30 Mayıs 2018 Çarşamba

Milli Görüş Camiası ANA AKIM Partisi Lideri, Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu'ndan, gündemi sarsacak "Çok Cesur İddialar ve MÜTHİŞ İTİRAFLAR" 29 Mayıs, SP Milletvekili Adayları Tanıtım Toplantısı

Temel Karamollaoğlu'ndan 15 Temmuz iddiası: AK Partinin yüzde 70'i içeri girer
Saadet Partisi’nin Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu dün İzmir’de milletvekili adaylarının tanıtıldığı toplantıda konuştu. 
Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu; Partisinin "İzmir Milletvekili Adayları Tanıtım Toplantısında yaptığı Konuşmada çok cesur açıklamalar yaptı ve özellikle 15 Temmuz konusunda müthiş iddialarda bulundu. İşte, Temel Karamollaoğlu'nun iddiaları: AK Partinin yüzde 70'i içeri girer Temel Karamollaoğlu'ndan 15 Temmuz iddiası: AK Partinin yüzde 70'i içeri girer. 16 sene iktidarda kalan bir partinin problemleri çözemeyeceğini ve gerilemeye başlayacağını söyleyen Temel Karamollaoğlu şöyle dedi:
'MİLLETİN HIŞMINA UĞRAR'
“İktidarın kendi iradesiyle ‘Benim pilim bitmiş kenara çekilmem kendimi yeniden dizayn etmem lazım’ demesi lazım. İktidardan ayrılacak, oturacak ve ‘Ben nerede hata yaptım’ diye düşünecek. Sonra yeniden ayağa kalkmaya çalışacak. Ama ‘Ben iktidarda kalacağım’ diye ısrar ederse milletin hışmına uğrar.” 15 Temmuz darbe girişimine değinen Temel Karamollaoğlu, “15 Temmuz kalkışması ile de mücadele edemediler. İşin içine giremiyorlar çünkü fazla girdikleri zaman kabak başlarında patlıyor. Ciddi manada bu meseleyi ele alırlarsa AK Parti’nin yüzde 70’i içeri girer. Bu kadar çelişkilerle donatılmış bir yönetim Türkiye’nin başına hiç gelmedi” dedi.
'YÖK KALDIRILMALI'
Konuşması bittikten sonra sosyal medyadan kendisine yöneltilen soruları da yanıtlayan Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nı eleştirerek, YÖK’ün kaldırılması gerektiğini savundu.
İNGİLİZ EŞİ İLE ETKİNLİĞE KATILDI
Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu eşi Ayşe Yasemin Karamollaoğlu’nun İngiliz kökenli olmasından dolayı ailesine hakarete varan sözler sarf edildiğini belirterek şöyle konuştu: “İngiltere’de üniversite eğitimi aldım. Orada eşimle evlendim. Kendisi bana en büyük destek veren kişi. İnancında ve yaşantısında çok titizdir. hem Müslüman hem de Türk vatandaşı oldu. evleneli 53 yıl oldu. Benim çocuklarımın çoğu 50 yaşının üzerinde. Bunu gizleyecek halim de yok.” Temel Karamollaoğlu eşi ile birlikte partisinin bir etkinliğine katıldı.

22 Mayıs 2018 Salı

KORKUNÇ İDDİA VE ASRIN SKANDALI!.. "CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar, Iğdır Ovası’nın tamamını İsraillilerin satın aldığını açıkladı." BU NE YAMAN ÇELİŞKİ? GAFLET, DALÂLET VE HIYANETİ VATANİYE!..

Iğdır Ovası'nın tamamını İsrailliler aldı!
CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar flaş bir iddiada bulunarak Iğdır Ovası’nın tamamını İsraillilerin aldığını açıkladı.
CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar, “Iğdır Ovasının tamamını İsrailliler aldı. Harran Ovasının yarıdan fazlasını İsrailliler satın aldı. Türkiye’deki ekili alanlarımızın önemli bir bölümünü İsrailliler satın alıyor. Karacahisar Köyünün o termik santralin yapılacağı yerden Bodrum’a kadar olan arazinin birileri tarafından satın alındığını öğrendik” dedi.
CHP Muğla milletvekilleri Nuretttin Demir, Ömer Süha Aldan, Tolga Çandar TBMM’de ortak basın toplantısı düzenledi. Nurettin Demir, Muğla’da yaşanmakta olan özelleştirme sırasında emeğini savunan 5 bin dolayındaki işçiye ve ailelerine Milas’ta demokratik haklarını sokakta seslerini duyurdukları için hükümetin özellikle yerel güvenlik ekibi tarafından hunharca saldırıldığını iddia ederek, “Bu yapılan insanlık dışı uygulamaları kınıyoruz. Sözde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Hükümeti kâr eden bir kurumu babalar gibi satmaktadır” dedi.
“KARACAHİSAR'DAN BODRUM’A KADAR OLAN ARAZİNİN BİRİLERİ TARAFINDAN SATIN ALINDIĞINI ÖĞRENDİK”
Tolga Çandar da, “Karacahisar Köyünün arazi sınırında Karacahisar Köyünün o termik santralin yapılacağı yerden Bodrum’a kadar olan arazinin birileri tarafından, sessiz sedasız satın alındığını öğrendik” diyerek şöyle devam etti:
Bu satın alan firmanın kim olduğunun açıklanmasını bekliyoruz. Bu firmanın özellikle hangi ulusa ait olduğunun açıklanmasını istiyoruz. Bu ulusun Iğdır Ovasının tamamını satın alan ulusla aynı olma ihtimali nedir? Iğdır Ovasının tamamını İsrailliler aldı. Harran Ovasının yarıdan fazlasını İsrailliler satın aldı. Türkiye’deki ekili alanlarımızın önemli bir bölümünü İsrailliler satın alıyor. Ya kendileri ya da buradaki ortak firmaları. Muğla TKİ sınırlarından Bodrum’a kadar olan bölümü yani golf arazisi diye daha önce ayrılan bölümü hangi ulusun şirketi ve kimlerle ortaktır? Bu arazileri yok pahasına metrekaresini 2 liradan 3 liradan topladılar. Bu satılan arazilerden önemli bir bölümü birinci derecede doğal SİT alanıdır. Bölge halkının arazilerine yok pahasına el konulmuştur.
Ömer Süha Aldan da, “Özelleştirilmek istenen santraller ayda 2 gününü maliyetlerine harcıyorlar 28 günü kardır. Yani böyle bir işletme özelleştirilecektir” diye konuştu. Basın toplantısını izlemekte olan bir basın mensubunun, “Başbakan ile ilgili açıklamalarınız oldukça tepki almıştı, ne diyorsunuz?” sorusuna Çandar, “Bir hafta geçti. Diyen gitti derler bizim orada, Ege’de öyle derler. O bir halk deyimidir. Bir küfür değil” yanıtını verdi.
Kaynak: Iğdır Ovası'nın tamamını İsrailliler aldı!
https://www.siyasetcafe.com/igdir-ovasinin-tamamini-israilliler-aldi-35163h.htm
HAYDİ BAKALIM "BİRİLERİ BU REZİLLİK, YALANCILIK, İKİYÜZLÜLÜK VE SOYTARILIĞI" AÇIKLASIN! 'CEYHAN'DAN İSRAİL'E PETROL SEVKİYATI'!..
(© REUTERS / Ümit Bektaş 20.05.2018)
YENİKAPI'DA 18 MAYIS CUMA GÜNÜ DÜZENLENEN "KUDÜS MİTİNGİ'NDEN" SADECE BİR GÜN SONRA!..
TankerTrackers sitesinin paylaşımlarına göre Yenikapı'da cuma günü düzenlenen Kudüs mitinginden (İsrail-i protesto, Zulme Karşı Lânet ve Kudüs'e Destek Toplantısından ve/veya İç Siyasete Mesaj Amaçlı Gösteriden" 1 gün sonraABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması Gazze'deki saldırılar ve ölümler sonrası ilişkilerin bir kez daha bozulduğu İsrail'e (utanmadan, zerre kadar haya etmeden ve hiç kimseden korkmadan) petrol sevk edildi.
HANİ "ZULME KARŞI LÂNET, KUDÜS'E DESTEK" 
Cumhuriyet gazetesinin aktardığına göre TankerTrackers sitesinin yaptığı son paylaşımlar Yenikapı'da cuma günü düzenlenen ve İsrail'in Gazze'deki saldırılarını protesto etmeyi amaçlayan 'Zulme Lanet Kudüs'e Destek' mitingden 1 gün sonra İsrail'e Ceyhan'dan 1 milyon varil petrol sevk edildiğini gösterdi.
Iğdır Ovası'nın tamamını İsrailliler aldı!
CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar flaş bir iddiada bulunarak Iğdır Ovası’nın tamamını İsraillilerin aldığını açıkladı.
TAM'DA, "VATANA İHANET VE HAİN DÜŞMANA HAYATİ DESTEK" İŞTE BU OLSA GEREK!..
CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar, “Iğdır Ovasının tamamını İsrailliler aldı. Harran Ovasının yarıdan fazlasını İsrailliler satın aldı. Türkiye’deki ekili alanlarımızın önemli bir bölümünü İsrailliler satın alıyor.
Karacahisar Köyünün o termik santralin yapılacağı yerden Bodrum’a kadar olan arazinin birileri tarafından satın alındığını öğrendik” dedi.CHP Muğla milletvekilleri Nuretttin Demir, Ömer Süha Aldan, Tolga Çandar TBMM’de ortak basın toplantısı düzenledi. Nurettin Demir, Muğla’da yaşanmakta olan özelleştirme sırasında emeğini savunan 5 bin dolayındaki işçiye ve ailelerine Milas’ta demokratik haklarını sokakta seslerini duyurdukları için hükümetin özellikle yerel güvenlik ekibi tarafından saldırıldığını iddia ederek, “Bu yapılan insanlık dışı uygulamaları kınıyoruz.AKP Hükümeti kar eden bir kurumu babalar gibi satmaktadır” dedi.
“BODRUM’A KADAR OLAN ARAZİNİN BİRİLERİ
TARAFINDAN SATIN ALINDIĞINI ÖĞRENDİK”

Tolga Çandar da, “Karacahisar Köyünün arazi sınırında Karacahisar Köyünün o termik santralin yapılacağı yerden Bodrum’a kadar olan arazinin birileri tarafından satın alındığını öğrendik” diyerek şöyle devam etti:“Bu satın alan firmanın kim olduğunun açıklanmasını bekliyoruz. Bu firmanın özellikle hangi ulusa ait olduğunun açıklanmasını istiyoruz. Bu ulusun Iğdır Ovasının tamamını satın alan ulusla aynı olma ihtimali nedir?
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE'M; Iğdır Ovasının tamamını İsrailliler aldı. 
Harran Ovasının yarıdan fazlasını İsrailliler satın aldı. Türkiye’deki ekili alanlarımızın önemli bir bölümünü İsrailliler satın alıyor. Ya kendileri ya da buradaki ortak firmaları. Muğla TKİ sınırlarından Bodrum’a kadar olan bölümü yani golf arazisi diye daha önce ayrılan bölümü hangi ulusun şirketi ve kimlerle ortaktır?
Bu arazileri yok pahasına metrekaresini 2 liradan 3 liradan topladılar. Bu satılan arazilerden önemli bir bölümü birinci derecede doğal SİT alanıdır. Bölge halkının arazilerine yok pahasına el konulmuştur.”Ömer Süha Aldan da, “Özelleştirilmek istenen santraller ayda 2 gününü maliyetlerine harcıyorlar . 28 günü kardır. Yani böyle bir işletme özelleştirilecektir” diye konuştu.
Bir basın mensubunun, “Başbakan ile ilgili açıklamalarınız oldukça tepki almıştı, ne diyorsunuz?” sorusuna Çandar, “Bir hafta geçti. Diyen gitti derler bizim orada, Ege’de öyle derler. O bir halk deyimidir. Bir küfür değil” yanıtını verdi. Kaynak: Iğdır Ovası'nın tamamını İsrailliler aldı!
https://www.siyasetcafe.com/igdir-ovasinin-tamamini-israilliler-aldi-35163h.htm

İŞTE, CENNETTEN BİR KÖŞE: Iğdır Ovası
Iğdır Ovası: Bu ova adından da anlaşılacağı üzere Iğdır ilinde bulunmaktadır. Iğdır ovasının bir diğer adı Sürmeli Çukurudur. Aras Dağlarının Aras Irmağı’na inen eteklerinde ve Büyük Ağrı Dağının güneyine uzanır. Kuzeyden Aras Irmağıyla sınırlanan ova, doğu batı doğrultusu ile bir kısmı İran topraklarına giren, yer yer engebeli düzlüklerden oluşmuştur. Iğdır Ovası, Aras Irmağı tarafından yanlan Erzurum Horasan oluğunun bir uzantısıdır. 700-1.000 m yükseltide bir çöküntü alanıdır. Geç oluşan Alpin faylanma sonucu olarak Pliosen dönemi başlarında oluşmuştur. Güneyde kalan kısım, Büyük Ağrı Dağı eteklerinde lavlarla örtülüdür. Aras Irmağı boyunda kum çakıl ve kil depoları vardır. Sulama Aras Irmağı üstünde bir regülatör aracılığıyla ovaya yayılan kanallarla yapılır. Ortalama çok düşük bir yağış (252 mm) alan ovada, elverişli sıcaklık koşulları ile sulama sonucu tahılların ile şeker pancarı, pamuk benzeri endüstri bitkileriyle elma, kayısı, armut gibi meyveler yetiştirilir
Iğdır Ovası Bitki Yetiştiriciliği: 
3539 km² arazisi olan Iğdır ovasının Iğdır ilindeki toprakların % 26'sı (922 km²) ova arazisinden oluştuğu görülür. Bu ovalık alanın yaklaşık olarak 73.768 ha'lık bir kısmı ekilen ve dikilen tarım alanlarından oluşur. 1953 senesinde Iğdır ovasında başlatılan sulama projesi ovaya ekonomik önem kazandırmıştır. Ovanın doğu bölümünde devam eden sulama ve arazi ıslah çalışmalarıyla tarım faaliyetleri batı bölümüne göre daha geri kalmıştır
Iğdır ovasında yetiştirilen ürünler içinde endüstri bitkileri daha fazladır. Bu ürünler içinde en önemli olanları ise şeker pancarı, pamuk ve ayçiçeğidir. Şeker Pancarı, 1956 yılında Erzurum Şeker Fabrikasının açılması ile 1958 yılından sonra, Iğdır ovasında ekilmeye başlanmıştır. Endüstriyel bitkiler içerisinde tarımı en çok yapılan bitki olmakla birlikte, Iğdır'da şeker fabrikasının bulunmaması nedeniyle komşu iller olan Kars, Ağrı ve Erzurum'daki şeker fabrikalarına gönderilir. Şeker pancarının komşu illere gönderilmesi nedeniyle yıllık ürün kaybı oluşmaktadır. Toprak Mahsulleri Ofisi, çiftçiyi, son zamanlarda şeker pancarı yerine ayçiçeği ekmeye yönlendirmektedir.
Ekilen Diğer Bitkiler: 
Iğdır Ovasında, tarımı çok eski olan ve Ortaçağ'a kadar giden diğer bir sanayi bitkisi pamuktur. Şeker pancarıyla ayçiçeği tarımının geliştirilmesiyle ekim alanı az olan pamuğu eken çiftçi sayısı şu an bir elin parmağını geçmiyor. Iğdır Ovası ve çevresinde önemi olan tahıl, tarım arazilerin yaklaşık % 55'inden fazla bir alanda yapılıyor. Buğdaydan sonra en fazla ekilen ürün arpadır. Hayvan yemi olarak kullanılan arpa, daha çok dağlık alanlarda ekilir. Arpadan başka mısır ve çeltik gibi ürünlerde ekiliyor. Ancak bunların ekonomik değeri çok fazla değildir.
https://www.ova.gen.tr/igdir-ovasi.html

19 Mayıs 2018 Cumartesi

Atatürk Cumhuriyeti ve Türk İnkılâbı'nın En Önemli ve En Anlamlı Bayramlarından Biri..."HAYIRLI VE KUTLU OLSUN" Cumhuriyet, Adalet Ahlâkı, Hukuk ve Demokrasi Ebed-Müddet Yaşasın


GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ, HAYALİ CİHAN DEĞER
BİR AN ACI DUYAR İNSAN,  SEVMİŞSE BİRAZ EĞER
ANLAR Kİ GEÇENLER,  RÜYA DEĞİLMİŞ MEĞER
RÜYA OLSA BİLE,  O GÜNLERİN HAYALİ DEĞER

19 Mayıs 1919 Kurtuluş Savaşı için ilk adımın Samsun'da atıldığı ve toprakları düşman kuvvetlerince işgal edilen vatani kurtaracak mücadelenin başladığı tarihtir. Türk milletine bağımsızlığı, çağdaşlığı ve demokrasiyi getiren Mustafa Kemal ATATÜRK'ün gençliğe armağan ettiği ve 1938′den beri "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanan 19 Mayıs bayramı bütün milletimize kutlu olsun.

ULUSAL HABER & ULUSAL AJANS

16 Mayıs 2018 Çarşamba

GAZZE YANIYOR. AMERİKA VE İSRAİL MEYDAN OKUYOR!..Türkiye'nin hamlesi sonrası ABD'den ilk açıklama!

Türkiye'nin hamlesi sonrası ABD'den ilk açıklama!.. 
Amerika Birleşik Devletleri'nin çılgın başkanı İsrail ideallerinin sadık savunucusu Trump yönetiminin İsrail büyükelçiliğini "İslâm âlemine tam bir meydan okuma anlamına gelen" Tel Aviv’den Kudüs’e taşımasıyla birlikte, Ankara-Washington arasındaki krizlere bir yenisi daha eklenmiş oldu. ABD’nin kararına tepki olarak Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç istişareler için Türkiye’ye geri çağrıldı. Kılıç'ın istişareler için Türkiye’ye geri çağırmasıyla ilgili olarak ilk yorum Pentagon'dan geldi. Sözcü Pahon, Türkiye’nin büyükelçisini çağırma kararının Washington ile Ankara arasındaki işbirliğini etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin soru karşısında, “Yakın NATO müttefikimiz Türkiye ile çeşitli ortak güvenlik kaygılarımız konusunda birlikte çalışmaya devam ediyoruz. DEAŞ’ı yenmeye dönük operasyonlarda vazgeçilmez bir ortak olmayı sürdürüyorlar” dedi.
Büyükelçilik açılışı için dün yaptığı yazılı açıklamada “Gururla kutluyorum” ifadesini kullanan ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, dışişleri bakanlığı koltuğuna oturduktan sonra ilk ziyaretini İsrail’e yapmıştı. Bugüne kadar ABD Başkanı Donald Trump’ın pek çok dış politika hamlesine tepki göstermekten kaçınmayan ABD Kongresi’nde ise Kudüs ve Gazze’de yaşananlar konusunda büyük ölçüde sessizlik hakim. Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın ne kadar süreyle merkeze çağrıldığını kestirmek güç. Ankara en son 2010 yılında Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin tasarının ABD Temsilciler Meclisi’nin Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilmesinin ardından o zamanki Washington Büyükelçisi Namık Tan’ı geri çağırmıştı.
ABD ZİYARETİ
Büyükelçi Kılıç’ın istişareler için Ankara’ya çağrıldığı ortamda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bir süredir planlanan Pompeo randevusu için Washington’a gelmesini beklemek gerçekçi değil. ABD ile Menbiç’te varılan anlayış birliğinin hayata geçirilmesi için Pompeo ile kapsamlı görüşmelere bir an önce başlamak isteyen Ankara, Çavuşoğlu’nun Washington ziyareti için tarih bekliyordu. Pompeo bakanlık koltuğuna oturduğunun ertesi günü gittiği Brüksel’deki NATO Dışişleri Bakanları toplantısı marjında (27 Nisan) Çavuşoğlu ile kısa bir görüşme yapmıştı. O görüşmenin ardından Çavuşoğlu’nun mayıs ayında Washington’a gelmesi konusunda prensipte mutabık kalınmıştı. Gazze'deki protestolara İsrail'in kanlı müdahalesinde, en az 60 kişi yaşamını yitirdi. Büyükelçilik açılışının kendisi kadar, açılış nedeniyle Kudüs ve Gazze’de aralarında çok sayıda çocuğun bulunduğu protestoculara karşı, İsrail’in kullandığı ağır şiddet karşısında ABD’nin sessiz kalması da Ankara açısından sorunu derinleştiren bir faktör.
İLK YORUM PENTAGON’DAN
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un Sözcüsü Eric Pahon, Türkiye’nin büyükelçisini çağırma kararının Washington ile Ankara arasındaki işbirliğini etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin soru karşısında, “Yakın NATO müttefikimiz Türkiye ile çeşitli ortak güvenlik kaygılarımız konusunda birlikte çalışmaya devam ediyoruz. DEAŞ’ı yenmeye dönük operasyonlarda vazgeçilmez bir ortak olmayı sürdürüyorlar” dedi.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, İsrail’in Washington Büyükelçiliği tarafından düzenlenen ‘bağımsızlık günü’ resepsiyonuna katıldı.
WASHINGTON’DAKİ RESEPSİYON KUTLAMAYA DÖNÜŞTÜ
Dünyadan ABD’ye yağan tepkilere rağmen birkaç küçük çaplı protesto dışında Washington’da hayat olağan akışında devam ediyor. İsrail’in Washington Büyükelçiliği tarafından pazartesi akşamı düzenlenen ‘bağımsızlık günü’ resepsiyonu adeta Kudüs büyükelçiliği kutlamasına dönüştü. Resepsiyona katılan ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence şöyle konuştu: “İsrail’in yanındayız çünkü onun davası bizim davamızdır, onun değerleri bizim değerlerimizdir, onun kavgası bizim kavgamızdır. İsrail’in yanındayız çünkü yanlışın karşısında doğruya, kötünün karşısında iyiye, zulmün karşısında özgürlüğe inanıyoruz.” Demokratların eski başkan adaylarından Vermont Senatörü Bernie Sanders, İsrail'in, Filistinliler'e karşı uyguladığı şiddeti eleştirdi.
BERNIE SANDERS DIŞINDA KONGRE’DEN SES YOK
Genellikle cılız Arap ülkelerinden yükselen ve gerçekte, kendi iç siyasetlerine mesaj vermek amacı güden (sözde) tepkilere aldırış etmeyen ise sadece Donald Trump yönetimi değil. ABD Kongresi de büyük ölçüde bu konudaki sessizliğini koruyor. İsrail’in Filistinlilere karşı kullandığı baskı, zulüm ve şiddet konusunda şimdiye kadar tek ses Demokratların eski başkan adaylarından Vermont Senatörü Bernie Sanders’dan geldi. Sanders sosyal medyada paylaştığı mesajında, “Hamas şiddeti İsrail’in silahsız protestoculara ateş açmasını meşrulaştırmaz” yazdı. Sanders, Trump’ın ABD büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararına ilk günden karşı çıkmış ve bu adımın hem İsrail-Filistin barışı için çabalara, hem de ABD’nin barış için arabuluculuk yapma kabiliyetine balta vuracağını savunmuştu.

14 Mayıs 2018 Pazartesi

Meral Akşener Ankara’dan startı verdi İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener seçim çalışmalarını Ankara'dan başlattı.

İyi Parti Kurucu Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener Ankara’dan startı verdi...
İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener seçim çalışmalarını Ankara'dan başlattı. Akşener burada yaptığı konuşmada vaatlerini sıralarken müthiş bir iddiada da bulundu. Akşener, “ABD’ye en çok bağırıp çağıranların çocukları, torunları Amerikan pasaportu taşıyor” ifadelerini kullandı. 
(Zeynep GÜRCANLI, 14 Mayıs 2018)
ATO Congresium'daki İYİ Parti ‘Cumhurbaşkanlığı Seçim Kampanyası Başlangıç Toplantısı’nda salon hınca hınç dolu. Yoğun güvenlik önlemi var. Salona girerken dışarıda iki kez, içeride de bir kez üst araması yapılıyor. Ana salon doldu. Koridorlar da çok kalabalık. Dışarıda kalanlar için dev ekranlarda canlı yayın yapılıyor. Genel Sekreter Aytun Çıray ve Genel Başkan Yardımcıları salonda yerlerini aldı.
AÇILIŞ KONUŞMASINI AYTUN ÇIRAY YAPTI
İYİ Parti Genel Sekreter Çıray bir açılış konuşması yaparak “Milletin içinden çıkan, milletin imzaları ile aday olan ve milletin oylarıyla seçilecek Genel Başkan Akşener'in büyük vizyonunu dinleyeceğiz. Türkiye’yi yeniden güzel günlere taşımak isteyen bir liderle çalışmaktan onur duymalıyız.” dedi. Ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasına geçildi.
İLLERE CANLI YAYIN BAĞLANTISI
İYİ PARTİ Kayseri Milletvekili
Aday Adayı İSMET ÖZBAKKAL'da
toplantıya katılanlar arasında idi
Salonda her sandalyeye Türk bayrağı ve Akşener posteri bırakılmış durumda. Saygı duruşunun ardından salondaki dev ekrandan kurulan bağlantılar ile Türkiye’deki illere bağlanılarak canlı yayınlar yapıldı. Canlı bağlantılarda herkesin yüzünün güldüğü, iyimserlik havasının oluştuğu vurgulanıyor. Canlı bağlantılarda halk ‘Cumhurbaşkanı Akşener' diye slogan atılıyor. Salon da bu sloganlara katılıyor. Ardından İYİ Parti Lideri Akşener'in partiyi kurma çalışmaları ve parti kurmasından sonraki yurt gezilerine ilişkin mültivizyon çalışması ekrandan yayınlandı. Görüntülerde Akşener’in İçişleri Bakanlığı ve Meclis Başkan vekilliği yaptığı döneme de yer verildi. CHP'li 15'ler de mültivizyonda yer buldu. Akşener'in CHP'den İyi Parti'ye geçen vekillere teşekkürü salona dinletildi.
AKŞENER SAHNEYE GELDİ
İşte Akşener konuşmasına başladı. İYİ Parti Liderinin konuşmasından önemli satırbaşları; "Engelleri aşmak istiyorsan önce insanı seveceksin. İnsanı seversen tüm dağlar düz olur.. İnsanı seversen onu bizden sizden diye ayıramazsın. İnsanı se¢ersen o acı çektiğinde evinde huzur içinde uyuyamazsın. Benim çocuğum diyemezsin bütün çocuklar bizim çocuğumuzdur. Benim evim benim çocuğum diyemezsin. Başını yastığa huzur içinde koyamazsın, koymamalısın. Aziz milletimiz adaylığa karar verirken düşündüğüm tek şey vardı. Son yıllarda insanla devlet arasındaki uçurumu ortadan kaldırmak. Bugün millet yeniden büyük bir değişime ihtiyaç duymaktadır. Milletim bana güvendi sadece 6 saat içinde 100 bin imza vererek milletine sahip çıktı.
MANİFESTO ÇIKIŞI
Gittikçe artan şekilde hırpalanan insanlarımıza yalnız değilsin diyoruz. Ben burada 16 yıldır iktidarda olan hükümete eleştiren bir konuşma yapmayacağım. Bir siyasi partinin lideri iktidarının 16. Yılında millete adalet ve özgürlüğü vaat ediyorsa, sözün tükendiği yerdir. Artık bu yıpranmış defteri kapatma vakti gelmiştir
TÜRKİYE ÖZETİ YAPTI
Gençlerimizin üzerine örtülen umutsuzluk örtüsünü kaldırmak zorundayız. Devleti yönetenlerin birinci görevi devletle dünyayı buluşturmak olmalıdır. Öncelikle bilinmesi gerek ki devleti yönetmek ayrı şey gündelik siyaset ayrı şeydir. Türkiye nasıl bir ülkedir hatırlatmak isterim. Türkiye bir verdiğinizde bin veren bir ülkedir. Üzerine gelen düşmanının üstesinden gelmenin kanıtları ile dolu bir ülkedir. Türkiye dikkatleri üzerinde tutmayı hak eden üstün nitelikte bir ülkedir. Bizler Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bunu öğrendik. Kısaca Türkiye ayaklarından tutup geriye çeken olmasa zirveye çıkacak bir ülkedir. Yeter ki ülkemiz siyasetçiler tarafından değil devlet adamları tarafından yönetilsin. Güçlenen bir devlet anlayışına sahip olmalıyız. Biz bayram sofrasından bahsediyoruz çünkü milletimizin o sofranın etrafında toplanan büyük bir aile olduğumuza inanıyoruz. Bana hediye edilen tülbent ve yazmaları öpüp başıma koyma nedenim budur. Biz güneşin her doğuşunda yine olacağız. Savaşmak gerektiğinde o savaşı kazanacak güçte olacağız.
ASKERİ LİSELERİ YENİDEN AÇACAĞIZ
Milletimizin yüzde 82’si geçmişe özlem duyuyor. Bizim amacımız geleceğe yüzünü döndürmektir. Yoksulluk iktidarı sürdürme aracı olamaz olmamalıdır. Son yıllardaki itelenip kakılmamıza son vererek yeniden dünyaya örnek olacak şekilde geliyoruz. Devletin işleyiş maaliyetini düşürecek çözümlerimiz var. Devletin imkanlarının yandaşa aktarılmasına son verilmelidir. Ülkemizde bilimin gelişmesinde en büyük engel olan YÖK’ü tarihin sayfalarına göndermek bizim boynumuzun borcu olsun. Kuleli ve Işıklar Askeri Lisesi’ni yeniden açacağız.
30 MAYIS’TA SEÇİM BEYANNAMESİNİ AÇIKLAYACAĞIZ
Medeni karakteri olan şehir planlarımız hazırdır. İnsanlarımıza balık istifi yapan hastaneler yapmayacağız. Daha küçük ölçekli daha ulaşılabilir projeler yaparak gündelik hayatta yaşanan gelişmeden yanayız. Tarım ve hayvancılıkta yeni projeler hazırladık. Daha pek çok vaatlerimiz var bunları 30 Mayıs’ta sizlerle paylaşacağımız beyannamemizde paylaşacağız. Kurulurken ilan etmiştik. İyi bir Türkiye istiyoruz. Herkes çok net görüyor milletimizin yeni bir yönetime nefes almaya ihtiyacı var.
“YÖNETİM BOŞLUĞU VAR”
Hiçbir sorun onu üreten yönetimle çözülemez. Yeni bir yönetime ihtiyacımız var. Madem ki e-devlet uygulaması var devlet kendi ürettiği bilgiyi vatandaşından talep etmemelidir. Dış politika oradan oraya savruluyor. Her gün yeri kriz olamaz. Olursa orada yönetim boşluğu var. Eğitimden adalete ekonomiden yönetime çözülme var. Çünkü yönetim boşluğu var. Çocuklarımız taciz ediyor çocuklarımız öldürülüyor. Çünkü yönetim boşluğu var. Ormanlarımız yok ediliyor evcil olsun olmasın hayvanlarımız katlediliyor. Yönetim boşluğu var. Biz bu yönetim boşluğunu doldurmaya geliyoruz.
ENFLASYONDA HEDEF YÜZDE 5
Milletimize rahat bir nefes aldırmaya geliyoruz. Ayakları yere basan güven veren bir ekonomi olmadan Türkiye’yi geleceğe taşıyamazsınız. Çok önemli isimlerle işbirliği yaptık. İlk beş yılda hedefimiz enflasyonu yüzde 5’in altına düşürmek ve altyapı çalışmalarını hazırlamak olacaktır. alacağımız her karar mülkiyet haklarına saygı duyarak şeffaf olacaktır. Bütün enerjimizi üretime vereceğiz. Biz ekonomiyi siyasetçi değil güven yönetir diyoruz. Ekonomiye yüklenen faturanın bedeli vatandaşa yükleniyor. Devlet öğrencinin harcından yediği tosttan vergi alır mı alıyor. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir sistem yok.
MÜSLÜM GÜRSES’TEN ALINTI YAPTI
Kültürümüzde itibar mal ve mülk üzerinden kurulmaz. İtibar kişinin hırsızlık ve yoksullukla anılmamasıyla elde edilir. Her şeye olduğu gibi itibara da yamuk yapan bir iktidarla Türkiye 16 yıl yaşadı. Bizler tarıma sanayi gibi bakmak zorundayız. 5 yıl içinde tarım havzası almak planımız var. Toplum ikiye ayrılıyor bir tarafta helal ekmek peşinde koşan milyonlar diğer tarafta rant peşinde koşan siyaset simsarları. Büyük usta ne diyordu, “Yakarsa dünyayı garipler yakar.” Türkiye’yi de yakarsa mutfak yakar.
ÜŞÜYEN ÇOCUKLARIMIZ VAR
Çocuk üşürse millet üşür, devlet üşür. Milyarder gençlerimiz ve küresel markalarımız neden olmasın. Teknoloji üretmek lazım. Nasıl olacak iyi bir eğitim sistemi ile. Eğitime baktığımızda acı gerçek. Bugünkü sistem 21. yüzyılı kavrayamadığı gibi ayrımların kaldırılamaz bir noktaya geldiğini görüyoruz. Oysa ayrım çoukların yetenekleri arasında yapılmalıdır. Bugün birçok Türk genci dünya devlerinde ARGE merkezlerinde çalışıyor. Medya bize yer vermediği için sosyal medya ile defalarca söyledim. Üniversiteleri bölmek bir ülkeye yapılmış en büyük ihanetlerden biridir. Cumhurbaşkanı olduğumu zaman bu işlemin iptal sürecini başlatacağımı buradan ilan ediyorum.
DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİSİ
İçinde adalet olmayan adalet saraylarına ihtiyaç yok. Dış politka siyasetçilerin iki dudağı arısına sıkışmaması gereken alan olmalıdır. Türk politakası vitrine oynayan hamlelerle malup dış politika gerçeğe dönüşmemelidir. Bir krizlerden beslenen değil dünyaya örmek olacak bir dış politika politikası hazırladık. Bizler şeffaflıkla kazanmak isteyen bir dış politika uygulayacağız. Türkiye ekonomik coğrafya kavramı ile anılmalıdır. Devlet fibi davranırsanız mülteci dalgası altında kalmazsınız. 2019 Ramazan’ında Suriye’de iftar yapacağımız bir dış politika planıyla hareket ediyoruz. Türkiye büyük potansiyele sahiptir. 81 milyona değil 181 milyona rahat bir yaşam sunar. Dış işleri bürokrasisi yapılan hakaretere cevap yetiştiremez oldu. Olursa Türkiye’nin kredisini tüketirsiniz.
‘MEDYA VE İLETİŞİM ALANLARI ÖZGÜR OLMALIDIR’
Son yıllarda Türkiye ABD ilişkileri eskilerin deyimiyle çift yönlü yorgana dönmüştür. En kötü komşu sizinle kavga edendir. Savaşlara sevinemeyiz,Müslümanların bombalanmasına el ovuşturan olamayız Taşları sadece cesurlar döşer. Türkiye’yi yeni bir medeniyet çizgisine taşıyacağız. Medya ve iletişim alanları özgür olmalıdır. Demokratik katılım güçlü parlamento vazgeçilmezdir. Parlamenter sisteme geçiş için bir geçiş planı planlamaktayız. Milletimizin başı göğe değinceye kadar yürüyeceğiz. Büyük Önder Atatürk’ün dediği gibi, ‘Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar.’
AKŞENER’DEN MÜTHİŞ İDDİA
ABD'ye en çok bağırıp çağıranların çocukları, torunları Amerikan pasaportu taşıyor. Süleyman Şah'ın ölümüyle Kayı boyunun yönetimini devralan Haymana'nın Anadolu'da kendisine “nereye kadar yürüyeceğiz” diyenlere obamızın başı göğe erene kadar” dediğini hatırlattı. Kendisine soranlara da “milletimizin başı göğe değinceye kadar” yanıtını verdiğini söyledi
NÜFUS CÜZDANLARINI ÇIKARTTI
Lütfen hepiniz Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartlarınızı çıkarın. Göreyim. İşte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapusu budur. Ağa da budur, reis de budur, paşa da budur. İrade sahibi budur. 80 milyonun tamamı aynı haklara sahiptir. Ne biri diğerimizden üstün ne biri diğerimizden aşağıdır. Her hedefimiz için öyle uzun yıllar koymuyoruz. Akşener sözlerini “25 Haziran sabahına kadar Türkiye için çalışmaktan asla yılmayın, başaracağız çünkü milletimize sözümüz var. Yeter ki olumsuzluğu bir tarafa bırak yeter ki yüzünü güneşe dön…” sözleriyle bitirdi.

10 Mayıs 2018 Perşembe

Türkiye Cumhuriyeti "Cumhurbaşkanlığı" ya da "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Baş'lığı" İçin altı aday (millete karşı) birbirleri ile yarışacak (!).. (ysk-Resmi Gazete, 10 Mayıs 2018)

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) Kanun ve takvim gereği "Cumhurbaşkanı seçimi geçici aday listesi" yayımlandı.
CHP ADAYI MUHARREM İNCE: "DEVR-İ SABIK YARATILMAYACAK" (Devr-i sabık yaratmak darbelerin, darbecilerin işidir. Biz, demokrasiyi ve hukuku tesis etmeye geliyoruz. Hiç kimseye yönelik özel bir husumetimiz yoktur. Hukuk dışına taşan davranışlara da müsaade etmeyiz!..) (*)
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adayı Muharrem İnce'den YSK üyelerine tavsiye: 80 milyon onları tanımak zorunda kalmasın. Resmi Gazete'de yayımlanan YSK kararına göre, 24 Haziran'da yapılacak Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde, Cumhurbaşkanlığı için AK Parti ile MHP Grubu tarafından aday gösterilen Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP Grubu tarafından aday gösterilen Muharrem İnce'nin ve HDP Grubu tarafından aday gösterilen Selahattin Demirtaş'ın adaylık başvuruları kabul edildi.
YSK KARARI İLE ADAYLIĞI KABUL EDİLENLER:
Yüksek (?) Seçim Kurulu (YSK) kararı ile 24 Haziran 2018 günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve/veya Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Başkanlığı adaylık başvuruları kabul edilen Doğu Perinçek, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ve Vedat Öz için 4-9 Mayıs tarihlerinde 08.00-20.00 saatleri arasında ilçe seçim kurulu başkanlıklarına seçmenler tarafından yapılan başvuruların incelenmesi neticesinde, en az yüz bin seçmenin yazılı teklifiyle aday gösterilen Cumhurbaşkanı adaylarının Perinçek, Akşener ve Karamollaoğlu olduğu tespit edildi. Yapılan değerlendirme sonucu Cumhurbaşkanı seçimi geçici aday listesi alfabetik sıralamayla;
Doğu Perinçek, Meral Akşener, Muharrem İnce, Recep Tayyip Erdoğan, Selahattin Demirtaş ve Temel Karamollaoğlu'ndan oluştu.
Kararda, adayların doğum tarihleri ve mezun oldukları üniversitelerin bilgileri de yer aldı. YSK'nin yayımladığı Cumhurbaşkanı geçici aday listesine, 11 Mayıs Cuma günü saat 17.00'ye kadar itiraz edilebilecek.
14 MAYIS 1950 "DEMOKRASİ ZAFERİ" KAZANILIP, CUMHURİYET DEMOKRASİ İLE TAÇLANDIRILDIĞINDA; CUMHURBAŞKANI İSMET İNÖNÜ'DE, CELÂL BAYAR'DAN "DEVR-İ SABIK YARATILMAMASINI" TALEP VE TEMBİH ETMİŞ VE GARANTİLİ SÖZ ALDIKTAN SONRA DEVLETİ TESLİM ETMİŞTİ!.. (BU NE İŞ?..)
Devr-i sabık yaratmak darbelerin, darbecilerin işidir. Biz, demokrasiyi ve hukuku tesis etmeye geliyoruz. Hiç kimseye yönelik özel bir husumetimiz yoktur. Hukuk dışına taşan davranışlara da müsaade etmeyiz!

5 Mayıs 2018 Cumartesi

AK Parti'nin Meclis grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 316 oyla 24 Haziran'da yapılacak seçimde cumhurbaşkanı adayı gösterme kararını" ve ittifak protokolünü teslim ettiler.


VARAN-7, AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) TBMM Grubu, "24 Haziran seçiminde Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine ilişkin grup kararı aldı" ve ittifak protokolü ile karar YSK'ya verildi. 
Recep Tayip Erdoğan'ın adaylık başvurusunu yapacak ikili; Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Başkanı Devlet Bahçeli. Bu ikili Yüksek Seçim Kurulu'na giderek, "AK Parti'nin bugünkü Meclis grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 316 oyla 24 Haziran'da yapılacak seçimde cumhurbaşkanı adayı gösterme kararını" ve ittifak protokolünü teslim ettiler. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı başvurusunu cuma günü saat 11.00'de Başbakan Binali Yıldırım ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yapacağı belirtilmişti. Öte yandan Başbakan Binali Yıldırım, bugün AK Parti grup toplantısında 24 Haziran erken seçimleri için partiye başvuru yapan aday adayı sayısının 7.329 olduğunu açıkladı.
AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan

AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığı için 316 milletvekilinin imzasıyla grup kararı aldı. Kararı, Başbakan Yıldırım açıkladı. AK Parti TBMM Grubu, 24 Haziran seçiminde, Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine ilişkin grup kararı aldı. AK Parti TBMM Grubu, Cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere, Grup Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım'ın başkanlığında toplandı. Yıldırım, yaptığı konuşmada, AK Parti'nin milletin bağrından çıkarak ete kemiğe büründüğünü söyledi. AK Parti'nin hamurunun, milletin mayasıyla mayalandığını dile getiren Yıldırım, "AK Parti, bir destan yazdı, Türkiye'nin ruhu, aklı ve vicdanı oldu. Türkiye'nin değerleri AK Parti'de temsil imkanı buldu. Bugünlere ak kadrolar, sizler ve bu kutlu hareket sayesinde geldik" diye konuştu. "Siyasi rakiplerimiz seçim öncesinde şaşkın haldeyken AK Parti olarak biz yine Türkiye'nin yegane umudu olduk. Allah bu aziz milletin başını eğdirmesin" diyen Yıldırım, AK Parti'nin 81 milyona kucak açtığını, Türkiye'nin bütün renklerini kardeş bildiğini, millet iradesine, demokrasiye, hukuka sarıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, plan ve projeleri hayata geçirmek için gece gündüz çalıştıklarını vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu: "Türkiye'de sessiz devrimler gerçekleştirdik. Siyaseti güçlendirerek vesayete 'dur' dedik. Vesayet kapılarının tamamını kapatmak üzere 'Cumhurbaşkanını halk seçsin.' dedik ve halk oylaması yaptık. Vatandaşlarımız yüzde 69 ile bunu kabul etti. Milli iradenin önündeki bütün ayak oyunlarını, hileleri, tuzakları bertaraf ettik. Son vesayet odağı FETÖ başta olmak üzere her birine diz çöktürdük. İnanç özgürlüğünü kısıtlayan baskıları sona erdirdik. İnsan hakları ve özgürlükler alanını olabildiğince genişlettik. Farklılıklarımızı daima zenginlik olarak gördük. Hayatın her alanında ülkeyi kalkındırdık, refahı ülkenin her köşesine yaydık." Yıldırım, Türkiye'nin hayallerini bir bir gerçeğe dönüştürdüklerinin altını çizerek, "Millet istedi biz yaptık. Millet dedi, biz yaptık. Milletin istemediği hiçbir işi yapmadık. Dağlar gibi sorunları, dağlar gibi hizmetlere dönüştürdük. Sorunları torunlara havale etmedik. Yollar, havalimanları, köprüler, hastaneler, tüneller, barajlar yaptık" dedi.
"ARA SIRA TAKILIYOR, MAKİNA YORGUN"
Konuşmasını sürdürürken bir an duraksayan Yıldırım, kendisini kastederek "Ara sıra takılıyor, makina yorgun" esprisi yaptı. Yatırım, üretim, istihdam esaslı ekonomiyi geliştirdiklerini, Türkiye'yi 3,5 kat büyüttüklerini anlatan Yıldırım, "Asla rehavete, yılgınlığa kapılmadık. Demokratik rekabetten hiçbir zaman çekinmedik. Tam 12 kere milletin önüne gittik, milletimize hesap vermeye her zaman hazır olduk" diye konuştu.  AK Parti'nin 16 yıllık güven ve istikrar çizgisindeki başarısının, millete inanarak yol alan ak kadroların eseri olduğuna değinen Yıldırım, "Siz AK Parti ilkeleri etrafında kenetlendiniz ve bugünlere geldik. Siz ihanet şebekeleri karşısında demokrasiye, Türkiye'ye sahip çıktınız, Türkiye türbülansa düşmeden bugünlere geldik. Türkiye Cumhuriyeti'nin 65. Hükümeti'nin Başbakanı ve son başbakan olarak ülkem ve milletim adına hepinize çok teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı. Yıldırım'ın bu sözleri partiler tarafından ayakta alkışlandı.
"İHANETLER, KALLEŞLİKLER GÖRDÜK, BRÜTÜS'LER GÖRDÜK"
Bugünlere kolay gelmediklerine işaret eden Yıldırım, büyük zorlukları, badireleri aşarak bugünlere geldiklerini vurguladı. Yıldırım, şöyle devam etti: "İhanetler, kalleşlikler gördük, Brütüs'ler gördük. Eşi görülmemiş ihanetleri, saldırıları hep beraber göğüsledik. Ülkemiz üzerinde hesabı olan emperyalist tuzakları beraberce çökerttik. Karanlıkları yırta yırta, engelleri aşa aşa geldik. Cumhurbaşkanımızın şahsında ülkemize saldırdılar, her daim yanında yer alarak saldırılara karşı koyduk. Parti kapatma davasıyla, e-muhtıralarla, 17-25 Aralık yargı darbesiyle, gezi operasyonlarıyla, 6-7 Ekim kalkışmasıyla PKK bölücü terör örgütü ve FETÖ kalleşliğiyle 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla mücadele ederek bugünlere geldik. 65. Hükümet olarak Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırılarına maruz kaldığımız halde demokrasi mücadelesinden milletimizle liderimizin kararlı duruşuyla yüz akıyla çıktık. Muazzam bir liderlikle milletimizin gücüyle ülkemizi hainlere teslim etmedik. Milletin emanetine hep beraber sahip çıktık. Bayrağımıza, ezanımıza sahip çıktık. 16 Temmuz günü yaralarımızı sarmaya başlayarak yolumuza kararlı şekilde devam ettik."
"ASLA BAŞARAMAYACAKSINIZ"
Türkiye'nin kazanımlarına ilaveten yapılan hizmetlerin yok olmasına izin vermediklerini belirten Yıldırım, şunları kaydetti: "Terörle başaramadıklarını, ekonomik terörle başarmak isteyenler bilsin ki asla başaramayacaksınız. Bir değerlendirme kuruluşu, hiç programında yokken, hiç gündeminde yokken, bir gece ansızın toplanıyor, Türkiye'nin notunu düşürüyor. Not düşürürken gerekçelerine bakıyorsunuz, ipe sapa gelmeyen şeyler. Türkiye'nin gerçekleriyle uyuşmuyor, tamamen siyasi, 'AK Parti'ye nasıl zarar verebiliriz' diye seçim sürecinde, buna göre kurgulanmış bir senaryo. Reyting kuruluşları, sizin notunuzun, bizim için kıymetiharbiyesi yoktur. Bizim için not, milletin verdiği nottur. 24 Haziran da o notun alınacağı gündür." Başbakan Binali Yıldırım partisinin teşkilatlarının uyumunun, birliğinin ve beraberliğinin Türkiye'nin güvencesi olduğunu söyledi. AK Parti siyasetinin milli bir siyaset olduğunu ifade eden Yıldırım, dilinin, üslubunun milletin dili ve üslubu olduğuna işaret etti. Partililere siyaseti ve davayı anlatırken, dil ve üslup birliğini muhafaza etmelerini isteyen Yıldırım, üslubu şahsi duyguların belirleyemeyeceğini kaydetti. Yıldırım, bu süreçte zarafetten ve nezaketten asla ayrılmamaları konusunda uyararak, başkalarının kavga içerikli, kara çalma usulüyle siyaset yaptığını ama kendilerinin bundan uzak duracağını ifade etti. Partililerin dinamik ve canlılıklarını muhafaza etmelerini isteyen Yıldırım, "Ulaşamadığımız insan varsa ulaşmanın gayreti içinde olacağız. Birliğimiz, beraberliğimiz bütün ülkemizin, milletimizin geleceği ve selameti içindir. Sadece 81 milyonun değil, gönlü Türk milleti ile beraber olan yüz milyonların umut ışığıyız. Biz bir bütünüz" diye konuştu. Yıldırım, siyasi disiplinden asla ayrılmadıklarını, her eleştirinin kendilerini daha da güçlendirdiğini ifade etti. Görevi devreden partililerin de halen görev başındaymış gibi parti çalışmalarının içinde olduğunu anlatan Yıldırım, "AK Parti teşkilatları muazzam bir heyecanla 24 Haziran seçimlerine hazırdır. Şu ana kadar partimize 7 bin 329 aday adayı başvuru yapmıştır, bu bir rekordur. 5 bin 997 erkek, bin 332 kadın. 498 engelli, 468 genç kardeşimiz başvuruda bulunmuştur. Başvuru yapmayan milletvekili sayımız 23'tür. Arkadaşlarımızın tamamı adaylarımız gibi çalışacağından eminim. Partimizin bütün teşkilatı seçim sürecinin belirleyicisi olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
''ÇATIŞMA DİLİNDEN, YALANDAN İFTİRADAN SİYASETİ KORUYACAĞIZ"
Yıldırım, cumartesi günü temayül yoklamalarının netleşeceğini belirterek, bütün teşkilat mensuplarının bulundukları bölgelerde büyük bir heyecanla seçim sürecini takip ettiğini bildirdi.
Tüm teşkilat üyelerinin uyum içinde seçim kampanyasını yürüteceğini aktaran Yıldırım, "Bize yakışan milletin umutlarına, beklentilerine, hayallerine sonuna kadar sahip çıkmaktır. Türkiye'nin artık geride bıraktığı çatışma dilinden, yalandan, iftiradan siyasetimizi koruyacağız. 16 yıllık başarımızı anlatacağız ama asla gurura, kibire kapılmayacağız. Aziz milletimizi asla hayal kırıklığına uğratmayacağız" ifadelerini kullandı. Bu toplantının kendisinin son grup toplantısı olabileceğine işaret eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sizlerle ülkemizin karşı karşıya kaldığı zorlukları birlikte aşmış olmanın rahatlığı ve huzuru içindeyim. AK Parti'nin temsil ettiği bu yüce davayı hedefine taşımaya azimle, aşkla yine birlikte devam edeceğiz. Güçlü iktidar, güçlü Meclis için yeniden milletimize başvuruyoruz. AK Parti olarak geleceğin Türkiye'si için güçlü bir Meclis gurubuna ihtiyacımız var. İcra ile yasamanın uyumlu ve kalıcı bir şekilde çalışması önemlidir. Türkiye'nin bütün kazanımlarını kalıcı bir korumaya kavuşturmaya azimliyiz. Ülkemize dönük küresel ve bölgesel saldırılara karşı milli birlik ruhumuzu yönetim sistemine 25 Haziran'da taşımış olacağız. PKK, FETÖ, DEAŞ gibi ihanet odaklarının önüne set çekeceğiz. Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi Türkiye'nin ideallerini, hayallerini hep birlikte gerçeğe dönüştürmeye devam edeceğiz. Bizim siyasetimizin esası, birlik ve bütünlüktür. Bir olacağız, diri olacağı, birlikte Türkiye olacağız. Asla ayrıştıran olmayacağız, daima Türkiye büyüklüğünde düşüneceğiz. 81 milyonun hukukunu koruyacağız. Bizler bu davanın gönüllü birer neferiyiz. Ülkemize ve milletimize hizmet yoluna baş koymuşuz, Allah birliğimizi, beraberliğimizi, muhabbetimizi daim eylesin. Bütün milletvekili arkadaşlarımı, bütün teşkilatımızı, minnetle, şükranla selamlıyorum. Allah Türkiye'nin yolunu da bahtını da açık eylesin."
"BU SEÇİME EN SAĞLAM ÇATI ALTINDA GİRİYORUZ"
Binali Yıldırım, 24 Haziran'ın Türkiye için tarihi karar alma günü olduğuna değinerek, 25 Haziran'ın parlak bir istikbale atılan ilk adım olacağını vurguladı. 24 Haziran'da güçlü iktidar güçlü Meclis için milletin kararına, aklına başvuracaklarını anlatan Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye üzerinde kirli hesap yapanların oyunlarını da inşallah milletimizle birlikte bozacağız. Bu seçimlerde millet iradesi en güçlü şekilde yönetime yansıyacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tanımını yapmak gerekirse, güçlü iktidar, sürekli istikrar demektir. Ekonomik ve siyasi istikrarla Türkiye yarınlarına daha güçlü, kararlı bir şekilde yürüyecektir. Yapacak çok işimiz, ülkemizin geleceği için çok büyük projelerimiz var. Bir kez daha milletimizin emanetine talibiz. 16 yıllık iktidarımızın başarı dolu geçmişiyle milletimizden yetki isteyeceğiz. Bu seçime en sağlam çatı altında giriyoruz. Bizim çatımız millettir, bu çatı çökmez. İstikametini milletten alanın pusulası şaşmaz. Bizim ittifakımız aziz milletimizdir. Bu ittifak yeni kapı ruhunun ittifakıdır. Milletin rızasını gözetmeyen her oluşum milletçe karşılıksız bırakılacaktır. Birileri mikroskopla cumhurbaşkanı adayı arayadursun, birileri tabelasından başka hiçbir halk desteği olmayanlardan medet umsun, birileri kirli pazarlıklarla milletvekillerini piyasaya sürsün. Bizim adayımızı millet belirledi ve bu toplantımızı yaptıktan sonra bu konuda açıklamamızı kamuoyuyla paylaşacağız." Başbakan Yıldırım, yarın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kendisi ve grup başkanvekilleriyle YSK'ya gidip Cumhurbaşkanı adayı müracaatını yapacaklarını bildirdi. Bu sırada AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Faruk Çelik'in, "Aday kim?" diye seslenmesi üzerine Yıldırım, "Biraz sabır. Aday öyle hemen kolay açıklanmıyor." diye espri yaptı.  Önce grup kararı alacaklarını, birtakım usulü işlemleri yerine getireceklerini ve ardından adaylarını açıklayacaklarını belirten Yıldırım, toplantının bundan sonraki bölümüne kapalı olarak devam edeceklerini söyledi. Başbakan Yıldırım, daha sonra; AK Parti Grup Başkanı olarak kendisi ile AK Parti Grup Başkanvekilleri Mustafa Elitaş, İlknur İnceöz, Naci Bostancı, Bülent Turan ve Mehmet Muş'un imzalarını taşıyan, "Anayasası'nın 101'inci, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun 8'inci maddeleri uyarınca Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı 24 Haziran tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 316 AK Parti milletvekilinin imzasıyla aday gösterilmesini arz ve teklif ederiz" yazılı dilekçeyi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu Genel Kurul Divan Başkanlığı'na sundu. AK Parti TBMM Grup Toplantısı, Başbakan Yıldırım'ın basına açık bölümde yaptığı konuşmasının ardından, basına kapalı olarak devam etti. Basına kapalı bölümde; AK Parti Grup Başkanı Binali Yıldırım ile Grup Başkanvekillerinin imzasıyla, AK Parti Grubu Genel Kurul Divan Başkanlığı'na sunulan, "Anayasa'nın 101'inci, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun 8'inci maddeleri uyarınca Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı 24 Haziran tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 316 AK Parti milletvekilinin imzasıyla aday gösterilmesini arz ve teklif ederiz" yazılı başvuru ele alındı. Toplantıya katılan milletvekilleri, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine ilişkin pusulayı zarfa koyarak, kupalara attı.
"ÇOK ÇALIŞTIK, ÖNEMLİ HİZMETLER YAPTIK"
Toplantı, daha sonra basına açık şekilde devam etti. Başbakan Yıldırım, bu bölümde yaptığı konuşmada, AK Parti'nin 16 yıldır ülkeyi yönettiğine işaret ederek, bu süre içerisinde ülkenin kalkınması ve milletin refahı için çok çalıştıklarını, önemli hizmetler yaptıklarını ve kararlar aldıklarını anlattı. Yıldırım, "Mensubu olduğumuz siyasi geleneğin ülkede 70 yıla yakın bir geçmişi var. Demokrasi ve özgürlükler başta olmak üzere, siyasi istikrar, düzen ve kalkınma davamız, milletin refahı ve gücü bakımından çok önemlidir" diye konuştu. Başbakan Yıldırım, coğrafi konumu ve komşularla olan akrabalık ilişkilerinin, Türkiye'ye önemli bir sorumluluk yüklediğini vurgulayarak, Türkiye'nin bugüne kadar, toprak bütünlüğü, iç barışı, etnik yapısı ne olursa olsun, etrafındaki ülkelerin ve halkların huzuru için ortaya koyduğu fedakarlığı ve dayanışmayı herkesin bildiğini kaydetti. Bugünlerde şekillenmekte olan küresel düzenin, geçmişle kıyaslanmayacak ölçüde farklılıklar gösterdiğini anlatan Yıldırım, "Yerleşik ilişkiler dönüşüyor, alışkanlıklar değişiyor. Problemler ve güç mücadeleleri farklı şekiller alıyor. Bu durumda önemli soru şu: Türkiye nerede yer alacak? İmkan ve kabiliyetini en iyi şekilde kullanarak gelişen riskleri bertaraf etmek için ne yapacak? İşte bu ana mesele ve ülke yönetiminde karşı karşıya kaldığımız sınamalar, yaşanan tecrübeler geçmiş dönemin siyasi mirası bizim yönetim sistemi değişikliği yapma noktasına getirdi" değerlendirmesini yaptı.
"ÜLKEYE GİYDİRİLMEYE ÇALIŞILAN BU DELİ GÖMLEĞİNİ PARÇALADI"
16 yıl içerisinde birçok müdahaleye maruz kaldıklarını ancak 15 Temmuz darbe kalkışmasının Türkiye'ye yönelik entrika ve kumpasın en açık şekli olarak tezahür ettiğini bildiren Yıldırım, "Milletin evlatları, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde hükümetimizle beraber ülkeye giydirilmeye çalışılan bu deli gömleğini parçaladı, millet iradesi üzerinde başka bir güç tanımadığını bir kez daha kanıyla, canıyla ortaya koydu" ifadelerini kullandı. Yıldırım, 15 Temmuz şehitleri ile ülke için canını seve seve feda eden bütün şehitleri rahmetle andı, gazilere de hayırlı ömürler diledi. Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Halk oylamasında milletimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'evet' diyerek bu değişikliği onayladı. Bu karar kuvvetler ayrılığı, demokrasi ve özgürlükler temelinde daha güçlü hükümet, daha güçlü meclise sahip Türkiye'nin kapılarını açtı. Şüphesiz geleceğe Cumhuriyetin 100. yılına ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet'in kurucularının işaret ettiği muassır medeniyetler seviyesine yürürken hayalimizdeki kudretli Türkiye'nin asıl güç sahibi olarak aziz milletimiz, onun zenginliği, refahı ve güveni vardır. Meclisimizin aldığı seçim kararı, daha fazla vakit geçirmeden hükümet sistemi değişikliği güçlü Meclis için millet iradesinin oluşumuna fırsat vermiştir."
"GÜÇLÜ İKTİDAR, GÜÇLÜ MECLİS İÇİN..."
24 Haziran'ın Türkiye için tarihi bir karar günü olduğunu vurgulayan Yıldırım, bu tarihte güçlü bir iktidar, güçlü bir meclis, sürekli istikrar için milletin kararına başvuracaklarını kaydetti.
Türkiye üzerindeki kirli plan yapanların oyununu bozacaklarını bildiren Binali Yıldırım, şunları söyledi:"Millet iradesi için en güçlü şekilde yönetimin oluşmasını sağlayacağız. Ekonomik ve siyasi istikrarla Türkiye, yarınlarına daha güçlü ve kararlı gidecek. Yapacak işimiz çok, ülkemizin geleceği için çok daha büyük projelerimiz var. 16 yıllık iktidarımızın başarı dolu mazisiyle milletimizden tekrar yetki isteyeceğiz. Birileri mikroskopla cumhurbaşkanı aramaya devam etsin. Bizim adayımızı milletimiz çoktan belirledi, bizim adayımız milletin adayıdır, bizim adayımız milletin adımıdır. AK Parti olarak, kapalı grup toplantısında ittifakla aldığımız kararla Türkiye sevdalısı mazlumların hamisi Recep Tayyip Erdoğan'ı, Türkiye'nin liderini Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklıyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun." Binali Yıldırım'ın bu sözlerini, salonda bulunan bütün milletvekilleri ayağa kalkarak alkışladı. AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından önce, TBMM Genel Kurulu ile komisyonların çalışma takvimi hakkında bilgi verdi. Meclis kapanmadan görüşülecek tasarıları anlatan Elitaş, "İnşallah 25 Haziran tarihinde tekrar AK Parti Grubu olarak en yüksek çoğunluğu alıp, tek başına iş başına gelip harekete geçeceğiz" dedi.
YSK'YA BAŞVURUYU YILDIRIM VE BAHÇELİ BİRLİKTE YAPACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık muvafakatnamesini geçen hafta imzalayarak AK Parti Grup Başkanvekillerine teslim etti. AK Parti'li 316 milletvekili de geçen hafta boyunca, "Anayasa'nın 101'inci, Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu'nun 8'inci maddeleri gereğince 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı aday gösteriyoruz" başlıklı dilekçeyi imzaladı.
MHP TBMM Grubu, Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesi konusunda dün grup kararı almıştı. Başbakan Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylığına ilişkin başvuruyu Yüksek Seçim Kuruluna, yarın saat 11.00'de birlikte yapacak.

HDP (Halkların Demokratik Partisi) EŞ BAŞKANI Selahattin Demirtaş da Cumhurbaşkanlığına Aday Gösterildi.

VARAN-6, Demirtaş: 2’nci tura kalacağım ve biz kazanacağız!...
Kısa adı HDP olan Halkların Demokratik Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, seçimlerde 2’nci tura kalacağını belirterek, "Türkiye’nin aydınlık yarınları ve gerçek bir demokrasi için bütün ezilenlerin, yoksulların, ötekilerin, adalet arayanların temsili, benim şahsımda HDP'de gerçekleşecek.
Seçimi biz kazanacağız" dedi.
Halkların Demokratik Partisi Eş Başkanı Selahattin Demirtaş: 2’nci tura kalacağım ve biz kazanacağız. HDP’nin 24 Haziran’daki cumhurbaşkanlığı seçimi için aday gösterdiği, Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu (eş genel başkan) Selahattin Demirtaş, adaylığıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Açıklamalarını avukatı aracıyla paylaşarak "Bu koşullarda aday olmak benim tercihim değil" diyen HDP eski Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Demirtaş, "Beni ve arkadaşlarımı, suçsuz ve haksız yere tutuklatanların yarattığı bir sonuçtur bu. Ancak ben tutuklu da olsam halka karşı sorumluluğumu yerine getirmek için elimdeki her imkânı kullanırım. Aslında ben bir siyasi rehineyim, tutuklu falan değilim. Hakkımdaki suçlamaların tamamı konuşmalarımdan ibarettir. Bu bir hukuk rezaleti ve skandalıdır. Halkımız ve tabanımız bu skandalı kabul etmedikleri için benim ve siyasi rehine konumundaki diğer HDP'li ve DBP'li arkadaşlarımın halen onların iradesini temsil ettiğini göstermek için tabii ki seçimi kazanabilecek tek demokrat adayın da ben olduğuma inandıkları için beni önerdiler" dedi.
''HDP, YSK’DAN BAZI TALEPLERDE BULUNACAK''
Seçim kampanyasında gençlere ve kadınlara güvendiğini belirten Demirtaş, "Buradaki koşullar çok zor ve imkân adına hiçbir şey yok. Avukatlarım ve HDP, YSK'dan bazı taleplerde bulunacaklar yakın zamanda. TRT'den propaganda, mitinglere video konferans ile veya bizzat katılım gibi şeyler. Ama asıl kampanya öncüleri, genç arkadaşlarım ve kadınlar olacak" diye konuştu.
''2’NCİ TURA KALACAĞIM''
Seçimlerin 2’nci tura kalacağını vurgulayan Demirtaş, "Ben kesinlikle 2’nci tura kalacağım. Bu konuda çok iddialıyım. 2’nci turda da herkesin desteğini alacağımdan emin olabilirsiniz. Türkiye’nin aydınlık yarınları ve gerçek bir demokrasi için bütün ezilenlerin, yoksulların, ötekilerin, adalet arayanların temsili, benim şahsımda HDP'de gerçekleşecek. Seçimi biz kazanacağız. 2’nci turda herkes Demirtaş’ı görecek. Herkesin desteğini şimdiden bekliyorum. Ben saraya falan çıkmak için aday değilim. Seçilirsem Çankaya’da yürütürüm çalışmalarımı.Edirne Cezaevi’nden Çankaya'ya giden en kestirme yol, halkın vicdanından geçiyor. Ben halka güveniyorum, inanıyorum. Seçimi biz kazanacağız" dedi.
CHP’Yİ ELEŞTİRDİ
Selahattin Demirtaş, seçim ittifakı ile ilgili değerlendirmede bulunurken CHP’yi eleştirdi.
Demirtaş, şunları kaydetti: "Bu noktada CHP’nin daha açık davranması, demokrasi, birlikte yaşam ve ortak gelecek için daha iyi sonuçlar çıkarabilirdi. Bu, sonuçta kendilerinin tercihi. Bizim meşruiyetimizin sınırlarını AKP'nin trolleri değil halk belirlemiştir. Kimse de bunu yok sayamaz. CHP kendi ilkeleriyle hareket etmek yerine AKP’nin yarattığı suni korkulara teslim olmayı tercih etti. Biz buna saygı duyarız ama yanlış bulduğumuzu da söyleriz. Kaldı ki, bizim ne şiddetle ve silahla ne de ülkenin bölünmesi projeleriyle asla ilişkimiz olmadığını ve olmayacağını herkes bugün daha net görürken, CHP’nin AKP trollerine göre hareket etmesi üzücüdür. Biz kendi işimize bakacağız."
''SİSTEMİ BAŞTAN SONA DEMOKRATİKLEŞTİRECEĞİZ''
Propaganda sürecinde ’en radikal demokrasi programı’ ile sahaya ineceklerini belirten Demirtaş, şöyle dedi: "Biz en radikal demokrasi programı ile sahaya ineceğiz. Tek adam rejimine karşı sadece parlamenter sistemi savunmak yeterli değildir. Bir defa, parlamenter sistem olacaksa, bu da eskisi gibi olmaz. Siyasi Partiler Yasası, TBMM İçtüzüğü, Seçim Yasası, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, gösteri ve örgütlenme hakkı gibi konularda en demokratik değişiklikleri yapıp sistemi baştan sona demokratikleştireceğiz. Belediye ve il genel meclislerini, sivil toplumu güçlendirip yetkilerini arttıracak, yargıyı tümüyle yürütmeden ayırıp tam bağımsız hale getireceğiz. Biz seçilirsek Cumhurbaşkanı eskisinden daha sembolik bir hale gelecek. Halkın ve ülkenin birliğini, dışarıda da devleti temsil edecek; fazla da yetkisi olmayacak."
''GÜL ALENİ BİR ÇABA YÜRÜTEBİLİRDİ''
11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adaylığı konusundaki tartışmalara da değinen Demirtaş, "Tartışmaları ve gelişmeleri ben de burada izledim. Bunlar doğal tartışmalardır. Ancak daha açık ve şeffaf yürümeliydi. Bu konuda çalışma yürütenler, meşru bir iş yaptıklarını unutarak gizliliği abarttılar ve çok dar bir alana sıkıştırıp, bu görüşmeleri yürüttüler. Zaten Sayın Gül de ortaklaşma olmadığını görerek aday olmayacağını açıkladı. Sayın Gül'ün kendisi ortaklaşma bekliyor idiyse, bu doğrultuda kendisi de aleni bir çaba yürütebilirdi. Yine de kendi tercihidir, bir şey diyemem. En son açıklamasında altını çizdiği kaygıları ve dikkat çektiği noktaları önemsiyorum. Hukukun üstünlüğü, barış ve adalet için bizler de yoğun çaba sarf ediyoruz. Sanırım toplum, seçim döneminde kendisinden bu yönlü açık bir tutum bekleyecektir. Aday olmamış olması, bu sorumluluğunu yerine getirmesi noktasında engel teşkil etmiyor nihayetinde" diye konuştu.