karar Hollanda isminin uyuşturucu ve Red Light Sokağı ile anımsatması sebebiyle alındı.
Ülkenin imajı 'Netherlands' ismiyle şekillenirken beraber ülke ile özdeştirilen olumsuz ön yargıların sona ereceği düşünülüyor.
HOLLAND İLE NETHERLAND TARTIŞMASI NEREDEN KAYNAKLANIYOR? 
Peki Holland ile Netherlands arasında ne fark var? Aslında açıklaması çok basit. Netherlands ülkenin adı. Holland ise bu ülkede yer alan iki ayrı idari bölgeye verilen isim. Tartışmaya konu olan Amsterdam, Holland bölgesi içerisinde yer alan bir şehir olduğu için, aslında bu ülkenin vatandaşlarının önemli bir bölümü zaten ülkeye Holland denmesini doğru bulmuyordu.
TÜRKÇE'DE HOLLANDA YERİNE HANGİ İSİM KULLANILACAK?
Peki şimdi akıllara gelen ilk soru: Türkçe'de Hollanda olarak kullandığımız ülkenin ismine bundan sonra ne diyeceğiz? Türkiye, diplomatik olarak yabancı dildeki yazışmalarda elbette ülkeyi Netherlands ismiyle tanıyor. Fakat resmi olarak bu ülkenin Türkçe'deki ismi Hollanda. 
Bu konuda belki de ilk yakın örnek Azerbaycan'ın uzun süredir bu ülke için kullandığı isim: Niderland. 
HOLLANDA HAKKINDA NE BİLİYORUZ:

Hollanda Krallığı bir kuzey batı Avrupa ülkesidir. 
Denizaşırı ülke olan Hollanda’nın Karayiplerde’de toprakları bulunurken, kuzey denizi, Belçika ve Almanya anakaranın komşu ülkeleridir. 
Hollanda yani anakara topraklarının büyük kısmı %38 si deniz seviyesinin altındadır. 
Ülkede çok sayıda köprü ve kanal bulunur.   
Önemli bir tarım ülkesidir.  
Toprakların % 32 si tarım için kullanılmaktadır. 
Özellikle süt ve süt ürünlerinde ileri seviyelerdedir.  
Hollanda dünyanın en büyük çiçek üretici ülkeleri arasında yer alır.
Kömür madenleri ve tuz yatakları ise Hollanda yer altı kaynaklarının diğer kısmını oluşturur.
Gemi üretimi Hollanda ekonomisini can damarını oluştururken ülke de bulunan 300 den fazla tersane önemli bir gelir kaynağıdır. 
Hollanda ekonomisi güçlü bir ekonomidir.
Hollanda dünyanın en fazla ihracat yapan 10 ülkesinden biridir. Ekonomi olarak ise 16. Büyük ekonomidir.  
Her mevsimde ziyaret etme imkânı bulunan Hollanda’nın en önemli şehirleri ise Den Haag, Rotterdam, Utrecht, Eindhoven, Groningen, Harlem, La Haye ve Amsterdamdır. Rotterdam kenti Avrupa’nın en büyük limanlarından birisine ev sahipliği yaparken Hollanda ticaretinin nefes alıp verdiği önemli bir şehirdir.  
Hollanda Turizmi Hakkında
Yıl boyunca 10 milyon turist ağırlayan sürprizlerle dolu bir ülkedir.
 Hollanda. 6000 civarında ihtişamlı binalara kurulmuş, 50 den fazla müzesiyle kültüre merakı olan kişilerin zevklerini daha da incelikli hale getirmektedir. 
Dünyanın en büyük çiçek ihracatını yapan ülke hakkında hayal kurmaya başlasak nasıl olurdu acaba? Venedik’ten daha fazla kanala, Paris’ten çok daha fazla köprüye sahip ülkede çok çeşitli çiçek kokularıyla dolaşmak nefes kesici olmaz mıydı? 

Avrupa’nın en güzel şehirlerinden birisine şüphesiz Hollanda sahiptir. 
Amsterdam. Evet, Avrupa’nın bu en güzel şehri dünya üzerinde en çok ziyaret edilen 5. yerdir. Amsterdam yıl boyunca ise 4. 2 milyon turist ağırlar. İlk görüşte hemen etkilenebilirsiniz Avrupa’nın bu sessiz ve şirin ülkesinden. Tarihi binaların ihtişamına kapılabilir, sevimli çatıları ve pencereleri ile daracık uzun binalarının butikliğinden gözlerinizi alamayabilirsiniz. Yine Hollanda’yı ziyaret etme sebepleriniz bununla da son bulmayacaktır. Özgürlükler ülkesi desek acaba aklımıza Hollanda gelir mi?  Eğer bu gibi bir soruyla karşılaştığımız zaman aklımıza Hollanda gelmiyorsa, artık getirmeliyiz. Sebebi ise kişiye göre tuhaf gelebilir. Şöyle ki Hollanda, dünyanın diğer ülkelerin de yasak ve ayıp olarak algılanan birçok şeyi serbest bırakmasıyla ünlüdür. Bu nedenle her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden gelmekte olan turistlerin akın ettiği bir ülkedir. Ülkede keyif verici birçok madde serbesttir örneğin. Ayrıca Hollanda, vatandaşlarının cinsel tercihlerine hoşgörü ile yaklaşmaktadır. Tüm bu Hollanda’yı ziyaret etme seçenekleri arasına, sizde yeni bir şeyler ekleyerek çok çeşitli hale getirebilirsiniz.
Dünya da çok az ülke, ağırladığı turistlere yardımcı olabilecek donanıma sahiptir. Hollanda, ülkelerine gelen turistlerin gönlünü yapmaya çalışırken, ıssız yerlerde pek bulunmamanız şartıyla Avrupa’nın en güvenilir ülkesi diyebiliriz. 
Ayrıca Nisan ve Mayıs ayında yapılmakta olan lale festivalini unutmamanızı öneririz. Yine dünyanın en büyük limanı Hollanda’nın, Rotterdam kentindedir. Meydanlarda sıkça rastlayacak olduğunuz açık hava konserleri ise gönlünüzü hoş tutacaktır.
Hollanda Vizesi Hakkında
Hollanda vizesi, Hollanda seyahatinde bulunacak olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için zorunlu olan bir uygulamadır. İki ülke arasında vize uygulaması bulunurken Hollanda vizesi bulunmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Hollanda seyahatlerinin gerçekleşmesi mümkün olmayacaktır, Türkiye Cumhuriyeti resmi pasaport sahibi kişiler (yeşil, gri, siyah) ise 90 günü geçmeme ön koşulu ile Hollanda vize işlemlerinde muaftır. Hollanda vizesiHollanda vize işlemleri için çalışmalar yürütmekte olan kurumlar aracılığı ile alınabilirken aynı zamanda Hollanda Konsolosluğu haftanın belirli gün ve saatlerinde şahsi başvuruları kabul etmektedir. Hollanda vizesi için seyahat başlangıç tarihinizden en az 15 gün önce müracaat etmiş olmanız seyahat tarihinizin esneklik göstermemesini sağlayacaktır.
Hollanda Konsolosluğu Hakkında
Türkiye’de bulunan Hollanda Konsoloslukları başkent Ankara ve İstanbul’da faaliyetlerini sürdürmektedir. Hollanda Büyükelçiliği Ankara’da bulunurken Büyükelçiliğinin içerisinde bulunan konsolosluk bölümü Hollanda vize işlemlerine yönelik hizmetlerin de verilebildiği bir kurumdur. Hollanda vizesi için Hollanda Büyükelçiliği Ankara Konsolosluk bölümü kullanılabilirken aynı zamanda Hollanda Başkonsolosluğu İstanbul’da Hollanda vizesi işlemleri için çalışmalar yürütür. Aynı zamanda Hollanda Konsoloslukları Hollanda ile Türkiye arasında bulunan ikili ilişkileri, ticari faaliyetleri ve dostluk ilişkilerini geliştirip, iyileştirirken Türkiye’de bulunan Hollanda vatandaşlarının tüzel ve özel kişiliklerini, hak ve menfaatlerini korur. Yine Türkiye’de bulunan Hollanda vatandaşları pasaport yenileme, kimlik düzenleme gibi gelişmelerde Hollanda Konsolosluklarının hizmet alanı içerisindedir. Hollanda Konsoloslukları kısıtlı bir şekilde Hollanda vizesi başvurularını kabul ederken, Hollanda vizesi başvuruları büyük oranda Hollanda vize işlemleri için çalışmalar yürüten temsilcilikler aracılığıyla gerçekleşmektedir.
Ayrıca bu web sitesinin Büyükelçilik ve Konsolosluk ile ilgili bölümlerinde; Hollanda Başkonsolosluğu İstanbul adresHollanda Başkonsolosluğu İstanbul telefon ve Hollanda Başkonsolosluğu hakkında detaylı bilgiler, aynı şekilde Hollanda Büyükelçiliği Ankara adresiHollanda Büyükelçiliği Ankara telefon, Hollanda Büyükelçiliği Ankara hakkında detaylı bilgiler ve Hollanda Büyükelçiliği Ankara Konsolosluk bölümüne dair bilgileri edinebilirsiniz.  


Kuzey Kore bu kez denizden fırlattı!

Kuzey Kore Savunma Bilimleri Akademisinin, Doğu Denizi'nin (Japon Denizi) Wonsan koyu açıklarındaki sularda, "Pukguksong-3" adı verilen yeni bir tür, denizaltından fırlatılan balistik füzeyi (SLBM) "başarıyla" denediği belirtildi.
Füzenin, "dikey şekilde" fırlatıldığı kaydedilen haberde, "Deneme atışı, yeni tasarlanan balistik füzenin temel taktik ve teknik endekslerini bilimsel ve teknik olarak doğruladı, komşu ülkelerin güvenliğine olumsuz etkisi olmadı." ifadesi kullanıldı.
KCNA'nın haberinde, deneme, "Kuzey Kore'ye yönelik dış güçler tehdidini kontrol altına almada ve öz savunma için askeri gücün daha da artırıldığı yeni bir aşamaya girilirken önemli bir gelişme" olarak nitelendirildi. 
Haberde, füzenin fırlatılışını yerinde izlemeyen Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un, denemenin ardından "içten tebriklerini"
gönderdiği aktarıldı. 
Kuzey Kore, 2016'dan bu yana ilk kez dün fırlattığı SLBM ile bu yıl 11. kez füze denemesi gerçekleştirmiş oldu. 
Japonya, füzenin havada ikiye ayrıldıktan sonra denize düşmüş olabileceği değerlendirmesinde bulunmuştu.
Kuzey Kore hükümeti, önceki gün Washington ve Pyongyang yönetimlerinin nükleer konusu üzerine 4 Ekim'de ön görüşme ve 5 Ekim'de çalışma düzeyinde müzakereler yapılması üzerine mutabık kaldığını açıklamıştı.
KAYNAK: